Güncel |
“Kürdistan”a beraat |
Siirt’in DTP’li Kurtalan Belediye Başkanı Necat Yılmaz, 29 Mart yerel seçimi öncesinde yaptığı bir konuşmada, bölge için ‘’Kürdistan’’ tabirini kullandığı gerekçesiyle yargılandığı dâvânın ilk duruşmasında beraat etti. Yılmaz, ‘’Bu coğrafyada Kürt halkının nüfusu dikkate alınarak Kürdistan ifadesi genel anlamda kullanılıyor” dedi. Mahkeme, “yüklenen suçun işlendiğinin sabit olmadığı'' gerekçesiyle sanığın beraatına karar verdi. ‘Kürdistan’ tabirine beraat
29 Mart yerel seçimler öncesinde yaptığı bir konuşmada, bölge için ‘’Kürdistan’’ tabiri kullandığı gerekçesiyle yargılanan Siirt’in DTP’li Kurtalan Belediye Başkanı Necat Yılmaz, ilk duruşmada beraat etti. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuksuz yargılanan sanık Yılmaz ile avukatı Şakir Demir hazır bulundu. Duruşmada savunma yapan Yılmaz, konuşmasında herhangi bir örgütün propagandasını yapmadığını belirtti. Siyasetçi olduğu için konuşmasının bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini savunan Yılmaz, ‘’bu coğrafyada Kürt halkının nüfusu dikkate alınarak Kürdistan ifadesi genel anlamda kullanılmaktadır. Hatta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından da kullanılmıştır. Ben bu sebeple konuşmamda Kürdistan kelimesini kullandım’’ dedi. Mahkeme heyeti, verdiği kısa bir aranın ardından ‘’yüklenen suçun işlendiğinin sabit olmaması’’gerekçesiyle sanığın beraatına karar verdi. |
21.10.2009 |
DEVLET HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDI |
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''eve dönüş''ün, demokratik açılım sürecinin bir safhası, planın bir parçası olduğunu söyledi. Irak'ın kuzeyinden başlayan ''dönüş'' sürecinin ilk uygulama olduğu için anlamlı olduğunu belirten Atalay, idare, güvenlik, yargı ve sağlık boyutuyla her türlü tedbirin alındığını bildirdi. HERKES SORUMLU DAVRANMALI
Gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi halinde sürecin daha sağlıklı işleyebileceğini vurgulayan Atalay, ''Bu herhangi bir konu değil. Sabırla sonuçlar alınacak. DTP'nin, vatandaşların hassasiyetleri gerekiyor. Süreç içinde yanlışlıklar olmaması için herkesin sorumlu davranması gerekiyor” şeklinde konuştu.
DÖNÜŞLERİN DEVAMINI BEKLİYORUZ
Atalay, ''Bunun devamını bekliyoruz. Dağdaki insan da bunun bir çıkmaz sokak olduğunu görüyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak terörü bitirmek istiyoruz. Devletin bütün unsurları bu konuda kararlıdır. İnşallah önümüzdeki günlerde daha iyi haberler duyacağız'' ifadelerini kullandı.
Hassasiyet ve sabır çağrısı
İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, ‘’Demokratik açılım’’ paketi ve ‘’eve dönüş’’ süreciyle ilgili ‘’Büyük hassasiyetler gerekiyor. Bu herhangi bir konu değil. Sabırla sonuçlar alınacak. DTP’nin, vatandaşların hassasiyetleri gerekiyor. Süreç içinde yanlışlıklar olmaması için herkesin daha sorumlu davranması gerekiyor” dedi. Atalay, ‘’eve dönüş’’ün, demokratik açılım sürecinin bir safhası, planın bir parçası olduğunu belirtti. İçişleri Bakanı Atalay, Rixos Otel’de basın yayın kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle kahvaltıda bir araya geldi. ‘’Demokratik açılım’’ paketi ve ‘’eve dönüş’’ süreciyle ilgili bilgiler veren Atalay, bu süreçte toplumun her kesiminden destek gördüklerini belirtti. Atalay, gelinen noktayı ‘’Hepimizin ortak başarısıdır’’ diye niteledi. Başlangıçta basın mensuplarıyla bir araya geldiğinde destek istediğini hatırlatan Atalay, ‘’Gerçekten de bize büyük destek verdiniz. Yazılarınızla, haberlerinizle değerli katkılarınız oldu. En fazla desteği basından gördük’’ diye konuştu. Kesinleşmeden süreçle ilgili erken değerlendirmeler yapmaktan özellikle kaçındığını vurgulayan İçişleri Bakanı Atalay, ‘’eve dönüş’’ süreciyle ilgili önceden açıklama yapılmamasının da alınan tedbirlerin bir parçası olduğunu söyledi. İçişleri Bakanı Atalay, ‘’eve dönüş’’ün sürecin bir parçası olduğunu belirterek, ‘’demokratik açılım’’ın bir paketten ziyade bir süreç olduğunu ifade etti. Atalay, ‘’Çoğu uygulamayla görülecek bazı hazırlıklarımız var. İdarî tasarruflarla olabilecekler var. Meclis tasarrufuyla olacaklar var. İnce ince dokumak gerekiyor. Yöntem, üslûp çok önemli. Hassasiyetleri koruyarak yürüyeceğiz’’ dedi. Bu süreç çerçevesinde dış temasların da önemli olduğuna işaret eden Atalay, Dışişleri Bakanı’nın ve kendisinin bir dizi temaslarda bulunduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da Kuzey Irak’ta önemli görüşmeler yaptığını hatırlattı. Kendisinin Suriye, Irak ve İran’da önemli temaslarda bulunduğunu belirten Atalay, ‘’Şartları olgunlaştırarak adım adım gidiyoruz’’ ifadesini kullandı.
"DAHA İYİ HABERLER DUYACAĞIZ"
IRAK'IN kuzeyinden önceki gün başlayan ‘’eve dönüş’’ sürecinin ilk uygulama olduğu için anlamlı olduğunu vurgulayan Beşir Atalay, devlet olarak idare, güvenlik, yargı ve sağlık boyutuyla her türlü tedbirin alındığını bildirdi. Sağlık Bakanlığı’nın psikologlar dahil gerekli önlemleri aldığını vurgulayan Atalay, gelenlerin sağlık kontrollerinin yapıldığını, idarî tedbirlerin ardından yargının devreye girdiğini söyledi. Bu uygulamanın alt yapısının TCK’nın 221. maddesine göre gerçekleştirildiğini kaydeden Atalay, 29 kişinin işlemlerinin tamamlandığını, 5 kişinin işlemlerinin ise halen sürdüğünü hatırlattı. Atalay, şöyle devam etti: ‘’Büyük hassasiyetler gerekiyor. Bu herhangi bir konu değil. Sabırla sonuçlar alınacak. DTP’nin, vatandaşların hassasiyetleri gerekiyor. Süreç içinde yanlışlıklar olmaması için herkesin daha sorumlu davranması gerekiyor. İlk grupta bazı şeyler daha çabuk olabilirdi. Bazı gecikmeler yaşandı.’’ Gerekli hassasiyetlerin gösterilmesi halinde sürecin daha sağlıklı işleyebileceğini vurgulayan Atalay, ‘’Bunun devamını bekliyoruz. Açıkça şunu ifade edeyim, dağdaki insan da bunun bir çıkmaz sokak olduğunu görüyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak terörü bitirmek istiyoruz. Devletin bütün unsurları bu konuda kararlıdır. İnşallah önümüzdeki günlerde daha iyi haberler duyacağız’’ diye konuştu. |
21.10.2009 |
Baykal’ın çayından mahrum olduk |
Başbakan Erdoğan, demokratik açılımla ilgili olarak CHP lideri Baykal'la görüşmek istediğini, ancak Baykal’ın ‘’kameraları çok arzu ettiğini’’ söyledi. Konuyu TBMM gündemine getireceklerini, çok sayıda kameranın burada olacağını, Baykal’ın çıkıp konuşması halinde kendisinin de konuşacağını bildiren Erdoğan, ‘’Burada herşey şeffaf olacak. Bu vesileyle sağ olasın, belki bir çayını içerdik, o çayından mahrum olduk” dedi. Erdoğan: Baykal’ın çayından mahrum olduk
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Baykal’ın demokratik açılım konusundaki görüşmenin kamerayla kayıt altına alınması önerisinin siyasî ahlâka ters olduğunu belirterek, “Belki bir çayını içerdik, o çayından mahrum olduk. ‘Teşekkür ederim’ deyip kesinlikle ben de oraya gitmiyorum” dedi. Erdoğan, AKP TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP lideri Baykal’ın demokratik açılım konusundaki görüşmenin kamerayla kayıt altına alınması önerisini değerlendirdi. Bir basın toplantısı yapmadıklarını, yaptıkları zaman zaten medyanın karşısında açıklama yaptıklarını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: “İhtiyaç hasıl olduğunda siyasetçiler bir araya gelirler. Ben oraya bu sürecin koordinatörü olan İçişleri Bakanımı yanımda getirmeyi planladım. Gerekiyorsa ses kaydı için o (ses kayıt cihazı) da konulabilinir. Ama kameraların kurulmasını anlamak mümkün değil. Böyle bir yaklaşım olur mu. TV’ye şov programı yapıyor gibi 3-5 kameranın önünde görüşmek baş başa görüşme olmaz. Bu tavır işi yokuşa sürmektir, kapıları kapamak, bin dereden su getirmek, bahane üretmektir. Biz orada Sayın Baykal’ın beynini yıkayacak değiliz, hipnotize edecek de değiliz. Büyü ya da sihir yapacak da değiliz.” Kamuoyunun hissiyatını, tepkisini dikkate almadan siyaset yapılamayacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: “Biz bu süreci tamamen şeffaf bir şekilde her şeyi konuşarak, milletimize danışarak... Bütün siyasi partilere bizzat koordinatör bakanım gitti. Sivil toplum örgütleriyle, akademisyenlerle, medya temsilcileriyle bir araya geldi görüştü. Biz hiçbir şeyi milletimizden gizlemedik, saklamadık. Sayın Baykal’a gidip gizli kapaklı şeyler de konuşacak değildik. Ancak görüyoruz ki Sayın Baykal mademki sen kameraları çok arzu ediyorsun, zaten bunu Meclise getiriyoruz. Tüm yerli yabancı kameralar karşısında zaten bu konuyu görüşeceğiz. Eğer sen orada konuşursan, ben de çıkıp orada konuşacağım. Ama sen konuşmazsan, ilgili arkadaşlarım bu konuda bilgilendirmeyi milletimin vekilleri karşısında açık seçik yapacak. Burada her şey şeffaf olacak. Bu vesileyle ‘sağ olasın belki bir çayını içerdik. O çayından mahrum olduk. Teşekkür ederim’ deyip, kesinlikle ben de oraya gitmiyorum.” |
21.10.2009 |
‘Baykal: Açılımın altından ne çıktığını gördük |
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baykal, Hükümetin işi gücü bırakıp “açılım” deyip, “siz de gelin, siz de gelin” deyip herkesi işin içine çağırdığını söyledi. Önceki gün bu işin altından neyin çıktığını gördüklerini söyleyen Baykal, şunları söyledi: “Dün son derece önemli tablo ile karşı karşıya kaldık. Uzun suredir konuşulanın ne olduğu yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Varsa yoksa ‘açılım’ diyorlar, ‘süreç’ diyorlar, ‘ucu açık’ diyorlar. Böyle bir faaliyetin ardından neyin çıkmakta olduğunu gördük. Dünkü tablo son derece açıklayıcıdır. Bu açılım tartışmasının içerisinde ne yatıyor ilk ayağı ortaya çıktı. Süreç neden gizli götürüldü anlaşıldı. şimdi neden ucu açık dendiğini anlıyoruz. Şimdi daha iyi anlıyoruz. Niçin DTP’nin ‘İmralı’yı muhatap alın’ dediğini şimdi anlıyoruz. Değerli arkadaşların dün resmen görüldü ki İmralı yol haritası uygulamaya konuldu. Zamanlamaya bakın birileri organize bir şekilde Mahmur ve Kandil’de iki grup aynı anda karar alıyor. Aynı anda yola çıkıyor. Orada özel savcılar, MİT, Emniyet orada, devlet tam kadro orada birilerini karşılıyor. Bu tablo bir senaryodur. Birileri bu senaryoyu yazdı. Yol haritası ne, yol haritası bunu öngörüyor. Bu tablo İmralı’nın yol haritasını uygulamaya başladı. İmralı muhatap alınmıştır...” |
21.10.2009 |
“Ergenekon’’ dâvâsı bir yılı geride bıraktı |
DANIŞTAY ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dâvâ ile birleştirilen birinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsının dün yapılan 117. duruşmasıyla bir yıl geride bırakıldı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda yapılan dünkü duruşmaya, tutuklu sanıklardan Mehmet Fikri Karadağ ve Ergün Poyraz katılmadı. Duruşmada, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık hazır bulundu. Duruşmaya, tutuksuz yargılanan Güler Kömürcü Öztürk, Ferit İlsever, Serhan Bolluk, Yusuf Beşirik ve Erol Ölmez de geldi. Duruşmada, Alparslan Arslan’ın çapraz sorgusuna devam edildi. Bu arada, 20 Ekim 2008 tarihinde ilk duruşması yapılan ‘’Ergenekon’’ dâvâsı, dün bir yılını doldurdu. Mahkeme heyeti, bir yıllık yargılamada ikinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsıyla birlikte toplam 127 duruşma yaptı. Mahkeme heyeti, bu süreçte birleşen Danıştay dosyası da dahil tutuklu 25 sanığı tahliye etti. |
21.10.2009 |
Villada tatbikat |
MÜNEVVER Karabulut’un katil zanlısı olarak tutuklanan C.G’ye, cinayetin işlendiği Bahçeşehir’deki villada keşif yaptırıldı. Tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevinden güvenlik sebebiyle 2 ring aracı ve çelik yelek giydirilerek Bahçeşehir 2. Etap Şelale Villaları’ndaki eve getirilen C.G, burada yaklaşık 1 saat 15 dakika kaldı. Keşif sırasında soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları Faruk Erşen Yılmaz ile Mustafa Öztürk’ün C.G’ye cinayetle ilgili sorular sorduğu, ancak zanlının soruları cevapsız bırakarak, susma hakkını kullandığı öğrenildi. Savcının talimatıyla villanın önünden uzaklaştırılan basın mensupları ise evin bulunduğu sokağın dışından ve çevredeki binalardan görüntü almaya çalıştı. İşlemlerin tamamlanmasının ardından yeniden ring aracına bindirilen C.G, tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevine gönderildi. Zanlının avukatı Aytekin Kaya, gazetecilere yaptığı açıklamada, müvekkilinin olay gününü hatırlamamak için eve girmek istemediğini de bildirdi. |
21.10.2009 |
Teslim olan PKK üyelerinden 33’ü serbest |
IRAK'TAKİ Irak’taki Kandil ve Mahmur bölgelerinden gelen ve savcılıkça ifadeleri alınan 34 terör örgütü PKK üyesinden 33’ü serbest bırakıldı. Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim olan 34 kişinin savcılıkça ifadelerinin alınması tamamlandı. Diyarbakır’dan gelen 4 özel yetkili savcı tarafından ifadeleri alınan 34 kişiden 29’u serbest bırakıldı. 5 örgüt üyesiyle ilgili de yazışmaların beklenmesinin kararlaştırıldı. Cevabi yazının gelmesinin ardından H.İ, B.Y, E.U, M.T ve N.T. TCK’nın 314. maddesi uyarınca terör örgütüne üye olma suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan 5 terör örgütü üyesinden 4'ü daha serbest bırakıldı. |
21.10.2009 |
Çankaya: CHP ciddiyetten uzak |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün, anamuhalefet partisinin Millî Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarına katılmasının faydalı olacağı yönündeki önerisinin, anamuhalefet lideri ve sözcüleri tarafından ‘’günlük siyasî çekişmelere alet edilmesinin üzüntüyle karşılandığı ve ciddiyetten uzak bir yaklaşım olarak değerlendirildiği’’ bildirildi. Cumhurbaşkanlığı internet sitesinde yer alan basın açıklamasında, Cumhurbaşkanı Gül’ün, katıldığı TV programında, ‘’Anayasa değişikliği yoluyla MGK’nın yapısının değiştirilmesi halinde, anamuhalefet partisi liderinin de Millî Güvenlik Kurulu toplantılarına katılmasında fayda gördüğünü’’ ifade ettiği hatırlatıldı. Açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Sayın Cumhurbaşkanımızın bu beyanına, Anamuhalefet Partisi Lideri ve sözcüleri tarafından ‘sanki bugün yapılacak Millî Güvenlik Kurulu toplantısına dâvet edilmesi düşünülüyormuş’ gibi farklı anlamlar yüklenmesi, böyle yapıcı ve demokratik bir önerinin ve son derece ciddî bir konunun günlük siyasi çekişmelere alet edilmesi üzüntüyle karşılanmış ve ciddiyetten uzak bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir.’’ |
21.10.2009 |
Ergenekon Partisi kuruluyor |
İZMİR Barosu avukatlarından Tarcan Ülük, kısa adı “ER Parti” olan Ergenekon Partisi’ni kurmak için çalışmalara başladıklarını bildirdi. Ülük, düzenlediği basın toplantısında partinin çalışmaları hakkında bilgi verdi. ‘’Ergenekon, ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen herkesin övünç duyduğu değerler manzumesinin simge adıdır’’ diyen Ülük, partinin kuruluş işlemlerini 29 Ekim’e yetiştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Kuracakları partinin diğer partilerden temel farklılıkları bulunduğunu anlatan Ülük, ‘’ER Parti’nin manevî lideri Mustafa Kemal Atatürk olarak kabul edilmiştir. ER Parti bu nedenle lidere dayanan bir parti olmayacaktır. Zira bir lidere ihtiyaç duymamaktadır. Manevî liderin izinden gidecek kadrolara ihtiyaç duymaktadır sadece’’ dedi. Ülük, ER Parti logosunun neslinin tükendiği sanılan yeniden Anadolu’da görülen özgürlüğü simgeleyen ‘’Anadolu Parsı’’ olarak belirlendiğini bildirdi. |
21.10.2009 |
AB sürecinde tabular yıkılıyor |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “AB süreci, Türkiye’nin daha açık tartışmasına, tabuları yıkmasına katkıda bulunmuştur. Bugün Türkiye, daha fazla konuşmakta ve tartışmaktadır” şeklinde konuştu. AB süreciyle tabular yıkılıyor
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği (AB) sürecinin, Türkiye’nin daha açık tartışmasına ve tabuları yıkmasına katkıda bulunduğunu söyledi. Strateji İletişim Merkezi (STRATİM) tarafından Ortaköy’deki Esma Sultan Yalısı’nda düzenlenen ‘’Orta Doğu Forumu’’na katılan Bağış, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB üyeliğinin sadece Türkiye için değil Avrupa ve ötesi için de önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. Türkiye’nin AB sürecinin 1959 yılından beri devam ettiğini, hedefin tam üyelik olduğunu ifade eden Bağış, AB muktesebatında üyelikten başka bir ilişki türünün olmadığını belirtti. Türkiye’nin Avrupa’nın sorunlarının çözümüne katkıda bulunduğunu dile getiren Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Enerji güvenliğine katkı, yasadışı göçle mücadeleye destek, ekonomik krizle mücadelede etkin rol, terörle mücadeleye önemli katkı... Bütün bu katkılar, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne üye olmasına da katkıda bulunmuştur. Türkiye, bir çok ikili ve bölgesel sorunların çözümüne de katkıda bulunmuş bir ülkedir. AB süreci, Türkiye’nin daha açık tartışmasına, tabuları yıkmasına katkıda bulunmuştur. Bugün Türkiye, daha fazla konuşmakta ve tartışmaktadır. Türkiye doğru yolda ilerlemekte, halkı için yaptığı reformlarla AB üyeliğine yaklaşmaktadır.’’ Türkiye’nin AB üyeliği sürecini Doğu’nun da yakından izlediğini belirten Bağış, ‘’Türkiye’nin Orta Doğu ile ilişki düzeyini arttırması, Türkiye’yi AB’den uzaklaştırmamaktadır, aksine Türkiye’nin AB nezdinde değerini arttırmaktadır’’ diye konuştu. Türkiye’de yaşayan vatandaşların yüzde 55-60’ının, Türkiye’nin AB üyeliğini istediğini ifade eden Bağış, ‘’Türkiye’nin üye olup olmayacağı sorusuna verilen (evet) yanıtı oranı ise yüzde 35 civarındadır. Avrupa Komisyonu’nun yüzde 40’ı, Türkiye’nin AB üyeliğine destek vermektedir. Avrupa Komisyonu’nun yüzde 60’ı ise Türkiye’nin bir gün üye olacağına inanmaktadır’’ dedi. Türkler’in AB’ye olan güveninin arttırılması, Avrupalılar’ın da Türkiye konusundaki korku ve endişelerini aşması gerektiğini kaydeden Bağış, şöyle devam etti: ‘’Hükümet, AB üyeliği süreci konusunda kararlıdır. İyi bir program ve disiplinle tam üyelik elde edilebilir. Herhangi iki ülke arasındaki en eski sınırlardan biri, Türkiye’nin sınırıdır. İran önemli bir enerji kaynağıdır. Bu kaynaktan ileride yararlanılmalıdır. Suriye ile ilişkiler beklenmedik bir şekilde çok iyi düzeye geldi. PKK yüzünden çatışma noktasına gelen ilişkiler, bugün karşılıklı olarak vizelerin kaldırılması noktasına gelmiştir. Orta Doğu, her türlü savaşı görmüş ve yaşamıştır. Biz diplomasi ve barış çabaları getirmeye çalışıyoruz. ABD Başkanı Barack Obama da bu yönde çalışıyor.’’ |
21.10.2009 |
Türkiye, zaten AB’nin imtiyazlı ortağı |
Avusturya’nIn eski Dışişleri Genel Sekreteri Albert Rohan, Türkiye’nin AB’ye imtiyazlı ortaklığını isteyen ülkeleri eleştirerek, “Gümrük birliğine dahil olmuş bir ülke olarak Türkiye, zaten AB’nin imtiyazlı ortağıdır” dedi. Finlandiya’nın eski Cumhurbaşkanı ve 2008 Nobel Barış Ödülü sahibi Martti Ahtisaari liderliğindeki Bağımsız Türkiye Komisyonunun, “Avrupa’da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak” raporu, Londra’da düzenlenen bir konferansla ele alındı. İngiliz düşünce kuruluşu “Chatham House”da düzenlenen “Türkiye’nin sonraki adımları” başlıklı konferansa, Ahtisaari’nin yanı sıra raportör ve Avusturya’nın eski Dışişleri Genel Sekreteri Albert Rohan da konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Yiğit Alpogan’ın dinleyiciler arasında yerini aldığı konferansı, İngiltere’nin eski Ankara Büyükelçisi David Logan yönetti. Konferansta raporun içeriğinden bahseden raportör ve Avusturya’nın eski Dışişleri Genel Sekreteri Rohan, Avrupa’da ortak amacın, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini sağlamak olması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin AB’ye imtiyazlı ortaklığını isteyen ülkeleri de eleştiren Rohan, “Gümrük birliğine dahil olmuş bir ülke olarak Türkiye, zaten AB’nin imtiyazlı ortağıdır” dedi. 2007’den bu yana Türkiye’nin iç politikasının hareketli olduğunu ve iç meselelerden kaynaklanan gelişmeler meydana geldiğini belirten Rohan, bu gelişmelere bağlı olarak AB reform sürecinin yavaşladığını kaydetti. Rohan ayrıca, Türk kamuoyundaki AB ile ilgili olumsuz algıya dikkati çekerek, yayımladıkları raporda da ifade ettikleri gibi, “Avrupa’dan Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili gelen olumsuz tepkilerin, AB’nin kapılarının Türkiye’ye açık olmadığı izlenimi verdiğini” belirtti. Rohan, son dönemde Türkiye’de ulusal programın yayımlanması, yeni bir AB müzakerecisinin görevlendirilmesi, TRT-6’nın yayınlarına başlaması gibi gelişmelerin, Türkiye’nin AB sürecine ve reformlara bağlılığını gösterdiğini ifade etti. Albert Rohan, Türkiye’nin, İsrail, Suriye, Pakistan, Afganistan, Irak ve birçok ülkeyle yakın ve önemli ilişkiler yürütmesinin,”Türkiye’nin AB için çekiciliğini arttırdığını” söyledi. |
21.10.2009 |
Cem Uzan hakkında 2. tutuklama kararı |
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Fransa’ya siyasî sığınma talebinde bulunan Cem Uzan hakkında çeşitli suçlardan dolayı gıyabi tutuklama kararı çıkarttı. Alınan bilgiye göre, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesine başvuran TMSF avukatları, 2005/123 E. sayılı dosyada sanık olarak yargılanan Cem Uzan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartılmasını istedi. Bunun üzerine İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi de Türkiye İmar Bankası T.A.Ş. hakim ortak ve yöneticileri ile banka hakim ortakları ve yöneticileri adına hareket eden kişiler hakkında ‘’cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak’’, ‘’resmî evrakta sahtecilik’’, ‘’özel evrakta sahtecilik’’, ‘’Bankalar Kanunu’na muhalefet’’ ve ‘’kamu kurumunu dolandırmak’’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında Genç Parti Genel Başkanı ve iş adamı Cem Uzan hakkında gıyabi tutuklama kararı aldı. Uzan hakkında daha önce de yakalama kararı çıkartılmıştı. |
21.10.2009 |
ABD askeri kargo uçağı, İstanbul’a zorunlu indi |
İspanya’dan Irak’a giden C-17 Globemaster tipi Amerikan askeri kargo uçağı, kokpit camı çatladığı için İstanbul Atatürk Havalimanı’na zorunlu iniş yaptı. Alınan bilgiye göre, içindeki asker ve mühimmatla Irak’a gitmek üzere İspanya’dan havalanan C-17 Globemaster tipi askeri kargo uçağının kokpit camlarından biri, gece saatlerinde havada çatladı. Kargo uçağının Amerikalı pilotu, Atatürk Havalimanı’na zorunlu iniş izni istedi. Uçak, saat 02.00’de izin verilmesi üzerine İstanbul’a iniş yaptı. Çatlayan camı değiştirilen kargo uçağı, daha sonra yeniden Irak’a hareket etti. Bu arada, Türk Hava Yolları’nın (THY) İstanbul-Adana seferini gerçekleştirecek Airbus 321 tipi TK 476 sefer sayılı ‘’Aksaray’’ adlı uçağı da önceki gün saat 23.30’da Atatürk Havalimanı’dan Adana’ya gitmek üzere yolcu alarak pist başı yaptı. Bu sırada meydana gelen teknik arıza sebebiyle uçak pist başından geri döndü. |
21.10.2009 |
RTÜK’den Doğan ’a 3 ay süre |
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Doğan Medya Grubu içinde yer alan yayıncı kuruluşların sahiplik yapılarının, 3984 sayılı Kanunun 29. maddesinin (h) ve (ı) bentlerindeki düzenlemelere uygun hale getirilmesi için 3 ay süre verdi. RTÜK’den yapılan yazılı açıklamada, kurulun 13 Ekim 2009 tarihinde yaptığı toplantıda, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığından 18 Eylülde gönderilen rapora ilişkin RTÜK uzmanlarının hazırladığı inceleme raporunun görüşüldüğü belirtildi. RTÜK uzmanlarının, Gelir İdaresi Başkanlığı raporuna ilişkin yaptıkları incelemenin tamamlandığı hatırlatılan açıklamada, ‘’Uzmanlarımızca da yapılan tespitler neticesinde Doğan Medya Grubu içinde yer alan yayıncı kuruluşların sahiplik yapılarında 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 29. maddesinin (h) ve (ı) bentlerindeki düzenlemelere aykırı durumun oluştuğu görülmüştür’’ denildi. Üst Kurul, inceleme raporundaki öneriler doğrultusunda, Doğan Medya Grubu içindeki yayın kuruluşlarına durumlarını 29. maddenin söz konusu bentlerine uydurmaları için 3 ay süre verilmesini kararlaştırdı. |
21.10.2009 |
Mukaddes yolculuk başladı |
İstanbul, Ankara ve diğer şehirlerden Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla hac farizasını ifa etmek için kutsal mekânlara gidecek olan ilk hacı kafileleri, mukaddes yolculuğa çıktı. Hacı adayları, kendilerini yolcu etmek üzere gelen yakınları tarafından gözyaşları ve duâlarla uğurlandı. İlk hac kafİlesİ dün yola çIktI
İstanbul’dan Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla ilk hac kafilesi Suudi Arabistan’a gitti. Suudi Arabistan Havayolları’na ait uçakla Medine’ye hareket eden 440 kişiden oluşan hac kafilesi, Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nden yakınları tarafından gözyaşları ve duâlarla uğurlandı. Dış Hatlar Terminali, kutsal topraklara giden hacı adaylarıyla dolarken, adaylar ve uğurlamaya gelen yakınları dolayısıyla terminal giriş kapıları ve biniş bankosunda uzun kuyruklar oluştu. Kafile rehberleri, hacı adaylarına kutsal topraklarda dikkat edilmesi gerekenler konusunda bilgiler verirken, bazı hacı adaylarının maske taktıkları görüldü. İstanbul İl Müftü Yardımcısı Ömer Kardaş, Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanlığının organizasyonuyla birinci ve ikinci kafile hacı adaylarını gönderdiklerini belirterek, ‘’Allah yollarını açık, ibadetlerini kabul eylesin’’ dedi. Her kafilede 220’şer olmak üzere toplam 440 hacı adayı ve 10 görevlinin kutsal topraklara gideceğini kaydeden Kardaş, ‘’Allah hac ibadetini hacca giden kardeşlerimiz için kolay eylesin. Zor ve meşakkatli, sabır isteyen bir yolculuk. Bu yolculuk esnasında bütün hacı adaylarının itidal ile hareket etmelerini ve görevlilerin talimatlarına uymalarını istiyorum. O zaman zor olan ibadeti çok daha kolay olarak yapacaklarına inanıyorum’’ diye konuştu. Hac kafilelerinin gidişinin bugün (dün) başlayıp bir ay süreyle devam edeceğini belirten Kardaş, gidişlerin 20 Ekim-20 Kasım, dönüşlerin de 30 Kasım-30 Aralık tarihleri arasında yapılacağını söyledi. Kardaş, bugün (dün) yola çıkan kafilelerin 45 gün kalacağını, hacı adaylarının 8 gün Medine’de kaldıktan sonra 28 Ekimde Mekke’ye geçeceklerini ve hac görevlerini yerine getireceklerini dile getirdi.
275 KAFİLE
Bu yılki hac döneminde toplam 275 kafilenin kutsal topraklara gidişi 20 Kasıma kadar devam edecek. Bu süreçte hacı adayları için ülke genelindeki 24 havalimanından uçak tahsisi yapılırken hac için başvuran 755 bin kişi kişiden 74 bin kişi bu hakkı elde etti.
BÜTÜN SAĞLIK TEDBİRLERİ ALINDI
BASIN mensuplarının hacı adaylarına domuz gribi aşısı yapılıp yapılmadığı ve sağlık önlemleri konusundaki sorusu üzerine Kardaş, şunları kaydetti: ‘’Domuz gribi aşısı henüz ülkemize yeni geldi ama devletimizin bütün kurumları Diyanet İşleri Başkanlığı ile birlikte gerekli tüm sağlık önlemlerini aldı. Daha sonra da yapılması gerekenler yapılır. Sağlık Bakanlığı ile birlikte koordineli bir biçimde tüm tedbirler alınıyor. İnşallah kayıpsız, kazasız, sağlıklı bir şekilde dönmek nasip olur.’’ Kutsal topraklara gitmenin mutluluğunu yaşayan hacı adaylarından Erzincanlı 63 yaşındaki Mehmet Erdem Aytekin de ‘’Çok sevinçliyim ve mutluyum. Allah bunu tüm Müslümanlara, gidemeyenlere nasip etsin. Tüm yakınlarım beni uğurlamaya gelmiş başka ne isterim’’ dedi. Aytekin, domuz gribi konusunda bir endişe duyup duymadığına ilişkin bir soru üzerine ‘’Domuz gribi İslâm âlemine yakışmaz, olmaz inşallah. Hastalık Allah’tandır, hastalık olabilir ama domuz gribi gibi bir endişemiz yok’’ diye konuştu. |
21.10.2009 |
Kamuoyuyla bilgiyi paylaşın |
İzmİr Tabip Odası Başkanı Suat Kaptaner, Sağlık Bakanlığının, domuz gribi sebebiyle Diyarbakır merkezde eğitime bir hafta ara verilmesi kararının, kaç olgu görülmesi üzerine alındığını kamuoyuyla paylaşması gerektiğini söyledi. Kaptaner, kamuoyunda domuz gribinin tehlikeleri, aşıların güvenliği gibi konularda çok sayıda değerlendirme olduğunu, herkeste mevcut olan tedirginliğin giderilmesi gerektiğini kaydetti. Diyarbakır merkezdeki tüm okulların kapatılmasının dikkat çekici olduğunu ifade eden Kaptaner, "Sağlık Bakanlığının kamuoyuyla hızla bilgi paylaşması ve olgu sayısının kaça çıktığını bildirmesi gerekiyor’’ dedi. Kaptaner, domuz gribi aşısında önceliğin çocuklardan başlamasının doğru bir kararolduğunu vurguladı. |
21.10.2009 |
Üniversitelerde, aşı yapabiliriz |
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, domuz gribiyle ilgili ‘’Bir iki üniversitede görülmeye başladığı zaman, bir iki vak'a olduktan sonra derhal aşılama projesine başlayacağız’’ dedi. Özcan, bir gazetecinin domuz gribi ile ilgili aşılama başlatıp başlatmayacaklarını sorması üzerine ‘’Henüz başlamadık ama düşünüyoruz, düşüncelerimiz var. Bir iki üniversitede görülmeye başladığı zaman, bir iki vak'a olduktan sonra derhal aşılama projesine başlayacağız. Bütün öğrencilerimizin Sağlık Bakanlığımız tarafından önerilen tedbirleri takip etmelerini istiyoruz." diye konuştu. Şu ana kadar üniversitelerde domuz gribi ile ilgili bir vak'a görülmediğini de dile getiren Özcan, vak'a görülürse duruma bakılarak tatil kararının alınabileceğini vurguladı. |
21.10.2009 |
Aşı üretiminde önemli adım |
SağlIk Bakanlığı, gelecek yıldan itibaren miniklere Türkiye’de dolumu yapılan 5’li aşıları uygulayacak. Sağlık Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, bakanlığın aşı takvimindeki difteri, boğmaca, tetanoz, çocuk felci ve menenjite karşı 5’li aşının etiketlenmesi, paketlenmesi ve dolumu artık Türkiye’de yapılacak. Gelecek yıldan itibaren miniklere bu aşıların uygulanacağını bildiren bakanlık yetkilileri, bunun aşı üretimi konusunda Türkiye’ye bilgi transferi sağlanması açısından önemine işaret etti. Yetkililer, ‘’5’li aşıların paketleme ve dolumunun Türkiye’de yapılması aşı üretimine doğru önemli bir adım’’ şeklinde konuştular. Türkiye’de halen aşı üretimi yapılmıyor. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinde sadece akrep, difteri ve tetanoza karşı antiserumlar üretiliyor. |
21.10.2009 |
Vatandaşlar, sigara yasağına uyum sağladı |
İzmİr Sağlık Müdürü Mehmet Özkan, Türkiye’nin de yararlandığı sigarayla mücadele için yapılan 125 milyon dolarlık hibeyi sağlayan ‘’Sigara Kullanımını Azaltma Bloomberg Küresel Girişimi’’ uzmanlarının, tütün kontrol çalışmalarını gözlemlemek üzere ziyaret ettikleri İzmir’de, yürütülen çalışmaları çok başarılı bulduğunu söyledi. Yardım kapsamındaki fonların Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 15 gelişmekte olan ülkede kullanıldığını ifade eden Özkan, ‘’Fon, dünyada en fazla sigara tüketen ülkelere ayrıldı ve Türkiye sıralamada 7. sırada. Sigara için çok büyük harcamalar yapılıyor. Bu nedenle Sağlık Bakanlığının tütün mücadelesi çok önemli’’ dedi. Özkan, 4207 sayılı yasa kapsamında yapılan denetimlerde sorunla karşılaşılmadığını, işletmeler ile vatandaşların yasanın kapalı alanlarda uygulanması konusunda büyük özen gösterdiğini anlattı. Tütün ve tütün mamulleri satışında 2009 yılı Ağustos ayında 2008 Ağustos ayına göre yüzde 15,7’lik azalma olduğuna dikkati çeken Özkan, ‘’ Tiryakilerin sigarayı bırakma eğiliminde artış da sevindirici’’ diye konuştu. |
21.10.2009 |
Hakkâri’ye fabrika kurulsun, gençler çalışsın |
HakkÂrİ Üniversitesinde istihdam edilecek 24 özel güvenlik görevlisi, 830 başvuru sahibi arasında çekilen kurayla belirlendi. Üniversiteye alınacak 24 özel güvenlik görevlisi için sertifikalı 830 kişi başvurdu. Biçer Mahallesi’ndeki üniversite bahçesinde yapılan kur'a çekimi sırasında bahçede bulunan kalabalık gruptan bazıları Hakkâri Üniversitesi Genel Sekteri Tahir Yaşar ile tartıştı. Kur'a çekiminde isimleri çıkanlar sevinçlerini yanlarındaki arkadaşlarıyla paylaştı. Kur'aya katılan bazı gençler, ‘’Hakkâri’de hiçbir iş imkânı yok. İş imkânları sağlansın, fabrikalar kurulsun. Gençler ortada bırakılmasın’’ dedi. Kur'a sonucu, Hakkâri Üniversitesinde istihdam edilecek 6’sı kadın toplam 24 özel güvenlik görevlisi belirlendi. |
21.10.2009 |
Küçük kız maganda kurşunuyla vefat etti |
Ankara Pursaklar’da evlerinin karşısındaki düğünü izlemek için balkona çıkan 3,5 yaşındaki Burçak Damla Üngör, maganda kurşununun kurbanı oldu. Pursaklar Fatih Mahallesi Turgut Reis Sokak Lale Apartmanı 5. katta meydana gelen olayda; anne Nuray Üngör, kızı Burçak Üngör için mutfakta yemek hazırladı. Bu sırada mutfağa gelen küçük kız, annesine, “Anne düğünü izleyebilir miyim?” dedi. Annesinden izin alan küçük Burçak, daha sonra balkona çıktı. Demirleri çuval ile kapatılmış balkondan düğüne bakmak isteyen Burçak, bu sırada açılan maganda kurşunuyla yere yığıldı. Gürültü ile balkona fırlayan anne Üngör, kızının kanlar içinde yerde yattığını gördü. Küçük kızı kucaklayan anne Üngör, feryatlar arasında kızını aşağı indirdi. Bu esnada sokaktan geçmekte olan bir polis olaya hemen müdahale etti. Polis memuru, Burçak’ı ekip otosuyla en yakında bulunan hastaneye götürdü. Ancak, küçük Burçak yapılan bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Polis ekiplerinin evde yaptığı incelemede, balkonun tavanında kurşun izlerine rastlerken, olay yerinden çok sayıda kovan toplandığı öğrenildi. Burçak Üngör’ün cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Kastamonu’ya görüldü. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. |
21.10.2009 |
Meksika’da kadınlar için pembe taksi |
Meksİka’da, sadece kadınların kullandığı, erkek yolcu almayan pembe taksiler kadınların hizmetine sunuluyor. Puebla kentinde trafiğe çıkan 35 otomobilden oluşan filodan, erkek taksicilerin “kötü niyetli bakışlarından” bıkıp usanan kadınlar yararlanabilecek. GPS sistemi ve bir alarm düğmesi bulunan taksiler, erkeklere durmayacak. Pembe taksi sürücülerinden Aida Santos, bazı erkek taksicilerin çizgiyi aşarak kadınlara uygunsuz davrandıklarını hatırlatarak, “Pembe taksilerde bu güvensizlik hissine kapılmayacak, kendilerini daha rahat hissedecekler” dedi. Ancak kadın hakları savunucuları, bunun kadının taciz edilmesi sorununun köküne inmediğini belirterek pembe taksi sistemini eleştiriyor. Pembe taksicilik başarılı olursa, diğer şehirlerde de uygulamaya konulacak. |
21.10.2009 |
Kozalağa bakıp geleceği planlıyorlar |
Balıkesir’in Ayvalık ile İzmir’in Bergama ilçelerinin sınırlarında kalan Kozak Yaylası’nda yaşayan 11 bin kişi, üç yıllık ekonomik geleceklerini çam fıstığına göre planlıyor. Alınan bilgiye göre, 16 milyon fıstık çamının bulunduğu 17 köyden oluşan Kozak Yaylası’nda yaşayan halkın büyük bir kısmı geçimini çam fıstığından elde ettiği gelirle sağlıyor. Kazandırdığı gelirin yanı sıra bünyesindeki vitaminlerle sağlık dostu olan çam fıstığı, bölgenin vazgeçilmez tarım ürünü olma özelliğini koruyor. Ürünün değerli olması ve yüksek talep görmesi üzerine Kozaklılar, bir araya gelerek kurdukları Kozak Çam Fıstığı Kalkınma Kooperatifi ile bu ürünü pazarlıyor. Bölgenin ülke ekonomisine katkısının 50 milyon dolar civarında olduğu ifade ediliyor. Kozaklı sakinleri, ağaçların üzerindeki çam fıstığı kozalaklarını takip ederek, üç yıllık planlarını rahatlıkla yapıp, gelecek yıllarda kaç para kazanacaklarını bile tahmin edebiliyor. Çam kozalaklarının Kasım ayı itibarıyla başlanan toplama işlemi Nisan-Mayıs ayları sonunda tamamlanıyor. Oldukça zahmetli olan çam fıstığı kozalaklarını toplama işlerinde çalışanlar, ‘’Kiye’’ adı verilen uzunca bir sopanın ucundaki kancaları fıstık çamı ağaçlarının dallarına geçirerek kendilerini yukarı çekiyor. Oldukça çevik hareket eden çalışanlar, günde ortalama 1,5-2 ton arasında ürün topluyor. Çam fıstığı işleme tesisi sahibi olan Mehmet Çakıcı da bu ürünün üç yılda bir yetiştiğini dile getirdi. |
21.10.2009 |
Bitlis Tüneli yıl sonuna kadar hizmete girecek |
Kara Yolları Genel Müdürlüğü 112. Van Bölge Müdürü Arif Çobanoğlu, bu yılın sonuna kadar 8 Ağustos Tüneli ve çevre yolunun bir bölümünü tamamlayarak, buradan büyük araçların geçişini sağlayacaklarını bildirdi. Çobanoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 bin metre uzunluğunda olan 8 Ağustos Tüneli’nin genel hatlarının ve beton kaplamasının tamamlandığını belirtti. Çevre yolunun tamamını ve tüneli, 2010’un Ağustos ayında bitirmeyi hedeflediklerini ifade eden Çobanoğlu, şöyle konuştu: ’’Altyapıda beton ve drenaj çalışmalarımız devam ediyor. 12 kilometrelik yolun 1700 metresi stabilize kaplama seviyesine geldi. Yolun 4.5 kilometresinde ise altyapı çalışmaları tamamlandı. Bu yılın sonuna kadar şehir merkezinden geçen büyük araçların ulaşımını tünelden sağlamak istiyoruz. Kış mevsimine kadar tüneli hazırlayacağız. Yolun tamamını 2010 yılına kadar bitirmeyi hedefliyoruz. Tüneli ve çevre yolunu tamamen trafiğe açıp, şehir merkezini rahatlatacağız. Viyadüklerin ayakları ve kiriş sistemleri bitti. Bunları da bu yıl tamamlayarak trafiğe açacağız.’’ |
21.10.2009 |
Zehir satıcılarına eş zamanlı operasyon |
MANİSA’NIN Turgutlu ilçesi başta olmak üzere uyuşturucu satıcılarına yönelik 4 ilde 24 noktaya gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda göz altına alınan ve adliyeye sevk edilen 15 kişiden 10’u tutuklandı. Manisa İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, Turgutlu, Salihli İlçe Emniyet Müdürlükleriyle Manisa İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinin katılımıyla gerçekleşen operasyonda gözaltına alınan 15 zanlı adliyeye gönderildi. Zanlılardan, 10’u tutuklanarak, ceza evine gönderildi. A.A, N.İ, R.E, E.Z. ve Y.İ, ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Turgutlu ilçe merkezli olmak üzere Salihli, Bursa, İzmir ve Diyarbakır illerinde eş zamanlı düzenlenen operasyonda Turgutlu’da 22 kişi gözaltına alınmış, 7 kişi emniyetteki ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Zanlıların ev ve iş yerleri ile eklentilerinde yapılan aramalarda, 2 kilo 9 gram esrar maddesi, 4 kök kenevir bitkisi, satışa hazır halde fişek tabir edilen 67 adet esrar maddesi, 1 adet ruhsatsız tabanca ve buna ait şarjör ile 2 adet sentetik hap ele geçirilmişti. |
21.10.2009 |
SOSYAL HİZMETLER VATANDAŞIN AYAĞINA GİDECEK |
TÜRKİYE’DE, ‘’Sosyal Hizmet Merkezi’’ uygulaması kapsamında artık vatandaşlar sosyal hizmetler yardımı ve desteği almak için devlete başvurmayacak, uzmanlar, sorumlu oldukları bölgelerde vatandaşın ayağına giderek durum ve ihtiyacına göre verilecek hizmeti belirleyecek. Malatya Sosyal Hizmetler Müdürü Murat konan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün, Türkiye’de toplam kalite yönetimi çalışmaları başlattığını, bu çerçevede Ankara, Bursa, Kocaeli, Samsun ve Malatya’nın ‘’Sosyal Hizmet Merkezi’’ uygulaması için pilot il olarak belirlendiğini söyledi. Malatya olarak gerekli alt yapı çalışmalarını tamamlayarak uygulama için genel müdürlükten onay beklediklerini dile getiren Konan, ‘’10 güne kadar onayın geleceğini, uygulamanın kısa zamanda başlayacağını tahmin ediyoruz’’ dedi. Uygulamanın amacının; vatandaşın sosyal hizmetler için devlete başvurmasını beklemeden hizmeti ayağına götürmek olduğunu ifade eden Konan, şu bilgiyi verdi: ‘’Sosyal Hizmet Merkezinde psikolog, sosyal hizmet uzmanları ve öğretmenler görev yapacak. Bu görevliler sürekli merkezde bulunacak. Malatya’yı bölgelere ayıracağız ve görevlileri bölgelere sorumlu yapacağız. Bu görevliler, vatandaşın hizmete kolay ulaşımını sağlayacak. En önemlisi; hizmet için vatandaşların bize başvuru yapmasını beklemeyeceğiz. Görevlilerimiz aracılığıyla bölgelerde kimin hangi hizmet modeline ihtiyacı olduğunu belirleyecek ve ona göre hizmet götüreceğiz. Örneğin bir aile yoksul ise aileyi nakdî yardım programına alacağız ya da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfına yönlendireceğiz.’’
‘’DEVLETE BAŞVURMAYAN ÇOK KİŞİ VAR’’ Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının da mütevelli heyetinde olduğunu, yardım ve destek için başvuranların genelde aynı kişilerden oluştuğunu gözlemlediğine işaret eden Konan, şunları kaydetti: "Yardıma çok ihtiyacı olan yoksul, engelli, çocuk ve yaşlı var. Ancak devletin imkânlarından yararlanmak için başvuruda bulunmuyor. Uygulama sayesinde bu vatandaşlarımızın da sorunları, ihtiyaçları yerinde tesbit edilecek ve çözüm getirilecek. Sosyal hizmetlerin ilgi alanı daha çok yoksul ve ihtiyaç sahibi bölgeler olduğu için uygulama ağırlıklı olarak bu bölgelerde yapılacak. Ancak kentin her tarafına hizmet götüreceğiz. Genel müdürlükten onay geldiğinde harekete geçeceğiz.’’ |
21.10.2009 |
Hava ambulansı ile kuvöze sevk |
KONYA’NIN Beyşehir ilçesinde, yeni doğan bir bebek, ilçede boş kuvöz bulunamaması dolayısıyla ambulans helikopterle Isparta’ya sevk edildi. Edinilen bilgiye göre, Beyşehir Devlet Hastanesi’nde Dudu Harmankaya (23), sezaryenle bir bebek dünyaya getirdi. Oksijensiz kalma sebebiyle hayatî tehlikesi bulunan bebek için Beyşehir’de boş kuvöz bulunamayınca doktorlar Konya İl Sağlık Müdürlüğüyle irtibata geçerek ambulans helikopter talebinde bulundu. Konya’daki hastanelerde kuvözlerin yetersiz olması dolayısıyla Isparta’daki özel bir hastaneye sevk edilmesi kararlaştırılan bebek için Konya’dan gelen hava ambulansı Beyşehir 75. Yıl Cumhuriyet Stadyumu’na iniş yaptı. Beyşehir Devlet Hastanesi’nden ambulansla stadyuma getirilen bebek, Isparta’da kuvöze yerleştirildi. |
21.10.2009 |
Adrese teslim kömür yardımı |
TATVAN Kaymakamı Orhan Şefik Güldibi, bu yıl ilçe merkezi ve köylerdeki ihtiyaç sahibi ailelerin hepsine kömür yardımında bulunacaklarını bildirdi. Kaymakam Güldibi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından (SYDV) görevlilerin vakfa başvuran bütün ailelerin evlerini tek tek dolaştığını söyledi. Güldibi, şöyle konuştu: "İlçede muhtaç sahiplerinin listesini yeniden oluşturduk. Yardıma muhtaç ailelere bugünden itibaren kömür dağıtmaya başladık. Bu yıl ilk defa farklı bir uygulama başlattık. Kömürleri ihtiyaç sahibi ailelerin evlerine kadar teslim ediyoruz. İhtiyaç sahibi aileler taşıma parası ödemiyor. Vatandaşların sıkıntı yaşamaması ve uzun kuyruklarda beklememesi için böyle bir uygulama başlattık. Maddî durumu kötü olan ailelere 2 ton, maddî durumu biraz daha iyi olanlara 1.5 ton, diğer ailelere de 1 ton kömür dağıtıyoruz.’’ Güldibi, bu yıl muhtaç ailelere toplam 10 bin ton kömür dağıtacaklarını belirtti. |
21.10.2009 |
Denizli’de, BM gibi okul |
DENİZLİ’NİN Honaz ilçesindeki Cumhuriyet İlköğretim Okulu, çeşitli ülkelerden göç eden Ahıska Türkleri, Yunanistan ve Bulgaristan’dan göç eden ailelerin çocuklarının eğitim gördüğü bir okul olarak dikkati çekiyor. Rusya, Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna ve Özbekistan’da doğan çocukların okuduğu okul, Honaz’da ‘’Birleşmiş Milletler gibi okul’’ diye anılıyor. Okul Müdürü Ramazan Tatarca, yaptığı açıklamada Honaz ilçesinin aldığı göçler dolayısıyla birçok devletten çocukların okullarında eğitim gördüğünü belirterek, 650 öğrenciden 150’sinin başka ülkelerde doğduktan sonra Honaz’a geldiğini belirtti. Öğrencilerin okula çabuk uyum sağladığını dile getiren Tatarca, şöyle dedi: "Okulumuzda, Yunanistan ve Bulgaristan’dan göç eden muhacir ailelerin çocuklarıyla, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Özbekistan ve Gürcistan’dan göç edenlerin çocukları okuyor. Uzun yıllar önce Ahıska Türkleri Türkiye’ye göç edince Honaz’a gönderilmişler. Şimdi onların akrabaları da Honaz’a geliyor. Biz bu durumdan memnunuz. Çocuklar arasında hiçbir sorun yaşanmıyor. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Bulgaristan ve Yunanistan’dan Türkiye’ye göç ederek Honaz’a yerleşen ailelerin torunları da okulumuzda eğitim görüyor.’’ |
21.10.2009 |
Balık ağına takılan patlayıcı imha edildi |
TRABZON’DA bir balıkçı teknesinin ağlarına takılan patlayıcı fünyeyle imha edildi. Teknesiyle akşam saatlerinde denize açılan bir balıkçı, kısa süre sonra döndüğü Ganita mevkinde ağlarını kontrol ederken mayın olduğu öne sürülen bir cisimi fark ederek, durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Olay yerine gelen Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı bomba imha ekipleri tarafından yapılan ilk incelemenin ardından karaya çıkarılan mühimmat, fünye ile patlatıldı. Yetkililer, mayın olduğu sanılan mühimmatın patlayıcı özelliğini yitirdiğini belirterek, yapılan incelemelerin ardından durumun netlik kazanacağını kaydetti. |
21.10.2009 |
Türkiye’nin en uzun kumsalında, at turu |
PATARA Antik Kenti’nin yanında yer alan, 18 kilometrelik kumsalıyla deniz tutkunlarının uğrak yeri olan Patara Plajı’nda yapılan at turları ilgi görüyor. Caretta carettaların yumurta bırakma dönemlerinin sona ermesi ve yavrularının denize kavuşmasıyla birlikte Patara Plajı’nda alternatif turizm arayışına giren iki at çiftliği, tur düzenlemeye başladı. İki çiftlikteki çoğu saf kan Arap toplam 25 atla yapılan turlara katılan yerli ve yabancı turistler, Türkiye’nin en uzun plajında ata binmenin keyfini yaşıyor. Kumsalda başlayan turlar, kum tepelerinin at sırtında aşılmasının ardından ormanda devam ediyor. Tura katılan Hayriye Güzelyurt, ilk kez ata bindiğini belirterek, ‘’Mükemmel bir şey. Başka bir canlı ile bir bütün olup, bu kum tepelerinin üstünde gezmek inanılmaz bir şey. Herkese tavsiye ederim’’ dedi. Alman mühendis Martine Berndt de, Patara’ya dört kez geldiğini, buradaki güzelliklerin dünyanın hiçbir yerinde olmadığını söyledi. |
21.10.2009 |
İzmir’e, Aliyev ormanı |
PETKİM A.Ş ile Ege Orman Vakfı arasında Eski Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev adına hatıra ormanı oluşturulmasına ilişkin protokol imzalandı. Petkim AŞ Genel Müdürü Kenan Yavuz, şirket olarak ilkini bu yıl başlattıkları ve geleneksel hale getirmeyi planladıkları ‘’Haydar Aliyev Dostluk ve Hatıra Ormanı’’ projesi ile bir yandan sosyal sorumluluklarını yerine getirdiklerini, diğer yandan da Hazar Denizi ile Ege’yi buluşturacak yeni sembollerden birini daha gerçekleştirmiş olacaklarını sözlerine ekledi. Konuşmaların ardından Petkim ve Ege Orman Vakfı arasındaki protokol imzalandı. Protokol gereğince Yeni Foça-Kapıkaya mevkiinde 10 bin fidandan oluşan ‘’Haydar Aliyev Hatıra ve Dostluk Ormanı’’ oluşturulacak. Fidanların ilk dikimi 12 Aralık’ta gerçekleştirilecek. |
21.10.2009 |
Ilgın buluşması şevk verdi |
Önümüzdekİ dönemin neşriyat hizmetlerinin masaya yatırıldığı Sonbahar-2009 büro ve temsilci buluşması Konya-Ilgın’da gerçekleştirildi. Hedeflenenin üstünde bir başarıyla gerçekleşen Ramazan kampanyamızın değerlendirilip, gelecek altı ayda yapılacak kampanyaların konuşulduğu toplantıda temsilcilerimizden yeni taahhütler alındı. Grand İpek Termal Otel’de yapılan ve iki gün süren toplantıya yoğun bir katılım gerçekleşirken, temsilcilerimiz bu tür buluşmaların, yapacakları çalışmalarda moral ve motivasyonlarını üst seviyeye çıkardığını belirttiler. Toplantıda, müessemiz birim sorumluları tam kadro hazır bulunurken, açılış konuşmasını Yeni Asya AŞ Genel Müdürü Recep Taşcı yaptı. Taşcı yaptığı konuşmada, Kızılcahamam buluşması ile başlayan toplantıların gelenekselleşme yolunda olduğunu belirtti. Bu buluşmaların önümüzdeki dönemlerde de devam etmesi temennisinde bulunan Taşcı “Güzelliklere güzellik katan da bu buluşmaların her türlü masraflarının reklâmlarla karşılanıyor olmasıdır” dedi. “2 yıldan beri sürekli olarak gerek illerde yapılan yönetim kurulu toplantılarında bölgelerden gelen teklifler, tenkitler, gerekse neşriyat kurulu toplantılarından gelen talepler, teklifler bir bir değerlendirilmeye alınmakta ve imkânlar ölçüsünde hayata geçirilmeye çalışılmaktadır” diyen Taşcı, dünyayı sarsan ekonomik krize rağmen işletme faaliyetlerinin bir aksamaya mahal vermeden sürdüğünü anlattı. Ramazan’da hediye edilen üç kitaplık setle birlikte ay boyunca yüzde yüze varan bir tiraj artışı yaşadıklarını anlatan Taşcı, bunun yüzde yirmisinin de kalıcı artış olarak satışlara yansıdığını belirtti. Basın-İlân kurumu kanalıyla gelen ilân tariflerinde de önemli oranda artış sağlandığını kaydeden Taşcı, gösterdikleri gayret dolayısıyla emeği geçen herkese teşekkür etti. Geçen Cuma gazetemizle birlikte verilen “Bediüzzaman kimdir?” broşürünün büyük bir rağbet gördüğünü belirten Taşcı, kalplerin buluşmasının önemine işaret etti. Bütün bir yılı sezon ilân ettiklerini belirten ve “Bundan böyle altı aylık projelerle karşınızda olacağız” diyen Taşcı, önümüzdeki dönem kampanyalarını açıkladı. Altı ay boyunca hemen her ay bir hediye ile okuyucuyunun hizmetinde olacaklarını belirten Taşcı, 21 Şubat, 23 Mart ve 20 Nisan ilâvelerine ek olarak 13 Kasım’da “Said Nursî ve Demokratik Açılım” kitapçığının gazeteyle birlikte verileceğini söyledi. Taşcı, Kurban Bayramı için planlanan Kurban ve Hac ekinin yanı sıra, Aralık’taki Hastalar Risâlesi, Ocak’taki Uhuvvet Risâlesi ve Mayıs’taki Tabiat Risâlesi projelerimiz hakkında da bilgi verdi. Ardından kürsüye gelen gazetemiz yazarı Şaban Döğen, hizmet ve gayretin önemini anlatan ve neşriyatımızın icra ettiği tesire dikkat çeken konuşması ile katılımcıların şevk ve motivasyonunu arttırdı. Daha sonra değerlendirme yapmak için söz alan temsilcilerimiz, geçmiş kampanyada yaptıkları orijinal çalışmalardan örnekler sundular. “Başarı öyküleri”nin paylaşıldığı konuşmalarda, saha çalışmalarının önemi bir kez daha vurgulandı. Bire bir çalışmanın, yakınlara, eski abonelere, mevcut abonelerin yakınlarına ulaşmanın gerekliliği üzerinde durulan konuşmalarda kalıcı abone bulmak için hal ve kal dilinin iyi kullanılması istendi. Değerlendirme ve müzakerelerin ardından yeni dönem taahhütleri alındı. Temsilcilerimiz taahhütte bulunmak için birbiri ile yarışırken, ekler ve kitapçıklar için yapılan taahhüt rakamlarının geçmiş dönem satışlarını yüzde yüz katladığı görüldü. Toplantının ikinci gününde ise birim sorumluları, birimleri hakkında bilgi vererek soruları cevaplandırdı. Gazeteyi temsilen Yayın Koordinatörü Abdullah Eraçıkbaş, Risâle-i Nur Yayıncılık Müdürü Malik Atom, Neşriyat Müdürü Alaaddin Temur, Risâle-i Nur Enstitüsü Genel Sekreteri Şener Boztaş, Kitap ve Dergi Grubu Satış Pazarlama Müdürü Faik Altun ve Reklâm Koordinatörü Mesut Çoban bölümleri ile ilgili çalışma ve ileriye dönük projeleri hakkında kısa bir bilgilendirme yaparak, temsilcilerin sorularını cevaplandırdılar; talep, tavsiye ve temennilerini not aldılar. Toplantı, başarılı temsilcilerimizin ödüllendirilmesi ve toplu bir hatıra fotoğrafının çektirilmesi ile son buldu.
BİRİM SORUMLULARI BİLGİ VERDİ
Toplantıda birimlerini temsilen Yayın Koordinatörü Abdullah Eraçıkbaş, Risâle-i Nur Yayıncılık Müdürü Malik Atom, Risâle-i Nur Enstitüsü Genel Sekreteri Şener Boztaş, Görsel yönetmen İbrahim Özdabak, Abone Dağıtım Müdürü Saim Çelenli, Kitap ve Dergi Grubu Satış Pazarlama Müdürü Faik Altun, Neşriyat Müdürü Alaaddin Temur, Bizim Radyo Genel yayın Müdürü Mehmet Yaşar, Reklâm Koordinatörü Mesut Çoban, Reklâm Müdürü Turgut Demirbaş, Matbaa Koordinatörü Said Aydın, Satın Alma Müdürü Ahmet Gönüllü, Muhasebe Müdürü Hakan İbil, Türkiye Neşriyat komisyonu Sekreteri Ali Şen Koç hazır bulundular. |
21.10.2009 |