Güncel |
İslâm bilime öncü oldu |
DünyanIn önde gelen İslâm Bilim Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Fuat Sezgin, insanlığın Rönesans ninnileri ile büyüdüğünü, kendilerine Müslümanların dünyayı öküzün boynuzunda sandığının öğretildiğini belirterek, ‘’Halbuki Müslümanlar 10. yüzyılda göğün ve yerin eğiminin sabit mi değişken mi olduğunu hesaplamak için rasathane kurdu’’ dedi. Prof. Dr. Sezgin, Boyut Yayınları tarafından yayımlanan ‘’İslâm Uygarlığında Astronomi, Coğrafya ve Denizcilik’’ eserinin, Gülhane Parkı’nda kendisinin de kurucularından olduğu İslâm ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ndeki tanıtım toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Müslüman bilim adamlarının 9-16. yüzyıllar arasında, diğer kültürlerden alıp geliştirdiği ve kendilerinin icat ettiği alet ve düzenekler üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan, 1982’de Frankfurt’ta Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslâm Bilimleri Tarihi Enstitüsü ve 1983’de buranın müzesini kuran Prof. Sezgin, bilimler tarihini bütün insanlığın müşterek mirası kabul ettiğini, bilim tarihindeki eksik halkalardan birini yerine koymak için çalıştığını ifade etti. Rönesans’ı doğrudan Orta Çağa bağlayan yanlış düşünceyle oluşan boşluklara dikkati çeken Prof. Dr. Sezgin, Avrupa’yı Rönesans’a İslâm bilim kültür çevresinden bir alma ve özümsenme döneminin hazırladığını, Avrupa’daki üretkenliğe zemin oluşturan, kendisinin de İslâm dünyasında 9-16. yüzyıl arasında gösterilen bu başarıyı eserleriyle ortaya koymak istediğini dile getirdi. Avrupa’da İslâm kültürünün başarılarını yok sayma ve reddetmenin büyük ölçüde yaygın olduğa işaret eden Prof. Dr. Sezgin, şöyle konuştu: ‘’Avrupalılar 10. yüzyıldan itibaren Müslüman bilim adamlarının eserlerini Latinceye çevirmeye başladılar. Bu çalışmalar İspanya üzerinden Fransa ve İngiltere rotasını takip etti. Arapça bilen Yahudi tanıdıklarına önce İbraniceye oradan da Latinceye çevirtiyorlardı. Bu alma ve asimilasyon süreci 500 yıl sürdü. Bu sürede hangi kitapların tercüme edildiği biliniyor. Avrupalılar 16. yüzyıldan sonra üretken olmaya başladılar. Bu yüzde yüz bir realitedir.’’ “RÖNESANS NİNNİLERİYLE BÜYÜDÜK” Günümüz insanının İslâm kültür ve bilim tarihinden haberdar olmadığını, Rönesans tanımlamalarının sarsılmadan varlığını sürdürdüğüne işaret eden Prof. Dr. Sezgin, ‘’Siz de benim gibi Rönesans ninnileri ile büyüdünüz. ‘Müslümanlar dünyayı öküzün boynuzunda sanıyordu’ diye öğretildi. Halbuki Müslümanlar 10. yüzyılda göğün ve yerin eğiminin sabit mi değişken mi olduğunu hesaplamak için rasathane kurdu’’ şeklinde konuştu. Prof. Dr. Sezgin, Gülhane Parkı’nda kendisinin de kurucularından olduğu İslâm ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin bu gerçek dışı tarihsel bakışı düzelteceğini ümit ettiğini dile getirdi. Türkiye ve yurt dışında müzenin tanıtımı için çok az şey yapıldığını belirten Prof. Dr. Sezgin, ‘’Müzenin Türkiye’de tanıtımı için hemen hemen hiçbir şey yapılmadı’’ serzenişinde bulundu.
20. YÜZYIL SEVİYESİNİ BİZ 10. YÜZYILDA BULDUK
HayatInI adadığı araştırmaları sonucu matematik coğrafya tarihinin Avrupalılar tarafından bugüne kadar yazılmadığını dile getiren Prof. Dr. Sezgin, kaynakların yüzde 20’sinin Yunan, Hint ve modern Avrupa’ya yüzde 80’inin ise Müslümanlara dayandığına dikkati çekti. Avrupalıların elinde 18. yüzyıla kadar İslâm dünyasındaki enlem boylam haritalarının olduğunu söyleyen Prof. Dr. Sezgin, ‘’Matematik coğrafya Müslümanların işi. Biruni, matematik coğrafyayı müstakil bir bilim olarak kurdu’’ dedi. Beşerî coğrafya alanında ise İslâm bilgini Makdisi’yi örnek gösteren Prof. Dr. Sezgin, ‘’Müslümanlar 10. yüzyılda beşerî coğrafyanın en yüksek noktasına ulaştı. 20. yüzyıl seviyesini biz 10. yüzyılda bulduk’’ diye konuştu. |
18.11.2009 |