Kültür-Sanat |
“ÇAT CINGIR” HANGİ OYUNA BENZER? |
BİTLİS’İN Ahlat ilçesine bağlı Seyrantepe köylüleri, ABD’nin ulusal sporlarından olan beyzbola benzer bir oyunu asırlardır köylerinde oynuyor. Köy meydanında toplanan gençler, önce iki gruba ayrılıyor. Ardından büyük bir daire çizerek oyunun ilk hazırlığı yapılıyor. Kur'ada kaybeden grup dairenin içinde kalıyor, kazanan ise dairenin dışına çıkıyor. Çizginin içine girmek veya çıkmak kural ihlâli sayılıyor. Küçük topun daire içindeki oyuna teması o oyuncuyu diskalifiye ediyor. İçerideki oyuncu topu tuttuğunda ise dışarıdaki oyuncu diskalifiye oluyor. Oyunu en fazla oyuncuyu koruyan takım kazanıyor. Seyrantepe Köyü Muhtarı Ali Rıza Çağlar, ABD’nin ulusal sporlarından olan beyzbola benzer oyunun asırlardır köylerinde oynandığını belirterek, bu sporu dedelerinden öğrendiklerini kaydetti. Çağlar, “Günümüzde bu spor sık sık yapılmasa da köyümüzdeki sosyal faaliyetlerimizin başında gelir. ABD’nin ulusal oyunu olarak kabul edilen beyzbol, bizde ‘çat cıngır” olarak bilinir. Onlar at derisiyle kaplı küçük bir top, bir tahta sopa ve deri eldivenlerle oynar. Biz ise öküzleri kaşarlar, onların tüyünü yuvarlar top yapardık. Şimdi tenis topunu kullanıyoruz. Onlar da rakip takımdan daha fazla sayı yapan turu kazanıyor, biz ise elimizdeki topla vurduğumuz rakibi oyundan diskalifiye ederiz. Asırlardır sürdürdüğümüz bu sporu günümüzde de yaşatmaya çalışıyoruz” dedi. Köylüler ise yeni neslin bu oyunu nerdeyse unuttuğunu fakat zaman buldukça köydün sosyal faaliyetleri arasında oynanarak güncel tutmayı hedeflediklerini söyledi. |
10.02.2010 |
Piri Reis’ten Kâtip Çelebi’ye sergisi |
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla hazırlanan “Piri Reis’ten Kâtip Çelebi’ye Osmanlı’nın Dünyaya Bakışı” adlı harita sergisi Adıyaman’da açıldı. Vali Halil Işık Kültür ve Sanat Evi’ndeki açılışı Vali Ramazan Sodan gerçekleştirdi. Açılışta konuşan Vali Ramazan Sodan, Piri Reis’ten Katip Çelebi’ye bütün bilginlerin eserlerden en iyi şekilde yararlanmaya çalıştıklarını belirterek, Piri Reis’in haritalarının bugün bile hayretler uyandırdığını söyledi. Eğitim ve Araştırma Genel Müdürü Mahmut Evkuran ise, “Bakanlığımızın girişimleri ile 2009 yılı Katip Çelebi’nin 400. doğum yılı olması münasebetiyle Uluslararası Kâtip Çelebi Yılı ilân edilmiştir. Kâtip Çelebi bir İslâm bilginidir ve 1609 yılında İstanbul da doğmuş, son derece kapsamlı nitelikli bir eğitim gördükten sonra kendisini babasının teşvikiyle ilim öğrenmeye vermiştir. Ancak Kâtip Çelebi’nin ilim öğrenme ve ilime karşı yaklaşımı öncekilerden son derece farklıdır. O çağının bütün kapsamlı bilgilerine yönelik gerek pozitif bilimler olsun, gerek dini bilimler olsun çağının tamamını kapsamaya çalışmıştır” dedi. Kâtip Çelebi’nin hayatından kesitler anlatan Evkuran, Kâtip Çelebi’nin kısa hayatı süresince 23 eser ortaya koyduğunu fakat Adıyaman’a bunlardan 21’inin geti-rilebildiğini sözlerine ekledi. |
10.02.2010 |
Avrupa edebiyatını bloğundan takip edin |
AVRUPA Komisyonu Türkiye Delegasyonu tarafından finanse edilen “Kültür Köprüleri” programı çerçevesinde Goethe Enstitüsü’nün, Türkiye’nin 24 kentinde ve 8 Avrupa ülkesinde yürütmeye başladığı “Avrupa Edebiyatı Türkiye’de – Türk Edebiyatı Avrupa’da” adlı geniş kapsamlı kültür projesine katılan san'atçılar; izlenimlerini projenin bloğunda (internet günlüğü) paylaşıyorlar. Son olarak Mersin’de san'atseverlerle buluşan proje, yola çıktığı Mayıs 2009’dan Ocak 2010’a dek; Avrupa’nın 8 ülkesinden konuk yazarları, müzisyenleri, tiyatro sanatçılarını ve film yapımcılarını 17 şehre taşıdı. “Yollarda… Avrupa Kültür Haftası Etkinlikleri” başlığı altında gerçekleştirilen etkinliklere katılan san'atçılar projeye, ziyaret ettikleri şehirlere ve Türkiye’ye dair izlenimlerini projenin blogunda, merak edenlere aktarıyorlar. Faaliyetlere ve san'atçılara ait fotoğrafların da yer aldığı blog, blog.goethe.de/yollarda/ adresinden takip edilebilir. Proje ile ilgili gelişmeleri merak edenler aynı zamanda; sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta da faaliyetlere ait fotoğraflar, bilgi ve yorumlara ulaşabilirler. Bütün bilgileri kolayca görebilmek için, siteye girerek “Yollarda - EU Literature Goes Turkey/ Turkish Literature Goes Europe” sayfasına kaydolmak yeterli. Avrupa’da güncel san'at alanındaki gelişmeler ve yeniliklerle tanışma imkânı sunan projenin Türkiye turu, 16 Nisan 2010 tarihinde İstanbul’da 2010 Avrupa Kültür Başkenti kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirilecek özel bir gala ile son bulacak. |
10.02.2010 |
Batı Müziği Türk müziğinden etkilendi |
DÜNYADA dolayısıyla ülkemizde ilk kez ortaya atılan: “Klâsik Batı Müziğinin ünlü bestecilerinden bazıları, Türk Müziği’nden etkilenmişlerdir” iddiasıyla kurulan ve bu iddialarını yapmış oldukları eserlerle ispatlayan Boğazın Sesi Orkestrası (BSO), Almanya, İsveç, Amerika, Arjantin, Rusya, Bulgaristan ve Azerbaycan’da konserler vermeye hazırlanıyor. Dünya’nın önemli orkestralarından biri olma yolunda ilerleyen Boğazın Sesi Orkestrası Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ramazan Abacı gerçekleştireceği yeni konserlerle ilgili olarak topluluğun yeni yılda yurt içi ve yurt dışı olmak üzere yoğun bir sezon geçireceğini belirterek orkestradaki yenilikler, proje ve çalışmalar hakkında bilgi verdi. Boğazın Sesi Orkestrası Genel Koordinatörü Ramazan Abacı, orkestranın farklılığını, başta Wolfgang Amadeus Mozart, Beethoven ve Haydn olmak üzere Batılı ünlü bestecilerin eserlerinde “Türk Müziği izleri” olduğu tezinin oluşturduğunu söyledi. Bu iddia; 2003 yılında BOS Orkestra Şefi Faruk Kanca’nın master tezi olarak Düsseldorf Robert Schuman Musikhochschule’de de kabul gördü. Abacı, orkestranın bu yönüyle Dünya’nın değişik ülkelerinden konser daveti aldığını ve ilgi gördüğünü belirtti. |
10.02.2010 |
Ya Öyle Değilse |
YEŞİM Karaal’ın Çocuk Edebiyatı dizisinden çıkan “Ya Öyle Değilse” masal kitabı herkesin çok iyi bildiği, “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Uyuyan Güzel, Bremen Mızıkacıları, Sihirli Fasulyeler ve Ağustos Böceği ile Karınca” isimli beş masalı konu alıyor. Ancak bu masalları hiç böyle okumadınız. Yani buradaki masallar, bildiklerimizden farklı. Ya Pamuk Prenses, aslında kötü kalpli biriyse? Bremen Mızıkacıları, sahiplerine haksızlık etmiş tembellerse? Kısacası masallardaki kahramanları bir de kötü hâlleriyle okumaya ne dersiniz? |
10.02.2010 |
Yayı bozulan beni arıyor |
İSTANBUL Teknik Üniversitesi Türk Musikî Devlet Konservatuarı’nda gece bekçisi olarak işe başlayan Pendikli Nural Yumlu, çalamadığı halde birbirinden farklı Klâsik Türk Müziği kemençeleri imal ederek san'atçılara satıyor ve “Yayı bozulan beni arıyor” diyor. 1965 yılında İstanbul’a göç eden ve 25 yıldır Pendik’te ikamet eden Nural Yumlu’nun hayatı o zaman ki Türk Musikîsi Devlet Konservatuarı’na yaptığı iş başvurusu ile değişti. Gece bekçisi olarak çalışmaya başladığı görevinde geceleri boş durmaktan sıkılınca konservatuar binasının altında bulunan enstrüman üretim yerine merak saldı. Türk Piyanolarının yapımcısı Cafer Açın’ın kendisini enstrüman üretim bölümüne alması ile enstrüman aletlerine ilgisi daha da artan Yumlu, mesa saatleri dışında da kemençe ile çalışmalarına devam etti. Amerika’ya bile kemençe gönderdiğini söyleyen Yumlu, İstanbul Radyosu’nda Hasan Esen ve Selim Güler’de beş, Ahmet Özhan’ın korosundaki Sertaç Tezener’de bir ve Türkan Bilginer’de de üç kemençesinin olduğunu belirterek; “Yayı bozulan beni arıyor. Türk Müziği Korosu ses sanatçısı Derya Türkan da yay lazım olsa benden alır” diyor. |
10.02.2010 |
Cafcaf’ın Şubat sayısı ‘Balyoz’ gibi |
CAFCAF aylık olarak son sayısını çıkarttı. Cafcaf’ın Mart’ta bir sürprizi olacak? Olaylara farklı bir bakış açısıyla bakan mizah dergisi Cafcaf, Şubat sayısında, ilerleyen zamanlarda “Cafcaf’ı bitirme planı” haberleri çıkabilir, Türkiye ile İsrail arasında Kurtlar Vadisi’nden sonra bir de Aşk-ı Memnu gerginliği çıksa nasıl olurduyu düşünmüş Cafcafçılar. Bu sayıda; ‘biz Müslümansız nasıl cami bombalarız Allah Allah?’ diye şaşıranlar, rüşvetçileri güvenilir diye fişleyip şaşırtan cuntacılar, duruşma esnasında oyun oynayan savcılar, İsrail büyükelçisini alçak koltuğa oturtan alçaklara Tırcı Balaban afili bir cevap vermiş. Hem 2010 Avrupa Kültür Başkenti proje mantığına hem de darbe heveslilerine müthiş bir eleştiride bulunmuş Cafcaf. Bir proje ile köşeyi dönmek isteyenlerin arasına darbeciler de karışırsa neler olur? Bütün bunların cevabı Cafcaf’ta! 1 Şubat'a kadar abonelik taleplerini kabul etmeyen Cafcaf nihayet yeni dönem abone kampanyasını başlattı! 12 sayı 24 lira! Geniş bilgiye http://www.cafcafdergisi.net/abonelik/ internet sitesinden ulaşabilirsiniz. |
10.02.2010 |