Dünya |
Dostluğumuz galip gelecek |
İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Ben-Eliezer, “Bugünlerde ilişkilerimizi gölgeleyen bulutlara rağmen, dostluğun buna galip geleceğine ve halklarımız arasındaki ilişkilerin yeniden güçleneceğine eminim” dedi. İsrailli bakan: Dostluğumuz sürecek
Cumhurİyetİn 86. kuruluş yıl dönümü sebebiyle, Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol’un rezidansında verdiği resepsiyon, İsrail basınının ilgi odağı oldu. İsrail basınında, Cumhuriyet resepsiyona katılımla ilgili çeşitli değerlendirmeler yer almıştı. Resepsiyonda konuşan, Türkiye’nin yeni Tel Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol, İsrail’e yeni gelmesine rağmen bu ülkeye yabancı olmadığını, daha önce çeşitli vesilelerle ziyaretler yaptığını söyledi. Çelikkol, iki ülke arasında çok eskilere dayanan ekonomi ve turizm ilişkileri, stratejik ortaklıkların bulunduğunun altını çizdi ve “bunları geliştirmek ve daha iyiye götürmek için buradayım” dedi. İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanı Ben-Eliezer de Türkiye’nin Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı, Büyükelçi Çelikkol’a “hoş geldiniz” dedi. “Türkiye’nin kalbimde özel bir yeri olduğu gibi, İsrail’le de özel bir bağı vardır” ifadesini kullanan İsrailli bakan Ben-Eliezer, “Bugünlerde ilişkilerimizi gölgeleyen bulutlara rağmen, dostluğun buna galip geleceğine ve halklarımız arasındaki ilişkilerin yeniden güçleneceğine eminim” dedi. |
31.10.2009 |
Honduras’ta çözüme doğru |
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Honduras’ta siyasi krizi sona erdiren ve devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya’nın görevine dönüşünün yolunu açan anlaşmayı övgüyle karşıladı. Clinton, Pakistan ziyareti sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, “Honduras halkını, Başkan Zelaya ve Başkan Micheletti’yi vardıkları tarihi anlaşmadan dolayı tebrik ederim” dedi. ABD Dışişleri Bakanı, seçimlere gidilmesini de kapsayan anayasal düzenin yeniden tesisinden yana olduklarını hatırlattı. Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) Siyasi İlişkiler Sekreteri Victor Rico, Honduras’ta devrik Devlet Başkanı Zelaya ve darbeyle oluşturulan yeni yönetimin müzakerecileri arasında, Zelaya’nın görevine iadesi olasılığını öngören bir anlaşmaya varıldığını bildirmiş, ancak anlaşma metnini basına açıklamamıştı. Askeri darbeyle sürgüne gönderilen, ancak geçen ay gizlice ülkesine girerek Brezilya Büyükelçiliğine sığınan Zelaya da, bu gelişmeyi “Honduras demokrasisi için bir zafer” olarak nitelendirmişti. |
31.10.2009 |
Çinli ilk hacılar yola çıktı |
Çİnlİ hacı adaylarından ilk grup, Lancou ve Urumçi’den Suudi Arabistan’ın Mekke şehrine gitti. Toplam 12 bin 700 Çinli Müslümanın, hac farizasını yerine getirmek üzere 17 Kasıma kadar kafileler halinde Mekke’ye gitmesi bekleniyor. Çin İslâm Derneği yetkilileri, Çinli hacı adaylarının Lancou, Urumçi, Kunming, Yinçüen ve Pekin olmak üzere 5 kentten 41 çartır uçağıyla yola çıkacağını açıkladı. Çinli hacı adayları, hac farizasını yerine getirdikten sonra, 3-21 Aralık günleri arasında yine kafileler halinde yurda dönecek. Çin Uluslararası Radyosu, bu yıl hacca gidecek Çinli Müslümanların, ülkenin iç kesimindeki 27 eyalet ve doğrudan merkeze bağlı kentte yaşayan Huiler, Uygurlar, Kazaklar ve Özbekler de dahil olmak üzere, İslamiyet’e inanan 10 azınlık etnik grubuna mensup yurttaşlardan oluştuğunu ve bunlar arasında Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi’nden gidecek Müslümanların sayısının 3 bini aştığını bildirdi. |
31.10.2009 |
Mısır, Hüsnü Mübarek sonrasına hazırlanıyor |
Özellİkle Mısır’daki muhalif partiler, oğul Mübarek’in iktidara gelmemesi için yoğun bir faaliyet yürütüyor. Fakat en büyük muhalif parti olarak kabul edilen Müslüman Kardeşler örgütü ise Mübarek sonrasından çok kendi gündemine yoğunlaşmış durumda. Mübarek’in lideri olduğu iktidardaki Ulusal Demokratik Parti ise yıllık olağan toplantısını yapıyor. Toplantıda, yıldızı hızla parlayan partinin Siyasi Sekreteri Cemal Mübarek’in babasından sonrası için aday olup olmayacağı yönünde işaretler vermesi bekleniyor. 2002 yılında siyaset sahnesinde görünmeye başlayan oğul Mübarek (46), kendisi için özel olarak oluşturulan Siyasi Sekretaryayı bir anda parti içinde parti konumuna getirmiş, kendine yakın isimler hükümette daha fazla yer almaya başlamıştı. Ayrıca, hükümet gazetelerinin genel yayın yönetmenleri de tamamen değiştirilmiş ve Cemal Mübarek’e yakın isimler yönetimlere gelmişti. Ülkenin en önde gelen muhalif gazetelerinden Masry el Youm’a konuşan Kahire Amerikan Üniversitesi öğretim görevlilerinden Walid Kazziha, herkesin vites yükselttiğini belirtiyor. Ülkede yönetimin istediği bir ismi engellemenin imkânsız olduğunu da belirten Kazziha, Mısır’da güçlü bir parti olmadığını, ülkenin depolitize edildiğini ifade ediyor. Kazziha 2005 yılında yüzde 20 oy alan Müslüman Kardeşler’in benzer bir başarıyı tekrarlamasına izin verilmeyeceğini öne sürüyor. Halen örgütün 4 önemli lideri ile para kaynağı pek çok işadamı hapiste bulunuyor. |
31.10.2009 |
DEMOKRATİK SEÇİMLERE DOĞRU |
MISIR son olarak ünlü gazeteci ve Cemal Abdulnasır’ın en yakın isimlerinden El Cezire Televizyonu yorumcusu Muhammed Hasaneyn Heykel’in önerisini tartışmış, hükümet yanlısı gazeteler öneriyi Mısır’ı İranlılaştırma olarak değerlendirirken, bazı muhalif partiler ise öneriye sıcak bakmıştı. Heykel, başta Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa, Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed Baradey, Mısırlı Nobel Kimya Ödüllü bilim adamı Ahmet Züveyl’in de aralarında bulunduğu 10 kişilik bir komisyonun geçiş dönemini yönetmesini, akabinde de demokratik seçimlere girilmesini önermişti. Ülkenin en köklü muhalif partisi Vafd ise Baradey’i cumhurbaşkanlığı seçimi için aday göstereceğini duyurmuştu. 2011 yılında yapılacak seçimlerde Mübarek’in tekrar aday olup olmayacağı, ya da yerine kimi aday göstereceği konusunda herhangi bir açıklama yapılmadı. İktidar partisinden muhaliflere ülkede hiç kimse Mısır’ın geleceği konusunda net yorumlarda bulunamıyor. Bunun sebebi olarak da her şeyin Mübarek’in iki dudağının arasında olması gösteriliyor. Yeni yapılan düzenlemeye göre Mısır’da bağımsız bir adayın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olabilmesi için parlamentonun iki kanadı ve yerel meclislerden en az 250 imzalı oy alması gerekiyor. Bu da tüm meclislerin hükümetin kontrolünde olduğu bir ortamda imkânsız olarak değerlendiriliyor. |
31.10.2009 |
D. Türkistan’da idamlara onay |
Sİncan Uygur Özerk Bölgesi Yüksek Halk Mahkemesi, 5 Temmuzda özerk bölgenin merkezi Urumçi’de meydana gelen olaylarla ilgili olarak 21 kişiye verilen cezaları onayladı. Asliye Mahkemesi 12 kişi hakkında, üçü 3 yıl ertelemeli olmak üzere cinayet, sabotaj ve kundaklama suçlarından ölüm cezası vermişti. Şinhua haber ajansı, Yüksek Mahkemenin aralarında Geni Yusuf ve Ahmetcan Moning adlı Uygurlar ile Han Junbo adlı Han milliyetinden Çinli’nin de bulunduğu 15 kişinin, aldıkları cezaya yaptığı itirazları reddettiğini bildirdi. Ölüm cezaları Yargıtay’da onaylandıktan sonra infaz edilecek. |
31.10.2009 |
Bosna’da, savaş suçlusu Sırp’a, 22 yıl hapis cezası |
Bosna-Hersek’te eski bir Bosnalı Sırp subayın, savaş suçu işlemekten 22 yıl hapse mahkum edildiği bildirildi. Bosna savaş suçları mahkemesinin kararında, 48 yaşındaki Predrag Kuyundziç’in, Bosna Savaşı sırasında Boşnakların sürgün edilmesi ve tecavüz gibi suçları dahil olmak üzere insanlığa karşı suç işlediği belirtildi. Kuyundziç, 1992-1995 yıllarındaki savaş sırasında ülkenin kuzeyinde Doboj kentinde Bosna Sırp Ordusu birliğinin komutanlığını yapıyordu. |
31.10.2009 |
AB zirvesinden yardım çıktı |
AB devlet ve hükümet başkanları, sanayileşmiş ülkelerin küresel ısınmayla mücadele için 2020’den itibaren yoksul ülkelere yıllık 100 milyar avro yardım yapması gerektiği konusunda uzlaşma sağlarken, AB’nin payına düşen miktarın üye ülkeler arasında nasıl paylaşılacağı konusunda anlaşamadı. Aralık ayında Kopenhag’da toplanacak BM iklim değişikliğiyle mücadele zirvesi için ortak pozisyon belirleyen AB, küresel ısınmayla mücadele kapsamındaki “küresel çabalara destekte adil payını üstlenmeye hazır olduğunu” bildirdi. AB içinde Polonya’nın başını çektiği daha yoksul Doğu Avrupa ülkeleri, Brezilya ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelere karbondioksit salımlarını düşürmeleri için mali yardımda bulunmaya sıcak bakmıyor. |
31.10.2009 |
Saddam, hapisten kaçmaya çalışmış |
Irak’ta idam edilen eski Devlet Başkanı Saddam Hüseyin’in 2006’da tutulduğu cezaevinden kaçmak için plan tasarladığı bildirildi. Saddam Hüseyin’in avukatlarından Halil Duleymi, yayımlanan kitabında, “Saddam Hüseyin’in kaçış planının, Iraklı direnişçilerin ve korumalardan oluşan özel bir gücün yardımıyla 2006 yazında uygulanmasının planlandığını” yazdı. Kitapta, bu planın, Saddam Hüseyin’in tutulduğu Bağdat havaalanı yakınlarındaki Cropper kampı cezaevi yakınında meydana gelen silâhlı bir olay sebebiyle gerçekleşmediği, bu olayın ardından güvenlik önlemlerinin artırıldığı belirtildi. Kitapta, “kaçış planına göre, Iraklı direnişçilerin, cezaevine saldırı düzenlemeden önce, “yeşil bölgeye” ve havaalanındaki Amerikan askerlerinin karargahına saldırı talimatı alacakları” ifade edildi. Her şeyi yazarak not ettiğini söyleyen Duleymi, cezaevindeki “arkadaşları ile diğer mahkûmların da serbest kalmalarını isteyen Saddam Hüseyin’in, El Anbar bölgesine gidip en kısa sürede Irak’taki direniş gruplarını bir araya getirerek Bağdat’a saldırı başlatmayı öngördüğünü” belirtti. |
31.10.2009 |