Dünya |
TÜRKİYE, ORTADOĞU’DA ÇOK DAHA ÖNEMLİ BİR HALE GELDİ |
Türkİye’nİn Irak işgali için AB askerlerine kendi topraklarını kullandırtmaya izin vermemesinin bölgesindeki etkinliğini artırdığını yazan FT, Washington merkezli Marshall Vakfı üyesi Ian Lesser’in de görüşlerine başvurdu. Lesser, gazeteye açıklamasında “Ortadoğu, ancak Ortadoğulularındır anlayışı bölgede kulaktan kulağa yayılmaya başlandı. Asıl önemli olan ise Türkiye’nin şu an geçmişe nazaran hem ekonomik hem de siyasî açıdan çok daha önemli bir yere gelmiş olmasıdır. Türkiye’nin Ortadoğu seçeneği, doğru ya da yanlış, kendi kimlik kriziyle de bağlantılı hale geldi.” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin İslam dünyasıyla olan ilişkilerinin dış politikasını şekillendirmede önemli hale geldiğini de yazan Financial Times, Erdoğan’ın Gazze ve İran’ın nükleer silâhları konusunda yaptığı açıklamalarının Arap ülkelerinde sokaklara da yansıdığına dikkat çekti. Gazete, “Aslında Türkiye’nin yönünü doğuya doğru çevirmesi dinle değil ticaretle daha çok bağlantılı. Ülkenin Ortadoğu ve İslâm ülkeleriyle olan ticareti, 2004 yılına göre tüm ticaretinin yüzde 20’ini oluşturuyor.” diye kaydetti.
Financial Times gazetesi, Türk dış politikasına tam sayfa ayırdığı haberinde, Türkiye’nin AB, Ortadoğu, İran ve İslâm dünyasıyla ilişkilerini mercek altına aldı. Türk dış politikasında son yıllarda büyük bir değişim yaşandığını hatırlatan Financial Times gazetesi, Türkiye-AB uyuşmazlığının artabileceği uyarısında bulundu. Türkiye’nin şimdilerde, bir zamanlar Osmanlı sultanların hükmettiği sınırlarla yeniden temas haline geçtiğini yazan FT, buradaki amacın Türkiye’yi hem Müslüman dünyasıyla bir arada tutmak hem de uluslar arası sahnede en üst sıralara getirmek olduğunu aktardı. Türkiye, uzun yıllar boyunca İsrail ile ilişkilerine, AB üyeliği ve enerji koridoru olmaya özen gösterdiğine dikkat çeken gazete, “Türkiye’nin ekonomik büyümesi ve diplomatik açılımları örneğin Kafkaslardaki sorunlardan İran ve Irak’taki istikrarsızlıklara kadar birçok alanda ülkenin nüfuzunu arttırdı.” yorumunu yaptı. FT, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon’un, “ABD, Türkiye’nin Ortadoğu’da artan etkinliğinden dolayı ne şaşkın ne de rahatsızdır.” sözlerine de yer verdi. AB İLE UYUŞMAZLIK BÜYÜYEBİLİR FT, AB’deki Türkiye karşıtı havanın göz önüne alındığında Türkiye’nin Ortadoğu ve Avrupa seçeneklerini açık bırakmasının normal bir değişim olduğunu da kaydetti. Türkiye’nin, Ortadoğu ve Müslüman dünyasıyla olan ilişkilerinin AB için bir değer olduğuna inandığını yazan gazete, son AB komisyonu raporunun da bu görüşü destekler nitelikte olduğuna dikkat çekti. FT, “Ankara, AB yasalarına uyumdan çok, daha geniş ufuklar üzerine yoğunlaşıyor. Bu düşünceyle, AB başkanı seçilen Rompuy’a gösterilen tepki, aslında Rompuy’un sadece geçmişte Türkiye’yle ilgili söylediklerinden dolayı değil, aynı zamanda AB’yi global anlamda temsil edecek ve bu amaca götürecek bir kişinin seçilmemesiyle alakalıydı.” diye kaydetti. Türkiye’nin AB ile olan ve şimdilik ufak gibi görünen uyuşmazlıklarının artabileceğine dikkat çeken FT, özellikle Türkiye’nin, kendisini küçük ortağı olarak gören ülkelerle rekabete girmeye başlamasının bu uyuşmazlıkları arttırabileceğini yazdı. FT, Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz günlerde İspanya ziyareti sırasında Fransa’nın Suriye-İsrail arasında arabuluculuk yapmaya hazırlandığı konusunda yaptığı açıklamalara da yer verdi: “Batılı diplomatlar, Davutoğlu’nun, İsrail-Suriye arasındaki barış görüşmelerine arabuluculuk görevini üstlenmeye hazırlanan Fransa’nın bu girişimine pek sıcak bakmamasını da not etti. Bunu not eden diplomatlar, Erdoğan’ın İran’daki söylemlerinin kızgınlığa neden olduğu söyleyerek bir karşılıkta bulundular.” Gazete, bu yüzden Türkiye’nin bölgede ne kadar etkili olabileceğini ve bu etkisinin hangi anlayışta olduğunu netleştirmesi gerektiğinin altını çizdi. |
25.11.2009 |