Kültür-Sanat

Darbeder sınavına hazırlık

Her 10 yılda bir yapılan, bazen de nabza göre keyfi olarak 1, 2 yıl arayla yapılan darbeder sınavı; Türkiye devletinde vazgeçilmez unsurlardandır.

Genellikle bu sınavı göğsünde çok madalya taşıyan büyük büyük adamlar hazırlıyor. Her sınavda halk 10 sınıf aşağıya düşüp, birinci sınıftan başlıyor. Bu sınavda kazanan sadece bu soruları hazırlayıp uygulayan cunta takımı oluyor. İsterseniz bu yıl çıkan sorulara göz atalım.

DARBE BİLİMLERİ

1)- Aşağıdakilerden hangisi ‘ıslak bir cumhuriyete’ sahip olduğumuzu gösteren niteliktedir?

A) 27 Mayıs B) 12 Eylül C) 28 Şubat D) 12 Mart E) Hepsi

2) Islak bir zeminde en güzel oynayan takım aşağıdakilerden hangisidir? A) Fenerbahçe cumhuriyeti B) Genelkurmay cumhuriyeti C) Rıfkı cumhuriyeti D) Otobüs kuyruğunda bekleyenler cumhuriyeti

3) Diyelim Türkiye’de tekrar darbe oldu, ne yaparsınız?

A) Zebra rengi pijamalarımla dışarı kaçarım. B) Darbe yapmayın caiz değil, derim. C) Bünyemiz müsait değil beyler derim. D) Amazon ormanlarına kaçarım.

4) Darbe kabaca ya da nazikçe ne anlama geliyor?

A) Demokrasinin geri vitese takılması B) Darbe kötüdür, onu sevenler daha kötüdür. C) En kaba tabirle anayasa temizleyicisidir. D) Darbenin sağı solu belli olmaz, fena çarpar.

5) Darbe gribine yakalananlara ne yapılmalı?

A) Damdan atmalıyız B) Ordudan atmalıyız C) Kendisine demokrasi aşısı yapmalıyız D) Üfürükçünün yanına göndermeliyiz.

6) Cuntacıların neyinden korkuyorsunuz?

A) Ördekli elbise giymelerinden B)Her şeyi mubah görmelerinden C) Her sakalıya dede demelerinden D) Dişlerini Arap sabunuyla fırçalamalarından

7) Bir darbeciyi nasıl tipinden tanırsınız?

A) Karneyle gaz, yağ dağıtmasından B) Sabaha karşı TRT’den metin okumasından C) Çene kaslarının aşırı gelişmesinden D) Öküz altında buzağı aramasından

8)Denize düşen darbeci neye sarılır?

A) Yılana B) Van gölü canavarına D) Daha önce denize attığı bombalara D) ‘’Denizi kirletme darbeci’’ levhasına

9) Darbe ortamının oluşması için büyük ağabeyler ne yaparlar?

A) İrtica geliyor paranoyasını yayarlar B) Birkaç kişi kim vurduya gider. C) Danaburnu kızartması yaparlar. D) Üç Kulhuvallah bir Elham okurlar

10) ‘’Eşek bilmediği otu yerse....... ‘’ atasözünde boş bırakılan yere uygun kelime hangisidir?

A) Başı ağrır. B) Darbe olur. C) Emniyet kemeri takar. D) Halüsinasyon görür.

ŞEKERLİ APART YURT SUNAR

Evet, broşürde tarif edilen yere geldik. Bir de ne görelim! Aman Allah’ım dıştaki görüntüsü saray yavrusunu anımsatıyor. Eeee baktım Yunus böbürlenmeye başladı. ‘’Ya abi bak, sana seni saraylarda yaşatacağım dememiş miydim?’’ Ben birden nihavent makamından rehavet makamına geçiş yaptım. Dut yemiş bülbül gibi bakakaldım. Daha sonra içeri teşrif ettik. Anneeeeee yahu bu ne hal! Dış hiç içe yansımamış. Her taraf inşaat maşallah. Yurdun özelliklerinde sıcak su, internet, yemek vardı da, hiç inşaat yoktu. Sanırım bu da şirketten. Hayallerim depreme dayanıklıydı ama bu şokun etkisiyle 7 şiddetinde sarsıldı. Yunus’a yöneldim; ‘’moral namına hiçbir şey bırakmadın ha. Geriye kaçışta yok. Ayıkla bakayım şu pilavın taşını. Zaten tansiyonum tavan yaptı sana doğru geliyor’’ dedim.

Yunus ‘’Abi ya takma kafana tokadan başka şey. Öküz altında buzağı arama. Arayacaksan git başka yerde ara’’ dedi. Kükremeye koyulmuşken ansızın yurt müdürü İsmail Bey ilk yardım sireni gibi Yunus’un imdadına koşarak; ‘’Aman kardeşlerim hoş geldiniz ayreten welcomlar ettiniz. Burası malumunuz birazcık inşaat, biz üste yani kral dairelerine geçelim.’’

Hani salon olmasa da olur umuduyla tırmandık. Ehhh daire güzel lakin bu kral dairesi değil olsa olsa çakması olabilir. Çünkü yerde halı yok, yemekhane yok, sıcak su tatilde, bulaşık makinesi balayıda vb. Yerler buz gibi olduğu için sek sek oynayarak, tren gelir hoş gelir, ley ley lümü lümü ley şarkısını mırıldanaraktan daireye yerleştik. Yunus’a bir şey söylemedim çünkü caiz olmadığını beyan etti yurt müdürü. Velhasılıkelam az şekerli yurtta Atilla, Kemal Emre, Furkan, Adem, Fırat, Zübeyir ve ismini hatırlayamadığım bir sürü tombul, sanatçı ruhlu, cacık ve bulguru seven kardeşlerle tanıştım. Bu arada şok şok şok şoktan şok halılar teşrif ettiler. Bakalım ne zaman buyuracak kazanlar ve kepçeler. Herkesin hakkı birbirine helal olsun, barajlar yağmurla dolsun, şekersiz hanlar şekerle dolsun diyerekten hoşçakalın.

ÇETİN KASKA - [email protected]

10.11.2009

Kriz restorasyonu durdurdu

Orhan Gazi ve Sultan I. Murad’ın kumandanı, Rumeli Beylerbeyi Lala Şahin Paşa tarafından 1339 yılında yaptırılan ve 1968’den bu yana Tophane Çocuk kütüphanesi olarak kullanılan Lâlâ Şahin Paşa Medresesi’nin restorasyonu ekonomik krize takıldı.

Restorasyonu gerçekleştireceğini vadeden hayırsever işadamı, “Ekonomik durumum iyi değil, restorasyonu devam ettiremeyeceğiz. İleriki dönemde işleri tamamlamayı düşünüyoruz.” diyerek çalışmaları yarım bıraktı. Kütüphanede bulunan demirbaş malzemeler bir depoya kaldırılırken 5 bin kitap Bursa İl Halk Kütüphanesi’ne taşınacak.

Bursa’da çocuk kütüphanesi olarak kullanılan Osmanlı’nın ilk anıt eserlerinden Lala Şahin Paşa Medresesi’nin restorasyonunu geçtiğimiz Mart ayında hayırsever bir işadamı üstlendi. İşlemlerin tamamlanmasıyla Nisan ayında başlayan tarihi binadaki restorasyon mutfak ve tuvalet yapma kararı nedeniyle mahkemelik oldu. Tarihi bina içerisine ıslak zeminli tuvalet ve mutfak yapılmasını öngören proje değişikliğinin iptali için gönüllü tarihi çevre koruma müfettişi Ali Turan, Bursa 2’nci İdare Mahkemesi’ne dava açmıştı. Bu gelişmelere rağmen devam eden restorasyon, sponsor olan firmanın ekonomik krize takılmasıyla durduruldu. Kütüphanenin demirbaş malzemeleri bir depoya kaldırılırken 5 bin kitabın da Bursa İl Halk Kütüphanesi’ne taşınmasına karar verildi. Röleve ve Anıtlar Müdürlüğü yetkilileri, kütüphanenin restorasyonunun Şubat ayına doğru yeniden başlayabileceğini açıkladı.

Kütüphanenin kapatılmasına tepki gösteren Bayram Kılınç, “Bursa’mızda tek çocuk kütüphanesi konumundaki Tophane Çocuk Kütüphanesi aylardır kapalı. Bizim öğrendiğimiz kadarıyla 150 bin lira tutan restorasyon giderlerinin ödenmesinde aksaklık yaşanmış. Ben çocuklarımı merkez Yıldırım ilçesi İsabey Mahallesi’nden getiriyorum, ama her defasında boş dönüyoruz. Burdaki demirbaş malzemeleri de apar topar depoya kaldırmışlar. Kitapları da Halk Kütüphanesi’ne taşıyacaklarmış. 4 ayda bitirilmesi planlanan restorasyon bitmeyince çocuklar mağdur oluyor” dedi.

10.11.2009

‘Ormancı Türküsü’nün belgeseli çekiliyor

MUĞLA’YA bağlı Çaybükü köyünde bulunan ve meşhur ‘’Ormancı’’ türküsüne konu olan Belen Kahvesi, yılda ortalama 45 bin turisti ağırlıyor.

Eski adıyla Gevenes köyüne hakim bir tepede bulunan Belen Kahvesi’ni ziyaret edenler, zeytin ve çam ağaçları arasında Ormancı türküsü eşliğinde çaylarını yudumlayıp, yorgunluk atma fırsatı buluyor. Muğla Valiliğince 2005 yılında restore edilen Belen Kahvesi, yılda ortalama 45 bin turist ağırlıyor. Çaylarını yudumlayıp, köy peyniriyle hazırlanmış ‘otlu gözleme’ yiyerek yorgunluk atan ziyaretçiler, olaya şahit olmuş yaşlılardan türkünün hikayesini dinliyor.

Kahvenin duvarlarını, türküde adı geçenlerin resimleri ve mahkeme tutanakları süslüyor. O günü yaşatmak için, kahvede Belen Türküsü ile diğer Muğla türküleri çalıyor. Gevenes köyünü yasa boğan olayların yaşandığı 1946 yılından sonra kullanılmayan ‘’Belen Kahvesi’’nin, 63 yıl sonra köyün kaderini değiştirdiğini belirten muhtar Necati Cezayir, restore edilen kahvehanenin, ‘’Ormancı türküsü’’nün hikâyesini dinlemek için gelenlerle dolup taştığını anlattı. Türküde adı geçen o zamanın muhtarı Tevfik Cezayir’in torunu muhtar Necati Cezayir, şunları söyledi:’’Burası 2005 yılında Muğla Valiliği tarafından restore edilerek kültür turizminin hizmetine açıldı. Açıldığı günden bu yana en yoğun yılı bu yıl oldu. Hatta gelen misafirlerimizi ağırlayacak yer bulamadığımız için kahvenin arka kısmında genişletme çalışmaları yapıldı ve tamamlandı. Belen Kahvesi’ni bu yıl yaklaşık 45 bin kişi ziyaret etti. Açıldığı günden bu güne ise yaklaşık 200 bin kişi Belen Kahvesi’ni ziyaret etti’’ Muğla Üniversitesinde eğitim gören bir grup öğrenci tarafından ‘’Ormancı Türküsü’nün’’ belgeselinin çekildiğini ifade eden Cezayir, ‘’Yaklaşık bir buçuk aydır çekimler devam ediyor. Yakında dizinin galası köyümüzde yapılacak’’ dedi.

10.11.2009

Fabrika-i Hümayun restore edilecek

BURSA’DA 1852 yılında sarayda kullanılacak ipekli kumaşların dokunması için kurulan ‘’Fabrika-i Hümayun’’, Büyükşehir Belediyesince restore edilecek.

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, yazılı açıklamasında, tarihi fabrikanın, eski işlevini sürdürmesini ve tekstil şehri Bursa’nın bu özelliğinin güçlendirilmesi için yeniden projelendirildiğini, restorasyon çalışmalarının 11 Kasım Çarşamba günü Muradiye Kocanaip Mahallesi’nde yapılacak törenle başlayacağını belirtti. Altepe, ipekçiliğin merkezi Bursa’daki Fabrika-i Hümayun’un, 1852’de sarayda kullanılacak ipek halı ve kumaşlara iplik üretmek için kurulduğunu hatırlatarak, modacı Faruk Saraç ile yaptıkları görüşmeler sonucunda, tarihi mekanda ‘’ipek üretim merkezi ve moda atölyesi’’ kurulmasına karar verdiklerini kaydetti. Tarihi mirası canlandırmayı görev olarak gördüklerini belirten Altepe, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:’’Bursa’nın her köşesinde 245 tarihi ve kültürel miras projesini hayata geçiriyoruz. Bir anıt eser olan Fabrika-i Hümayun, Bursa’da unutulmaya yüz tutmuş ipekçiliğe de hayat verecek. Bursalıların yeniden canlanan tarihe tanıklık edeceğine inanıyoruz.’’

10.11.2009

İzmir’in ilk Oyun ve Oyuncak Müzesi çocuklar için açılışa hazırlanıyor

KONAK Belediyesi, İzmir’de ilk Oyun ve Oyuncak Müzesini açacak. Belediyeden yapılan yazılı açıklamada, Danışma Kurulunun, vatandaşlardan gelen yüzlerce oyuncağı incelediği, bunlar arasından müzede yer alacakları belirleme çalışmalarının sürdüğü kaydedildi.

Dünyaca ünlü seramik sanatçısı Ümran Baradan’ın bağışladığı Varyant mevkisinde yer alan müzede, Türk çocuklarının oynadığı oyuncakların sergileneceğini ifade eden Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, İzmir’in bu müzeyle uluslararası alanda sesini duyuracağını belirtti. Müzenin yakın zamanda hizmete gireceğini ifade eden Tartan, oyuncak seçiminde sanat tarihçileri, eğitimcileri, çocuk oyuncakları konusunda da uzmanlar ve koleksiyonerlerden oluşan Danışma Kurulunun, titiz ve yorucu bir çalışma yürüttüğünü kaydetti. Bağışlardan gelen tahta arabalar, küçük askerler, minyatür at, araba, gemiler, topaçlar, yoyolar, 60’lı yıllardan kalma bebekler, müzenin vitrinlerini süsleyecek. Müzenin bahçesindeyse Şirinler, Tom ve Jerry, Mickey Mouse, Tweety, Buggs Bunny, Keloğlan, Pinokyo ile Nasrettin Hoca gibi masal kahramanlarının büyük boy heykelleri yer alacak.

10.11.2009