Dünya |
Diktatörlere hapis cezası |
Uruguay’da 1973’teki askerî darbeye liderlik eden eski diktatör Juan Maria Bordaberry (81), anayasayı ihlâlden 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bordaberry, ülkede son 4 ay içinde uzun hapis cezasına çarptırılan ikinci eski diktatör oldu. Bunun yanında, Arjantin’in son diktatörü Reynaldo Bignone’un da 25 yıl hapsi istendi. Darbeciye 30 yıl hapis
Uruguay’da 1973’teki askeri darbeye liderlik eden eski diktatör Juan Maria Bordaberry (81), anayasayı ihlalden 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Güney Amerika ülkesinde 12 yıl süren diktatörlük dönemini başlatan 1973 darbesinin lideri Bordaberry, ülkede son 4 ay içinde uzun hapis cezasına çarptırılan ikinci eski diktatör oldu. Binlerce muhalifin sürüldüğü, işkence gördüğü ve kaybolduğu diktatörlük dönemiyle ilgili geçen Ekim ayı sonunda görülen, askerî rejim sırasındaki insanlık suçları hakkındaki dâvâda, eski diktatör Gregorio Alvarez 25 yıl hapse mahkum edilmişti. Savcı Ana Maria Tellechea, yargıç Mariana Motta’ya dayanarak, Bordaberry’nin Uruguay yasalarının öngördüğü en ağır ceza olan 30 yıl hapse mahkûm edildiğini bildirdi. Bordaberry’nin mahkumiyet kararının ayrıntılarının daha sonra açıklanması bekleniyor. Bordaberry hakkında adam öldürme ve muhaliflerin kaybolmasıyla ilgili 11 suçlama daha bulunduğu belirtildi. Eski diktatör Bordaberry’nin avukatları müvekkillerine yönelik suçlamaları reddetmişti.
ARJANTİN DE DİKTATÖRÜ YARGILIYOR
Arjantİn’İn son diktatörü Reynaldo Bignone’un 25 yıl hapsi istendi. Adli kaynaklar, Bignone ile birlikte generaller Santiago Omar Riveros ile Fernando Verplaetsen’in de adam kaçırma, işkence ve bebek hırsızlığı olaylarından sorumlu tutulduğu ve bu generallerin de 25’er yıl hapsinin istendiğini belirtti. Aynı kaynaklar, iddia makamının 3 başka askeri yetkili ile bir komiser hakkında da 2 ila 20 yıl arasında değişen hapis cezası talep ettiğini aktardı. Bugün 81 yaşında olan Reynaldo Bignone, Arjantin’deki diktatörlük döneminin (1976-1983) ilk 3 yılında 56 kişinin kaçırılıp işkence görmesinden suçlanıyor. Arjantin, 2003’te diktatörlere yönelik af kanunu iptal etmişti. |
12.02.2010 |
Türk halkının düşman algısı: ABD ve İsrail |
Ankara Üniversitesi Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (ATAUM) gerçekleştirdiği “Kamuoyu ve Türk Dış Politikası Anketi” tamamlandı. 1032 kişi üzerinde üzerinde 9 ayrı şehirde (Adana, Ankara, Artvin, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul, İzmir, Konya ve Nevşehir) örnekleme yöntemiyle yapılan ankette çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Ankete göre, katılımcıların yüzde 52,4’ü öncelikli olarak iç politika haberlerini takip ediyor. Dış politika haberlerini öncelikli olarak takip edenlerin oranı yüzde 19,8; ekonomi haberlerini takip edenlerin oranı ise yüzde 14,1 olarak belirlendi. Ankete göre Türk halkı dış politika konusunda üniversite öğretim üyelerine hükümetten daha fazla güveniyor. Ankete katılanların yüzde 23,7’si üniversite öğretim üyelerinin, yüzde 22,1’i ise hükümetin Türk dış politikası konusunda en doğru görüşleri dile getirdiğini belirtiyor. Ankette Türk halkının düşman algısı konusunda da çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Buna göre katılımcıların yüzde 37,5’u ABD’yi; yüzde 10,6’sı İsrail’i düşman ülke olarak tanımlıyor. Türkiye’ye dost ülke sıralamasında ise yakın zamanda kısa süreli gerginlik yaşadığımız Azerbaycan yüzde 29,9 ile birinci olurken; yüzde 15,7 ile yavru vatan KKTC ikinci sırada geliyor. Araştırmaya göre katılımcıların yüzde 28,9’u Türkiye’yi Avrupa ülkesi, yüzde 22,6’sı Türk Cumhuriyetlerinden biri, yüzde 15,5’i İslâm ülkesi, yüzde 11,4’ü Orta Doğu ülkesi, yüzde 8,7’si Akdeniz ülkesi, yüzde 8,6’sı ise Asya ülkesi olarak algılıyor. Ankete göre, AB üyeliğine desteğin ise hala düşük olduğu gözleniyor. Buna göre AB üyeliğimize destek verenlerin oranı yüzde 55,3’te kalırken, kamuoyunun yüzde 25,2’lik kesimi ise genel olarak AB üyeliğine “hayır” diyor. Yine, ankete katılanların sadece yüzde 11,6’sı AB’yi Türkiye’ye karşı güvenilir ve samimi buluyor. Katılımcıların yüzde 69,7’si TBMM’nin Ermenistan sınır kapısının açılması ile ilgili protokolü onaylamasına, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklardan çekilmesi ve Ermenistan’ın soykırım iddialarından vazgeçmesi şartıyla olumlu yaklaşıyor. Ankete katılanların yüzde 69,1’i Irak’ta bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasına karşı çıkarken, yüzde 42,2’si de Arap–İsrail sorununda Türkiye’nin “aktif arabuluculuk” rolü üstlenmesini istiyor. Katılımcıların yüzde 55,3’ü Kıbrıs sorunun çözümü ve AB üyeliği karşılığında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin tanınması konusunda olumlu görüş belirtiyor. Katılımcıların yüzde 5,2’si de dış politika konuları hakkında “hiç bilgi sahibi” olmadığını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 23,1’i mevcut hükümetin dış politikasını “başarılı” bulduklarını ifade ederken, başarısız bulanların oranının ise yüzde 38,6 olduğu gözlendi. Anketin tamamına http://ataum.ankara.edu.tr/ internet adresinden ulaşılabileceği kaydedildi. |
UMUT YAVUZ 12.02.2010 |
Cumhurbaşkanı Gül, Mumbai’de |
Abdullah Gül, eşi Hayrünnisa Gül ve Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte geldiği Mumbai’de Başkonsolosluk binasının açılış kurdelesini kesti. Gül çifti, başta çocuklar olmak üzere Türk vatandaşlarıyla yakından ilgilendi. Başkonsolosluğa komşu İsviçre Başkonsolosluğu yetkilileri de Cumhurbaşkanı’na bir demet çiçek takdim etti. Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekiler Chatrapathi Shivaji tren istasyonu ve Gateway Of India anıtlarını ziyaret etti. Gül Mumbai sahilinde Başkonsolos Murat Ahmet Yörük’ten 2008’in Ekim ayında denizden gelen teröristlerin düzenlediği saldırılar hakkında da bilgi aldı. |
12.02.2010 |
2009 yılında 110 gazeteci öldürüldü |
UluslararasI Basın Enstitüsü (IPI), 2009’da meslekleriyle bağlantılı olarak hedef alınan 110 gazetecinin hayatını kaybettiğini ve böylece 2009’un, son 10 yılda en fazla gazetecinin öldürüldüğü yıl olduğunu bildirdi. Merkezi Viyana’da bulunan IPI’nin yıllık Dünya Basın Özgürlüğü raporuna göre, geçen yıl 55 gazetecinin hayatını kaybettiği Asya dünyada en fazla gazetecinin öldürüldüğü bölge olurken, Asya’yı 2009’da 28 gazetecinin hayatını kaybettiği Latin Amerika izledi. Raporda, geçen yıl Afrika’da 14, Orta Doğu’da 4’ü Irak’ta olmak üzere 6 gazetecinin hayatını kaybettiği kaydedildi. Irak’ta 2008’de, 14 gazeteci öldürülmüştü. Avrupa’da geçen yıl 7 gazetecinin öldürüldüğü belirtilen raporda, Rusya’da 5, Türkiye’de 1, Azerbaycan’da 1 gazetecinin yaşamını yitirdiği kaydedildi. Uluslararası Basın Enstitüsünün verilerine göre, dünyada son 10 yılda meslekleriyle bağlantılı olarak öldürülen gazeteci sayısı 735’e ulaştı. |
12.02.2010 |
Afganistan ve Pakistan’ı sadece Türkiye barıştırır! |
Türkİye’nİn eski Afganistan Özel Koordinatörü Aydemir Erman, “bölgeyle olan tarihi bağları, yerel değer ve kültürleri iyi anlaması sayesinde Türkiye’nin, Afganistan ve Pakistan’ı bir araya getirerek aralarındaki anlaşmazlıkları çözebilecek birkaç ülkeden biri, belki de tek ülke olduğunu” belirtti. Erman, ABD’de yayımlanan Christian Science Monitor gazetesinde “Türkiye, Afganistan’da NATO’ya Nasıl Yardım Edebilir?” başlıklı makalesinde, Afgan halkının tarihi açıdan güvenilir bir dostu olarak Türkiye’nin, NATO üyeleri arasında, halkın kalplerini ve zihinlerini kazanmada kilit önem taşıyan “yumuşak güç” unsurunu üstünde barındıran tek ülke olduğunu kaydetti. |
12.02.2010 |
Çığdan ölenlerin sayısı 166 oldu |
Afganİstan’In başkenti Kabil’in kuzeyindeki Salang Geçidi’nde çığ düşmesi sonucu ölenlerin sayısı 166’ya yükselirken, karda mahsur kalan araçlarda yüzlerce kişinin daha bulunduğu bildiriliyor. İçişleri Bakanlığı sözcüsü Zemeri Başari, kurtarma görevlilerinin Kabil’in 110 kilometre kuzeyindeki Salang Geçidi’nde son iki günde 166 cesede ulaştığını, yaklaşık 2 bin 600 kişiyi de kurtardığını açıkladı. Kabil’i kuzeye bağlayan ana dağ geçidinde mahsur kalanları kurtarmak için Afgan askerlerin kar yığınlarını temizleme çalışmalarını sürdürdüğü kaydedildi. |
12.02.2010 |
Haiti’de gömülen ceset sayısı 170 bin |
Haİtİ hükümeti, 12 Ocaktaki depremin ardından toplu mezarlara gömülen ceset sayısının 170 bin olduğunu açıkladı. İletişim Bakanlığı, Devlet Başkanı Rene Preval’in ofisinde yapılan açıklamada, yazım hatası nedeniyle toplu mezarlara gömülen ceset sayısının 270 bin olarak duyurulduğunu ancak gerçek rakamın 170 bin olduğu bildirdi. Devlet Başkanlığından yapılan açıklamada, Preval’in Güney Amerikalı devlet başkanları ile yaptığı bir toplantıda, depremin ardından 270 bin cesedin toplu mezarlara gömüldüğünü söylediği duyurulmuştu. |
12.02.2010 |