Güncel |
Osmanlı san’atı Almanya’yı kuşatacak |
Almanya’dakİ en büyük Doğu Sanatı koleksiyonu Dresden’de ziyarete açılıyor. Dresden Devlet Sanat Koleksiyonları bünyesinde, Türkiye dışındaki en geniş Osmanlı san'atı koleksiyonlarından biri de yer alacak. “Turckische Cammer”, önümüzdeki Mart ayında Rezidans Sarayı’nda, Askerî Eserler Müzesi’nin bir bölümü olarak ziyarete açılacak. Bu yeni müze bölümünde, 750 metrekarelik bir alanda yaklaşık 600 eser sergilenecek. Osmanlı saltanat çadırlarına ait görkemli parçalar ve zengin bezemeli Osmanlı at koşum takımları en göz alıcı eserler arasında. Bunların özel bir şekilde sunulabilmesi için ahşaptan Arap atları hazırlandı. Eserler arasında en büyüğü ise, 20 m. uzunluğunda, 8 m. genişliğinde ve 6 m. yüksekliğindeki, ipek aplikasyonlar ve yaldızlı deriden üretilmiş Osmanlı saltanat çadırı.
HÜKÜMDARLAR OSMANLI KIYAFETLERİ GİYERLERDİ Konuyla ilgili Federal Almanya Cumhuriyeti Başkonsolosluğu’nda basın mensupları için tanıtım toplantısı düzenlendi. Kayzer Salonundaki sohbete Başkonsolos Brita Wagener ve Dresden Devlet Sanat Koleksiyonları Genel Müdürü Prof. Dr. Martin Roth katıldı. Prof. Dr. Roth, bu değerli eserlerin günümüze kadar korunmasından dolayı mutlu olduklarını dile getirerek, “20 yıllık bir çalışma sonucu Topkapı’daki dostlarımızın da desteği ve işbirliği sayesinde böyle bir sergiye kavuştuk” dedi. Eserler için iyi bir bakım ve restorasyon çalışması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Roth, ipek, ahşap ve deri özelliklerine sahip parçaların bakımının kolay olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Roth, Osmanlı döneminde atların insanlar için önemine değinerek, “Gerçek ölçülerde 150 kg. ağırlığında ahşap oymacılık usûlü kullanılarak Arap atları tasarlandı. Heykeltraş Walter Hilpert’in üstlendiği bu iş 4 ay sürdü” dedi. Eserlerin genellikle İstanbul üzerinden hediye ya da satın alma yoluyla Dresden’e getirildiğini anlatan Prof. Dr. Roth, o dönemdeki hükümdarların Osmanlı kıyafetleri giymeyi sevdiğini belirterek, “II. August’un oğlunun 1719’daki düğün töreninde Türk motiflerine yer verildi ve Osmanlı saltanat çadırları dekor olarak kullanıldı” dedi. Prof. Dr. Roth, serginin, İstanbul 2010 Kültür Başkenti yılında olmasının güzel bir rastlantı olduğunu kaydetti.
SAVAŞ YILLARINDA NASIL KORUNDULAR?
ToplantI sonrası soruları cevaplayan Prof. Dr. Roth, II. Dünya Savaşı esnasında eserlerin Dresden’den çıkarılıp başka yerlere götürülerek korunduğunu belirtti. Prof. Dr. Roth, “Eserler, savaş şiddetini arttırmadan daha önce planlanan tünellerde, şatolarda, kalelerde güvenli bir şekilde korundu. Ruslar ise buldukları bazı eserleri Moskova ya da St. Petersburg’a götürmüştü. Bunlar, Stalin’den sonra tekrar geri getirildi. Tabiî ki bazı parçalar yok oldu ancak savaş pek zarar görmeden atlatıldı diyebiliriz” şeklinde konuştu. |
CÜNEYT ÜSTÜN 30.01.2010 |