21 Kasım 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dünya

 

AB’nin başkanı silik biri

Herman Van Rompuy’un AB Başkanlığına getirilmesini değerlendiren Avrupa Parlamentosundaki Yeşiller grubunun lideri Daniel Cohn-Bendit, “başkanlığa silik bir kişilik getirildi” görüşünü savundu.

AB’ye renksiz başkan

Brİtanya Başbakanı Gordon Brown, Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy’un Avrupa Birliği’nin ilk Başkanı olarak göreve atandığını duyurdu. Başbakan Brown, AB liderler zirvesinde yaptığı açıklamada, şu anda Avrupa Birliği Komisyonu’nun ticari ilişkilerden sorumlu üyesi Britanyalı Catherine Ashton’ın da AB Dışişleri Bakanı görevine getirildiğini belirtti. Brown, 27 üye ülkenin liderlerinin katıldığı toplantının ardından basına yaptığı açıklamada, AB Konseyi’nin Herman Van Rompuy’u, Konsey’in ilk başkanı olarak atadığını ve kendisini kutladıklarını belirterek, Catherine Ashton’ın da gelecek 5 yıl boyunca AB dış politikasında emsalsiz bir pozisyonu olacağını söyledi.1 Aralıkta yürürlüğe girecek yeni AB anayasası Lizbon Anlaşması’nda öngörülen AB Konseyi Başkanlığına seçilen Hristiyan Demokrat Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy da, 1 Ocakta üstleneceği yeni görevinde Türkiye’nin üyeliği konusundaki kişisel görüşlerinin önem taşımadığını söyledi. AB zirvesinin ardından düzenlenen basın toplantısında Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili bir soruyu cevaplandıran Van Rompuy, “üye ülkelerin oy birliğiyle aldıkları kararların kendi kişisel görüşlerinin bütünüyle üzerinde olduğunu” belirtti. AB Konseyi Başkanı olarak kendi fikirlerini savunmak yerine üye ülkeler arasında uzlaşma sağlamaya çalışacağını anlatan Van Rompuy, “(Türkiye konusunda) kişisel görüşlerimi biliyorsunuz ama bunun görevimle alakası yok” dedi.

Konuşmasında AB’yi “değerler birliği” olarak tanımlayan Van Rompuy, “üyelik kriterlerin karşılanması koşuluyla AB’nin genişlemeye devam edeceğini” bildirdi. Belçika’da başbakanlık görevinde bir yılını henüz doldurmayan Hristiyan Demokrat Van Rompuy, partisinin muhalefette olduğu 2004 yılında, parlamentoda yaptığı bir konuşmada, “Türkiye, Avrupa’nın parçası değil ve asla parçası olmayacak” demişti.

Van Rompuy, “AB’nin, Türkiye’yi içine alarak genişlemesi geçmişteki genişlemelerle kıyaslanamaz. Avrupa’da aynı zamanda Hristiyanlığın temel değerleri de olan mevcut evrensel değerler, Türkiye gibi büyük bir İslam ülkesinin girişiyle kuvvetini yitirir” ifadesini kullanmıştı. Van Rompuy’un AB Başkanlığı için en fazla çaba gösteren liderler arasında Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy öne çıkmıştı.

21.11.2009


 

TANINMAYAN İSİMLER GELDİ

İngİlİz gazeteleri, Brüksel’deki AB zirvesinde AB Konseyi Başkanlığı ve AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği görevlerine getirilen isimlerin, “uluslar arası platformda çok tanınmayan isimler” olduğunu yazdı.

“AB Başkanlığı Van Rompuy’un” başlığını atan Financial Times (FT) gazetesi, “AB’nin iki önemli görevini, uluslararası alanda çok da bilinmeyen iki kişiye verdiğini” belirtti. AB’nin “yıldız isimlerden” çok “oy birliği sağlayabilecek” kişileri seçtiği yorumunu yapan gazete, bunun da Birleşik Krallık’ın eski Başbakanı Tony Blair’e karşı, Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy’un seçilmesine neden olduğunu yazdı. Gazete, Birleşik Krallık’ın AB’nin Dışişleri Bakanlığı görevi için Catherine Ashton’u “son dakikaya kadar sakladığını” belirterek, Ashton’ın sadece bir yıldır AB komisyonununda görev yaptığını anımsattı. FT, Birleşik Krallık Başbakanı Gordon Brown’un, Blair’in seçilememesinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdiği, ancak diğer yandan da Catherine Ashton’un “ülkesinin güçlü sesi” olacağını söylediğini kaydetti. Guardian gazetesi de “hem Van Rompuy’un, hem de Ashton’un bırakın Pekin’i, Brüksel’de bile ağırlıklarıyla trafiğin durmasına neden olabilecek isimler olmadığını” yazdı. Tony Blair’in AB başkanı seçilmeyince umutlarının suya düştüğünü kaydeden gazete, “ancak onunla beraber Avrupa’nın da dünyada tekrar söz sahibi olma umudunun suya düştüğü” yorumunu yaptı ve Van Rompuy ile Ashton’un tecrübelerinin bu görevleri yürütebilmede soru işaretleri doğurduğunu belirtti. Times gazetesi de Blair’in Irak savaşı ve AB’deki sosyalist liderlerle arasının iyi olmaması dolayısıyla seçilemediğini, sosyalistler isteseydi Blair’in başkan olabileceğini, ancak bunun yerine merkez sağın başkanlığının desteklendiğini savundu.

21.11.2009


 

YEŞİLLER BEĞENMEDİ

Avrupa Parlamentosundaki Yeşiller grubunun lideri Daniel Cohn-Bendit, AB başkanlığına Herman Van Rompuy ve “dışişleri bakanlığına” Catherine Ashton’un seçilmesiyle AB’nin “dibe vurduğunu” söyledi.

Seçimden sonra yorum yapan Cohn-Bendit, “Avrupa bu tercihlerle dibi boyladı. İşin güzel tarafı, önümüze sadece sürprizlerin çıkması...” dedi. AB başkanlığına “silik bir kişinin” getirildiği, dışişlerinde yapılan tercihin ise “anlamsız” olduğu görüşünü savunan Yeşil lideri, devlet ve hükümet başkanlarının, Avrupa’nın kurumlarını zayıflatma politikalarını sürdürdüklerini söyledi. Cohn-Bendit’in kadın yardımcısı Rebecca Harms ise Bayan Ashton’un seçilmesinin yine de “başarı” sayılabileceğini ve Avrupa Parlamentosundaki kadınların bundan “gurur duyabileceğini” belirtti.

21.11.2009


 

‘TAM ÜYELİK SÜRECİ İLERLEYECEK’

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy’un AB Konseyi Başkanlığına, İngiliz Barones Catherine Ashton’un da AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilciliğine getirilmesine ilişkin olarak, “İnanıyorum ki, yeni başkan ve yüksek temsilci Türkiye’nin kararlılığını ve AB’ye yapacağı katkıları takdir ederek, hem ülkemiz hem AB için kazanç sağlayacak Türkiye’nin tam üyelik sürecini ilerletecektir” dedi.

21.11.2009


 

İslâm dünyasından 2012 filmine eleştiri

Endonezya’da bazı din adamları, dünyanın alt üst olmasını anlatan “2012” filmini “İslam’a karşı provokasyon” olarak nitelendirdi.

El Arabiye’nin haberine göre, Endonezya Ulusal Ulema Konseyi Başkanı Amidhan, filmdeki kıyamet tasvirinin bazı insanların inancını saptırabileceğini, bu durumdan endişe ettiğini belirtti. “Filmle ilgili olarak ilk tartışmalı noktanın, İslâm’a göre kıyametin canlandırılamayacağı ve tahmin edilemeyeceği olduğunu söyleyen Amidhan, ayrıca filmde her ne kadar Vatikan ve Brezilya’daki “Kurtarıcı İsa Heykeli”nin yıkıldığının gösterilmesine rağmen, camilerin de yıkıldığını, ancak kiliselerin yıkıldığının gösterilmediğini kaydetti. Amidhan, sansür kurulunun en azından Kabe’nin ve camilerin yıkıldığı sahneleri yasaklaması gerektiğini ifade etti.

21.11.2009


 

El Fetih’ten üçüncü intifada tehdidi

BatI Şeria’da yönetimi elinde bulunduran El Fetih yetkilileri, İsrail’e karşı “üçüncü intifadayı ilan etme” tehdidinde bulundu.

El Fetihli yetkililer, bu kararlarına, İsrail’le barış görüşmelerinin başarısızlığa uğramasının sebep olduğunu belirttiler. İsrail’in Arap şehirlerinden Nasıra’da yayımlanan Hadis El-Nas adlı Arap gazetesi, adını vermediği El Fetih Merkez Komitesi üyelerinin bu konudaki açıklamasını yayımladı. İsrail basınına da yansıyan habere göre, El Fetihli üyeler, geçen Ağustos ayında Beytüllahim’de yapılan El Fetih’in 6. kongresi sırasında hareketin böyle bir kararı uygulamaya geçirmek istediğini dile getirdiler. Bir El Fetih komite üyesi Hadis El-Nas’a yaptığı açıklamada, İsrail’e karşı daha önce 2000 yılındaki halk mücadelesinin aksine, üçüncü intifadada hareketin silahlı mücadeleyi ve ateşli silah kullanımını kabul etmediğini vurgulayarak, böyle bir mücadelenin ülke çapında yaygın bir temel bulacağını da belirtti.

21.11.2009


 

Abbas: İsrail ve Hamas gizlice görüşüyor

İsraİl’İn Kanal 10 televizyonuna göre, Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail’in Hamas ile gizlice görüştüğünü savundu.

Kanal 10, Abbas’ın, BBC’nin Arapça bölümüne verdiği demeçte, Filistin Devlet Başkanının, İsrail ile Hamas arasındaki görüşmelerin, geçici sınırlarla bir Filistin devleti kurulması konusu üzerinde yürütüldüğünü söylediğini belirtti. Habere göre, Abbas, İsrail’e eleştirilerini de yineledi ve İsrail’in gerçekten barış ile ilgilenmediğini ifade ederek, Washington’un da barış sürecini ilerletmek için İsrail’e yeterince baskı yapmadığını kaydetti. Ocak ayında yapılması için karar yayımladığı Filistin başkanlık seçimlerinde adaylığını koymayacağını da tekrarlayan Abbas, seçimlerin bir yıl ertelenmesini ihtimâl dışı tutmadığını ifade etti.

21.11.2009


 

Arafat’ta hazırlıklar sürüyor

Mİlyonlarca hacıyı ağırlayacak Arafat’ta hazırlıklar sürüyor. Mekke’nin yaklaşık 25 kilometre güney doğusunda bulunan Arafat’ta vakfe yapacak hacı adayları için hazırlıklar bütün hızıyla sürüyor.

Milyonlarca hacı adayı, haccın rükünlerinden (bir ibadet veya akdin esas unsurlarını oluşturan bölüm) biri olan vakfeyi yerine getirecek. Arafat vakfesini tamamladıktan sonra Arafat ile Mina arasında bulunan Müzdelife’de vakfe yapacak hacı adayları daha sonra Mina’ya yürüyerek, ülkelerine göre kafileler halinde şeytan taşlama yapacaklar.

21.11.2009


 

Mısır ve Cezayir arasında futbol gerginliği

MIsIr, Cezayir’le yapılan Dünya Kupası eleme maçından sonra çıkan olayların ardından Cezayir Büyükelçisi’ni geri çağırdı.

Mısır Dışişleri Bakanlığı, Cezayir’in Kahire Büyükelçisini bakanlığa çağırarak, iki ülke millî takımları arasında Çarşamba günü Hartum’da yapılan maçtan sonra çıkan olaylardan duydukları “derin endişeyi” bildirdi. Daha sonra bakanlıktan yapılan açıklamada Mısır’ın Cezayir Büyükelçisi Abdulaziz Seyf el Nasr’a, en kısa zamanda Mısır’a geri dönme emri verildiği belirtildi. Başka bir resmi açıklamada ise Büyükelçinin geri dönmesi emrini bizzat Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in verdiği kaydedildi. İki ülke futbol takımları arasında cumartesi günü Kahire’de yapılan maçtan önce ise Cezayir milli takımını taşıyan otobüs taşlanmış, Cezayir takımının 3 oyuncusu yaralanmış, oyunculardan ikisi maça başlarında sargılarla çıkmıştı. Bu olaylardan sonra Cezayir’deki bazı Mısır şirketlerinin büroları saldırıya uğramıştı. Sudan’ın başkenti Hartum’da dün oynanan maçtan sonra ise Mısırlı taraftarları hava alanına taşıyan otobüslerin Cezayirli taraftarlar tarafından taşlandığı, bazı Mısırlı taraftarların hafif şekilde yaralandığı bildirilmişti. Bu arada Mısır, Kuzey Afrika Futbol Birliği’nden (UNAF) çekildi. Mısır Futbol Federasyonu’nun yapılan açıklamada, 2005’de kurulan UNAF’a gönderilen bir mektupla, Cezayir maçından sonra çıkan olayların ardından birlikten çekildiklerini bildirdi. 2005’de kurulan UNAF’a Mısır, Cezayir, Fas, Tunus ve Libya üye.

21.11.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl
Reklam Linkleri: yemek tarifleri- Risale Çocuk- yemek tarifleri - Risale-i Nur- Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yemek Tarifleri - Makdis