Spor |
F.Bahçe nereye? |
Fenerbahçe'nin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. 5 maçtır galibiyeti adeta unuttu. Şampiyonluk yarışında çok avantajlı bir haftada liderlik koltuğuna oturacağına, kendi seyircisi önünde şok bir yenilgi alarak herkesi şaşırttı. Daum ve öğrencileri, bu dönem takım olarak çok kötü görüntü sergiliyor. Alman hoca kenarda taşları oynatacak doğru hamleler yapacağına, hatalı tercihlerle takımı daha da kötü olmasına yardımcı oluyor. Böyle giderse ligde, kupada ve Avrupa'da umutlar boşa gidebilir. Moral açısından sıfır noktada olan oyuncuları motive etmek gerekir. Daum, oyuncularla tek tek toplantı yapmalı, başarı için gereken her türlü motivasyonu sağlamalıdır. Şimdi Fenerbahçe'nin önünde önce UEFA'da Lille, arkasından ligde İstanbul Belediye sınavı var. Deplasmanda oynadığı ilk maçta Lille'ye 2-1 kaybeden sarı-lacivert ekibin turu geçmesi için gol yemeden 1-0 veya daha gollü sonuçlara ihtiyaç var. Zaman çok kısa olduğu için takımın bu maça sağlıklı bir şekilde hazır olması zor gibi görünüyor. Bu maçta en büyük destek seyirciden gelmelidir. Moralmen çöküntü içinde olan takıma verecekleri destek ile Lille engelinin aşılması sağlanabilir. Tribünlerin olumlu tezahüratlarının oyunculara fizik ve zihin açısından büyük bir faydası olacaktır. Fenerbahçe'de gözle görülür bir olumsuzluk göze çarpıyor. Hemen hemen her maç sonrası bir futbolcu sakatlık geçiriyor ve 2-3 hafta takımdan ayrı kalıyor. Sahaya çıkan 11'in yarısının sakat olması düşündürücü ve bu konunun üzerine mutlaka gidilmeli. Bu durum oyuncuların özel hayatlarındaki düzensizliklerinden mi kaynaklanıyor, yoksa hafta içinde yapılan antrenmanlarda iyi çalışılmıyor mu mutlaka araştırılmalıdır. Bursaspor maçında bazı oyuncuların vurdumduymazlığı gözüme takıldı. Kalede Volkan nedense hiç güven vermiyor. Danuk ve hareketsiz. Kaleye gelen her top tribünlerin yüreğini ağzına getiriyor. Bacak arasından bu kadar çok gol yiyen başka bir kaleci var mı? Gökhan Gönül'ün çalım atmanın faturası bu maçta takıma ağır geldi. Orta sahada kaptırdığı top Bursaspor'un ilk golü olarak umut verdi. Üstün fizik gücünü çalım yüzünden heba ediyor. Bilica'yı anlamak çok zor. Ceza sahası içinde yaptığı bu riskli hareketlerden hiç ders almıyor. Bu hataları yüzünden takımını kaç puandan ettiğinin farkında değil. Cristian'ı tanımakta zorlandık. Yürüyerek oynuyor ve bir-iki metre içinde paslaşma yapıyor. Böyle bir orta saha oyuncusu kime, ne fayda sağlar? Son haftaların başağrısı Guiza'ya söyleyecek söz bulamıyorum. Kaleci ile karşı karşıya kaldığı müsait pozisyonları bir türlü gol yapamıyor. Böyle olunca tribünlerin tepkisini çekiyor. Ancak buna rağmen rakip savunmayı rahatsız edebiliyor. O oyundan kaldığı sürece başında iki oyuncu bekçi gibi onu bekliyor. Daum, Bursa maçında seyircinin de baskısı yüzünden onu oyundan almak zorunda kaldı ve yanlış bir karar verdi. Guiza, ne kadar etkisiz olsa bile takımın hızla hücuma çıkmasını sağlıyor. Semih oyuna girdikten sonra Fenerbahçe ileride çoğalamadı. Daum, bu noktayı dikkate alarak, Guiza'yı Lille karşısında yine ilk 11'de sahaya sürmelidir.
EROL DOYRAN [email protected] |
24.02.2010 |