26 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Dünya

Zulmü gerileten kadın

Çin’in Sincan bölgesinde 5 Temmuz’da patlak veren olaylarda tek başına Çin polisinin karşısına dikilerek dünya medyasının odağı haline gelen Uygurların sembolü kadın Tursun Gül, “3 yaşındaki oğlumdan ve kocamdan haber alamıyorum” dedi. Gül, polislerle karşı karşıya geldiği o ânı “Haykırışım üzerine nefeslerin tutulduğunu hissettim. Polis üzerime gelmek yerine gerilemeye başladı. Sanırım bana sempati duydular ve kadın olduğum için âzamî tolerans gösterdiler” sözleriyle anlattı.

Zulmü gerileten kadın

ÇİN'İN Sincan bölgesinde 5 Temmuz’da patlak veren ve Han Çinlisi-Uygur Türkü çatışmasına dönüşen şiddet olaylarında dünya medyasının odağı haline gelen Uygurların sembolü kadın Tursun Gül, “Oğlum ve kocamdan haber alamıyorum” dedi. Kocasının Çinli askerler tarafından götürülmesi sırasında Urumçi’de Çin polisi ve zırhlı araçların önünde tek başına durarak Uygurların sembolü olan Tursun Gül, polislere “Özgür olmak ve kocamı geri almak istiyorum” diye haykırmıştı. 6 yaşındaki kızıyla beraber tedavi gördüğü Urumçi’deki bir hastanede gazetecilere konuşan kadının “Kocam yok, oğlum yok. Ne yapayım.” diyor. Gül hastane kendilerine yemek dahi verilmediğini ve çoğu zaman da dışarıdan yemek getirilmesine de izin verilmediğini anlatıyor. 20 gündür kocasından haber alamayan Tursun Gül, “18 gündür de memleketim Kaşgar’da annemin yanında kalan 3 yaşındaki oğlundan haber alamıyorum.” diyor. Gül’ün yanındaki kızı da “Baban nerde? Özledin mi?” sorularına karşılık, “Bilmiyorum nerde. Çok özledim.” diyor. Gül, kocasının götürülüşünün ardından neler hissettiği şeklindeki soruya da, “Her gün ağlıyorum. Namazlarımda ağlayıp duâ ediyorum. Hastanede yanımda kalan diğer bir kadın da kocama kavuşmam için duâ ediyor. Ayağım ve kolum sakat. Büyüklerimin kocamı bulmam için bana yardımcı olmasını istiyorum. Allah’a duâ etmekten başka çarem yok.” şeklinde cevap veriyor. “Olaylar nasıl oldu?” sorusuna da dertli kadın, “5 Temmuz günü olaylar olduğunda kaldığımız binanın kapısı kapatıldı ve dışarı çıkmamamız istendi. Biz de çıkamadık dışarıya. 6 Temmuz akşamı askerler geldi ve oturduğumuz binanın kapısını açarak 3 yaşlı hariç diğer erkekleri alıp götürdü. Aralarında benim kocam da vardı. Şu ana kadar da kimseden haber yok.” diye cevap veriyor. “Olaylarda kaç kişi öldü. Kim kimi öldürdü?” şeklindeki soruya ise Gül, “ Ne kadar kişi öldü bilmiyorum. Han Çinlileri öldürdü desem milliyetçilik olarak algılanır. Devlet öldürdü desem siyasî suç sayılır. O yüzden görmediğim için yorum yapamıyorum.” diye cevaplıyor. Konuşmasının sonuna doğru ortamın verdiği endişe ve baskı sebebiyle olduğu söylenen ve kamera karşısında konuşan diğer Uygurlarda olduğu gibi Tursun’un söylemlerinde de değişmeler oluyor: “Rehberler (Çin Komünist Parti’si yetkilileri) getirdi beni buraya. Onların sayesinde durumum şu an iyi. Onlara teşekkür ediyorum. İki taraf arasında nifak tohumları yoktu. Uygurlar ile Han Çinlileri arasında dostluk vardı. İlişkilerimiz iyiydi.”

Gül, Urumçi’de 5 Temmuz Pazar günü Han Çinlileri ile Uygurlar arasında yaşanan çatışmanın ardından hükümetin yabancı gazetecileri bölgeye getirdiğini öğrenmiş ve 300 kadar Uygur kadınıyla birlikte seslerini duyurmak amacıyla gösteri yapmıştı. Olayların olduğu gün yabancı basına konuşan Tursun Gül, polisin kendilerine müdahale ettiğini ancak kendisinin bir yolunu bulup ilerlemeye devam ettiğini belirterek, “Bir anda yalnız kaldım. Polislere ‘Yaşamak istemiyorum. Özgür olmak ve kocamı geri almak istiyorum. Ülkemizde kanun yok mu? Bize barış içinde bir hayat vermek istemiyor musunuz?’ diye haykırdım. Bu haykırışım üzerine nefeslerin tutulduğunu hissettim. Polis üzerime gelmek yerine gerilemeye başladı. Sanırım kadın olduğum için tolerans gösterdiler” diye konuşmuştu.

DUDAK UÇUKLATAN İDDİA

Her ne kadar resmi rakamlara olaylarda 197 kişinin öldüğü açıklansa da Uygurlar bu sayısının çok çok fazla olduğunu savunuyor. Uygurlar Çin’in olayları çarpıttığını ve ölü sayısının çok fazla olduğunu ifade ediyor. İsmini açıklamak istemeyen bazı Uygurlar da “Olaylarda 10 binden fazla Uygur öldü, 100 bine yakını da götürüldü. Urumçi’de olayların olduğu yerdeki Uygurların sayısı 1,5 milyondu. Ama şu an oralardaki sayı çok az. Bu insanlar nereye gitti. Herkes götürülen Uygurları soruyor. Neredeler? Hiçbir haber yok. Kimse hesap soramıyor. Ayrıca Guangdong’daki fabrikada ölen Uygur sayısı Çin’in açıkladığı gibi 2 değil yüzlerce. Yoksa 2 kişi için Urumçi’de binlerce insan protesto yürüyüşü yapmaz.” şeklinde fikir beyan ediyorlar.

URUMÇİ'DE HAYAT NORMALE DÖNDÜ

Öte yandan 5 Temmuz’da Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin merkezindeki Urumçi şehrinde çıkan şiddet olaylarının ardından şehirde hayat normale döndü. Urumçi’de olaylar sebebiyle trafiğe kapatılan caddeler yeniden açıldı. Ancak belirli metre aralıklarla nöbet tutan silâhlı askerler ile devriye gezen silâhlı polislerin sayısında azalma olmadı. Habercilerin çekim yapmasına da askerler engel çıkartmaya devam ediyor.

26.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Başlıklar

  Zulmü gerileten kadın

  İsrail’in Hitler ajitasyonu tepki görüyor

  Kuzey Iraklılar ilk kez sandığa gitti

  ABD, Afganistan'da sorumluluğu paylaşmak istiyor

  Azerbaycan ile Türkmenistan Hazar konusunda anlaşamadı

  İran: İsrail saldırırsa karşılık veririz

  Özbekistan’da iş ve işçi fuarı

  Zelaya, ülkesine kısa süre döndü

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.