Dünya |
Düsseldorf’ta ezan sesleri |
Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği ve Diyanet İşleri Türk İslâm Birliğinin işbirliğiyle Almanya’nın Düsseldorf şehrinde güzel ezan okuma yarışması düzenlendi. Fatih Camiinde düzenlenen yarışmaya çok sayıda davetli katıldı. Almanya’da ezan okuma yarışması
Berlİn Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği ve Diyanet İşleri Türk İslâm Birliği’nin (DİTİB) işbirliğiyle Almanya’nın Düsseldorf şehrinde güzel ezan okuma yarışması düzenlendi. Almanya genelinde bölge birincilerinin katıldığı “7. Güzel Ezan Okuma Yarışması” finalinde Köln bölgesi birinci oldu. Düsseldorf bölgesindeki Wülfrath DİTİB Fatih Cami’nde düzenlenen yarışmaya, Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri ve DİTİB Genel Başkanı Sadi Arslan, Londra Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Seyfettin Erşahin, din hizmetleri ataşeleri, DİTİB birim müdürleri ve eyalet birliklerinin başkanları, DİTİB dernekleri din görevlileri, dernek yöneticileri, öğrencilerin velileri ile çok sayıda davetli katıldı. Düsseldorf Din Hizmetleri Ataşesi İlhami Ayrancı, geleneksel hale gelen güzel ezan okuma yarışmasında bölgelerinde birinci olarak finale katılma başarısı gösteren öğrencileri tebrik etti. Din hizmetleri ataşelik bölgelerinden toplam 13 öğrencinin katıldığı ve jüri üyeleri olan Ayrancı, Essen Din Hizmetleri Ataşesi Mehmet Uçmuş, Mainz Din Hizmetleri Ataşesi İmadettin Türe, Köln Din Hizmetleri Ataşe Vekili Şaban Kondi ve Münster Din Hizmetleri Ataşe Vekili Reşat Üstün’ün dereceye girenleri seçmede oldukça zorlandığı yarışmada, Köln bölgesinden İbrahim Dindar birinciliği kazanırken, ikinciliği Münster bölgesinden Fatih Gökkaya, üçüncülüğü de Frankfurt bölgesinden Muhammet Gülen elde etti. Arslan, yarışmanın önemine dikkat çekerek, “Öncelikle böylesine önemli başarıların elde edilmesinde emeği geçen, başta din görevlilerimiz, yavrularımızın aileleri ve dernek yöneticilerimiz olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Bu tür yarışmaları çocuklarımızın kendilerini geleceğe hazırlamaları, medeni cesaretlerinin artması, dinî bilgilerinin ve genel kültürlerinin gelişmesi açısından çok önemsiyorum. Burada çok güzel bir yarışma izledik. Hepsine bundan sonraki hayatlarında üstün muvaffakıyetler diliyorum” diye konuştu.
|
24.03.2010 |
Fİlİstİn halkIna anlamlI destek |
İHH, KEYDER ve ERDAV tarafından Filistin için organize edilen “Haydi Erzincan Tut Elini Gazze Ayağa Kalksın” gecesinde Erzincanlılar tek yürek oldu. 13 Şubat Kapalı Spor salonunda düzenlenen gece Kur-ân’ı Kerim okunmasıyla başladı. Açılış konuşmasını KEYDER Başkanı Murat Aykal yaptı. Aykal, “İsrail Gazze halkına ambargo uyguluyor. Mısır’ın Refah Sınır Kapısı’nı kapatmasıyla Gazzelilerin nefes alacakları son kapı da kapatılmış oldu. Buradaki insanlar, tünellerden gelen sınırlı sayıda malzeme ile ayakta durmaya çalışıyorlar. Dünya ile bütün irtibatları kesilmiş durumda. Hiçbir şekilde insani ve hukuki olmayan bir ambargo ile karşı karşıyayız. Biz sivil toplum kuruluşları olarak sivil inisiyatif alıyoruz. Bu ambargonun artık bitirilmesini istiyoruz. Aralık 2009’da büyük bir konvoy ile ambargo delindi. ‘Son Liman Özgürlük’ sloganıyla yürütülen bu özgürlük ve yardım konvoyunun ilaç, gıda ve inşaat malzemesi götüreceğiz” diye konuştu. Gecede san’atçı Ömer Karaoğlu söylediği bir birinden güzel ezgiler geceye ayrı bir renk kattı. Filistin’e hareket edecek olan sembol geminin maketi açık artırma ile satışa çıkarıldı. Cezaevinde bir mahkûm tarafından yapılan Filistin gemisi 5 bin 750 TL’ye satın alındı.
BATI ŞERİA’DAKİ YAHUDİ YERLEŞİM MALİYETİ 17 MİLYAR DOLAR!
İsraİl’İn işgal altında tuttuğu Batı Şeria’da inşa ettiği Yahudi yerleşim birimlerinin maliyetinin yaklaşık 17 milyar dolar olduğu ortaya çıktı. Macro Politik Ekonomiler Merkezi tarafından yapılan araştırmaya göre yerleşim birimleri yollar, kamuya ait alanlar ve evlerle birlikte toplam 12 milyon metre karelik bir alanı kaplıyor. Ortadoğu barış sürecinin önündeki en büyük sorunlardan birini teşkil eden Batı Şeria’daki Yahudi yerleşim birimlerinde yaklaşık 300 bin kişi yaşıyor. Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail aşırı sağ hükümeti, bu yerleşim birimlerinin daha da büyütülmesini savunuyor. Ancak Amerikan yönetiminden gelen baskılar üzerine Netanyahu Batı Şeria’daki yerleşim birimi inşaatlarını 10 ay süreyle durdurmuş, ancak bu kez de Doğu Kudüs’ü Yahudileştirmeye hız vermişti. Uydu fotoğrafları ve diğer teknolojiler yardımıyla bir yıllık bir çalışma sonucu tespit edilen hesaplamalara göre müstakil evlerin maliyeti 9 milyar dolar, apartmanların 4,5 milyar dolar, yolların 1,7 milyar dolar ve sinagoglar ve kamu kurumlarının maliyeti ise yarım milyar dolar. |
24.03.2010 |
CLİNTON’DAN İSRAİL’E HEM ELEŞTİRİ, HEM DESTEK |
Amerİkan yönetimi, Ortadoğu barışını sürekli olarak baltalayan İsrail devletine bir taraftan iki ülkenin iyi ilişkilere sahip olduğu güvencesi verirken, diğer yandan da bunun sürdürülebilmesinin kendisine yapılan uyarıları dinlemesiyle mümkün olacağı uyarısında bulunuyor. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Yahudilerin Amerika’daki en güçlü lobilerinden birinde yaptığı konuşmada İsrail devletine hem dostluk güvencesi hem de Filistinliler ile barışın “zor ancak gerekli” olduğu mesajını verdi. Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Amerika’nın İsrail’in güvenliği ve geleceğini korumada kararlı olduğunu söyledi. ABD’deki en güçlü İsrail lobi kuruluşlarından olan Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) adlı kuruluşta konuşan Hillary Clinton, İsrail’in güvenliği ve geleceğinin korunmasında sarsılmaz kararlılık içinde olduklarını vurguladı. Ancak Clinton, Amerika’nın bölgede iki devletli çözüm isteğini de dile getirdi. Washington’daki İsrail lobisinde konuşan Clinton, Amerika’nın iki devletli çözüme kendisini adadığı için İsrail’in yeni yerleşim planlarını kınadığını açıkladı. Dışişleri Bakanı, Amerika’nın yeni yerleşim planını kınamasını “gururu kırıldığı” için değil bu tür yerleşim planlarının iki devletli çözümü amaçlayan barış görüşmelerini tehlikeye sokmasından dolayı olduğunu söyledi. Clinton, Amerika’nın İsrail ve Filistinlilerden, Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchell’in barış sürecini canlandırmak için dolaylı görüşmelerde bulunurken esneklik göstermelerini istediğini de dile getirdi. Clinton konuşmasında İsrail, Filistinliler ve bölgedeki diğer uluslar için, statükonun dışında, güvenlik ve refaha giden bir başka yol olduğunu ancak bunun için tarafların güç adımlar atmak zorunda olduklarına işaret etti. |
24.03.2010 |
Hristofyas, maaşında yüzde 10 kesinti yapıyor |
KIbrIs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, ekonomik sorunların aşılmasına katkı amacıyla maaşında yüzde 10 kesintiye gideceğini açıkladı. Basın toplantısı düzenleyerek, hükümetinin iki yıllık görev süresindeki icraatları ve özellikle ekonomi konularını değerlendiren Hristofyas, kendisinin, bakanlarının ve başkanlık personelinin ekonomik çıkmazın aşılmasına katkı amacıyla maaşlarından yüzde 10 oranında kesinti yapılması kararı aldıklarını söyledi. Hristofyas, Rum Meclis Başkanı Marios Karoyan ve milletvekillerine de aynı fedakârlıkta bulunmaları çağrısında bulundu. |
24.03.2010 |
Allavi’nin yerine başkası geçebilir |
Irak’ta 7 Martta yapılan genel seçimlerde oy sayım işlemi sürerken, eski Başbakan İyad Allavi’nin seçimleri kazanması durumunda başbakanlığa kendisinin yerine başkasının getirilme ihtimali dile getirildi. Allavi’nin başkanı bulunduğu Irak Bloku’nu oluşturan gruplardan Tecdid Listesi’nin sözcüsü Şakir Kitab, Allavi’nin başbakanlığına Irak Bloku’nu oluşturan diğer gruplardan itiraz gelmesi durumunda başkasının bu göreve getirilebileceğini söyledi. Asvat El Irak haber ajansına açıklamada bulunan Kitab, ‘’Allavi’nin annesi Lübnanlıdır ve anayasal şartlar onun yerine başkasının bu göreve getirilmesini gerektirebilir’’ dedi. Kitab, Tecdid Listesi’nin yine de Allavi’nin başbakanlığa adaylığını desteklediğini vurguladı. |
24.03.2010 |
Irak’ta yeni bir toplu mezar |
Irak İnsan Hakları Bakanlığı, devrik Devlet Başkanı Saddam Hüseyin döneminden kalma bir toplu mezar bulunduğunu bildirdi. Bakanlık sözcüsü Kamil Amin, Şii ayaklanmasının bastırıldığı 1991 dönemine ait mezarın, ülkenin güneyindeki Maysan vilayetinde sulama projesiyle ilgili çalışmalar sırasında ortaya çıkarıldığını belirtti. Amin, mezardan 20 kadar kişinin kalıntısının çıkarıldığını ifade ederken, projenin kazı çalışmaları tamamlanıncaya kadar askıya alındığı kaydedildi. Saddam Hüseyin’in birinci Körfez Savaşında yenilgiye uğramasından sonra güneydeki Şiiler ayaklanmış, ancak ayaklanma bastırılmıştı. Olaylarda yüz binlerce kişinin hayatını kaybettiği sanılıyor. |
24.03.2010 |
Nazi savaş suçlusuna ömür boyu hapis |
Nazİ savaş suçlusu Heinrich Boere (88), İkinci Dünya Savaşı sırasında 3 sivili öldürmekten ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Boere, Aachen Eyalet Mahkemesindeki dâvâda suçunu itiraf ederek, 1944 yılında SS subayı olarak 3 Hollandalı sivili öldürdüğünü söylemişti. Mahkeme, verdiği ömür boyu hapis cezası ile savcılığın talebini kabul etti. Boere’nin avukatları, dâvânın durdurulması talebinde bulunmuştu. |
24.03.2010 |
Afgan mültecilerin sayısı her geçen yıl artıyor |
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), geçen yıl sığınma talebinde bulunan Afganların sayısında bir önceki yıla oranla büyük artış olduğunu bildirdi. BMMYK sözcüsü Melissa Fleming, 2009’da 26 bin 800 Afganın sığınma başvurusunda bulunduğunu, bu sayının önceki yıl 18 bin 500 olduğunu belirtti. Fleming, artışın sebebinin, ülkede devam eden şiddet olayları olduğunu kaydetti. BMMYK’ya göre bu yıl 24 bin Iraklı sığınma talebinde bulunurken, üçüncü sırada 22 bin 600 başvuruyla Somalililer yer aldı. Bunların kaçına sığınma hakkı verildiği ise açıklanmadı. Öte yandan Güney Kore’nin ilk kez bir mülteciye vatandaşlık hakkı verdiği bildirildi. Seul’ün, 2001 yılında Güney Kore’ye kaçan 38 yaşındaki Etiyopyalıya vatandaşlık verdiği ifade edildi. |
24.03.2010 |
Afganistan’da çığ: 35 ölü |
Afganİstan’In kuzeydoğusundaki Badakşan vilayetinde çığ düşmesi sonucu aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 35 kişi öldü. Valilik sözcüsü, felâketin dün gece Afganistan’ın Çin, Pakistan ve Tacikistan ile sınırındaki uzak bölgesinde meydana geldiğini belirterek, bölgedeki 5 evin çığ altında kaldığını bildirdi. Afganistan’ın en yoksul bölgelerinde olan vilayette havaların ısınmasıyla çığ düşmesiyle sık karşılaşılıyor. Kabil’in kuzeyinde geçen ay bir dağ geçidinde çığ düşmesi sonucu araçlardaki onlarca kişi hayatını kaybetmişti. |
24.03.2010 |
Kırgızistan içme suyu sıkıntısı yaşıyor |
KIrgIzİstan’In güneyindeki Batken ve Oş eyaletlerinde halkın büyük bölümü içme suyu sıkıntısı çekiyor. Oş Belediye Başkanı Melisbek Mırzakmatov, Oş kentinde nüfusun yüzde 90’ının günlük hayatında içme suyu sıkıntısını çektiğini söyledi. Mırzakmatov, kent nüfusunun sadece yüzde 10’unun içme suyuna sorunsuz ulaştığını belirterek, içme suyu sıkıntısının kentin en önemli sorunları arasında geldiğini ifade etti. Mırzakmatov, özellikle bahar aylarında tarla sulama döneminde vatandaşların su sıkıntısının daha fazla arttığını kaydetti. Bölgede arıtma tesislerinin sayısının çok az olduğuna dikkat çeken Mırzakmatov, şehirde sadece iki kuyu arıtma ünitesinin bulunduğunu belirtti. |
24.03.2010 |
Darbeler, demokrasiyi sürekli sekteye uğrattı |
BEDİÜZZAMAN Haftası faaliyetleri kapsamında Bedüzzaman Hazretlerinin ölümünün 50. yıldönümünde İzmit Temsilciliğimiz tarafından Sabancı Kültür Merkezi’nde “Toplum ve Gençlik” konulu bir panel düzenlendi. Program, Said Nursî Hazretlerinin hayatını anlatan video gösterimi ile başladı. Video gösteriminin ardından Kur’ân-ı Kerim okundu. daha sonra konuşmalara geçildi. Panelde ilk olarak söz alan gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin peygamber ocağı olduğunu belirterek, “Ordu eğer gücünü ihtilâller için kullanırsa, bizim ona haddini bil, kışlana çekil deme hakkımız var” dedi. Kutlular’ın bu sözleri, salonu hınca hınç dolduran davetliler tarafından uzun süre alkışlandı. Kutlular, Said Nursî Hazretleri’nin gerçek manada milletin hakim olduğu demokrasi ile taçlanmış dindar bir cumhuriyeti savunduğunu belirterek şöyle devam etti: “Said Nursî, cezaevlerinde yatmış, ama doğru bildiğinden hiç şaşmamış. Biz de onun yolundan ilerliyoruz. Ülkemizde ne zaman demokrasi kelimesi ön plana çıksa TSK’nın darbeleriyle sekteye uğradı. Şimdi de bu durum değişmedi.”
MİLLET İRADESİ HAKİM OLSUN Milletin seçtiği siyasî iradenin, Anayasayı değiştirmek istediğini ama değiştiremediğini hatırlatan Kutlular sözlerini şöyle sürdürdü: ”11 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi kendisini milletin iradesinden üstün görerek, değişimi engelliyor. Balyoz planları ve benzeri şeyler sürekli ortaya çıkmaya başladı. Said Nursî bunlara karşı çıktı. İnsanların hayvanlaşamayacağını anlatmaya çalıştı. Ama bedelini hapis yatarak ödedi. Bunu Allah için yaptı. “Önceden Said Nursi`nin eserlerini almak, okumak bile suçtu, şimdi bu konuda rahatız. Biz Avrupa Birliği’ne girilmesi için destek oluyoruz. Bu ülkede demokrasi olsun istiyoruz. Ama insanlar seçtikleri siyasî iradeye darbe yapanlara tepkisini koymuyor. Bakın milletin seçtiği bir başbakanla iki bakanını ihtilâlde darağacına verdik.” Kutlular`ın konuşmasının ardından, yazarımız İslâm Yaşar, “Toplum ve Gençlik” konulu bir konuşma yaptı. |
24.03.2010 |
İnsanı insan yapan en büyük değerlerden biri hürriyettir |
DÜZCE Yeni Asya Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen ‘Said Nursî ve Demokratik Açılım’ konulu konferansa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Düzce 18 Temmuz Spor Salonu’nda konferansa konuşmacı olarak, Genel yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz, Av. Kadir Akbaş, Prof. Dr. Mehmet Altan, Latif Salihoğlu, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular katıldı. Katılımın yoğun olduğu konferans Kur’ân-ı Kerim okunması ile başladı. Programda konuşan Mehmet Kutlular, “İnsanı insan yapan en büyük değerlerden biri hürriyettir” dedi. Cumhuriyet adı altında bir baskı rejiminin kurulduğunu hatırlatan Kutlular, demokrasiyi kesintiye uğratan ihtilâlleri de eleştirdi. Said Nursi'nin demokratik açılıma temel oluşturacak görüşlerini geniş şekilde aktaran Kâzım Güleçyüz de Türkiye'deki dayatmacı ve ayrımcı zihniyetin hem devleti, hem toplumu tıkadığını vurgulayarak, “Bu tıkanıklıktan tek çıkış yolu, Said Nursî modelidir” dedi.
REJİM MAĞDUR ÜRETMEMELİ
PANELDE konuşan Prof. Dr. Mehmet Altan da, ‘demokratik açılımı’ konuşurken 12 Mart 1971 muhtırasının 39.’uncu yılı olduğunu belirterek, “Demokratik açılım olabilmesi için rejimin mağdur üretmemesi lazım. Aynı zamanda da mağdurun diğer mağdura da yan bakmayacağı, hepsinin mağduriyetinin sistemden kaynaklandığını ve mağdurların tüm mağduriyetlerinin ortak bir özgürlük alanıyla giderilebileceğine inanması lazım. İnsanoğlu bu gün dünyanın en kutsal canlısı, insanoğlunun doğuştan elde ettiği haklar var. Bunlar devredilemez haklardır” şeklinde konuştu. Latif Salihoğlu ise son dönem Osmanlı tarihinden örnekler verdiği konuşmasında Bediüzzaman'ın görüş ve yaklaşımlarını anlatırken, onun özellikle ırkçı yaklaşımlara karşı çıkıp, Türkler ve Kürtler başta olmak üzere farklı etnik menşelerden gelen insanları İslâm kardeşliği ortak paydasında birleştiren tesbitlerine dikkat çekti. |
24.03.2010 |