Güncel |
Askerler adliyede |
Karargâh’ta hazırlandığı ve altında Kurmay Albay Dursun Çiçek’in imzasının olduğu iddia edilen “AKP ve Gülen’i Bitirme Planı” belgesiyle birlikte savcılığa gönderilen ihbar mektubunda adı geçen askerler ve Albay Dursun Çiçek ifade vermek üzere Beşiktaş Adliyesine geldi. Adı geçen 6 asker 4 kişinin eşliğinde minibüsten inerek adliye binasına girdi. Sivil plakalı bir minibüsle hakim ve savcıların giriş yaptıkları bölümden saat 12.50 sıralarında adliye bahçesine alınan sivil kıyafetli bu kişilerden birinin kadın olduğu görüldü. Adliyeye gelenlerin 4’ünün üsteğmen, 1’inin başçavuş, 1’inin de sivil memur olduğu öğrenildi. Albay Çiçek ve askerî personel adliyede
‘’İrtica ile Mücadele Eylem Planı’’ olduğu belirtilen belgeye ilişkin soruşturma kapsamında imzası bulunan Kurmay Albay Dursun Çiçek’in arasında bulunduğu askeri personel oldukları belirtilen bazı kişiler Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine getirildi. Sivil plakalı bir minibüsle hakim ve savcıların giriş yaptıkları bölümden saat 12.50 sıralarında adliye bahçesine alınan sivil kıyafetli bu kişilerden birinin kadın olduğu görüldü. Bu arada, bir gazeteci, aracın adliye bahçesine girişi sırasında minibüsle demir kapı arasında sıkıştı. Bunun üzerine duran araç, geri manevra yaparak basın mensubunun sıkıştığı yerden kurtulmasını sağladı. Medyaya ve kamoyuna yansıyan ihbar mektubunu inceleyen savcılık, aralarında Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu ihbar mektubunda adı geçen subay ve astsubaylar için ihtarlı davetiye göndermişti.
SAVCILIKTAN GÖREVSİZLİK KARARI Bu arada, Albay Dursun Çiçek’e ait olduğu iddia edilen ‘ıslak imza’ ile ilgili soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, dava ile ilgili görevsizlik kararı verdi. “İrtica ile mücadele planı” belgesinin aslını araştıran savcılık yetkisizlik kararı verdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı İstanbul’a gönderdi. |
31.10.2009 |
SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI ADLİYEDE |
Ergenekon savcılarına gönderilen “İrticayla Mücadele Eylem Planının” aslının ortaya çıkması ve Adlî Tıp Kurumunca onaylanmasının ardından harekete geçen sivil toplum kuruluşları, ihbar mektubunda ismi geçenlerin yargılanması için suç duyurusunda bulundu. Mazlum-Der, Özgür-Der, Adaleti Savunanlar Derneği gibi pek çok sivil toplum kuruluşu, Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesine gelerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu dilekçelerini teslim etti. BELGE HALK İRADESİNİ HEDEF ALIYOR
Ankara’da basın toplantısı düzenleyen STK’lar ise ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’ iddiaları konusunda ortak bir açıklama yaptılar. ‘’Hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejimin inşa edilebilmesi’’ isteğinin dile getirildiği açıklamada ‘’Belgenin, bir siyasî parti ve topluluk hedef alınıyor gibi görünse de temelde halk iradesine yönelik bir saldırı niteliğinde olduğu’’ savunuldu. Açıklamada, sürecin her aşamasında kamuoyunun aydınlatılmasının önem taşıdığı belirtildi.
Ankara’da basın toplantısı düzenleyen STK’lar ise ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’ iddiaları konusunda ortak bir açıklama yaptılar. ‘’Hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejimin inşa edilebilmesi’’ isteğinin dile getirildiği açıklamada ‘’Belgenin, bir siyasî parti ve topluluk hedef alınıyor gibi görünse de temelde halk iradesine yönelik bir saldırı niteliğinde olduğu’’ savunuldu. Açıklamada, sürecin her aşamasında kamuoyunun aydınlatılmasının önem taşıdığı belirtildi.
Cuntacılar yargılansın
“İrtİcayla Mücadele Eylem Planı’’ belgesinin gerçek olduğunun anlaşılmısının ardından harekete geçen sivil toplum kuruluşları, ihbar mektubunda ismi geçenlerin yargılanması için suç duyurusunda bulundu. MAZLUM-DER, ÖZGÜR-DER, ASDER’in de aralarında bulunduğu pek çok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, Sultanahmet’teki İstanbul Adliyesi’ne gelerek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusu dilekçelerini teslim etti. Suç duyurusunda bulunmadan önce adliye STK’lar adına açıklama yapan MAZLUM-DER, İstanbul Şube Başkanı Cihat Gökdemir, bugüne kadar cunta planlarının yargı önüne gelmediğini belirtti. Dursun Çiçek imzalı belgenin gerçek olduğunun artık anlaşıldığını kaydeden Gökdemir, “Onlarca sivil toplum kuruluşu bugün cuntacılar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bu isimlerin bir an önce sivil mahkemelerde yargılanmasını istiyoruz” dedi. Açıklamanın ardından sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri adliyeye girerek suç duyurusunda bulundu. Sivil toplum kuruluşlarının yargı önüne çıkmasını istedikleri isimler ise suç duyurusunda şöyle sıralandı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, Korgeneral Mehmet Eröz, Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Albay Dursun Çiçek, Albay Hicri Dinçerol, Albay Sedat Özüer, Albay İlker Ziya Göktaş, Albay Fuat Selvi ve soruşturma ile tespit edilecek diğer kişiler. Bu arada, açıklamaya katılan bir kişinin ön tarafına “lanet cunta sürgüne” arkasına da “darbe virüsü domuz gribinden ölümcüldür” yazılı önlüğü dikkat çekti.
BİR SUÇ DUYURUSU DA DİYARBAKIR’DAN MAZLUM-DER Diyarbakır Şubesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve Kurmay Albay Dursun Çicek hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Dernek Başkanı Avukat Selahattin Çoban, suç duyurusu dilekçesini vermeden önce adliye binası önünde, suç duyurusu dilekçesini gazetecilere okudu. Genelkurmay Harekat Başkanlığı için Kurmay Kıdemli Albay unvanlı bir subay tarafından hazırlandığı iddia edilen ‘’İrtica ile Mücadele Eylem Planı’’ adlı raporda açık bir şekilde darbeyi doğuracak eylem planından bahsedildiğini kaydeden Çoban, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Iğsız ve Albay Çiçek’i şüpheli olarak belirttiği suç duyurusu dilekçesini Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etti.
BELGE, HALK İRADESİNE SALDIRI
Ankara da ise bazı sivil toplum kuruluşları ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’ iddiaları konusunda ortak açıklama yaparak tepkilerini dile getirdiler. Ankara’daki bir oteldeki basın toplantısına MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Halit Ortaköy’ün katıldı. Ünsal tarafından okunan ortak açıklamada, ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı Belgesi’’nin ve girişimin ‘’hukuk düzenine yönelmiş açık bir tehdit niteliği taşıdığı’’ görüşüne yer verilerek, ‘’Belgenin içeriği ve hedeflerinin vahametini konuşmak yerine basına nasıl sızdığını konuşmak, darbe girişimini hafife almaya ya da örtmeye yönelik değilse nasıl izah edilmelidir?’’ denildi. ‘’Belgenin, bir siyasi parti ve topluluk hedef alınıyor gibi görünse de temelde halk iradesine yönelik bir saldırı niteliğinde olduğu’’ belirtilen açıklamada, sürecin her aşamasında kamuoyunun aydınlatılmasının önem taşıdığı belirtildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Bizler, şeffaf, hesap verilebilir ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir rejimin inşa edilebilmesi için halk iradesi yok sayılmadan, özgürlüklere yönelmiş tüm tehditlerin tasfiye edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Söz konusu belge ve içeriği ile ilgili olarak, Meclis ve Hükümetten, başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere, TSK komuta kademesinin konumunun netleştirilmesini istiyoruz.’’ |
31.10.2009 |
Genelkurmay’da “bilgilendirme” kararsızlığı |
GENELKURMAY Başkanlığının, dünkü haftalık basın bilgilendirme toplantısı, önceden yapılacağı açıklanmasına rağmen daha sonra iptal edildi. Alınan bilgiye göre, Genelkurmay Karargahında dün saat 11.00’de yapılması planlanan haftalık basın bilgilendirme toplantısı iptal edildi. Haftalık düzenli olarak yapılan toplantının iptalinin “İrticayla Mücadele Eylem Planı” belgesinin altındaki ıslak imzanın ortaya çıkmasının ardından gelmesi dikkat çekti. Daha önce “kağıt parçası” diye belgeyi tanımlayan Genelkurmay, askeri savcılığın yaptığı soruşturmayla belgenin sahte olduğu kararına varmıştı. Yayınlayanlar ve sızdıranlarla ilgili soruşturma başlatılmıştı. Islak imzanın ortaya çıkmasıyla birlikte oluşan soru işaretlerine Genelkurmay’ın ne diyeceği merak ediliyordu. Gazeteciler dünkü toplantı sonrası akıllarda oluşan sorulara cevap arayacaktı. “Kirli Tezgâh” belgesinde adı geçen 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’da bir haftadır sorulara cevap vermemek için susmayı tercih etmişti. Iğsız son olarak önceki gün 29 Ekim kutlamaları sırasında gazetecilerle karşılaşmış soruları “Bayramınız kutlu olsun” diyerek geçiştirmişti. |
31.10.2009 |
“Olgunlaşırken çeşitli ağrılar olabilir” |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Türkiye’nin her şeyiyle çok olgun olduğunu ifade ederek, “Bu olgunluk sayesinde Türkiye çevresince yakından takip ediliyor ve örnek alınıyor. Bu olgunluğun çeşitli ağrıları olabilir. Türkiye bunların hepsini aşar” dedi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sebebiyle Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ev sahipliğinde düzenlenen resepsiyona yoğun katılım oldu. Gül, önceki yıl başlattığı iki resepsiyon uygulamasını bu sene de sürdürdü. ‘A Tipi’ protokole dahil olan devlet erkanını öğle saatlerinde Çankaya Köşkü’nde ağırlayan Gül, akşam saatlerinde de ikinci resepsiyonunu verdi. İlk resepsiyonun aksine ikinci resepsiyon ‘eşli’ gerçekleşti ve Gül, eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte davetlileri resepsiyon salonunun kapısında karşıladı. Medya, siyaset, spor, sanat, iş ve sivil toplum dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı resepsiyona gazetemiz adına Ankara Temsilcimiz Mehmet Kara katıldı. Resepsiyonda gazetecilerin sorularını cevaplayan Cumhurbaşkanı Gül, “Türkiye yolunu Doğu’ya dönüyor” tenkitlerine “Yok, öyle kolay mı yön değiştirmek, Türkiye’nin yönünü değiştirmek kolay değil. Doğru-Batı nisbî değerlerdir. Önemli olan değerler manzumesidir. Türkiye’nin bir devlet politikası haline gelmiş olan AB hedefi vardır. AB, Türkiye için bir devlet politikasıdır” dedi. “Çok olgun bir dönemdeyiz” diye konuşan Gül, “Artık Türkiye onuncu, yirminci, kırkıncı, ellinci yıllarda değil. Her şeyiyle çok olgun. Bu olgunluk sayesinde Türkiye çevresince yakından takip ediliyor ve örnek alınıyor. Bu olgunluğun çeşitli ağrıları olabilir. Türkiye bunların hepsini aşar” diye konuştu. Demokratik açılımın hareketlendirilmesi için girişimi olup olmayacağına ilişkin soruyu da cevaplayan Gül, bu konunun bir anlık, bir günlük, bir konuşmalık iş olmadığını; statik meseleler olmadığını dinamik bir gelişim süreci olduğunu ifade etti. Gül, konuyla ilgili olarak yeri geldiğinde muhalefetle görüştüğünü de ifade etti. “Tarihi fırsatın içi sağlıklı dolduruluyor mu?’’ sorusu üzerine Gül, “Olacak. ‘terör bitti’ denecek. Terörün bitmesi için de içinizde ya da komşunuzda silahlı insan kalmayacak” diye cevaplandırdı. |
FATİH KARAGÖZ 31.10.2009 |
Ceylan’ın ağabeyi: Failler bulunsun |
DİYARBAKIR Lice ilçesine bağlı Şenlik Köyünde 28 Eylül’de meydana gelen patlamada vefat eden Ceylan Önkol’un ağabeyi Rıfat Önkol, ‘’Bizim yetkililerden istediğimiz bir an önce faillerin ortaya çıkarılması’’ dedi. Ceylan’ın ağabeyi Rıfat Önkol yaptığı açıklamada, annesinin her gün olay yerine gidip ağladığını belirterek, tek isteklerinin Ceylan’ın ölümüne sebep olan kişilerin bulunması ve olayın aydınlatılması olduğunu söyledi. Bunun kendilerini çok mutlu edeceğini ifade eden Rıfat Önkol, ‘’Biz de insanız ve bu ülkenin vatandaşıyız, madem Kürt, Türk kardeş deniyor o zaman bu kan artık dökülmesin. Bizim yetkililerden tek isteğimiz olayın bir an önce aydınlanmasıdır. Olayın üzerinden bir ay geçmesine rağmen hiçbir açıklama yapılmadı’’ diye konuştu. Lice savcısının olaydan 1 hafta sonra kendilerini çağırdığını ve ona olayı tüm detayıyla anlattıklarını dile getiren Rıfat Önkol, yetkililerden de dâvâcı olduklarını söyledi. Ailenin Avukatı Serdar Çelebi, olayla ilgili bilirkişi raporlarını talep etmelerine rağmen kendilerine verilmediğini öne sürdü. |
31.10.2009 |
Başbuğ değer verseydi, belge gündem olmayacaktı |
AKP Kahramanmaraş Milletvekili Cafer Tatlıbal, Albay Dursun Çiçek’in imzası bulunduğu iddia edilen belgeye ilişkin ‘’Sayın Genelkurmay Başkanı ‘bu bir kağıttır bir değeri yoktur’ demişti. İşte o gün bunun bir değer olduğunu kabullenseydi, işlem yaptırmış olsaydı bugün bu olaylar gündeme gelmeyecekti’’ dedi. Tatlıbal, partisinin Kahramanmaraş il binasında düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Tatlıbal, ‘’Türkiye’de PKK olayının arkasında hem Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptığı hatalar yatıyor hem de orası bir sektör haline gelmiş, menfaat yatıyor. Müthiş bir çıkar savaşı var’’ diye konuştu. Albay Dursun Çiçek’in imzası bulunduğu iddia edilen belgeye ilişkin bir soru üzerine Tatlıbal, ‘’Sayın Genelkurmay Başkanı ‘bu bir kağıttır bir değeri yoktur’ demişti. İşte o gün bunun bir değer olduğunu kabullenseydi, işlem yaptırmış olsaydı bugün bu olaylar gündeme gelmeyecekti’’ karşılığını verdi. |
31.10.2009 |
Atatürk köşesiz okul kalmayacak |
Özel öğretim kurumlarında uygun bulunan yerde Atatürk inkılâp ve ilkelerini içeren anlamlı bir kompozisyon oluşturacak şekilde ‘’Atatürk Köşesi’’ düzenlenecek. Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayınlandı. HER ŞEYİMİZ TAMAMMIŞ GİBİ... "Atatürk Köşesiz" okul kalmayacak
ÖZEL öğretim kurumlarında uygun bulunan yerde Atatürk inkılap ve ilkelerini içeren anlamlı bir kompozisyon oluşturacak şekilde ‘’Atatürk Köşesi’’ düzenlenecek. Millî Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Bakanlıkça açılması uygun görülen tüm özel okullara 5 iş günü içinde kurum açma izni verilecek. Raporda eksiklikler belirtilmiş ise bu eksikliklerin giderilmesi için kurucu veya kurucu temsilcisinin taahhüdü doğrultusunda valilikçe en fazla 60 gün ek süre verilebilecek. Verilen ek süre içinde eksikliklerini tamamlayamayan kuruma ait belgeler, kurucu veya kurucu temsilcisine iade edilecek. Daha önceki yönetmelikte yer alan ‘’Ruhsat alma’’ başlıklı madde, ‘’Atatürk Köşesi’’ başlığı ile değiştirildi. Buna göre, özel okul öncesi eğitim kurumlarında, eğitim faaliyetlerinin yapıldığı alanların dışında uygun bulunan bir yerde, Atatürk inkılap ve ilkelerini içeren anlamlı bir kompozisyon oluşturacak şekilde Atatürk köşesi düzenlenecek. |
31.10.2009 |
Açılım gözden geçirilecek |
İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, demokratik açılım sürecinde terör örgütü üyelerinin dönüşleriyle ilgili yeni bir çalışmadan sonra yapılacakları belirleyeceklerini ifade ederek, ‘’Neticede silahını bırakıp teslim olanlar işin özü. O boyutu göz önünden çıkarmamak lazım’’ dedi. Atalay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül’ün verdiği Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’nda gazetecilerin demokratik açılım süreci ve terör örgütü üyelerinin Türkiye’ye dönüşlerine ilişkin sorularını cevapladı. Terör örgütü PKK üyelerinin Türkiye’ye dönüşünde yaşanan görüntülerin yeniden değerlendirme yapmayı gerektirdiğini ifade eden Atalay, bu durumu hiç kimse ve hiçbir kesimin onaylamadığını kaydetti. Atalay, konu üzerinde tekrar bir çalışma ve planlamadan sonra süreçle ilgili yapılacakları belirleyeceklerini anlatarak, ‘’Bu, katiyen süreci kesmek anlamında değil. Türkiye bu ivmeyi yakaladı’’ dedi. Bakan Atalay, Avrupa’dan yeni bir grubun Türkiye’ye döneceğine ve grubun kaç kişiden oluşacağına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, sayının belirtilenden fazla da olabileceğini söyledi. Atalay, ‘’Neticede silahını bırakıp teslim olanlar işin özü. O boyutu göz önünden çıkarmamak lazım. Eve dönenler daha fazla da olabilir. Devam edecek bir şey. Mahmur’un üzerinde yoğun durulabilir’’ diye konuştu. Süreçle ilgili TBMM’deki görüşmeyi bir an evvel yapmak gerektiğinin altını çizen Atalay, görüşmenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın takviminin yoğunluğu dolayısıyla gerçekleşmediğini söyledi. Atalay, görüşmenin ‘’bilgilendirme’’ ya da ‘’genel görüşme’’ şeklinde olabileceğini de belirtti. |
31.10.2009 |
Prof. Aydın: AB inadının meyvesini alacağız |
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’yi dışlamasının mümkün olmadığını belirterek, ‘’Türkiye, AB konusunda inadının meyvesini eninde sonunda alacak’’ dedi. Aydın, Hatay Barosu tarafından Antakya Ticaret ve Sanayi Odası’nda (ATSO) düzenlenen ‘’Türkiye-AB İlişkileri Konferansı’’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’de çok sayıda kişinin AB konusunda tam anlamıyla bilgi sahibi olmadığını söyledi. AB’nin Türkiye’ye özel davrandığını ve Kopenhag kriterlerini tam anlamıyla yerine getirmeden müzakerelere başlandığını ifade eden Aydın, şöyle devam etti: ‘’AB, Türkiye’yi istisnai bir durum yaptı. Kriterleri tam anlamıyla yerine getirmeden sürece dahil etti. Ülkemizde hiç kimse ‘kriterler konusunda eksikliklerimiz var’ diye düşünmedi. Şu anda AB’nin talep ettiklerini de sadece Türkiye’den istediği gibi bir düşünce hakim. Oysa AB, bir takım talepleri bütün ülkelerden istemektedir. Yapmamız gereken, öncelikle AB’nin yapısına bakmalı ve oradaki sorunları anlamaya çalışmalıyız. AB’nin sadece Türkiye’den talep ettiklerine bakarak süreci anlayamayız. Bunun için herkesin AB içerisindeki problemlere bakıp, eleştiri yapabilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde AB yakınlaşmamız ve ilişkilerin daha iyi olmasını sağlayabiliriz. Bu şekilde Türkiye, AB konusundaki inadının meyvesini eninde sonunda alacaktır.’’ Hatay Barosu Başkanı Sinan Akgöl de, Türkiye için önemli bir süreç olan AB’nin çok iyi anlaşılması gerektiğini, bunun için üyelerine yönelik toplantılar yaptıklarını söyledi. Konferansa, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Mitat Çelikpala ile Yrd. Doç. Dr. Sinem Akgül de konuşmacı olarak katıldı. |
31.10.2009 |
Erdoğan, 7 Aralık’da Obama ile görüşecek |
ABD Başkanı Barack Obama’nın daveti üzerine bu ülkeyi ziyaret edecek olan Başbakan Erdoğan, 7 Aralıkta Obama ile bir görüşme yapacak. Başbakanlık Basın Merkezinin internet sitesinde yer alan açıklamada, Erdoğan’ın, 7 Aralıkta Obama ile bir görüşme yapacağı belirtilerek şunlar kaydedildi: ‘’Türkiye ve ABD, Irak’tan Afganistan’a, Balkanlardan Orta Doğu’ya, Doğu Akdeniz’den Kafkaslara, terörle mücadeleden enerji arz güvenliği ve küresel mali krize uzanan çok geniş bir alanda işbirliği yapmaktadır. Bu çercevede, sözkonusu görüşmede, iki yakın müttefik ve stratejik ortak olan Türkiye ve ABD ilişkilerinin yanı sıra, iki ülkenin ortak göndeminde yer alan güncel bölgesel ve küresel konularda görüş alışverişinde bulunulacaktır.’’ |
31.10.2009 |
Seçim süresi resmen kısaldı |
Mİlletvekİlİ seçimlerinin 4 yılda yapılmasını öngören ve nüfusu 2 milletvekili çıkarmak için yeterli olmayan illere 2 milletvekili çıkarma hakkı tanıyan kanun, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. Milletvekili Seçimi Kanunu’nda yapılan değişiklikle, kanunun 4. maddesinin 3. fıkrasına, ‘’Şu kadarki nüfusu iki milletvekili çıkarmaya yetmeyen iller, artık nüfus sıralamasında da milletvekili sayısını ikiye çıkaramazsa, önce iki milletvekili çıkaramayan illere ikinci milletvekili verilir’’ hükmü eklendi. Kanunun 6. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen, ‘’TBMM seçimleri beş yılda bir yapılır’’ hükmü, ‘’TBMM seçimleri dört yılda bir yapılır’’ şeklinde değiştirildi. Aynı maddenin 2. fıkrası da ‘’Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren dört yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilir. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak doksan günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir’’ olarak yeniden düzenlendi. |
31.10.2009 |
Uçağın kanadı direğe çarptı |
Malatya Erhaç Havaalanı'na inen yolcu uçağının aprona girişi sırasında kanadı aydınlatma direğine çarptı. Saat 08.20'de İstanbul'dan havalanan özel bir havayolu şirketine ait yolcu uçağı, Malatya Erhaç Havaalanı'na iniş yaptı. İnişin ardından aprona girmeye çalışan uçağın sol kanadı, pistin yanındaki aydınlatma direğine çarptı. Kazanın ardından yolcuların indirildiği uçak, bakım için aprona alındı. |
31.10.2009 |
Veli Küçük’e sağlık kontrolü |
Bİrİncİ “Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük, hastanede sağlık kontrolünden geçirildi. Tutuklu bulunduğu Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nden jandarmalar nezaretinde Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine getirilen Küçük’ün genel cerrahi, kulak, burun ve boğaz ile kardiyoloji servislerinde kontrolleri ve kan tahlili yapıldı. Hastane içinde kelepçesiz olduğu görülen Veli Küçük, işlemlerin tamamlanmasının ardından yeniden cezaevi aracına bindirilerek Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesine götürüldü. |
31.10.2009 |
Domuz gribinden ölenlerin sayısı 3’e çıktı |
SağlIk Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada domuz gribinden vefat edenlerin sayısının 3’e çıktığı bildirildi. Laboratu- var teyitli vak'a sayısının ise 16 olduğu açıklandı. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, tedavisi hastanelerde sürdürülen laboratuvar teyitli pandemik A(H1N1) grip vak'asının 16 olduğu, durumu ağır olan 3 hastanın tedavisinin yoğun bakımda devam ettiği kaydedildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Konya’da yatan kronik hastalığı bulunan 37 yaşındaki bayan vatandaşın hastaneye yatırıldığı gün vefat ettiği ve alınan numunelerin pozitif çıktığı aktarıldı. 2 yaşından küçük çocukların kronik hastalığı olanların, gebelerin ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime başvurması gerektiği uyarısında bulunulan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bunların dışında grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmesi gerekiyor. Ancak genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı bilinç bulanıklığı, 3 günden fazla süren ateş, ciddî ve sürekli kusması olan vak'aların beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşıyor.”
GRİBE KARŞI CAMİLER İLÂÇLANDI
Kocaelİ Büyükşehir Belediyesi, sosyal hayat alanları ve ulaşım hizmetlerinde domuz gribine karşı bir dizi önleyici tedbir aldı. Daha önce belediye otobüsleri ve deniz ulaşım araçlarında domuz gribine karşı ilâçlama çalışması yapan Büyükşehir Belediyesi son olarak şehir genelinde bulunan camilerde virüse karşı dezenfekte çalışması başlattı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal İşler Daire Başkanlığına bağlı 20 ekip 52 personel camilerde dezenfekte çalışmalarını bitirdi. 12 ilçe ve şehir merkezinde bulunan camilerde dezenfekte çalışmalarını yapan Büyükşehir Belediyesi 400 camii de çalışmaları tamamladı. Camilerde bulunan halılar ve cami tabanları uzman ekipler tarafından dezenfekte edildi. |
31.10.2009 |
Ayamama’da yIkImlar başladI |
SEL felâketinden sonra Ayamama Deresi’nde dere yatağına yapıldığı tesbit edilen 108 binanın yıkımına başlandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Tahmaz, 1 hafta içinde yıkımları tamamlayacaklarını söyledi. Dün sabah saatlerinde Ayamama Deresi’ne gelen ekipler, daha önceden tebligat yapılan binaları kontrol etti. Tebligattan sonra bazı bina sahipleri de, hazine arazisi üzerindeki yapıları kendi imkanlarıyla yıktı. Yıkılmayan binalar ise belediye ekiplerinin denetimiyle dün gerçekleştirildi. Yıkımları değerlendiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Ahmet Tahmaz, “Sel felâketinden sonra yapılan 1 aylık çalışmada 34’ü işyeri olmak üzere 108 yapının kamu sahasını işgal ettiği tespit edildi. Tebligat yapılan bazı işyeri sahipleri hazine arazisi üzerindeki yapıları kendileri yıktı. Yıkılmayanları isi bugün gerçekleştiriyoruz. 1 hafta içinde yıkım işlemlerinin tamamlanmasını bekliyoruz” diye konuştu. |
31.10.2009 |
İmam-Hatipliler kurultayda buluşacak |
ÖNDER İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği’nin organize ettiği kurultayların 5’incisi 1 Kasım 2009 Pazar günü Beyoğlu İHL’nde gerçekleştirecek. Türkiye’nin birçok yerinden mezun dernekleri, okul aile birlikleri ve idarecilerin dâvetli olduğu kurultaya eski-yeni mezunların da iştirakleri bekleniyor. İlki 2005’de Ankara Diyanet Vakfı Kocatepe Salonu’nda yapılan, bu yıl ise Beyoğlu İHL’nde 5. si yapılacak olan kurultay saat: 10.00–14.30 arasında gerçekleştirilecek. İmam-hatiplilerin meseleleri ve yeni gelişmelerin değerlendirileceği toplantıda bölgelerden gelen temsilciler dinlenerek, çözüm ve vizyon teklifleri, önümüzdeki dönemde İHL’lerin rolü ve yapılması gerekenler tartışılacak. Geçtiğimiz yıl 50. yılını geride bırakan ÖNDER, bu yıl kurultayda imam-hatip liselerinin ve ÖNDER’ in 50 yıllık köklü geçmişini anlatan bir kitap-albüm çalışmasını tanıtacak. |
31.10.2009 |
Öğrenciler ‘hızlı treni’ sevdi |
Yüksek Hızlı Tren’in (YHT) Ankara-Eskişehir arasında faaliyete geçerek iki şehir arasındaki ulaşım süresini 1,5 saate indirmesi özellikle üniversite öğrencileri ve çalışanlara yaradı. Eskişehir’deki Anadolu ve Osmangazi ile başşehirdeki üniversitelerde eğitim gören, ailesi Ankara’da ya da Eskişehir’de yaşayan bazı üniversite öğrencileri kiralık evde ve yurtta kalmaktansa aylık 200 TL olan hızlı tren aboneliğiyle 1,5 saatlik yolu sabah ve akşam katederek ailelerinin yanında kalmayı tercih etmeye başladı. TCDD Eskişehir Gar Müdürü Süleyman Hilmi Özer, vatandaşların hızlı trene yoğun ilgi gösterdiğini kaydetti. Özer, şöyle konuştu: ‘’Hızlı trenin promosyon döneminde yüzde 100’lük bir doluluk oranı vardı. Bugün de hızlı trenin doluluk oranı ortalama yüzde 75’ler düzeyinde. İlgi nedeniyle hızlı tren sefer sayılarında artış yapıldı. Şu anda Ankara-Eskişehir arasında 15 defa karşılıklı hızlı tren seferi var. Hafta içinde yüzde 50’nin üzerinde doluluk oranına ulaşan hızlı trende Cuma, Cumartesi, Pazar ve Pazartesi günlerinde ise yüzde 100 oranında bir doluluk yaşanıyor.’’ |
31.10.2009 |
Muayene ücreti sorun oldu |
SKG tarafından, 1 Ekim’de uygulamaya başlanan, geriye dönük muayene katılım ücretlerinin eczaneler tarafından tahsil edilmesi uygulaması, eczacı ve vatandaşı karşı karşıya getirdi. Eczacılar vatandaşa konuyla ilgili bilgi verirken hayli sıkıntı çekiyor. Vatandaş ilâç alamıyor
SOSYAL Güvenlik Kurumu tarafından, 1 Ekim’de uygulamaya başlanan, geriye dönük muayene katılım ücretlerinin eczaneler tarafından tahsil edilmesi uygulaması, eczacı ve vatandaştan tepki almaya devam ediyor. İlâç almak için eczaneye gittiğinde, 2 - 3 liralık reçete için 150 liraya varabilen tutarlarda ödeme yapmak zorunda olduğunu öğrenen vatandaş, yaptığı bu ödeme karşılığında makbuz istiyor. Vatandaş, ödediği yüksek ücretlerin sıkıntısı bir yana, “Sistemde bir arıza çıkarsa, yaptığımız ödemeyi nasıl kanıtlayacağız ?”, “Yarın tekrar ezcaneye geldiğimizde, bizden yeniden para istenmeyeceğini nereden bileceğiz ?” endişesi taşıyor. İlâç bedeli 2-3 lira iken vatandaştan 30 ile 100 liraya kadar katılım payı istenebildiğine dikkat çeken Altun Eczanesi sahibi Satı Sultan Altun, vatandaşın ‘haklı olarak’ verdiği parayı belgelemek istediğini ifade etti. Altun, tahsil ettikleri geriye dönük muayene katılım payları için fiş ya da makbuz verme yetkileri bulunmadığı, bu durumdan dolayı da tartışma çıkabildiğini aktardı. Eczanesinin geliri düşük bölgede bulunduğunu belirten Engürü Ezcanesi sahibi Ömer Faruk Erdoğan da, hastaların çoğu zaman ilâçlarını alamadığını söyledi. Toplam 5 liralık bir reçete için 30-40 TL, bazen de 160 TL’lik muayene ücreti çıkabildiğine dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi: “Muayene katılım payları için hastaya fiş veremediğimizden dolayı, eczaneye güvensizlik had safhaya çıktı. Bir kaç gündür vitrinime, muayene katılım payının eczane ile ilgili olmadığının belirtildiği yazıları asmaya başladım. Benim başıma, şükür gelmedi ama bazı eczanelerde çok ciddî kavgalar bile olduğunu duyduk.” Bazı hastaların katılım paylarını kredi kartı ile ödemek istediklerini ifade eden Erdoğan, “Bu durum eczaneyi zor durumda bırakıyor. Kredi kartı ile yapılan ödemelerde, fiş kesilmek zorunda. Maliye Bakanlığı’nın bu konuda bir tebliğ çıkarmasına rağmen, pratikte bu uygulanamıyor. Kredi kartına fiş kestiğimizde, para bizim kasamıza girmemesine rağmen, KDV ödemek zorunda kalıyoruz.” diye konuştu.
TEB: ECZACILAR ZORLA TAHSİLDAR HALE GETİRİLDİ Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak, geriye dönük katılım paylarının tahsilatı için görevlendirilen eczanelerin vatandaş ile karşı karşıya bırakıldığını belirtti. Hastalara bir senelik borcun çıkartılabildiğine dikkat çeken Çolak, “Hastalar eczacılara patlıyorlar” diye ifade etti. Ezcacıların zorla tahsildar hale getirildiğini söyleyen Çolak, “Vatandaş yaptığı ödemeye karşılık fiş istiyor ancak bunu veremiyoruz. İlâca fiş verebiliyoruz ama katılım ücretlerinde böye bir uygulama yok. Vatandaş da bu durumda ödeme yapmak istemiyor” şeklinde konuştu. Farklı reflekslerle karşılaştıklarını aktaran Çolak, “Bazıları kızıp, bağırıp çağırıyor. Bazıları, kızgınlıkla o eczaneden almıyor, başka eczaneye gidiyor ve oradan ilâcı alıyor. Ya da ilacı hiç almıyor. Bazıları da ilâç ucuz ise geçmişe dönük katılım paylarını ödememek için, reçetesiz olarak ilâcı alıyor” diye konuştu. Çolak, eczanelerin katılım paylarını tahsil etmesi uygulamasına son verilmesi gerektiğini kaydetti. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Eczacı Nurten Saydan ise, “Muayene ücretleri eczane kasalarına değil, SGK kasalarına aittir” sözlerinin altını çizdi. Saydan, muayene ücretleri için fiş veya fatura veremediklerinden dolayı hastaların gözünde güvenilirliklerinin azaldığına vurgu yaptı. Muayene ücretleri nedeniyle çoğu hastanın vatandaşın sağlık ocaklarına ve aile hekimlerine gidemediğini kaydeden Saydan, şunları söyledi: “Muayene olsalar bile ilâçlarını alamıyorlar. Anadolu’da ve taşrada vatandaşlar, eczanelerimize muayene ücretlerini ödeyemedikleri için veresiye yazdırmaya çalışıyorlar. Vatandaş ile karşı karşıya getirilmek istemiyoruz. Gerek biz eczacıları gerekse vatandaşımızı mağdur eden muayene katkı paylarının acilen kaldırılması gerekir. Yapılan yasal başvuruların sonucunun vatandaşlarımız için olumlu olacağı inancındayız.” |
31.10.2009 |
Soğuk ve yağış uyarısı |
BALKANLAR üzerinden gelen soğuk ve yağışlı hava ülke genelinde etkili olacak. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan ‘Meteorolojik uyarı’ya göre Türkiye, Balkanlar üzerinden gelen soğuk ve yağışlı havanın etkisine girdi. Marmara ve doğu bölgelerde kuvvetli yağış, ülke genelinde hava sıcaklığında hissedilir derecede (5 ila 7 derece) azalma bekleniyor. Bugün, Marmara, İç Ege, Akdeniz, İç Anadolu, Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yağış bekleniyor. Genellikle yağmur ve sağanak, gece saatlerinde Edirne ve Kırklareli çevrelerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde görülecek yağışların, İstanbul, Kocaeli ve Sakarya çevreleri başta olmak üzere Marmara bölge geneli ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun doğusunda (Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Erzurum, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Hakkâri, Şırnak, Kars, Ardahan, Ağrı, Iğdır) kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Yarın ise, yurdun büyük bir bölümünde devam edecek yağışların, Marmara’nın doğusu (İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa, Bilecik), Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu’nun güney ve batısı, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri (Gümüşhane, Bayburt, Artvin) ile Hatay, Osmaniye ve Kahramanmaraş çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. |
31.10.2009 |
KÜRE DAĞLARI AĞLIYOR |
KÜRESEL düzeyde öncelikli ekolojik bölgelerden olan ‘Kuzey Anadolu ve Kafkasya Ilıman Kuşak Ormanlarını’, Karadeniz Ilıman Kuşağındaki nadir nemli-karstik ormanların en iyi yabanıl örneklerine ev sahipliği yapan Küre Dağları tehlike altında. Bu dağlar, peyzaj çeşitliliği, habitat çeşitliliği, tür çeşitliliği açısından da en değerli alanlarımızdan biri konumunda. Küre Dağlarında bulunan dört ana aşınım yüzeyi, ‘karstik’ yüzey şekilleri olarak bilinen çok ilginç örnekler dikkat çekiyor. Su, bu peyzajın sürdürülebilirliğinde önemli bir rol oynamakta. Küre Dağlarını drene eden bütün akarsular kuzeye doğru akmakta ve nihayet Karadeniz’e ulaşmaktadır. En önemli akarsular Devrekâni ve Şehriban (Aydos) Çaylarıdır. Millî Park alanından doğan Ulu Çay, Arıt Çayı gibi bazı çaylar alan dışına çıkarken, bazıları doğrudan Karadeniz’e akar. Küre Dağları üzerinde bir çok mağara, şelâle, kanyon, düden, kulyuç vb. alanlar bulunmaktadır. Bunlar arasında; Ilgarini Mağarası, Valla Kanyonu, Çatak Kanyonu, Ilıca Şelâlesi, Gömeran Kanyonu ve Aydos Kanyonu önemli noktalardan bazılarını oluşturmaktadır. Bölgede yürütülen HES projelerinin Küre Dağlarını tahrip edeceği ifade edilerek, duyarlı STK’ların konuyu gündemlerine almaları istendi. |
31.10.2009 |
İş adamı 4 ilkokula 86 bilgisayar hediye etti |
İZMİR’İN Seferihisar ilçesine çok sayıda eğitim kurumu ve sağlık tesisi yaptıran hayır sever iş adamı Necat Hepkon, 29 Ekim dolayısıyla ilçedeki 4 okula 86 bilgisayar gönderdi. İlçeye bir devlet hastanesi, iki üniversite binası, bir ilköğretim okulu yaptıran Hepkon, ilçeye yaptığı son ziyaretinde İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü ile görüşüp eksikleri sordu. Bilgisayar eksiğinin bulunduğunu öğrenmesi üzerine 4 ilkokula toplam 86 bilgisayar gönderdi. Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, iş adamı Necap Hepkon’un ilçeye yaptığı bağışlar sebebiyle kendisine teşekkür ederek, eğitim ve sağlığa yaptığı katkıların sürmesini istedi. |
31.10.2009 |
Hayvan Hastanesi, hayvanseverlerin hizmetinde |
TÜRKİYE’NİN en kapsamlı hayvan hastanesi olma özelliğini taşıyan Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesinde, kurulduğu geçen yıldan bu yana, 430 at, bin 436 sığır, bin 42 koyun-keçi, 2 bin 762 köpek, 989 kedi ve 382 egzotik hayvan sağlığına kavuştu. Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Sezgin Şentürk, 16 Nisan 2008’de hizmete giren hastanelerine olan talebin her geçen gün arttığını söyledi. Türkiye’nin en büyük ve modern hayvan hastanesine sahip olduklarını ifade eden Şentürk, çiftlik hayvanları, at ve küçük hayvan kliniklerinde hizmet verdiklerini bildirdi. Şentürk, Türkiye’nin egzotik hayvan ve davranış bozuklukları kliniğine sahip tek hastanesinin de UÜ Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi olduğunu vurguladı. Şentürk, vahşi hayvanlara baktıkları ayrı bir ünitenin bulunduğunu ifade ederek, buranın sadece Güney Marmara’ya değil, Türkiye çapında hizmet verdiğini bildirdi. |
31.10.2009 |
Orta Doğu’nun salata malzemesi Hatay’dan |
VERİMLİ tarım arazileri ile sayısız ürün çeşidinin yetiştirildiği ve yüksek verim alındığı Hatay, salataların vazgeçilmezi marul ve maydanozun yanı sıra patlıcan ve havuç gibi ürünlerin yetiştiriciliğinde de ilk sıralarda yer alıyor. Amik Ovası’nda buğday, pamuk, mısır, ayçiçeği gibi sanayi ürünlerinin yetiştiriciliğinin yapıldığı Hatay’da vatandaşlar, küçük arazilerinde de hem ek gelir elde etmek hem de ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla alternatif ürünlere de yer veriyor. Tarım İl Müdürü Bestami Zabun, bölgede yoğun olarak yetiştiriciliği yapılan sebzelerle iç piyasanın ihtiyacını karşıladıklarını söyledi. Zabun, şöyle devam etti: ‘’Marulun yanı sıra yaklaşık 15 bin 21 dekarlık alanda yetiştiriciliği yapılan ve 16 bin 58 ton verim aldığımız maydanoz da iç piyasanın yanı sıra yüzde 30’unu da Rusya, Suudi Arabistan, İran, Irak gibi ülkelere gönderiyoruz. Yurt içinin yanı sıra Orta Doğu ve Avrupa ülkeleri de Hatay’da yetişen sebzeleri tercih ediyor.’’ |
31.10.2009 |