Dünya |
Rachel’in ailesi İsrail’e dâvâ açtı |
Bir İsrail buldozeri tarafından 2003 yılında Refah kentinde öldürülen Filistin eylemcisi Rachel Corrie’nin ailesi, İsrail’e dâvâ açtı. Rachel’in ailesinin İsrail Savunma Bakanlığına karşı açtığı sivil dâvânın ilk duruşması, Rachel’in ölüm yıldönümünden çok kısa bir süre önce 10 Mart’ta İsrail’in Hayfa kentinde görülecek. Ailenin dört şahidi var. Rachel dâvâsı başlıyor
BİR İsrail buldozeri tarafından 2003 yılında Refah şehrinde öldürülen Filistin eylemcisi Rachel Corrie’nin ailesi, İsrail’e dâvâ açtı. Yedi yıl önce öldürülen Rachel’in ailesinin İsrail Savunma Bakanlığı’na karşı açtığı sivil dâvânın ilk duruşması, Rachel’in ölüm yıldönümünden çok kısa bir süre önce 10 Mart’ta İsrail’in Hayfa şehrinde görülecek. Washington’a bağlı Olympia’da yaşayan Rachel’in anne ve babası Cindy ve Craig Corrie, kızlarının bir buldozer tarafından öldürüldüğüne dair 3 İngiliz ve 1 Amerikalıdan oluşan dört de şahitlerinin olduğunu belirtiyorlar. Rachel gibi Uluslararası Dayanışma Hareketi’ne mensup olan görgü şahitlerinin dördünün de İsrail’e girmesi yasak. Ancak dâvâda ifade kullanmak üzere İsrail’e girecekleri kaydedildi. Ailenin avukatlığını yapan Hüseyin Ebu Hüseyin mahkemenin, Rachel’in ölümünün bir kaza olup olmadığına karar vereceğini kaydetti. İsrail ordusu, Rachel’in ölümünün bir kaza olduğunu açıklamıştı. Aile, dâvâ lehlerine sonuçlanması halinde zarar tanzimi talep edecekler. İsrail ordusu, Rachel’in ardından yaptığı incelemede buldozeri kullanan şoförün, makinenin çıkardığı pisliklerden dolayı Rachel’i görmediğini rapor etmişti. Raporda Uluslararası Dayanışma Hareketi de İsrail tarafından “illegal, sorumsuz ve tehlikeli” hareket etmekle suçlanmıştı. Rachel’in ailesi, 2007 yılında da Caterpillar şirketine de İsrail’e sattığı iş makinelerinin insan hakları ihlallerinde kullanıldığını bildikleri için dâvâ açmıştı.
|
25.02.2010 |
Hamas liderinin oğlu İsrail hesabına çalıştı |
İsraİl’İn Haaretz gazetesi, Hamas’ın kurucularından ve önde gelen isimlerinden Şeyh Hasan Yusuf’un oğlunun yıllarca, İsrail’in iç güvenlik servisi Şin Bet (Şabak) için çalıştığını yazdı. Haaretz, Batı Şeria’daki Hamas liderlerinden Şeyh Hasan Yusuf’un, Hristiyanlığı seçen oğlu Musab Hasan Yusuf’un, örgüt içindeki en önemli kaynaklarından biri olarak ve 10 yıldan fazla süreyle Şin Bet’e hizmette bulunduğunu öne sürdü. Musab Hasan Yusuf’un, İsrail’e verdiği istihbaratla birçok hücrenin ortaya çıkarılmasını sağladığı, ayrıca onlarca intihar eylemiyle suikast girişiminin de önlendiği ifade ediliyor. Haaretz, bilgilerin, ABD’de gelecek hafta piyasaya çıkacak olan, Musab Hasan Yusuf’un hatıralarını kaleme Ron Brackin’in “Hamas’ın Oğlu” adlı kitapta yer aldığını da belirtti. Halen 32 yaşındaki Musab, 10 yıl kadar önce Hristiyanlığa yöneldikten sonra, 2007 yılında Batı Şeria’yı terk ederek ABD’ye gitmişti. Musab halen Kaliforniya’da yaşıyor. Hatıralarına göre Musab Hasan Yusuf, Şin Bet’in Hamas liderliği içindeki en önemli kaynaklarından biri olarak değerlendirildi ve kod adı da “Yeşil Prens” oldu. |
25.02.2010 |
Livni, Dubai’deki suikastı övdü |
İsraİl’de muhalefetteki Kadima partisinin lideri, eski Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Dubai’de Hamas komutanlarından birinin İsrail ajanları tarafından düzenlendiğinden şüphelenilen bir suikastla öldürülmesinin, “terörle mücadele için iyi bir haber olduğunu” söyledi. İsrail’den önemli bir ismin bu yönde bilinen ilk açıklamasında Livni, “Gerçek olan bir teröristin öldürüldüğüdür; Dubai’de ya da Gazze’de olmasının bir önemi yok. Bu terörizmle mücadele için iyi bir haber” ifadesini kullandı. Livni, Kudüs’teki bir konferansta yaptığı konuşmada, zanlıların sahte Avrupa pasaportları kullandığının belirlenmesiyle İsrail ajanlarından şüphelenilen suikastın arkasında kimlerin olduğuna ilişkin ise bir yorumda bulunmadı. “Bütün dünya terörle mücadele edenleri desteklemeli” diyen Livni, “Terörizm ile bununla mücadele edenleri karşılaştırmak gayri ahlâkî” diye konuştu. Hamas’ın askerî kanadının kurucularından Mahmud El Mabhuh, 20 Ocakta Birleşik Arap Emirlikleri’nden Dubai’de bir otelde, elektrik verilerek ve boğularak öldürülmüş halde bulunmuştu. Dubai polisi, uluslar arası polis teşkilâtı (İnterpol) tarafından kırmızı bültenle aranan 11 suikast zanlısının İngiliz, İrlanda, Fransız ve Alman pasaportları taşıdığını belirlemişti. |
25.02.2010 |
Hocalı şehitleri Astana’da anıldı |
Azerbaycan’In Kazakistan Büyükelçiliği, Ermeni güçlerinin 25-26 Şubat 1992 tarihinde yaptığı Hocalı katliâmının yıl dönümü dolayısıyla anma programı düzenledi. Büyükelçi Latif Gandilov, Astana’daki Ekonomi Üniversitesi salonunda düzenlenen programda yaptığı konuşmada, Ermenilerin bölgeye Rusya’nın desteğiyle girdiğini, 2 bin 500 Azerbaycan vatandaşını bölgeden çıkardığını ve 63’ü çocuk, 106’sı kadın 613 kişiyi şehit ettiğini ifade ederek, “Bu katliâm dünyanın gündeminden çıkmamalı” dedi. Ermenistan’ın bölgedeki varlığını sürdürdüğünü anlatan Gandilov, “Olanlara rağmen biz barıştan yanayız ve bu meselenin barışçı yollardan çözülmesini istiyoruz. Aksi takdirde Cumhurbaşkanımız Sayın İlhan Aliyev’in dediği gibi gerekirse topraklarımızı savaş yoluyla da geri alırız. Azerbaycan güçlü ekonomisi ve ordusuyla bunu yapmaya kadirdir” diye konuştu. |
25.02.2010 |
Endonezya’da facia: 15 ölü |
Endonezya’nIn Cava adasında meydana gelen toprak kaymasında ölenlerin sayısının 15’e çıktığı bildirildi. Batı Cava’nın Ciwidey bölgesindeki Tenjoljaya Köyü yakınında bulunan yamaçtaki çay tarlalarında meydana gelen toprak kaymasında, 57 kişinin de hâlâ toprak altında bulunduğu belirtildi. Kurtarma çalışmalarının sürdüğü, 15 kişinin de felâketten yaralı kurtulduğu belirtildi. Günlerdir yağan yoğun yağmur yüzünden dağ yollarının bozulması sebebiyle kurtarma araç ve ekiplerinin bölgeye gitmekte güçlük çektikleri, yeni toprak kaymalarının olabileceği belirtiliyor. Çalışmalarının sürdüğünü belirten yetkililer, toprak altında kalanların şimdiye kadar ölmüş olabileceğinden endişe ettiklerini söyledi. Toprak altında kalan kesimde bir çay işletmesi ve bu işletmenin ofisi de yer alıyordu. |
25.02.2010 |
GOLDSTONE RAPORU BM’DE |
İsraİl ve Filistin tarafına, Aralık 2008-Ocak 2009’da Gazze’deki çatışmalar sırasında işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili olarak bağımsız ve güvenilir soruşturmalar yürütmelerini isteyen Goldstone raporu doğrultusunda, 5 ay daha ek süre verilmesi BM gündemine geldi. BM Genel Kurulu Sözcüsü Jean Victor Nkolo gazetecilere yaptığı açıklamada, Genel Kurul’un Cuma günü toplanarak Gazze soruşturmaları konusunda BM’deki Arap ülkeleri tarafından hazırlanan karar tasarısını görüşebileceklerini belirtti. Nkolo, cuma gününün kesin bir tarih olmadığını, halen karar tasarısı üzerinde görüşmelerin BM’ye üye devletler arasında devam ettiğini ifade etti. Arap ülkeleri tarafından 192 üyeli BM Genel Kuruluna sunulan karar tasarısında, İsrail ve Filistin taraflarına Goldstone raporu doğrultusunda kendilerinden Gazze çatışmaları sırasında savaş suçları da dahil işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili olarak bağımsız ve güvenilir soruşturmalar yürütmeye devam etmeleri isteniyor ve bu amaçla iki tarafa da 5 ay kadar ek bir süre tanınıyor. Genel Kurulun karar tasarısı üzerinde müzakerelerini Cuma’ya dek tamamlaması halinde karar tasarısının Kurulda bu Cuma oylamaya sunulabileceği belirtiliyor. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Gazze soruşturmalarıyla ilgili hazırladığı ve Kurul’a bu ay başında sunduğu raporda, iki tarafta da soruşturma sürecinin devam ettiğini belirterek, Filistin ve İsrail tarafının güvenilir ve tarafsız soruşturmalar yürütüp yürütmedikleri konusunda karara varamadığını belirtmişti. |
25.02.2010 |
Libya da vizeleri kaldırdı |
Türkİye ile Libya arasında imzalanan karşılıklı vize muafiyeti anlaşması, Resmî Gazetenin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. İki ülke arasında 25 Kasım 2009 tarihinde Trablus’ta imzalanan “Türkiye Cumhuriyeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Büyük Cemahiriyesi Arasında Vizenin Karşılıklı Olarak Kaldırılmasına Dair Mutabakat Zaptı”nın onaylanmasının, 21 Ocakta Bakanlar Kurulu’nca kararlaştırıldığı bildirildi. Buna göre her iki ülke vatandaşlarından diplomatik, hususî, hizmet ve umuma mahsus pasaport taşıyanların yanı sıra denizadamı cüzdanı veya uçak mürettebatı için seyahat belgesi taşıyanlar vizeden muaf tutulacak. |
25.02.2010 |
Hindistan ve Pakistan barış için bir araya gelecek |
Hİndİstan sınır muhafızları, iki ülke arasında 2008 yılından bu yana yapılması öngörülen ilk resmî görüşmenin sadece bir gün öncesinde Pakistan sınırından askerlerine ateş açıldığını bildirdi. Sınır muhafızları sözcülerinden Vinod Şarma, Keşmir’in güneyindeki Samba bölgesinde Pakistan sınırından bu sabah erken saatlerde açılan ateşte bir askerin yaralandığını söyledi. Pakistan ise askerlerinin ateş açtığı yönündeki iddiaları reddetti. Askerî bir sözcü, iki tarafın bölge komutanlarının konuyu görüşmek üzere bugün ilerleyen saatlerde bir araya geleceklerini bildirdi. Hindistan ve Pakistan dışişleri bakanları, 2008 yılında 166 kişinin ölümüne sebep olan Mumbai saldırılarının ardından iki ülke arasında kesintiye uğrayan barış sürecini ele almak üzere yarın bir araya gelecek. Hindistan, şubat ayı başlarında, 2008 yılında kesintiye uğrayan müzakerelerin dışişleri bakanları düzeyinde yeniden başlatılması teklifinde bulunmuş, Pakistan da bu teklifi kabul etmişti. Pakistan ile Hindistan arasında, başta terörizm olmak üzere Keşmir ve su kaynaklarının paylaşımı gibi konularda görüş ayrılıkları bulunuyor. |
25.02.2010 |
Pakistan’da bir Taliban komutan daha yakalandı |
Pakİstan Taliban Hareketi’nin (TTP) önemli komutanlarından Selab kod adlı Ömer Abdarrahman’ın Karaçi şehrinde tutuklandığı bildirildi. Federal istihbarat kaynaklarının verdikleri bilgiye göre, TTP komutanının evinde örgüte ait çok sayıda patlayıcı, silâh, intihar yeleği ve doküman ele geçirildi. Geçen hafta başında Taliban’ın iki numaralı ismi Molla Baradar’ın Karaçi’de yakalanıp sorgulanmasıyla birlikte El-Kaide ve Taliban örgütünün üst düzey yöneticilerine karşı güvenlik güçlerinin operasyonları hız kazandı. |
25.02.2010 |
ABD’nin Tayvan’a silâh satışı Çin’i kızdırdı |
ABD’nİn Tayvan’a 6,4 milyar dolarlık silâh satış kararı nedeniyle Çin’in ABD ile yapılacak bazı üst düzey askeri görüşmeleri ertelediği bildirildi. Reuters ajansının ABD Savunma Bakanlığı yetkililerine dayandırarak verdiği haberde, Çin Genelkurmay Başkanı’nın Washington’a yapacağı planlı ziyaret ile yine üst düzey bir askerî grubun ABD ziyareti ertelendi. Aynı şekilde ABD’nin Pasifik Donanması Komutanının Çin’e yapacağı planlı bir ziyaret de askıya alındı. Çin’in ayrıca zamanı kesinleşmemiş bazı iki taraflı faaliyetlerle ilgili olarak zaman belirlenmesinden kaçındığına işaret eden ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri, ‘’ancak bunların hiçbirinin resmî olarak iptal edilmediğini’’ kaydetti. Yetkililer, ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in bu yıl içinde Çin’e yapmayı planladığı resmî ziyaret konusunda da bir değişiklik olmadığını bildirdi. Beyaz Saray sözcüsü Bryan Whitman ise ABD’nin Tayvan’a silâh satışının yanı sıra Başkan Barack Obama’nın Tibet’in sürgündeki lideri Dalay Lama ile görüşmesinden sonra iki ülke askerî ilişkilerinde bir gerginlik olup olmadığı sorusu üzerine, ‘’kayda değer bir farklılık bulunmadığını’’ söyledi. |
25.02.2010 |