04 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

 

KANUNÎ KÜLLİYESİ KUR’ÂN ZİYAFETİYLE AÇILDI

Hatay’In Belen ilçesinde bulunan tarihî Kanuni Sultan Süleyman Külliyesi’nin restorasyon çalışmaları tamamlandı.

Külliyenin yapılışının 456. yıl dönümü, restorasyon çalışmalarının ardından düzenlenen geceyle kutlandı. Gecede, dört hafız kardeş tarafından Kur’ân ziyafeti sunuldu.

Osmanlı İmparatorluğu zamanında sancak şehri olarak kullanılan Belen’de, zamanın padişahı Kanuni Sultan Süleyman tarafından yaptırılan kervansaray, hamam ve camiden oluşan külliyenin aslına uygun olarak restore edilmesinin ardından külliyenin 456. yapılış yıl dönümü, düzenlenen geceyle kutlandı. Birincisi düzenlenen Belen Kanuni Sultan Süleyman Külliyesi’nin Yapılış Yıldönümü kutlamasının geleneksel hale getirileceği belirtildi.

Geceye Belen Belediye Başkanı Cemil Yılmazlar, Belen Müftüsü Nazif Çoban, Hatay Vakıflar Bölge Müdürü Abdullah Kayan ve dâvetliler katıldı. Sunumunu tiyatro sanatçısı Mehmet Beyazıt’ın yaptığı gecede konuşan Belen Müftüsü Nazif Çoban, “Avrupalı’nın dahi ‘Cihan Sultanı Muhteşem Süleyman’ dediği Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman Han, başta İstanbul’da kendi adını verdiği Süleymaniye Camii olmak üzere dünyanın dört bir tarafında cami, kervansaray gibi tarihî mekânlar kazandırdı. Bunlardan biri de Belen Kanuni Sultan Süleyman Camii’dir. Günümüze kadar ayakta kalan ve geçtiğimiz yıl başlanan restorasyon çalışması tamamlanan cami, yeniden ibadete açıldı. Bizlere böylesi Allah’ın evini inşa eden ecdadımızı ve geçmişlerimizi rahmetle anmak için bu geceyi tertipledik” dedi.

Belen Belediye Başkanı Cemil Yılmazlar ise, Belen’in tarihî dokusunun korunması ve turizm yönünden gelişmesi için böylesi tarihî ecdad yadigârı eserlerin korunması ve tanıtılması gerekteğine vurgu yaparak, “Belen’de Osmanlı eseri olan kervansaray, hamam ve cami, aslına uygun olarak restore edildi. Bu bakımdan Vakıflar Genel Müdürlüğümüze tarihî mekânlara sahip çıktıkları için teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Gecede, Kur’ân okuma yarışması dünya ikincisi Hafız Mehmet Bilir, kardeşleri Kur’ân okuma yarışması Akdeniz Bölge birincisi Hafız Fatih Bilir, Hafız Musa Bilir ve İstanbul Haseki Camii İmamı Hafız Adem Bilir, kervansarayda Kur’ân-ı Kerim okudu. Dört hafız kardeş, dâvetlilere Kur’ân ziyafeti sundu. Hatay / cihan

04.08.2009


 

Bu kütüphanenin örneği dünyada yok

Bursa’da, dünyanın en eski işaret dilleri arasında yer alan Türk işaret diliyle ilgili kütüphane açıldı.

Kütüphaneyi kullanan işitme engelliler, tercüman vasıtasıyla bilmedikleri kelimelerin anlamlarını öğrenirken, okuma-yazma bilmeyenler ise işaret diliyle hazırlanan CD’ler vasıtasıyla ‘’Kitap okuma’’nın ve yeni şeyler öğrenmenin keyfine varıyor. Kütüphanenin kurucusu ve Bursa Sağır Dilsizler Himaye ve Yardım Derneği Başkanı Recep Şahin, 5 asrı geçen mazisiyle Türk işaret dilinin, dünyanın en eski işaret dili olduğunu belirtti. Osmanlı padişahları ve vezirlerinin, yabancı diplomatlar karşısında ‘’Anlaşılmadan anlaşmak’’ amacıyla işaret dili kullandığını vurgulayan Şahin, şunları söyledi:

‘’Bunu fark eden Fransız diplomatları da işaret diline merak salmışlar ve böylelikle işaret dili, Osmanlı coğrafyasının dışına ilk kez Fransız diplomatları aracılığıyla Avrupa’ya taşınmıştır. Fransız diplomatlardan bunu gören ABD’li diplomatlar da bu dili, Amerika kıt'asına taşımıştır.’’

OSMANLI COĞRAFYASININ

YÜZDE 80’İ AYNI DİLLE ANLAŞIYOR

Sarayın ihtiyaç olarak kullandığı işaret dilinin, zamanla Osmanlı coğrafyasında yaygınlaştığını belirten Şahin, şöyle devam etti:

‘’Günümüzde, Kuzey Afrika, Güney Karadeniz, Balkanlar ve Arap Yarımadası ile Türkiye’deki işitme engellilerin yüzde 80’inin, anlaşabildiğini görüyoruz. Bu dil, hâlâ Osmanlı coğrafyasında erozyona uğramamış. Bu da kullanmış olduğumuz işaret dilinin, ne kadar eski ve tarihî bir dil olduğunu ortaya çıkarmaktadır’’

KİTAP OKUYANA TERCÜMAN,

OKUYAMAYANA VİDEO CD

Eğitim almış işitme engellilerin kelime haznesinin oldukça düşük olduğunu, okuma-yazma bilmeyen işitme engellilerin ise işaret dili dışında anlaşıp, öğrenme yollarının bulunmadığına işaret eden Şahin, şunları kaydetti: ‘’Bu gerçekten yola çıkarak, işaret dili kütüphanesi açmaya karar verdik. Buraya gelen işitme engelli, kitap okuduğu sırada anlamadığı bir kelimeyi soruyor, tercümanımız da o kelimenin anlamını izah ediyor. Ama bir kitapta mutlaka işitme engellinin anlamını bilmediği bolca kelime bulunuyor. Ayrıca yüzlerce sayfadan oluşmuş bir kitabı önce okuyup, sonra özetini çıkarıyoruz. İşaret dili tercümanlarımız kitabın özetini anlatırken, görüntüsünü kaydediyoruz. Daha sonra bu görüntüleri CD’lere yüklüyoruz. Dileyenlere bu CD’leri kopyalayıp, ücretsiz olarak veriyoruz, dileyenler de burada izleyebiliyor.’’ Tarihî geçmişine rağmen günümüze kadar herhangi bir işaret dili kütüphanesi kurulmadığına dikkati çeken Şahin, ‘’Bu kütüphanenin örneği, ne ABD’de ne Avrupa’da ne de ülkemizde var. Bunun ilk uygulaması bizlere nasip oldu ve 2 yıldır sessiz sedasız devam ediyor’’ dedi.

HAZIRLANAN CD’LER

İmkânlarının kısıtlı olması dolayısıyla bugüne kadar 18 CD hazırlayabildiklerini dile getiren Şahin, şunları söyledi: ‘’İstiklâl Marşı ilk hazırladığımız CD’lerdir. Çanakkale Savaşı gibi millet olarak hassasiyet duyduğumuz konuları CD’lere aktardık ki ‘Aynı hassasiyeti, işitme engellilerimizle birlikte paylaşalım’ diye düşündük. Ayrıca Nasrettin Hoca fıkraları ve bazı hikâye kitapları ile ilk yardım eğitimi gibi günlük hayatı kolaylaştırıcı CD’ler hazırladık.’’

Bir iş hanında kurulan kütüphanenin, 70 metrekarelik alana sahip olduğunu ifade eden Şahin, ‘’Gönül ister ki bunu 500 metrekarelik bir alana taşıyabilelim, kütüphanemizin içinde CD hazırlayabilecek ufak da olsa bir stüdyomuz olsa. Bu hayalimizin gerçekleşmesi, aldığımız yardımlar doğrultusunda hız kazanabilir’’ dedi.

Bursa’da işitme engellilere yönelik yatılı bölge okulları bulunduğunu belirten Şahin, bu sebeple özellikle hafta sonları kütüphanenin büyük ölçüde dolu olduğunu sözlerine ekledi. Bursa / aa

04.08.2009


 

Mozart'ın yeni keşfedilen iki eseri icra edildi

KlÂsİk Batı Müziğinin en ünlü bestekârlarından Mozart’ın yeni keşfedilen iki bestesi önceki gün, sanatçının doğum yeri Salzburg’da kendi piyanosunda icra edildi. Sanatçının 7-8 yaşlarındayken bestelediği, teknik açıdan icrası son derece dikkat gerektiren bu eserler, Mozart’ın bir zamanlar yaşadığı evinde seslendirildi. Merkezi Salzburg’da bulunan Uluslararası Mozart Vakfı, Wolfgang Amadeus Mozart’ın daha önce bilinmeyen ve piyanoyla çalınmak üzere bestelenen iki eserinin keşfedildiğini geçen ay sonunda açıklamıştı. Avusturya’nın Salzburg şehrinde 1756 yılında dünyaya gelen Mozart, çocuk yaşta piyano çalmaya ve 5 yaşındayken beste yapmaya başladı. 600’den fazla bestesi bulunan Mozart, 1791 yılında hayatını kaybetti. Salzburg / aa

04.08.2009


 

Tarihî takalar maketlerde yaşıyor

ÇANAKKALE'nİn Gelibolu ilçesinde yaşayan İsmail Hakkı Uygun, 1950’li yıllara kadar Gelibolu Limanı’nda bulunan tarihî teknelerin maketlerini yaparak bir dönemi canlandırmaya çalışıyor. Gelibolu Endüstri Meslek Lisesinin tesviye bölümünde usta öğretici olarak görev yaptıktan sonra emekli olan Uygun, maket yapımına merak saldı. Dört yıllık bir çalışmayla ‘’Şirin Gelibolu’’ adlı geminin maketini tamamlayan Uygun, diğer gemilerin maketleri için de çalışmalarını sürdürüyor. İsmail Hakkı Uygun, fotoğraflardan yola çıkarak takalarla ilgili uzun süren araştırmalar yaptığını ve bilgi edindikten sonra gemilerin maketlerini yapmaya başladığını söyledi. Maketleri, aslına uygun olarak orijinal malzemelerle yaptığını ve bunun da büyük bir emek istediğini ifade eden Uygun, şöyle konuştu: ‘’Hayatımın büyük bir döneminde hayat kavgasından dolayı böyle bir işe fırsat bulamadım. Maketleri yapmaya karar verdiğim zaman, işler düşündüğüm kadar kolay olmadı. Çünkü basit gözüken şeylerin bir çok detayları olduğunu gördüm. Uzun süren araştırmaların ardından ‘Şirin Gelibolu’ teknesiyle bu işe girmeyi uygun buldum. Bu tekne toplamda 4 yıllık sürede tamamlandı. Bunlar, öz be öz Türk çektirmesi ve Karadeniz yapımıdır. Türkiye’nin ekonomisine uzun müddet hizmet etmiş teknelerdir.’’ Uygun, geçmişin bir kalemde silinip atılmaması gerektiğine işaret ederek, bu duruma çok üzüldüğünü ve kıyısından köşesinden başladığı bu işi ömrünün yettiği sürece devam ettireceğini ve gelecek nesillere aktaracağını kaydetti. Maketleri yaparken maddî bir beklentisi olmadığını anlatan Uygun, ‘’Bu işi zevkle ve severek yapıyorum. Gelibolu’da yaşamış bütün tekneleri yapıp bir filo kurmayı düşünüyorum. Yapabilirsem, İç Limanı da yapacağım. Bir derece eskiyi canlandırmak istiyorum. Ondan sonra uygun olan bir yerde sergilenmesini sağlayacağım. Bunlar Gelibolu’nun dışına çıkmayacak’’ dedi. Çanakkale / aa

04.08.2009


 

Kullanılmayan okul binası ‘Kültür Evi’ oldu

Yozgat’In Büyük İncirli köyünde, sayısı az olan öğrencilerin taşımalı eğitime alınması dolayısıyla 15 yıldır atıl durumda bulunan okul binası, bakım ve onarımı yapılarak ‘’Kültür Evi’’ne dönüştürüldü. Büyük İncirli Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Hulusi İbiş, köydeki okulun 15 yıldır kullanılmadığını, bu sebeple yıkılmaya yüz tuttuğunu söyledi. Yozgat Valiliğine yaptıkları başvurunun olumlu karşılandığını ve binanın ‘’Kültür Evi’’ yapılmak şartıyla, dernek adına tahsis edildiğini belirten İbiş, ‘’Dernek üyelerimizle birlikte okulun bakım ve onarımını tamamlayarak, kültür evine dönüştürdük. Bundan sonra her türlü sosyal ve kültürel faaliyet burada yapılacak’’ dedi. Kültür evinde yemekhane, düğün salonu, kütüphane, misafirhane ve tiyatro odası, bahçesinde ise cenaze yıkama odası, tarımda kullanılan malzemelerin yer aldığı açık hava müzesi ve piknik alanları yer alıyor. Yozgat / aa

04.08.2009


 

Kayseri Aladağlar’da fotosafari

Kayserİ’de Sultansazlığı Millî Parkı Çevre Belediyeleri Birliği ile Çevre ve Orman İl Müdürlüğü’nün düzenlediği Aladağlar 2. Fotosafari Yarışması’na katılan 40 doğasever, Teke Kalesi, Yedigöller, Hacer Ormanları ve Kapuzbaşı Şelaleleri güzergâhı boyunca doğayı fotoğrafladı. Yahyalı ilçe merkezinde geçen perşembe sabahı bir araya gelen katılımcılar, Delikkaya bölgesindeki Höbeğin Tepe’ye kadar araçlarla gidip, burada fazla eşyalarını katırlara yükleyerek Teke Kalesi’ne doğru yola çıktı. Fotosafaride, Yusufçuk Pınarı, Kara Kuzuluk, Sarı Mahduttun Gölü’nden sonra Teke Kalesi eteğinde kamp kuruldu. Geceyi burada geçiren katılımcılar, 3 bin 400 metre rakıma kadar tırmanarak aştıkları Teke Kalesi’nden sonra Yedigöller bölgesine ulaştı. Eriyen kar sularının çukurlarda birikmesiyle oluşan gölleri fotoğraflayan katılımcılar, buradaki kampın ardından Kurugöl, Ağboyunları, Ardıçlar bölgesi, Lıktıra Yaylası, Elma Yaylası ve Hacer Boğazı’nı aşarak, Hacer Ormanları’nda Soğukpınar bölgesinde 3. kez kamp kurdu. Derin vadileri, dik yamaçları, ilginç kaya oluşumlarını, farklı türde ağaç ve çiçekten oluşan bitki örtüsünü fotoğraflayan katılımcılar, 4 günlük fotosafariyi Kapuzbaşı Şelâleleri’nde noktaladı. Kayseri / aa

04.08.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.