27 Ocak 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Karneler neyi ölçer?

Çocuklarımız yarıyıl karnelerini aldı. Kimisi çok sevindi, kimisi ise biraz burkuldu...

Ya da anne babasının ne kadar çok kızacağını düşünüp endişeye kapıldı... Peki, kendi çocukluğumuzun karnelerini hatırlıyor muyuz? Neler yaşadık, neler geçti üzerinden... Buna karşın çocuklarımızın karnesine karşı tutumumuz nasıl oldu?

Karneler gerçekten de neyi ölçer aslında? Sadece çocuklarımızın ders notlarını ve çalışmalarının sonuçlarını mı, yoksa bize bakan tarafları da var mı? Meselâ; ona yeterince rehberlik yapabildik mi, anlaması ve başarmasının önündeki engelleri kaldırmada ona yardımcı olabildik mi? Yoksa, “ders çalış, ödevini yap” diye sürekli tekrarlayıp durduk mu? Devamlı tekrarladığımız cümlelerin zamanla etkisini kaybettiğini bildiğimiz halde, yine de söyledik, bazen öfkeyle, bazen de bıkkınlıkla.... İnsanoğlu öyle gariptir ki, işe yaramadığını, hatta bazen zarar verdiğini bildiği halde alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçemez... Bazen de bile bile yapar bunu... Çocuğunu diğerleriyle kıyaslar, bazen de kardeşiyle... “Onun notları daha iyi, o daha çok çalışıyor” diye söyler durur... Bunu da motive etmek, harekete geçirmek için yapar çoğu zaman... Oysa ki, karşılaştırma yapmak ancak öfke doğurur, o kişiye karşı... Harekete de geçirmez, ancak hırçınlaştırır, gayretinin de önünü keser....

Bu sebeple karnedeki notlar sadece okul başarısını değil, bizim çocuğumuzla ilişkimizin niteliğini de ölçer... Yarıyıl karnesini de, yanlışlarımızı fark etmek ve tekrar denemek için bir fırsat olarak algılamak daha sağlıklı olacaktır...

İnsanın hatalarından öğrenmesi gibi, karnedeki düşük notların öğreticiliğinden hareket edilerek kaynak bulunabilir. Eksik olan ne... Problem nereden kaynaklanıyor... Bilgi eksikliği mi var, yoksa çoğunlukla dikkat hataları mı yapılıyor? Çocuğumuz en iyi nasıl öğreniyor? Gittiği dershanenin bir faydası var mı, yoksa birebir anlatıldığında mı daha iyi anlıyor? Ders çalışma alışkanlığını ilkokulun ilk yıllarında kazandı mı? Yoksa öğretmenle ilgili bir sorun mu yaşıyor?

Çocuğu suçlamadan önce problemin kaynağını keşfetmek ve bununla ilgili çözüm yolları aramak daha verimli olacaktır.

Karneyi elimize aldığımızda, öncelikle iyi notları fark etmeye ve bunları ifade etmeye çalışalım.... Bununla ilgili gayretini takdir ettiğimizi söyleyelim... Kötü notları varsa, bunlar için üzüldüğümüzü, fakat düzeltmek için ikinci dönem zamanımız olacağını, problemin kaynağını birlikte bulup üzerine birlikte gidersek halledebileceğimizi ifade edelim... Çocuklar bir kararın alınmasına kendileri de katılırsa, onu uygulamada daha çok gayret gösterirler... Başarısızlık varsa, bunun sebebini birlikte araştırmak ve çözüm yolarını birlikte kararlaştırmak sorumluluk kazanması için önemlidir... En azından, suçlayıcı olmaktan daha faydalıdır...

BANU YAŞAR / Psikolog&Psikoterapist

[email protected]

27.01.2010


Aile içi iletişim yuvanın huzurunu temin eder

ADANA Müftü Yardımcısı Saliha Bilgiç, aile içi iletişimin yuvanın huzur ve devamlılığı açısından çok önemli olduğunu belirterek, bu konuda eşlere büyük görevler düştüğünü söyledi.

Sarıçam Müftülüğü aile irşat ve rehberlik bürosu tarafından düzenlenen toplantı büyük ilgi gördü. Sarıçam Vaizesi Hatice Sümer’in konuşması ile başlayan programda Aksoylar Kız Kur’ân Kursu öğreticilerinden Meliha Türkmenoğlu Kur’ân okudu. Ardından Sarıçam Müftüsü Murat Demir, Sarıçam halkının dinî konulara ve yapılan hizmetlere gösterdiği yoğun ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sarıçam’a hizmet etmekten gurur duyduğunu vurgulayan Demir, “İslâm, aile içi huzura büyük önem vermiştir. Bu yüzden herkesin aile huzuruna sahip çıkması gerekiyor. Lütfen cennetimiz olması gereken yuvalarımızı yersiz istek ve tartışmalarla cehenneme çevirmeyelim” dedi.

Toplantıda konuşan Adana Müftü Yardımcısı Saliha Bilgiç, aile içi iletişimin yuvanın huzur ve devamlılığı açısından çok önemli olduğunu belirtti. Bilgiç, aile içi iletişimin beş temel esas üzerine kurulduğunu ifade ederek, bunların sevgi, saygı, sadakat, sabır ve samimiyet olduğunu dile getirdi. Evli çiftlerin yuvalarında nasıl davranmaları gerektiğini anlatan Bilgiç, Peygamber Efendimizin (asm) hayatından örnekler vererek, toplumda aile yapısının gücüne dikkat çekti. Adana Müftü Yardımcısı Bilgiç, programa katılan hanımların aile içi iletişim ile ilgili sorularını cevaplandırdı. Programın kapanış duasını da Aksoylar Kız Kur’ân Kursu öğreticilerinden Ayşe Keleş yaptı.

27.01.2010


Aşure, kalp ve damar sağlığını korur

İÇİNDEKİ çok çeşitli besinlerden dolayı aşurenin yüksek enerjili bir besin olduğunu belirten uzmanlar, diyet yapanlara tatlı yerine aşure tavsiye ediyor.

Doruk Sağlık Grubu Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Rabia Yıldız, “Aşure, diyet yaparak zayıflamak isteyen kişiler için şerbetli tatlılar ya da hamur tatlıları yerine tercih edilebilecek ve bir ara öğün olarak tüketilebilecek uygun bir tatlıdır” dedi. Aşurenin, demir, çinko, kalsiyum, fosfor gibi minerallerle A,B ve C vitaminleri yönünden zengin bir besin olduğunu söyleyen Yıldız, “Aşure, özellikle gelişme çağındaki çocuklar için ve sütlerinin miktarı ile kalitesini arttırmak isteyen emzikliler için çok önemli bir besin kaynağıdır” diye konuştu. Tamamen bitkisel besinlerden yapılan aşurenin içinde doymuş yağ olmadığını ifade eden Rabia Yıldız, şöyle devam etti: “Fındık, fıstık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar sayesinde aşurenin kalp ve damar sağlığı için koruyucu olan bir besin olduğunu söyleyebiliriz. Yüksek protein muhtevasından dolayı özellikle vejetaryen olanlar için iyi biri protein kaynağıdır. Şeker yerine pekmezle veya daha fazla kuru meyveyle tatlandırıldığında ise kansızlığı olan kişiler için yararlı bir besin maddesidir.” Doruk Sağlık Grubu Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Rabia Yıldız, şeker hastalarının tatlandırıcı ile yapılan aşureleri tüketmesini önerdi.

HÜSEYİN HİÇDURMAZ

27.01.2010


Bacak bacak üstüne atmadan iki kere düşünün

MERKEZİ Malezya’da bulunan ve Çin genelinde de faaliyet gösteren M. J. Sağlık Yönetimi Merkezi adlı kuruluşun raporunda, bacak bacak üstüne atmanın kan akışını engellediği, buna bağlı olarak kan pıhtılaşması, bel burkulması ve incinmesi, omurga disklerinin kayması ve skolyoz (omurgada anormal eğrilik) gibi ciddî rahatsızlıklara sebep olduğu bildirildi.

18 bin 61 kişiye uygulanan anket sonucunda yayımlanan raporda, modern toplumun standart alışkanlıklarının insan sağlığına etkileri araştırıldı. Yaşlıların uyandıktan sonra tansiyon aniden düştüğü ve muvazene kaybına sebep olduğu için yataktan hemen kalkmamaları önerilen raporda, yaşlıların uyandıktan sonra en az üç dakika daha uzanarak beklemeleri ve yavaş bir şekilde yataktan doğrulmaları istendi. Araştırma sırasında tuvalette çok fazla kalmanın zararı da incelenirken, tuvalette kitap okumanın hemoroid ve kabızlığa dâvet niteliğinde olduğu ve bağırsaklarda tembelleşmeye sebep olduğu belirlendi. Çay ve kahvenin aşırı sıcak tüketimi, bilgisayar ekranına üç saatten fazla bakma, ofislerde devamlı oturarak çalışma ve az su tüketimi gibi modern toplumun alışkanlıklarının da değerlendirildiği rapor, bu “sağlıksız alışkanlıkların” ölüm sebeplerinde yüzde 50’lik bir orana sahip olduğunu belirtiyor.

27.01.2010


Bademcikler vücut savunmasında ilk kalkandır

KULAK burun boğaz (KBB) uzmanı Dr. Gökhan Aydemir, bademciklerin vücut savunmasında mikroplarla ilk karşılaşan organlar olduğunu belirterek, boğazda yanma ve ağrı hissi olduğunda doktora başvurulması gerektiğini söyledi.

Bademciklerin, görev yapamaz durumda geldiği zaman mikropları kendisinin barındırabileceğine dikkat çeken Dr. Aydemir, “Müzminleşen bademcik enfeksiyonları, oluşturduğu sekellerden dolayı önemle ele alınmalıdır. Bunlar arasında ani gelişen romatizmal ateş, kalp kapakçığı ve böbrek hastalıkları önem taşımaktadır. Bir de bademcikler normalden büyükse hırıltılı ve ağzı açık uyuma, uykuda geçici solunum durmaları oluşabilir. Tanıda çocuk yaş grubunda aileden alınan bilgiler çok önemlidir. Atakların sıklığı, şiddeti, tıkanıklık bulguları, uykudaki solunum problemleri, tanı ve tedavi seçeneğini belirler” dedi. Gökhan Aydemir, bademciğin alınmasını gerektiren sebepler arasında hırıltılı uyku, horlama, yılda ortalama üç defa bademcik enfeksiyonu geçirme, boğazda devamlı yanma, acıma ve ağrı hissi bulunduğunu bildirdi.

27.01.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl