Güncel |
MİLLETİN VİCDANINI YARALIYOR |
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, Danıştay 8. Dairesinin, YÖK’ün üniversiteye girişte katsayı farkını kaldıran kararının yürütmesini durdurmasının ‘’kamu vicdanını rahatsız ettiğini’’ ifade etti. Uslu, alınan kararla gençlerin aylar süren emeklerine saygısızlık yapıldığını söyledi. YÖK YENİ BİR DÜZENLEME YAPSIN
Karara tepki gösteren Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise, gençleri mağdur edecek bu kararın etkilerini ortadan kaldıracak şekilde, katsayı adaletsizliğini bertaraf edecek yeni düzenlemenin YÖK tarafından bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.
SORUNU SİVİL BİR ANAYASA ÇÖZER
Teknik Eğitim Vakfı Genel Başkanı Mustafa Aksoy, bu kararı anlamakta güçlük çektiklerini belirterek yasanın ilgili maddelerinin TBMM’de değiştirilerek sorunun daha kalıcı olarak çözülmesinin mümkün olduğunu söyledi. MTTB tarafından yapılan açıklamada da sorunun sivil bir anayasa ile çözülebileceği belirtildi.
BİR AN ÖNCE DÜZENLEME YAPILSIN
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ‘’Danıştay kararı, başta gençlerimiz olmak üzere toplumun büyük bölümünde hukuki güvenliğe sahip olmadığı inancını oluşturacaktır’’ dedi. Memur-Sen üyeleri, YÖK Genel Kurulu kararının yürütmesinin durdurulmasını, Danıştay önünde protesto etti. ‘’YÖK’ün kararının, demokrasi, özgürlük ve eşitlik gibi kavramların kendi mülkiyetinde olduğunu savunan kişi ve kurumları rahatsız ettiğini’’ öne süren Gündoğdu, danıştayın, bu konuda dava açma ehliyeti olmadığı gerekçesiyle İstanbul Barosu' nun başvurusunu usul yönünden reddetmesini beklediklerini bildirerek, ‘’Danıştay, katsayı adaletsizliğini sona erdiren ve adaylar arasında eşitliği sağlayan YÖK kararının yürütmesini durdurdu’’ dedi. Gündoğdu, şöyle devam etti: ‘’Oysa, ‘Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin, hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez’ hükmünü içeren Anayasa’nın 125. maddesinin 4. fıkrası karşısında, böyle bir eğilimin dahi Anayasa’nın açık ihlali olacağı tartışmasızdır. Bu karar göstermektedir ki eğitim sistemi ve felsefesi konusunda ahkam kesen, ancak Anayasa’nın kendisine çizdiği sınırları dahi algılamakta zorlanan bir Danıştay var. Katsayı adaletsizliğini sona erdiren YÖK Genel Kurulu kararının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin Danıştay kararı, başta gençlerimiz olmak üzere toplumun büyük bölümünde hukuki güvenliğe sahip olmadığı inancını oluşturacaktır.’’ Katsayı adaletsizliğini bertaraf edecek yeni düzenlemenin YÖK tarafından bir an önce gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydeden Gündüğdu, Meclisin de YÖK’un bu konuda yapacağı düzenlemenin, yargı tarafından iptal edilmesini engelleyecek yasal düzenleme yapmasını istedi. Gündoğdu, siyasî iktidarın ise kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun olarak, özellikle yargı organlarının oluşumuna ve görevlerine ilişkin yargı reformunu da hayata geçirmesi gerektiğini kaydetti.
AHMET TERZİ - ANKARA
YÖK, hükümet ve Meclis göreve
EĞİTİMCİLER Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Danıştay Sekizinci Dairesi’nin İstanbul Barosu Başkanlığı’nın Yükseköğretim Genel Kurulu’nun yükseköğretime girişte katsayı puanı uygulamasının kaldırılmasına ilişkin 21 Temmuz 2009 tarihli kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı dâvâda, YÖK’ün kararının yürütmesini oy birliğiyle durdurmasını “millet adına millete karşı karar” şeklinde değerlendirdi. Sendikadan yapılan açıklamada, YÖK’ün 30.07.1998 tarihli kararı ile 1999 yılından itibaren başlatılan adaletsiz katsayı uygulamasının siyasî hınçla milletin özünü hedef alan bir uygulama olarak yüzbinlerce mağdur oluşturduğu vurgulanırken, “Meslek liselilere uygulanan katsayı engeliyle 1999’dan itibaren bu okullara giden öğrenci sayısı hızla azalmıştır. Daha önce başarılı öğrencilerin, sınavla girebildiği meslek liselerinin atölyelerine kilit vurulmuş, derslikler öğrencisiz kalmıştır. Meslek liselilerin üniversiteyi kazanma şanslarının neredeyse tamamen kaybolmasıyla ilköğretim mezunu öğrenciler, katsayı engelinin psikolojik etkisiyle akademik liselere yönelerek 40-50 kişilik sınıflar oluşturmuş, akademik liselerde de başarı seviyeleri taban yapmıştır” denildi. İSTANBUL BAROSUNUN HAREKETE GEÇMESİ ŞAŞIRTMAMIŞTI!
YÖK’ün eşitliği esas alan yeni bir sisteme geçme kararı almasını milletin sevinçle karşıladığı belirtiler açıklamada, “Millete muhalefet etmeyi aydın olmanın gereği zanneden ve Taksim Meydanı’nda ‘Darbeci Baro Taksim’e Hoş Geldin’ pankartıyla karşılanan İstanbul Barosu’nun bu karar karşısında harekete geçmiş olması aslında milletimizi şaşırtmamıştır. Darbe zihniyetlilerin neşv-ü nema buldukları ortamlar antidemokratik ortamlardır. Demokratikleşmenin revaç bulduğu, milletin topyekûn kucaklaşmaya başladığı bir dönemde, darbe süreçlerinin antidemokratik kararlarının yerini adaletin, eşitliğin egemen olduğu kararların alması zihninde darbe virüsü bulunanları ürkütmüş, çığlık çığlığa sağa sola koşuşturmaya başlamışlardır” denildi.
BİR AN ÖNCE ADIM ATILMALI
Açıklamada, millet adına karar açıklayan Yargının milletin beklentilerinin aksine, eşitlik ve adalet duygusunu rencide eden bu kararının bayram öncesi meslek liselilere matem yaşattığı belirtilirken, bu matem havasının dağıtılması için bir an önce YÖK’ün, hükümetin ve Meclis’in acilen bir adım atması gerekli olduğu vurgulandı.
DANIŞTAY, ÖNCEKİ KARARIYLA ÇELİŞTİ
“ASIL şaşırtıcı olan Danıştay Sekizinci Dairesi’nin eşitsizliğin devamını sağlamaya dönük ve önceki kararıyla çelişen kararıdır” denilen açıklamada şöyle denildi: “Danıştay Sekizinci Dairesi, dört yıl önce ‘katsayı konusunda YÖK yetkilidir’ kararı vermiştir. 2005 yılında Ankara Aydınlıkevler Ticaret Meslek Lisesi öğrencisi İlknur Öztürk’ün katsayı düzenlemesinin iptali için başvurduğu davada ‘1739 Sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği yükseköğretim kurumlarına ortaöğretim kurumlarını bitirenlerin nasıl gireceğinin Millî Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılarak Yükseköğretim Kurulu tarafından saptanacağı’nı ifade eden Danıştay Sekizinci Dairesi bugün YÖK’ün aldığı kararı yok sayma kararı almıştır. YÖK’ün 30.07.1998 tarihli kararının ardından uygulama 1999 yılında başlatıldığında o gün meslek lisesinde kaydı olan tüm öğrenciler için hiçbir çıkış yolu bırakılmadan telâfisi mümkün olmayan mağduriyetler oluşturduğunda sesini çıkarmayanların bugün adaletin tesisi ve eşitliğin sağlanmasına yönelik adım atıldığında ‘telâfisi güç ve imkânsız zararlar oluşacağı’ kanaatine varması da anlaşılamamaktadır.”
FATİH KARAGÖZ - ANKARA TEKEV: Problem kalıcı olarak çözülmeli TEKNİK Eğitim Vakfı (TEKEV) Genel Başkanı Mustafa Aksoy, ‘’TEKEV ve Mesleki Teknik Eğitim paydaşları olarak çıkan bu kararı anlamakta güçlük çekiyoruz’’ dedi. Aksoy, çıkan bu karara Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) tarafından itiraz edilmesinin mutlaka gerekliliği olduğuna inandıklarını söyledi. Danıştay 8. Dairesinin aldığı bu karara gerekçe ve dayanak olan 2547 sayılı yasanın ilgili maddelerinin TBMM’de değiştirilerek sorunun daha kalıcı olarak çözülmesinin mümkün olduğunu savunan Aksoy, şunları kaydetti: ‘’TEKEV ve Meslekî Teknik Eğitim paydaşları olarak çıkan bu kararı anlamakta güçlük çekiyoruz. Kamuoyumuzun umutsuzluğa kapılmadan, kaldığımız yerden mücadelemize devam edileceğini bilmesini arzu ediyorum. Hakkımızı teslim etmeyen ve mağduriyetimizi gidermeyen, hiçbir sonucu olağan bir şekilde karşılamamızı kimse bizden beklemesin.’’ Siyasi iradenin yıllardan beri ‘’katsayı adaletsizliğini çözeceğine dair verdikleri sözlerin kulaklarında’’ olduğunu ifade eden Aksoy, Meslekî Teknik Eğitimin sorunlarının çözümünü hiç ertelenmeden, önümüzdeki öğretim yılında geçerli olacak şekilde beklediklerini kaydetti. Ankara / aa Hukuksuzluğun çözümü için Sivil Anayasa şart MİLLî Türk Talebe Birliği’de (MTTB) yaptığı açıklamada, Danıştay’ın vermiş olduğu karar ve buna benzer hukuka ayrıkı uygulamaların çözümü için yeni bir Sivil Anayasa’nın şart olduğunu belirterek, hükümeti Sivil Anayasa yapmaya çağırdı. MTTB yaptığı açıklamada , şunlar kaydedildi: “Türkiye’de ne yazık ki milletin egemenliğinden çok kurumların egemenliği vardır. Hatta, milletin egemenlik hakkı, darbe anayasaları sayesinde kurumların hegemonyasına teslim edilmiştir. Biz, MTTB olarak; Türkiye’de her ne adına olursa olsun bireyin en temel insani haklarından biri olan eğitim hakkının önündeki engellerin bir an önce kaldırılması gerektiğine inanıyoruz. Maalesef, oy birliği ile alınmış bu insafsız karara, YÖK’ün en kısa zamanda itiraz edeceğini ve Danıştay’ın İdari Dava Daireleri’nin adil ve hukuka uygun bir biçimde bu konuyu olumlu bir karara bağlayarak sonuçlandıracağını ümit ediyoruz. Aksi takdirde, zaten toplum nezdinde adilliği tartışılır durumda olan hukuk sistemimize kendi elleriyle bir darbe daha indirmiş olacaklar ve asıl o zaman “Toplum vicdanında telâfisi güç ve imkânsız yaralar oluşacağı açıktır”. Bu ve buna benzer hukuka aykırı uygulamaları göz önünde bulundurduğumuz vakit görünüyor ki; Türkiye’nin, geleceğinde de bu gibi olaylarla karşılaşma ihtimali yüksektir. Bunun yegâne çözüm yolu ise yeni bir “Sivil Anayasa”dır. Gerekirse, referanduma gidilerek çıkartılacak yeni bir sivil anayasa ülkemizi rahatlatacak ve “Büyük Türkiye” idealimize ulaşma yolunda önümüzü açacaktır. İktidarı, bunun sorumluluğuna dâvet ediyoruz.” |
27.11.2009 |