Kültür-Sanat |
Divriği Ulu Camii kurtarılacak |
BİRLEŞMİŞ Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilâtı UNESCO’nun ‘’Dünya Kültür Mirası’’ listesinde yer alan Sivas’ın Divriği ilçesindeki Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın doğu cephesinde, binaya baskı yapan toprak eğiminin kaldırılması için kurtarma kazısı yapılacak. Sivas Müze Müdürü Yüksek Sanat Tarihçisi Yusuf Altın, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası’nın doğu cephesinde bir kurtarma kazısı yapılacağını söyledi. Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından alınan kararda Müze Müdürlüğü denetiminde Divriği Ulu Camii’nin doğu cephesinde baskı yapan toprağın kaldırılmasının gündeme geldiğini ifade eden Altın, ‘’Bunun üzerine Müdürlüğümüz yaklaşık maliyet çalışmalarını tamamlayarak, ödenek kısımlarını Bakanlığımıza arz etti. Ödenek aktarımını müteakip, Mayıs ayı içerisinde kazı çalışmaları başlayacak’’ diye konuştu.
DİVRİĞİ ULU CAMİİ VE DARÜŞŞİFASI
ANADOLU beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde, hükümdar Süleyman Şah’ın oğlu Ahmed Şah tarafından 1228’de yaptırılan Divriği Ulu Camii ve caminin bitişiğine Behram Şah’ın kızı Melike Turan Melek tarafından aynı yıl yaptırılan darüşşifa, inanç ve tarih turizmi açısından önemli bir eser olarak gösteriliyor. UNESCO’nun ‘’Dünya Kültür Mirası’’ listesinde, Türkiye’den 9 tabiî ve kültürel varlık arasında ilk 3’te yer alan, ‘’Görmeden Ölmeyin’’ sloganıyla tanıtımı yapılan Ulu Camii ve Darüşşifası, özgün mimarisi, estetik, kültürel ve evrensel değeriyle 13. yüzyılda kadın-erkek eşitliğini de simgeleyen anıt olarak nitelendiriliyor. Avrupalı bilim adamlarınca ‘’Anadolu’nun El-Hamrası’’ olarak görülen tarihî yapı, mimarî yapısıyla başta san'at tarihçileri olmak üzere mimar ve mühendisleri büyülüyor. |
22.03.2010 |
Rize’de, sepetçilikle uğraşan kişi kalmadı |
RİZE'DE sepetçilikle uğraşan Süleyman Yılmaz, sepetin Karadeniz yöresinin tarihî bir mirası olduğunu, ancak geçmiş yıllardaki gibi sepet ustası kalmadığını söyledi. Mayıs ayında açılacak olan 2010 çay sezonu öncesi, sezondan beklentileri hakkında görüşlerini dile getiren Yılmaz, “Nisan ayında işlerimizin iyice artmasını bekliyoruz. Kış boyu sinek avladık. Eskisi kadar rağbet olmasa da sepet satışlarımızın açılacak çay sezonu ile artacağını düşünüyorum” dedi. Özelliklerini değerini kaybetmeye başlayan çay sepetlerinin turizm amaçlı alındığını söyleyen sepet ustası, sepetlerin yüksek kesimlerdeki köylerden müşteri bulduğunu söyleyerek, “Çay bezleri sepet yerini aldı. Ancak az da olsa yüksek kesimdeki köylerden gelen vatandaşlarımız veya ilgisini çeken turistler maket sepetlerden almakta.“ diye konuştu. Yöre’de sepetçilik mesleğinin günden güne bittiğini söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti; ‘’Rize de bu işi yapan bir iki esnaf kaldık. 10-15 yıl önce aşırı derece de ilgi vardı. Çay elle toplandığı zaman iyi sepet satışları olmaktaydı. Organik çaya geçilmesi ile birlikte inanıyorum ki elle toplanacak olan ürünler için yeniden sepetler gündeme gelecek. Sepet yöremizin tarihî bir kalıntısıdır.” |
22.03.2010 |
Yeni Asya, 4. Ankara Kitap Fuarı'nda |
DÖRDÜNCÜ Ankara Kitap Fuarı, Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) açıldı. Fuarda Yeni Asya Neşriyat’ın kitapları 28 No’lu stantta satışa sunuldu. Özellikle yeni tanzimli Risâle-i Nur Külliyatı, üç ciltlik Risâle-i Nur’dan Portreler, metni ve mealinin karşılıklı sayfalarda yer aldığı bilgisayar hatlı Kur’ân-ı Kerim ve açıklamalı meali ile yeni çıkan kitaplarımız okuyucuların ilgisini çekiyor. Fuara katılan Yeni Asya Neşriyat yayınları, ilk gün yoğun ilgiyle karşılaştı. “Her yaşam bir kitaptır” sloganıyla Eylül Fuarcılık tarafından organize edilen 4. Ankara Kitap Fuarını önceki yıllarda 100 binin üzerinde okuyucu ziyaret etmişti. 100’ün üzerinde kitapevinin katıldığı fuar, 28 Mart tarihine kadar devam edecek. Fuar 10.00-20.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. |
22.03.2010 |
Çanakkale’ye Avustralyalı bir bakış |
AvustralyalI tarihçi Prof. Dr. Adrian Jones, ‘’Trajik kahramanlıklar, savaşlar, genç hayatları heder eder’’ dedi. Prof. Dr. Jones, Bilecik Üniversitesince (BÜ) düzenlenen ‘’Çanakkale Savaşları’na Avustralya’dan Bir Bakış’’ konulu konferansta Türkçe yaptığı konuşmada, 1915 yılı Nisan ayında Arıburnu sahilinde ve Ağustosta Anafartalar’da kahramanca, başarılı bir savunma yapıldığını söyledi. Anzakların 1915 yılının Ağustos ayında bozguna uğradığını ifade eden Prof. Dr. Jones, ‘’Savaşlar hayatları heder eder. Birinci Dünya Savaşı’nda Denizli’den ölenlerin dörtte biri Denizli Lisesi öğrencileriydi. Ölenlerin yaşları 16 ile 25 arasındaydı. Trajik kahramanlıklar, savaşlar genç hayatları heder eder’’ dedi. Eskiden insanların ‘’biz kimiz’’ sorusuna cevaplarının çok farklı olduğunu anlatan Jones, şunları kaydetti: ‘’Büyük dedem Birinci Dünya savaşı öncesinde kendini Britanyalı kabul ediyordu. Ama savaşın sonrasında kendini bir Avustralyalı olarak gördü. Şimdi biz, eskiden bir emperyalist olduğumuzu unutuyoruz.’’ BÜ Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan ise, ‘’Türkiye topraklarının düşmanlarını dost edinen kültüre sahip olduğunu’’ belirtti. Prof. Dr. Özcan, şöyle devam etti: ‘’Bizim ülkemizi, topraklarımızı işgal etmeye gelen insanları dahi burada ana şefkatiyle bağrımıza basabiliyorsak, bunu bir kez daha dünyaya anlatmamız lâzım. Bugün geldiğimiz nokta, hem bizim kimliğimizin hem de Avustralya’nın, Yeni Zelanda’nın kimliğinin oluşmasında anahtar bir noktadır. Bizimle savaşmaya gelen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerler, belki ‘kimlik nedir’ sorusunun cevabını daha net öğrenip ülkelerine döndüler.’’ BÜ Rektörü Özcan, konferans sonrasında Prof. Dr. Jones’e Bilecik Üniversitesinin ambleminin bulunduğu anı tabağı hediye etti. |
22.03.2010 |
Okuma Tiyatrosu seyircisi ile buluşuyor |
KOCAELİ Şehir Tiyatroları, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Haftası dolayısıyla yoğun bir program hazırladı. Şehir Tiyatroları yarından itibaren bir hafta süreyle 5 oyunun metinlerini Okuma Tiyatrosu seyircisi ile buluşturacak. Tiyatro Düşünce Birimi tarafından projelendirilen Okuma Tiyatrosu bugün saat 18.00’de seyirci ile buluşacak ve ilk olarak Sophokles’in “Antigone” adlı eseri okunacak. Okuma Tiyatrosu’nda 23 Mart Salı günü “Macbeth”, 24 Mart Çarşamba günü “Müfettiş”, 25 Mart Perşembe günü “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” ve 26 Mart Cuma günü de “Derviş ve Ölüm” adlı oyunların metinleri okunacak. Oyunların metinleri Şehir Tiyatroları’nın başarılı oyuncuları tarafından seslendirilecek. Program İzmit Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde yapılacak. |
22.03.2010 |
‘Sokrates’in son gecesi’ Ankara’da |
İSTANBUL Devlet Tiyatrosu’nun ödüllü oyunu ‘’Sokrates’in Son Gecesi’’, 23-27 Mart tarihleri arasında Küçük Tiyatro’da Ankaralı sanatseverlerle buluşacak. İsmail Bekir Ağlagül’e 2009 Tiyatro Tiyatro Dergisi ‘’Yılın Çevirmeni Ödülü’’, Yüksel Aymaz’a 2009 Afife Jale ‘’Yılın En İyi Işık Tasarımı Ödülü’’, Melek Baykal’a Sanat Kurumu’nun 2008–2009 sezonu ‘’En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’’nü kazandıran oyun, 23-27 Mart tarihleri arasında Küçük Tiyatro’da sahnelenecek. Oyunun konusu özetle şöyle: ‘’Sokrates’in baldıran zehrini içmeye hazırlandığı son gece, gardiyanı için büyük bir fırsattır. Bu sayede ünlü filozofun hem son anlarına tanıklık edecek, hem de cebini doldurabilecektir. Demokrasi, iktidar, oligarşi, savaş, adalet gibi kavramların sorgulandığı tartışma, Sokrates’in karısının gelmesiyle başka bir noktaya taşınır. Artık kimin gardiyan kimin Sokrates olduğunun karıştığı gecede, olaylar istenmeyen ve beklenmeyen şekilde gelişir.’’ |
22.03.2010 |