Güncel

Darbe planlarının deşifre olması arınma işareti

Ankara Temsilciliğimizi ziyaret eden Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Yeni senaryolara kalkışan 28 Şubatçıların önü kesiliyor. Darbe planlarının deşifre olmasını bir arınma olarak görüyorum” diye konuştu.

Türkiye’de demokrasi açığı var

emur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’de hâlâ demokrasi açığının olduğunu belirterek, “Demokrasi açığını gidermek için de, millet iradesini saygın kılan yeni bir anayasa yapmak lâzım” diye konuştu. Gündoğdu, darbe planlarının “deşifre edilmesi”ni bir arınma olarak gördüğünü de söyledi.

Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu, gazetemizin Ankara Temsilciliğini ziyaret ederek temsilcimiz Mehmet Kara ile görüştü. Gündoğdu, ziyarette yaptığı konuşmada, bir tarafta darbe yapma iştihası yaşatarak Türkiye’yi geri götürmek isteyenler, diğer tarafta darbelerden kurtularak Türkiye’yi ileri götürmek isteyenlerin olduğunu söyledi. Gündoğdu, “Mücadele devam ediyor. Bir yönüyle üzülüyoruz, hâlâ darbeye teşebbüs edenler, bulunduğu konumu millet iradesini tokatlamak için istismar eden bürokratik oligarşi var. Bir yönden de seviniyoruz, bunları deşifre edecek yayın organlarımız var. Bunları kabul etmeyen milletimiz var” diye konuştu.

ANAYASAYI İLKEL

MADDELERDEN KURTARMAK LÂZIM

“Bir gerçeği görmek lâzım” diyen Gündoğdu, Anayasanın geçici 15. maddesinin orada durduğu sürece, darbe yapanların yaptığı yanına kâr kalacağını söyledi. Gündoğdu, geçici 15. maddenin Kenan Evren başta olmak üzere darbe yapanları korumak için bir zırh olarak oraya koyulduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

“Öyleyse önce mevzuatımızı darbecileri koruyan ilkel maddelerden kurtarmanız gerek ki, buna da anayasadan başlamak lâzımdır. 1961 Anayasasıyla oluşturulan mevzuatta askerinizin görevini ‘cumhuriyeti korumak’ olarak tanımlarsanız, cumhuriyeti korumayı askerinize verir, cumhurdan, milletten koparırsanız siyasî partilerde askeri korumayı parti programına yazar. Burada bir karmaşa var. Öyleyse cumhuriyet ve cumhur iç içedir. Ancak cumhuriyete bürokratik cumhuriyet değil, demokratik cumhuriyet tanımı ile yaklaşmak lâzım. Cumhuriyetsiz demokrasi, demokrasisiz cumhuriyet olmaz. Demokrasi açığını giderip, demokratik cumhuriyeti oluşturmak oluşturmak lâzım.”

DEMOKRASİ AÇIĞINI GİDERMEK

İÇİN YENİ ANAYASA ŞART

AHMET Gündoğdu, son olaylara dikkat çekerek, “Bütün bunlar gösteriyor ki, hâlâ Türkiye’de demokrasi açığı var. Demokrasi açığını gidermek için de, millet iradesini saygın kılan yeni bir anayasa yapmak lâzım. Soru şu; ‘devletin milleti mi, milletin devleti mi?’ Tabiî ki milletin devleti. Devlet milletin devleti olursa, milleti dövme hakkını kendisinde görmez. Ama bugün devletin milleti tanımıyla devletin yerine kendisini koyan asker ya da sivil bazı bürokratların kirli ilişkileri, kirli işleriyle Türkiye geriliyor ve çağdaş dünya liginden geri bırakılıyor. Defolu bir hâle getiriliyor” diye konuştu Darbe planlarının deşifre olmasını da bir arınma olarak gördüğünü söyleyen Gündoğdu, şöyle devam etti: “Dün sahte şeyhler, sahte müritler oluşturarak bu ülkenin geleceğini karartan 28 Şubatçıların bugün yeni senaryolara kalkıştığını görüyoruz. 2003, 2005, 2007’de görüyoruz. Ama şimdi bunlar bir bir deşifre ediliyor ve önü kesiliyor. Artık iyi niyetlilerin iyi iş yapmasını beklemekle yetinmeyip, kötü niyetli birileri de işbaşına geldiğinde asla kötülük yapamayacağı bir mevzuat oluşturmak lâzım ki, Türkiye rahat edebilsin. Bu da yeni anayasa ile olur.”

UMUT YAVUZ

24.01.2010

DEMOKRASİDE BUNLAR OLAMAZ

Cengiz Çandar (Radikal): Hiçbir demokratik devlet, Millî Güvenlik Siyaset Belgesi adı verilen gizli belgelerle yönetilemez. Demokratik hukuk devletinde EMASYA protokolü, OHAL yönetmeliği gibi, sivil otoritenin otoritesini ortadan kaldıracak cinsten içeriklere sahip metinler olamaz. Olursa Balyoz harekâtı gibi utanç verici çalışmalar türer.

HÜKÜMETİN İLK YAPACAĞI İŞLER

Kürşat Bumin (Yeni Şafak): TSK İç Hizmet Kanunu 35. maddesi, Millî Güvenlik Siyaset Belgesi ve EMASYA planının iptali, hükümetin ilk elde yapması gereken düzenlemeler. Nuh Gönültaş (Bugün): İşe, gerektiğinde hükümetin tepesinde balyoz gibi duran EMASYA protokolünün bir genelgeyle kaldırılması ile başlanmalı.

24.01.2010

Türkiye’de bunları yapamazdım

İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi kurucusu Prof. Fuat Sezgin, Türkiye’den 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden sonra, üniversitesindeki görevine son verilmesi üzerine bilimsel çalışmalarını Almanya’da sürdürdüğünü kaydederek, “Türkiye’den gitmeseydim bu çalışmaları yapamazdım” dedi.

Türkiye’de olsaydım bunları yapamazdım

İSLÂM Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin, Türkiye’den 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden sonra, İstanbul Üniversitesindeki görevine son verilmesi üzerine Almanya’ya giderek bilimsel çalışmalarını Frankfurt’ta sürdürdüğünü kaydederek, ‘’Türkiye’den gitmeseydim bu çalışmaları yapamazdım” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş’nin ‘’Yitik Hazinenin Kaşifi: Fuat Sezgin’’ başlığı altında düzenlediği programa katılmak üzere, çalışmalarını yürüttüğü Almanya’nın Frankfurt şehrinden İstanbul’a gelen Sezgin, 50 yıllık bilimsel çalışmaları sonunda önce Frankfurt’ta, daha sonra İstanbul’da Gülhane Parkı’nda kurduğu müzenin bugüne kadar yerli ve yabancı ziyaretçiler üzerinde oldukça önemli etkide bulunduğunu belirterek, ‘’İstanbul’da ve daha önce de Frankfurt’ta İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin kuruluşunu teşvik eden faktör, evrensel bilimler tarihinin bütünlüğüne duyulan inanç idi’’ dedi. Türkiye’den 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden sonra, İstanbul Üniversitesindeki görevine son verilmesi üzerine Almanya’ya giderek bilimsel çalışmalarını Frankfurt’ta sürdürdüğünü hatırlatan Sezgin, Türkiye’de son yıllarda üniversite sayısının çoğalmasına rağmen eğitim seviyesinin düşük olduğunu kaydederek, şunları söyledi: ‘’Türkiye’den gitmeseydim bu çalışmaları yapamazdım. Orada 1400 cilt kitap çıkardık. Bunların içinde aşağı yukarı 10 bin titr vardır. Bu 10 bin titri birkaç 100 bin cilt mecmuanın içinden çıkardık. Türkiye’de bunların hiçbiri yok. Türkiye’den ayrılmasaydım bunları tanıyamazdım. Tanıyamadığım için bunları okuyamazdım. Okuyamadığım için bunların önemini bilemezdim. Bu Fransa’da bile mümkün olamazdı. Almanya bunun için uygundu. Orada büyük bir atmosfer var. Türkiye’de çok yüksek standartta çalışan bir bilim atmosferi kurmak lâzım. Bu, bilim için çok büyük bir fırsattır.’’

24.01.2010

ASKON: Artık anayasa değişmeli

ANADOLU Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Mustafa Koca, Anayasa Mahkemesi’nin son kararını ardından Meclise düşenin, acilen anayasa çalışmalarını ele almak ve gerekli değişikliği sağlamak olduğunu belirterek, “Milletimiz bir an önce sivil bir anayasaya kavuşturulmalıdır” dedi.

ASKON Genel Başkanı Koca, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin antidemokratik tehditlerden ve darbe tehlikelerinden bir türlü kurtulamadığını söyledi. Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış olan darbelerin hiçbirisinin millete herhangi bir yarar sağlamadığını herkesin bildiğini kaydeden Koca, “Cumhuriyeti koruma ve kollama söylemi ardına sığınılarak ülkede egemenlik heveslerini tatmin etmeye çalışan yapılar, milletimizin zar zor biriktirdiği bütün zenginliklerini çarçur etmekte ve endişe dolu korku toplumu oluşturmaktadırlar. Sadece yedi yıl içerisinde ortaya çıkarılan 5 darbe teşebbüsü ve planı bu işe ne kadar meraklı insan olduğunu ve meselenin ne kadar dramatik boyutlarda olduğunu göstermektedir” dedi. Mustafa Koca, Anayasa Mahkemesi’nin son kararı ile birlikte kendi içerisinde kalma ihtimali yüksek olan bir imkân doğduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Kararın anayasaya uygunluğu mahkemenin meselesidir. Ancak sivil siyaset için alan daralması kabul edilir bir gelişme değildir. Şimdi Meclis’e düşen, acilen anayasa çalışmalarını ele almak ve gerekli değişikliği sağlamaktır. Milletimiz bir an önce sivil bir anayasaya kavuşturulmalıdır. Aksi halde hiçbir darbe teşebbüsü yargılanamayacak ve aynı tehditler sürmeye devam edecektir. Özünde millet düşmanlığı barındıran ve millete kumpas kurma örnekleriyle dolu darbeler tarihine son vermenin yolu sivil bir anayasaya sahip olmaktan geçmektedir. Aksi halde asal ekonomik gelişmeyi bile sağlama şansını yakalama imkânı bulunamayacaktır.”

AHMET TURAN SÖYLER

24.01.2010

Ilıcak: Ordu içinde cuntacılar var

GAZETECİ Nazlı Ilıcak, “Balyoz” darbe planı ile ilgili “Ordu içinde cuntacılar var.

Bu cuntalar halkı düşman gibi görüyor” dedi. Güngören Belediyesi’nin “Gündeme Farklı Bir Bakış” konulu söyleşisine konuk olan Gazeteci Ilıcak, son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. “Balyoz” darbe planı değerlendiren Ilıcak, “Kendi halkını düşman gibi gören bir zihniyetle karşı karşıyayız. Planlar endişe verici. Bu operasyonları hazırlayanlar ordu içindeki cuntalardır. Bunun bütün bir orduya mal edilmemesi gerekir. Ama bu cuntaların ortaya çıkartılması gerekiyor. Türkiye’nin yakaladığı ekonomik gelişmenin bu hükümet zamanında yaşanmasından endişeliler” diye konuştu. Seferberlik Tetkik Kurumu Ankara Bölge Başkanlı’ndaki aramaya de değinen inen Ilıcak, “Kozmik Odada birçok sır ortaya çıkarılabilir. Çünkü Askeriye’de her şeyi yazıya dökme ve not alma alışkanlığı var. Darbeleri bile yıllarca yazılı yapan bir ordu içindeki bazı cuntalardan söz ediyoruz. Olayların üzerine gidilmesinde fayda var” ifadelerini kullandı.

SEDAT SERDAR

24.01.2010

Şehirlerarası yolculuğa yeni tarife

ULAŞTIRMA Bakanlığı tarafından karayoluyla yapılan yolcu taşımacılığı piyasasında artan haksız rekabetin önlenmesi amacıyla 5 ay süreyle uygulanmak üzere taban ücret tarifesi belirlendi.

Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Karayoluyla Şehirlerarası Yolcu Taşımacılığı Alanında Uygulanacak Taban Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ’’, Bl ve D1 yetki belgesi sahipleri tarafından karayoluyla yapılan tarifeli şehirlerarası yolcu taşımalarında kilometre esasına göre uygulanacak. Tebliğle belirlenen taban ücret tarifesine KDV dahil olacak ve uyguladıkları ücret tarifesi tebliğe uymayan yetki belgesi sahipleri, tebliğin yayımından itibaren Bakanlığa başvurarak en geç 20 gün içerisinde her türlü iş ve işlemlerini tamamlayarak uygun ücret tarifesini alıp uygulayacak. Yetki belgesi sahipleri, Karayolu Taşıma Yönetmeliği çerçevesinde indirimli yolcu bileti kesme haklarını, tebliğle belirlenen taban ücret tarifesinden daha aşağı olmamak üzere kullanabilecek.

24.01.2010

Ergenekon dâvâsında tahliyeler devam ediyor

2. Ergenekon dâvâsının tutuklu sanıklarından Esenyurt eski Belediye Başkanı Gürbüz Çapan ile üsteğmen Muhammet Sarıkaya tahliye edildi. Mahkeme, tutuklu diğer sanıkların tutukluluk halinin devamını hükme bağladı.

Ergenekon'da iki tahliye daha

İKİNCİ ‘’Ergenekon’’ davasının tutuklu sanıklarından Esenyurt eski Belediye Başkanı Gürbüz Çapan ile üsteğmen Muhammet Sarıkaya’nın tahliyesine karar verildi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada taleplerin ardından Mahkeme Heyetince alınan kararlar, üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından açıklandı. Buna göre Mahkeme Heyeti, suç vasfının değişme ihtimali, delil durumu ve tutuklu kaldığı süreyi dikkate alarak, 16 aydır tutuklu bulunan Gürbüz Çapan ile bir yıldır tutuklu bulunan Muhammet Sarıkaya’nın tahliyesine karar verdi. Mahkeme Heyeti ayrıca bu sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı koydu.

24.01.2010

Türkiye, AB’ye girdi bile

DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ‘’Her Avrupa ziyaretimde soruluyor Türkiye AB’ye ne zaman girecek?’ diye.

Ben de ‘Türkiye AB’ye girdi bile’ diyorum. Onlar istese de istemese de AB üyesi olduk’’ dedi.

Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ecvet Tezcan’ın onuruna verdiği yemekte konuşan Bağış, Türkiye’de çok şeyin değiştiğini, dünyanın 16. büyük ekonomisi haline geldiğini kaydetti.

Türkiye’nin dünya devletleri arasında eş zamanlı arabuluculuk yapan tek devlet olduğuna dikkati çeken Bağış,Türkiye’nin her zaman doğu ile batı, Müslüman ile Hristiyan ve medeniyetler arasında köprü olduğunu belirtti. Bağış, ülkede yaşananların normalleşme ve istikrarlı bir ülke haline gelme süreci olduğunu söyledi. Bazı ülkelerle vizelerin kalktığını hatırlatan Bağış, ‘’Avrupa ile vizelerin kalkması için çabalıyoruz’’ dedi.

Bağış, Türkiye’nin şu anda yaşadığı bazı sancıları, ‘’kanser sancısı’’ olarak nitelendirerek, demokratikleşme, çağdaşlaşma, modernlik ve saygınlık arttıkça bu sancıların da sona ereceğini söyledi. Ülkenin yaşadığı sıkıntıları her ülkenin yaşadığını vurgulayan bağış, ‘’Biz bazı sorunların yaşanmasını öteledik, görmezden geldik, umursamadık. Şu anda Türkiye farklı bir dönem yaşıyor. Devlet, Roman, Kürt, Ermeni, Alevi halkların, kadınların ve çocukların sorunlarını dinlemeye başladı ve bu kesimlerin sorunlarını çözme konusunda çalışan bir devlet var. Bunlar yurt dışında yaşayan vatandaşlara da yansıyacaktır’’ diye konuştu.

Avrupa ülkelerindeki Türk milletvekili sayısının artmasını ve yönetiminde de yer almalarını istediklerini söyleyen Bağış, ‘’Her ziyaretimde soruluyor ‘Türkiye AB’ye ne zaman girecek?’ diye. Ben de ‘Türkiye AB’ye girdi bile’ diyorum. Onlar istese de istemese de AB üyesi olduk. Türkiye’nin AB üyeliğini hiçbir güç durduramayacak. ‘AB süreci yavaşladı’ diyenlere bakmayın. Türkiye’de çok şey oluyor ama biz kendimizi anlatmakta zorlanıyoruz. Biz, Avrupa ve ABD ülkeleri kadar kendini anlatma konusunda marifetli değiliz’’ dedi. Bağış, ‘’Avusturya Türkiye’nin AB üyelik sürecine en endişeli yaklaşan ülke. Yarın akşam düzenlenecek Viyana Ekonomi Balosunun temasının İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması, AB sürecinin durdurulamaz noktaya geldiğinin en önemli kanıtıdır’’ diye konuştu.

24.01.2010

Açılımın somut sonuçları ortaya çıkmalı

VAN Valisi Münir Karaloğlu, “Demokratik Açılımın” bir devlet politikası olduğunu ifade ederek, “Bu açılımın mutlak surette somut sonuçlarının ortaya çıkması lâzım” dedi.

Vali Karaloğlu, senozderesi.com’a yaptığı açıklamada, bundan önce görev yaptığı her yerde olduğu gibi Van’da da milletin valisi olmaya çalıştığını belirterek, “halka rağmen yöneticilik” yapmak istemediklerini söyledi. Vali Karaloğlu, “Hiçbir şekilde vatandaşa tepeden bakmıyoruz, vatandaşın derdiyle dertleniyoruz, vatandaşın problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Vatandaşa yakın durmaya çalışıyoruz. Türkiye’nin her yerinde siz vatandaşa doğru bir adım attığınızda onlar size 10 adım gelir. Van’da da bundan farklı bir şey olmadı. Çalıştığım bütün bölgelerde, vatandaşla aynı diyaloğu kurabilmiş bir idareci olarak bunu söylüyorum. Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi vatandaşa siz gittiğiniz zaman vatandaş kollarını açıp size doğru geliyor. Van’da da bu böyle oldu. Şu anda Van’da çok güzel bir frekans yakalamış durumdayız. Vatandaşın acısını, sevincini paylaşıyoruz. Vatandaşın problemlerini, kentin problemlerini çözmeye çalışıyoruz. Bu da vatandaştan takdir topluyor” diye konuştu.

Vali Karaloğlu, “Demokratik Açılım”la ilgili olarak ise, bölgede 25 yıldır yaşanan bir olumsuzluk olduğunu, terörün silâhlı kısmını devletin hallettiğini söyledi. Açılımın bir devlet politikası olduğunu ifade eden Vali Karaloğlu, şöyle devam etti:

“Bu açılımın mutlak surette somut sonuçlarının ortaya çıkması lâzım. Bölge halkında çok büyük bir heyecan var. Artık bölge halkı da terörle yaşamak istemiyor, terörle anılmak istemiyor. Diyorsunuz ki ‘Gelirken farklı bir Van vardı kafamızda.’ Ülkenin batısında bu bölge için oluşan algıyı değiştirmemiz lâzım. Yani siz buraya gelmeden önce ‘Van’a gidince acaba can güvenliğimiz var mı, sokaklarda yürüyebilir miyiz, oradaki insanlar bize nasıl yaklaşır?’ endişeniz varsa, batıda yaşayan hemen hemen herkeste bu önyargı var. Bunun yıkılması lâzım. Bunun da ancak demokratik açılımla, millî birlik ve kardeşlik projesi dediğimiz proje ile Türkiye’nin doğusu ile batısı, güneyi ile kuzeyi, bütün unsurlarıyla bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyacak, keyif alacak insanlar haline getirerek, birbirimizi sevgiyle, muhabbetle bakarak bunu çözeriz. Yoksa bölgede problem yok. Bölgenin insanının Tekirdağ’dan Yozgat’tan bir farkı yok.”

24.01.2010

İbrahim Keresteci trafik kazası geçirdi

Çorum ve Amasya’da Sendikal çalışmaları yürütmek için Çorum’a giden Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) Genel Sekreteri İbrahim Keresteci, Mecitözü yakınlarında aracının kaygan yolda takla atması sonucu yaralandı.

Vücudunda kırıklar oluşan İbrahim Keresteci Mecitözü Devlet Hastanesi’ndeki ilk müdahalesinin ardından Çorum Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. İbrahim Keresteci’nin sağlık durumunun iyi olduğunu belirten yetkililer kazanın, ıslak yol zemininde aracın takla atmasıyla meydana geldiğini söyledi. Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, yaşanan kazadan duyduğu üzüntüsünü dile getirerek, “Genel Sekreterimiz İbrahim Keresteci’ye Sendikamız adına Allah’tan acil şifalar diliyorum” dedi.

24.01.2010

EBRD: Türkiye hızlı büyüyecek

AVRUPA İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), bu yıl Doğu Avrupa’da en hızlı ekonomik büyümeyi Türkiye’nin gerçekleştireceğini duyurdu.

2010 ve 2011 yıllarına ilişkin tahminlerini güncelleyen EBRD, ekim ayında Türkiye için 2010’da yüzde 3 olarak belirlediği büyüme tahminini, Türkiye’nin artan kredi notunun yabancı sermaye akışını hızlandıracağı beklentisiyle yüzde 4,7’ye yükseltti. EBRD’ye göre Türkiye, 2011 yılında da yüzde 4’le hızlı büyümeyi sürdürecek. Türk ekonomisine iyimser bakan EBRD, 2009 yılı için daha önce yüzde 6 olarak belirlediği küçülme tahminini de yüzde 5,6’ya indirdi.

24.01.2010

Açılım, kitapçıkla anlatılacak

AKP, “Demokratik Açılımı” 30 soruya cevap verilen kitapçıkla anlatacak. Kitapçıkta, ünlü karikatürist Salih Memecan’ın karikatürlerinden yararlanıldı.

AKP Tanıtım ve Medya Başkanlığı tarafından hazırlanan “Sorularıyla ve Cevaplarıyla Demokratik Açılım Süreci” 30 soruya 133 sayfada cevap verildi. Kitabın sunuş kısmında. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yazısına yer verildi. Erdoğan, “Bu millet, terörden ve şehitlerimizin kanlarından beslenenlere karşı, birbine daha fazla kenetlenerek gereken cevabı, işte bu süreçte bir kez daha ve gür bir sesle verecektir” sözleri dikkat çekti. Kitapçıkta, Erdoğan’ın değişik yerlerde çekilmiş fotoğrafları ve konuşmalarından yararlanıldı.

24.01.2010

Kar yolları kapadı

Balkanlar üzerinden gelen karlı hava ve fırtına özellikle Marmara bölgesinde günlük hayatı aksatıyor. Kar ve buzlanma maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazalarını da beraberinde getirdi. İstanbul-İzmir karayolu, elverişsiz hava şartları yüzünden 20 saat ulaşıma kapandı. Edremit yolunda 200’e yakın kişi mahsur kaldı.

Kar etkisini arttırıyor

İSTANBUL'DA beklenen kar yağışı ve fırtına önceki gün gecenin ilerleyen saatlerinde etkisini gösterdi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün tahminleri doğrultusunda önceki gün gece yarısından sonra kar ve fırtına İstanbul’u etkisi altına aldı. İstanbul’un batısında kar yağışı daha şiddetli oldu. Şehrin doğusunda ve merkezinde ise karla karışık yağmur görüldü. Silivri, Çatalca, Büyükçekmece ve Beylikdüzü’nde tipi halinde görülen kar sebebiyle araçlar yolda ilerlemekte zorlandı. Bazı ilçelerde sokaklar beyaza büründü. Araçların üzeri de karla kaplandı. Fırtına dolayısıyla bazı ağaçların devrildiği ve araçların zarar gördüğü belirtildi. İstanbul Valiliği Afet ve Acil Durum Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, şehirde gece başlayan ve etkisini arttırarak devam eden kar yağışı ve şiddetli rüzgâr, ulaşımda aksamalara sebep oluyor.

İtfaiye ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki kar temizleme araçları yollarda çalışmalarını gece boyunca sürdürdü. Ekipler önemli kavşak ve köprülerde buzlanmaya karşı hazırda bekletiliyor. Kar fırtınası sebebiyle vatandaşların trafiğe çıkmamayı tercih ettiği gözlendi. Fırtınanın şiddetini arttırmasıyla birlikte özellikle İstanbul’un yüksek kesimlerinde daha etkili olan kar yağışı ve tipinin İstanbul’da deniz ulaşımını da etkiledi. Seferlerde aksama yaşandığı ve bazı seferlerin iptal edildiği belirtildi. Şehir hatları vapurlarının bazı seferleri de fırtına sebebiyle yapılamadı. Fırtına ve kar yağışının etkisini sürdürmesi bekleniyor.

KAR YAĞIŞI PAZARTESİ AKŞAMINA KADAR

SÜRECEK

Meteoroloji’nin hava tahminleri doğrultusunda kar yağışının Pazartesi akşamına kadar sürmesi bekleniyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi’nden (AKOM) yapılan açıklamaya göre, şehir merkezinde kar kalınlığının 5-10 cm, yüksek semtlerde ise 15-35 cm aralığında olması tahmin ediliyor. Kar yağışının etkisin artırmasıyla birlikte AKOM birimleri alarma geçti. 3 b in 475 personelle karla mücadele eden ekipler, gece boyunca şehrin ana arterlerini tuzladı. Alarma geçen AKOM bütün birimleriyle gece sabaha kadar tuzlama ve solüsyon çalışmaları yaptı. Öte yandan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanlığı ekipleri, sokaklarda yaşayan 253 vatandaşı otel ve spor salonunda misafir ediyor. 112 ve Hızır Acil ekiplerinin aldığı vatandaşlara temizlik, sağlık kontrolü yapılıyor, yeni elbiseler veriliyor. Gerekli olanlar hastaneye sevk ediliyor.

KAZALAR MEYDANA GELDİ

Kar yağışı kazaları da beraberinde getirdi. Silivri’de bir yolcu otobüsü şarampole yuvarlandı. Kazada ölen ya da yaralanan olmadı. Yolcular başka bir otobüsle yollarına devam etti. Tem Bağlantı Yolu Okmeydanı mevkiinde, yolcu taşıyan otobüs kaygan zemin ve aşırı hız sebebiyle kontrolden çıkarak bariyerlere çarptı. Kazada 7’si ağır yaklaşık 20 kişinin yaralandığı belirtildi. Yolun kapanmasına sebep olan otobüs kaldırılarak yol trafiğe açıldı. O-2 Otoyolu Kınalı mevkiinde Metro Turizm’a ait Edirne-Ankara seferini yapan 34 ZZ 7109 plakalı otobüsün şarampole yuvarlanması sonucu bir bebek öldü, 2’si ağır, toplam 6 kişi de yaralandı. Gece saat 03.00 sıralarında meydana gelen kaza Silivri’deki hastanelere kaldırıldı. trafiğe kapatılan yol, bir süre sonra kontrollü olarak tekrar trafiğe açıldı.

Bu arada TEM Otoyolu Edirne istikameti, Hadımköy gişelerinden itibaren otomobillere kapatıldı. Bu yolda sadece büyük araçlara açık olan kara yolunda ulaşım, kontrollü sağlanıyor.

İSTANBUL-İZMİR KARAYOLU KAPANDI

İstanbul-İzmir karayolu, elverişsiz hava şartları yüzünden ulaşıma kapandı. Gece geç saatlerde yollarda buzlanma meydana gelmesi ve araçların zincir kullanmaması sebebiyle trafik durdu. Araçlar yaklaşık 10 saatte sadece 200 kilometre yol alabildi. Çok sayıda aracın benzini bitti. Yakıtı biten araçlar yol kenarında park etti. Bu arada yiyecek içecek ve tuvalet sorunu başgösterdi. Karayollarında trafik çalışmalarının çok yetersiz olduğu görüldü. İstanbul-İzmir yolu çift yönlü olarak trafiğe tamamen kapanmış durumda.

YOLLARDAKİ SÜRÜCÜLERE GİZLİ DON VE KAR UYARISI

YOĞUN kar yağışının başlamasıyla, yola çıkanların güvenli bir şekilde yolculuk etmelerini sağlamak için Karabük Bölge trafik ekipleri de 24 saat görev yaparak, sürücüleri gizli buzlanma ve don için uyarıyor. Karabük Gerede Karayolu’nda yaptığı uygulamalarda sürücüleri dikkatli gitmeleri konusunda uyaran ekipler, araçlarda zincir, çekme halatı gibi malzemelerin olup olmadığını kontrol ediyor. Okulların yarı yıl tatilini fırsat bilenler, tatil yerlerine ve memleketlerine gitmek için yollara çıktı. Cuma günü öğleden sonra başlayan kar yağışı ise kara yollarında ulaşımı olumsuz etkilemeye başladı. Karabük Bölge Trafik şubesi ekipleri, Karadeniz ve Doğu Anadolu’yu Marmara’ya bağlayan D 100 Karayolu’na bağlı, Karabük Gerede arasındaki E 80 karayolunda, tatilcilerin güvenli bir şekilde seyir etmelerini sağlamak için 24 saat görev yapıyor.

Mahsur kalan 200 yolcu kurtarıldı

BALIKESİR'DE önceki gün akşam saatlerinden itibaren etkisini arttıran kar yağışı sebebiyle meydana gelen kazalar yolların kapanmasına sebep oldu. Çok sayıda vatandaş yollarda kaldı. Edremit ilçesini Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlayan karayolunun Kalkım mevkii, kar ve tipi yüzünden ulaşıma kapandı. Edremit Kalkım yolunun 25. kilometresinde de 45-50 cm.’yi bulan kardan dolayı 16 otomobil, 5 minibüs ve 4 otobüs ile içersinde bulunan 200’e yakın yolcu yolda mahsur kaldı. Edremit Kalkım yolunda araçlarda mahsur kalan yaklaşık 200 yolcu, ekiplerin hummalı çalışması sonucu kurtarıldı. Araçlara yaklaşık 2 saatlik çalışmanın ardından ulaşıldı.

24.01.2010

Ormanlar 'güneşle' korunacak

GAZİANTEP'TE orman köylerinde yaşayan 260 aileye, güneş enerjili ısıtma sistemi için 299 bin lira kredi kullandırıldığı bildirildi.

İl Çevre ve Orman Müdürü Mesut Niziplioğlu, yaptığı açıklamada, güneş enerjili ısıtma sistemi kredisiyle, orman köylerinde su ısıtmak için ormanların tüketilmesinin önüne geçilmesinin amaçlandığını söyledi. Türkiye’de nüfusun 12’sinin orman köylerinde yaşadığına, bu köylerde yaşayan ailelerin hayat standardının ülke ortalamasının çok altında olduğuna dikkati çeken Niziplioğlu, Gaziantep’te 43 orman içi, 134 orman bitişiği olmak üzere toplam 177 orman köyü bulunduğunu anlattı. Bu bölgelerde arazinin yetersiz ve verimsiz olduğunu ifade eden Niziplioğlu, ‘’Bu aliler hayvancılık yapıyor ve elde ettikleri gelir seviyesi çok düşük. Bu gerçek, doğal olarak ormanlar üzerinde baskı oluşturuyor, aileler geçimlerini sağlamak için ormanları tahrip ediyor’’ dedi. Niziplioğlu, orman köylerinde yaşayan ailelerin refah düzeyinin arttırılmasının ormanlar üzerindeki baskıyı azaltacağını ifade etti.

24.01.2010

Pilot uygulaması başlayan âcil merkezinin kalbi hazır

ISPARTA ve Antalya’da pilot uygulama olarak başlatılan tek numaralı 112 Acil Çağrı Merkezi, Isparta’da faaliyete geçti.

112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Volkan Gökçe,yaptığı açıklamada, Eğirdir yolu üzerinde 11 bin 726 metrekarelik kampüste, 2 bin 500 metrekare alanda kurulan 112 Acil Çağrı Merkezi’nin, sağlık başta olmak üzere bütün vak'alar için dünyanın en ileri sistemleriyle hayata geçirildiğini söyledi. Merkezde şu anda Hızır Acil, İtfaiye, Jandarma ve Polis hatlarının çalışmaya başladığını, Orman Yangını hattının ise Mayıs ayında devreye gireceğini belirten Gökçe, ‘’Hızır Acil 112, Polis İmdat 155, Jandarma 156, İtfaiye 110 ve Orman Yangını 177’yi tek şemsiye altında birleştiren sistem, adeta devrim niteliğinde’’ dedi. 112 Acil Çağrı Merkezi’nde son teknolojinin kullanıldığını belirten Gökçe, merkezde yapılan çalışmalar hakkında şu bilgi verdi.

24.01.2010

Başşehrin dumansız hava sahasına sıkı denetim

BAŞŞEHİRDE sigara yasağı kapsamının genişletildiği 19 Temmuz 2009’dan, 11 Aralık 2009’a kadar 17 binden fazla işletme ve toplu taşım aracı denetlendi.

Denetlenen yerlerin 11 bin 302’sinde aksaklık bulunamazken, 5 bin 333’üne sözlü uyarıda bulunuldu, 510 yer için hazırlanan tutanaklar ise cezai işlem için ilgili kuruma yönlendirildi. Alınan bilgilere göre, polis ekipleri, sigara yasağının kapsamının genişletildiği 19 Temmuz 2009’dan itibaren Ankara’nın 25 ilçesinde toplu taşım araçlarının da bulunduğu toplam 17 bin 145 işletme ve araçta denetleme yaptı.

Uygulamalarda 643 kamu kurumu, 16 bin 358 özel kişilere ait bina, 140 toplu taşıma aracı ve 4 kişiye yönelik denetim yapıldı. Yapılan tesbitler ışığında 5 bin 333 yer hakkında işlem yapılmadan sözlü uyarıda bulunulurken 510 yer için tutanak tutulup cezai işlem için ilgili kuruma gönderildi.

24.01.2010

Ehliyetleri değiştirme zorunluluğu yok

EMNİYET Genel Müdürlüğü, TC kimlik numarası bulunmayan sürücü belgelerinin değiştirme zorunluluğu bulunmadığını açıkladı.

Vatandaşlar, mevcut sürücü belgelerini değiştirmeden kullanabilecekler. Emniyet Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, son günlerde bazı internet sitelerinde, 2009 yılı sonuna kadar sürücü belgeleri üzerinde TC kimlik numarası olmasının zorunlu olduğu, bu sebeple 2009 yılı sonuna kadar bütün sürücü belgelerinin zorunlu olarak değiştirileceği yönünde haberlerin yer aldığı belirtildi. Ayrıca, maddî hasarlı trafik kazaları ile ilgili 1 Nisan 2008 tarihinde başlanılan yeni uygulama için de üzerinde TC kimlik numarası bulunan yeni sürücü belgelerinin gerektiği yönünde iddiaların bulunduğu da kaydedildi. Düzenlenen sürücü belgeleri üzerine belge sahibinin TC kimlik numarasının yazılması uygulamasına 15 Şubat 2007 tarihinden itibaren başlanıldığı hatırlatılan açıklamada, ayrıca, zayi ve yıpranma gibi sebeplerle sürücü belgesini değiştirme durumunda olan vatandaşlara, üzerinde TC kimlik numarası bulunan sürücü belgesi verildiği belirtildi. Açıklamada, “Sürücü belgelerinin değiştirilme zorunluluğu bulunmamaktadır” denildi.

24.01.2010

İslâmın bilime katkısı Londra’da

İngİltere’nİn başşehri Londra’da Bilim, Teknoloji ve Medeniyet Vakfı tarafından gerçekleşen ‘1001 İcat-İslâm Mirası’ adlı sergide tarihte Müslüman bilim adamlarının bulduğu icatlar sergileniyor.

Sergilenen icatlar arasında El-Cezire’nin bulduğu ‘fil saat’ ve su ile çalışan ‘çizgi saat’, bugün hâlâ ameliyatta kullanılan bıçak, makas gibi aletlerin yanı sıra günlük hayata ışık tutan yüzlerce buluş Londra’daki Bilim Müzesi’nde (Science Museum) ziyaretçilere tanıtılıyor. Bir hafta sürecek olan sergide Türk-Osmanlı tarihine ait çok sayıda icat da yer alıyor. Sergide 18. yüzyıldan kalma Türkiye’den getirilen kılıç dikkat çeken eserler arasında yer alıyor. Bir diğer önemli buluş ise yine yüzyıllar öncesine ait Türkiye kaynaklı ‘fil saat’, ziyaretçilerin dikkatini çeken objelerden biri. Sergiye İngilizler oldukça yoğun ilgi gösteriyor. Müslüman dünyasının günümüz teknoloji ve bilimin geldiği noktaya yaptığı katkıyı ön plana çıkarma amacını taşıyan serginin organizatörlerinden Profesör Dr. Salim El-Hassani, Türkiye’nin İslâm mirasının oluşmasında önemli bir faktör olduğuna inandığını belirtiyor. Geleneksel hale gelen ‘İslâm Uygarlığı’ sergisi, her yıl farklı bir şehir ya da mekânda düzenleniyor. Sergi en son geçtiğimiz yıl İngiliz Parlamento Binası’nda düzenlenmişti. 2008 yılında Manchester şehrinde düzenlenen sergiye, İslâm Konferansı Teşkilâtı Genel Sekreteri Ekmelettin İhsanoğlu da katılmıştı.

24.01.2010

7 dilde kapı zili

ŞanlIurfa’da, 7 ayrı dilde satışa sunulan ziller büyük ilgi görüyor.

“Misafiriniz geldi, lütfen kapıyı açar mısınız” diye seslenen kapı zillerinin satışına ilgi olduğu belirtildi. Şanlıurfa Belediyesi arkasında elektrik malzemeleri satışı yapan Mehmet Çamlıoğlu, 7 dilde olan kapı zillerinin büyük ilgi gördüğünü belirtti. Türkçe, Kürtçe, Arapça, İngilizce, Rusça, Japonca ve Yunanca dillerinden anons yapan zillerin, Şanlıurfa’da yaşayan Kürt ve Arap kökenli vatandaşlar tarafından tercih edildiğini belirten Çamlıoğlu, zilleri 7 TL’den sattıklarını belirtti.

24.01.2010

Balıklıgöl tescillendi

Türkİye’nİn simgesi haline gelen ve dünyanın tek tabiî akvaryumu olan Balıklıgöl Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescillendi.

Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası (ŞUTSO) Başkanı Eyüp Sabri Ertekin, böyle bir merkezin şimdiye kadar tescillenmemiş olmasının büyük bir eksiklik olduğunu söyledi. Şanlıurfa Valisi Nuri Okutan, şehirde başlatılan çalışmalar ile birçok tarihî eski eserin tesbitinin yapılarak tescil edildiğini belirterek, bunların arasında Balıklıgöl’ün de bulunduğunu kaydetti.

24.01.2010