Dünyanın en pahalı etini tüketiyoruz |
AHİ Evran Üniversitesi (AEÜ) Biyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kudret Saylam, Türkiye’de hayvancılığın uzun zamandır ihmal edilmesi ve terör olayları nedeniyle başlayan göçün et fiyatlarının artmasında etkili olduğunu belirtti. Prof. Dr. Saylam, gazetecilere yaptığı açıklamada, son yıllarda bir taraftan et fiyatlarının yüksekliği, diğer taraftan sağlıksız kesilen hayvanların toplum sağlığını ciddî şekilde etkilediğini iddia etti. ‘’Dünyanın en pahalı etinin, Türkiye’de tüketildiğini’’, bu pahalılığın, tutarlı ve uzun vadeli tarım politikasının olmamasından kaynaklandığını savunan Saylam, şöyle devam etti: ’’Ülkemizde hayvan sayısının azalması ile başlayan arz talep dengesinin bozulması, et fiyatlarının artmasına neden olmuştur. Etin kilosu Almanya’da 7 dolar, Romanya’da 5 dolar, Bulgaristan’da 3,5 dolar, Avusturya’da 2,5 dolar, Brezilya’da 2 dolar civarında iken, Türkiye’de yaklaşık 16 dolar civarındadır. Dünyada eti en pahalı yiyen ülke konumuna gelmemizin en önemli nedeni, geçmiş yıllardan beri tutarlı ve uzun vadeli bir tarım politikamızın olmamasıdır. Yaşanan gelişmeler ve eldeki mevcut hayvan potansiyeli ile talebin karşılanması dikkate alındığında, et fiyatlarının daha da artması kaçınılmazdır. Rusya’nın Türkiye’den beyaz et ithal etme isteği dikkate alındığında, durumun arz talep dengesini değiştirebileceği rahatlıkla söylenebilir. Ülkemizde toplam beyaz et üretiminin 1 milyon 250 bin ton olduğu göz önüne alındığında, artan ihracat talebi beyaz et fiyatını da artırabilir.’’ SAĞLIKLI bir toplum için insanların ihtiyaç duydukları hayvansal gıdaları, sağlıklı et ve et ürünlerinden temin etmeleri için devletin gerekli önlemleri alması gerektiğini dile getiren Saylam, ‘’Bir tarım ülkesi olan Türkiye’de hayvancılığın uzun zamandır ihmal edilmesi, Güneydoğu’da terör nedeniyle başlayan göç, et ithalatının habercisi gibiydi. 1980’li yıllarda hayvansal ürünlerin ithal edilmesi sonucunda ülkemiz hayvancılığı bir anda ekonomik olmaktan çıkmıştır. Çiftçiler kısa sürede hayvanlarını elden çıkarmış ve kentlerin varoşlarına taşınarak yoksullaşmışlardır. Bunların sonucunda ülkemizin et ihtiyacı karşılanamadığı için fiyatlar bir yılda yüzde 50’den fazla artmıştır’’ dedi. Et fiyatlarının yükselmesi sonucu canlı hayvan ithalatının gündeme geldiğini hatırlatan Saylam, geçmiş yıllarda yerli ırkları ıslah ederek toplumun ihtiyaç duyduğu et üretimini sağlamak yerine, dışarıdan bölgeye adaptasyon sorunu olan hayvan ithallerinin yapıldığını kaydetti. Çok yüksek fiyatlar ile alınan ve Türkiye’ye adapte olamayan hayvanların çoğunluğunun telef olduğunu bildiren Saylam, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Bir tarım ülkesi olan ülkemizde hayvancılığın gerilemesi neticesinde et fiyatlarının artması, fırsatçıların insanlarımıza at ve eşek eti yedirmesi sonucunu doğurmuştur. Öncelikle tarım ve gıda politikaları gözden geçirilmelidir. Gerekirse arz talep dengesini sağlayacak olan ve piyasayı düzenleyecek bağımsız özerk Et Balık Kurumu gibi bir kurum yeniden organize edilebilmelidir. Türkiye’nin et ihracatı takvimi gözden geçirilmelidir. Kaçak et ve işlenmiş et ürünlerinin girişi engellenmelidir.’’ |
23.02.2010 |