Haberler |
Zamlar dâvâlık |
Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Ali Çetin, değerli kâğıt bedelinde yapılan yüzde 50 artışa itiraz ederek zammın iptali için dâvâ açacaklarını söyledi. Değerli kâğıtlara yüzde 50 zam haraçtır
TÜKETİCİ Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Ali Çetin, değerli kâğıt bedelinde yapılan yüzde 50 artışa ilişkin olarak, ‘’Alınan harç değil, haraçtır’’ dedi. Çetin, Maliye Bakanlığının, ‘’Değerli Kâğıtlar Kanunu Genel Tebliği’’ ile tüketicilerin ödediği dolaylı vergi niteliğinde olan noter kâğıtları, vekâlet ve protestolu senet harçları, pasaport ve nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, aile cüzdanı, araç trafik belgesi harçlarına yüzde 50 oranında zam yapıldığını hatırlattı. Dolaylı vergilerin çoğunlukla farkında olmadan tüketiciler tarafından ödenen vergi türleri olduğuna işaret eden Çetin, dolaylı vergide, vergi ödeyenin ödeme gücüne bakılmadığını zenginden de yoksuldan da işsizden de aynı vergi alındığını belirtti. Dolaylı vergilerin vergi ahlâkını bozduğunu belirten Çetin, ‘’Bu kural dışı artış yıllardır ilk kez yapılıyor. Yılbaşından bu yana hangi mal ve hizmet veya enflasyon yüzde 50 oranında arttı ki, değerli kâğıtlar yüzde 50 oranında arttırılıyor. Enflasyon yüzde 6 derken, yüzde 50 harç artışının mantığı ve gerekçesi nedir? Alınan harç değil, haraçtır’’ dedi. |
18.07.2009 |
Demokratik anayasa ihtiyacı ertelenemez |
TÜRKİYE Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Başkanı Necati Ceylan, yeni ve demokratik anayasa ihtiyacının artık ertelenemez hale geldiğini söyledi. TGTV Başaknı Ceylan, yaptığı açıklamada, millet egemenliği, haklar, özgürlükler ve hukuk devleti için herkesi adım atmaya davet etti. Ceylan, “Ülke olarak özellikle 2007’den bu tarafa çok kritik süreçlerden geçerek bugünlere geldik. Millet egemenliği, haklar, özgürlükler, hukuk devleti ve bunların hepsinin yeniden dizayn edileceği yeni ve demokratik anayasa ihtiyacı artık ertelenemez hale gelmiştir. Ülkesi ve geleceği için büyük fedakarlıkta bulunan milletimiz, derin yapılanmalar tarafından abluka altına alınıp, darbe ve faili meçhul cinayetlerle küçük bir azınlık tarafından sindirilmek istenmektedir” dedi. Hak, özgürlükler ve hukuk devleti olma konusunda toplumsal bir mutabakatın olduğunu söyleyen Ceylan, toplumdaki bu mutabakatın devletin kurumlarına da yansıması gerektiğini söyledi. Ceylan şunları kayedetti: “Sorunlarımızın çözümü ve milletimizin önündeki engellerin aşılması için herkesin adım atacağı bir sürecin başlaması gerekiyor. Sivil birliğimiz için, dahili ve harici çetelerin tasviyesi için, hukukun ideolojik ve manipülatif bir araç olmaktan çıkartılması için, arbede çıkartıp, darbe yaparak, cebren ve hile ile başımıza musallat olan, sahte kahramanları ifşa etmek için, toplumda yaralar açıp, insanımızın kardeşlik duygularını kine çeviren faili meçhullerin ‘derin faillerinin’ yargılanması için, yeni ve demokratik bir anayasa ile milletin egemenliği için, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti için, hak, adalet ve barış için, herkesi adım atmaya çağırıyoruz.” TGTV Başkanı Av. Necati Ceylan, hak, özgürlük, hukuk devleti ve milletimizin ortak değerleri için sivil birlik çağrısı yaparak, 18 Temmuz Cumartesi günü saat 17.00 de “Darbeye Karşı 70 Milyon Adım Platformu’nun” İstiklal Caddesi, Tünel Meydanında yapacağı, “Darbeciler Yargılansın” gösterisini “Herkes Adım Atmalı” sorumluluğu ile destek vereceklerini söyledi.
“Darbeciler yargılansın” eylemi
‘Darbeye Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu’ tarafından düzenlenen ve Taksim Tünel’de gerçekleştirilecek ‘Özgürlük İstiyoruz/Darbeciler Yargılansın’ yürüyüşünde bu talep yüksek sesle dile getirilecek. “Ergenekon davasının sonuna kadar gidilmesini, Ergenekon çetesinin yargılanmasını ve dağıtılmasını istiyoruz” sloganıyla bugün saat 17.00’de Beyoğlu Tünel’de gerçekleştirilecek eyleme ‘Darbeye Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu’ çatısı altında pek çok örgüt katılıyor. MAZLUM_DER, Yüzleşme Derneği, Genç Siviller, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi, SDP, DTP, LDT, Birbirimize Sahip Çıkıyoruz Platformu’nun da yer aldığı yürüyüşe sanatçılar ve aydınlar da destek veriyor. Tüm darbe girişimlerinin açığa çıkarılması ve darbecilerin yargılanması talebiyle gerçekleştirilen yürüyüşte, “Başörtüsü taktığımız için okul kapısında coplanmak, Kürt olduğumuz için Fırat’ın doğusunda vurulmak, asit kuyularında yok edilmek, sadece Ermeni bir gazeteci olduğumuz için gün ortasında, herkesin gözü önünde, sokak ortasında kurşunlanmak, sendikacı olduğumuz, sendikal hakları savunduğumuz için kaçırılmak, kaybedilmek istemiyoruz.” talepleri dile getirilecek. |
18.07.2009 |
DP Balıkesir’de görev dağılımı |
DEMOKRAT Parti (DP) Balıkesir İl Yönetim Kurulu, toplanarak görev dağılımı yaptı. Mesut Akbıyık’ın istifasıyla boşalan, İl Başkanlığı görevine Genel İdare Kurulu kararıyla atanan İlhan Erdinç, parti merkezindeki toplantıda, yapılacak çalışmalar hakkında yönetim kuruluna bilgi verdi. Toplantıya Genel İdare Kurulu üyesi Haydar Altıntaş da katılarak, yönetimi kuruluna siyasi gelişmeler konusunda açıklamalarda bulundu, yeni yönetime başarılar diledi. Daha sonra yapılan görev dağılımında Başkanlık Divanı şu isimlerden oluştu: Mehmet Baykan - Teşkilatlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı, İlhan Işık - Seçim İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı, Mustafa Karaca - Basın ve Propagandadan Sorumlu Başkan Yardımcısı, Mehmet Çetin - Demokratik Kitle Örgütlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı, Yusuf Kültozatan - Mahalli İdarelerden Sorumlu Başkan Yardımcısı, Nihat Bülbül - Kadın Kollarından Sorumlu Başkan Yardımcısı, Önder Özaltın - Gençlik Kollarından Sorumlu Başkan Yardımcısı, Turgal Kapan - Mesleki Kuruluşlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı, Mehmet Özcan- İl Sekreteri, Akın Emiroğlu - İl Muhasibi. |
18.07.2009 |
Konya-Ankara 2.5 saat olsun |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “‘Git gel Konya 6 saat sürdü’ lafı tarih olsun dedik. Şimdi yeni bir tarih yazıyoruz. Yenisi şu; ‘Git gel Konya 2,5 saat olsun’” dedi. Erdoğan, Pınarbaşı beldesinde Ankara-Konya hızlı tren projesinin raylarının ilk kaynağı için düğmeye bastı. Erdoğan, Türkiye’nin dört bir yanını son derece çağdaş, yüksek hızlı trenlerle ulaşıma imkan sağlayan “demir ağlarla ördüklerini” ifade ederek Eskişehir-Ankara arasının hızlı trenle 1,5 saate indiğini hatırlattı. Erdoğan, “Ankara-İstanbul hızlı tren hattının temeli atıldığı gün, Ulaştırma Bakanıma şunu söyledim, ‘Konya-Ankara hızlı tren yolunu bir an önce yapalım’. Hani bir söz var ya ‘git gel Konya 6 saat sürdü’. İşte ‘Git gel Konya 6 saat sürdü’ tarih olsun dedik. Şimdi yeni bir tarih yazıyoruz. Yenisi şu, ‘Git gel Konya 2,5 saat olsun’. 1 saat 15 dakika gidiş, 1 saat 15 dakika dönüş. Toplamda 2,5 saat ediyor. Yani Ankara ile Konya artık sınır komşusu olmanın da ötesine geçiyor. Deyim yerindeyse kapı komşusu oluyor” diye konuştu. Erdoğan, “İnşallah hızlı tren gönüllerdeki hasreti de hızla dindirecek. Bundan böyle ‘kara tren gecikir’ değil, ‘hızlı tren yetişir’ diyeceğiz” dedi. |
18.07.2009 |
Siyasallaşmış yargı adaleti tıkıyor |
ÇAĞDAŞ Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda (HSYK) hakim ve savcı atamalarının, kilitlenmesi ile ilgili “Son derece statükoya bağımlı, siyasete yargı yoluyla müdahale etmeye meyyal, siyasallaşmış bir kurulla karşı karşıyayız” dedi. Hakim ve savcı atamalarının, Ergenekon savcılarının davadan alınması yönündeki bir önerge sebebiyle kilitlenmesini bianet’e yorumlayan ÇHD Başkanı Kozağaçlı, geçmişte Şemdinli iddianamesini düzenleyen savcı Ferhat Sarıkaya’nın bakanlık müsteşarı muhalefet şerhi koymasına karşın diğer tüm kurul üyelerin aldığı “hukuk dışı bir karar”la meslekten ihraç edildiğini ifade ederek, “Hakim ve savcıların alt kültürü, özgürleştirici bir alt kültür değil. Biz o dönem yargının tek sorununun Bakan ve müsteşarının kurulda bulunması olmadığını anlamıştık” dedi. Atama kararnamesi çevresindeki tartışmaların, sadece Ergenekon savcıları ve Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Cemal Temizöz’e dokuz kez müebbet hapis cezası talebiyle dava açan Diyarbakır savcılarıyla sınırlı olmadığını kaydeden Kozağaçlı, “Özel yetkili mahkeme başkanlarının siyasi yarar gözetilerek yerlerinin kaydırılması şeklinde bir riskle karşı karşıyayız. Hakim ve savcı tayinlerinin bu ölçüde bekletilmesi, sebebi her ne olursa olsun adli sisteme karşı ağır bir suç. Çünkü bu bir çok hakim ve savcıyı güvensizliğe ve belirsizliğe itiyor. Doğal yargıç ilkesini ve hakim bağımsızlığını ciddi şekilde etkileyecek bu bekleme, sona erdirilmeli” dedi.
“KÜÇÜK HAKİM ADALET DAĞITIYOR, BÜYÜĞÜ SİYASET PEŞİNDE...”
“Bu yargıçlar çok hukuka aykırı davrandılar, bu muameleyi hakkettiler” demenin de uygun olmayacağını kaydeden Kozağaçlı, şöyle devam etti: “Bunu kabul edecek olursak, Türkiye’de özel yetkili mahkemelere bakacak hakim kalmaz, Emniyet müdürlüklerinde görevli kalmaz. Bu işler zaten 40 yıldır böyle yürütüldü. Ergenekon’da yapılmış hukuksuzluklar, özel yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yapılmış olan usulsüzlükler içerisinde çok küçük bir damladır. Hatta, bu davada sanık ve şüphelilere Türkiye ortalamasının çok üzerinde iyi ve hukuka uygun davranıldığı söylenebilir.” “Evrensel hukukta yeri olmayan özel yetkili mahkemelerin özellikle siyasal, toplumsal ve sendikal muhalefeti yargılarken takındıkları hukuk tanımaz tutum göz önüne alınırsa, Ergenekon davasında bunların çok azına rastlandı” diyen Kozağaçlı, çözümün hakim ve savcıların sendikal ve mesleki örgütlenmesinde olduğuna işaret etti. “Küçük hakim ve yüksek hakim” ayrımına da işaret eden Kozağaçlı, 20 yıl boyunca adalet dağıtım işinin yüzde 80’ini 23-24 yaşlarındaki hakimlerin yaptıklarını, bin kişilik bir grup hakimin ise Bakanlık bürokratı veya yüksek mahkeme üyesi olarak Ankara’ya yerleştirildiğini söyledi. |
18.07.2009 |
İslâm Almanya’nın gerçeği |
Tarabya’daki Almanya Büyükelçiliği konutunda basına kapalı gerçekleştirilen konferanta konuşan Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz, Almanya’da şu anda 2 bin 600 cami bulunduğunu, 100 kadar cami yapımı projesinin de yürütüldüğünü belirtti. Cuntz, ‘’Bana göre İslâm bir Almanya dinidir. Fakat toplum tarafından özümsenmesi için daha çok çalışılması gerekiyor’’ dedi. İslâm Almanya’nın gerçeği ALMANYA'NIN Ankara Büyükelçiliği’nce düzenlenen 7. Tarabya Konferansı’nda, ‘’Almanya ve Türkiye’de Teolojik Eğitim Öğretim ve Araştırma’’ konusu ele alındı. Tarabya’daki Almanya Büyükelçiliği konutunda basına kapalı gerçekleştirilen konferansa, Türkiye ve Almanya’dan çok sayıda bilim insanı, Alman Protestan Kilisesi ile Almanya Psikoposlar Konferansı’ndan temsilciler ile iki ülkeden bakanlık temsilcileri katıldı. Konferansın ilk günündeki oturumların ardından konuşan Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Dr. Eckart Cuntz, bu tür etkinliklerin iki ülkenin birbirini anlamasına katkıda bulunduğunu söyledi. Almanya’nın 50 yıl önceki Almanya olmadığını vurgulayan Cuntz, Almanya nüfusunun 4 milyonunu Müslümanlar’ın ve bunların da yüzde 63’ünü ise Türkler’in oluşturduğunu bildirdi. Cuntz, Almanya’da şu anda 2 bin 600 cami bulunduğunu, 100 kadar cami yapımı projesinin de yürütüldüğünü belirterek, ‘’Bana göre İslam bir Almanya dinidir. Fakat toplum tarafından özümsenmesi için daha çok çalışılması gerekiyor’’ dedi. Konferans hakkında bilgi veren Osnabrück Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Uçar ise konferansta, Almanya ve Türkiye’de din adamlarının yetiştirilme biçimi, bu eğitimin üniversitelerde verilip verilmemesi, devlete bağımlı olup olmaması, eğitimin içeriği gibi konuların karşılıklı masaya yatırıldığını kaydetti. |
18.07.2009 |
Başbakana açık mektup |
Kendilerini “Buluşan Kadınlar” olarak isimlendiren bir kısım insan hakları savunucusu hanım, Başbakan Erdoğan’a bir mektup yazarak üniversite sınavına giren 21 başörtülü öğrencinin cevaplarının geçersiz sayılmasına tepki gösterdi. “Buluşan Kadınlar” mektubunda şunu sordu: “Bu 21 kız öğrenci böylesi bir haksızlığa uğramak için hangi suçu ya da kusuru işlediler? Kopya mı çektiler? Başkalarının hakkını mı gasp ettiler?” Başbakana açık mektup
Kendİlerİnİ “Buluşan Kadınlar” olarak isimlendiren bir grup insan hakları savunucusu kadın, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yazdıkları mektupta, bu yıl üniversite sınavına giren 21 kız öğrencinin sınav sonuçları başörtülü oldukları gerekçesi iptal edildiği ifade edilerek, bu haksız, vicdanları yaralayan durumun acilen düzeltilmesini talep ettiler. Buluşan Kadınlar, bu yıl üniversite sınavına giren 21 kız öğrencinin sınav sonuçları başörtülü oldukları gerekçesi ile iptal edillesi sebebiyle Başbakan Erdoğan’a mektup yazdı. Bu topraklarda doğmuş, bu ülkenin diğer vatandaşları ile aynı havayı soluyan, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gibi vergisini veren, çocuklarını askere yollayan ancak her Türkiye vatandaşının yararlandığı haklardan yararlanamayan bir grup “başörtülü” kadın olduklarını belirten Buluşan Kadınlar, mektupta, çeşitli ayrımcılık biçimlerine maruz kalmış kadınlar olarak bu mektubu yine vicdanlarını derinden yaralayan bir olay hakkında bilgi almak için yazdıklarını dile getirdiler. Mektupla şöyle denildi: “13 Temmuz 2009 tarihli gazetelerden öğrendiğimize göre, bu yıl üniversite sınavına giren 21 kız öğrencinin sınav sonuçları başörtülü oldukları gerekçesi ile iptal edilmiş. Zaten son derece haksız bir ayırımcılığa maruz kaldığını hepimizin bildiği bu öğrencilerin o sınava eli kalbinde, korku içerisinde, akranlarından çok daha ağır bir psikoloji ile girdiğini tahmin edebiliyoruz. Bir şekilde başörtüleri ile sınava girebilen bu öğrenciler belki de o gün Allah’ın yardımı ile başlarını açmak gibi güç bir durumdan kurtulduklarına inanarak, ümit ve neşe içerisinde diğer arkadaşları gibi sınavdan çıkmışlardı. Belki de ilk defa bu ülkenin eşit bir vatandaşı olduklarını hissetmişlerdi. Girebilecekleri bir üniversitenin hayalini kuruyor ve heyecanla üniversite sınavının sonucunu bekliyorlardı. Ancak öyle görülüyor ki düne kadar ümitle sınav sonucunu bekleyen bu çocukların bütün dünyaları görmedikleri bir merci tarafından yıkıldı.”
“BİR TEK ASKERDE EVLÂTLARINI YİTİRDİKLERİ ZAMAN MI VATANDAŞ SAYILACAKLAR?”
Mektupta, mağdur öğrenciler adına Başbakan Erdoğan’a şu sorular yöneltildi: “Bu 21 kız öğrenci böylesi bir haksızlığa uğramak için hangi suçu ya da kusuru işlediler? Kopya mı çektiler? Başkalarının hakkını mı gasp ettiler? Belgelerinde, verdikleri sınav kâğıdında bir sahtekârlık mı söz konusu idi? Yoksa ismini bile bilmedikleri insanlar bugün onların haklarını, ümitlerini, ömürlerinden bir ya da çok daha uzun yılları, sadece keyfi olarak mı çalıyor? Bu kızlarımız bu ülkenin vatandaşı değil mi? Babaları ve annelerinin verdiği vergilerle yaşayan kurumlardan neden kovuluyorlar? Girdikleri bir sınavda hangi vicdan yoksunu otorite ve merci ‘yanlışlık olmuş meğer sizin başınızda bir başörtüsü varmış’ diyerek onların sınavını iptal etme hakkını kendisinde buluyor? Bir tek askerde evlâtlarını yitirdikleri zaman mı bu ülkenin bir cenaze namazı vakti süresince vatandaşı sayılacaklar? Bu kızlarımızın bugün hayatını, ümitlerini hangi eller çaldı bilmiyoruz ama bilmeyi çok istiyoruz.. Kim ve neden?” Mektupta, “Bu haksız, vicdanları yaralayan durumun acilen düzeltilmesi bu konuda başka çocukların da hayallerinin yıkılmaması için gereğinin yapılacağını umuyor, vicdan ve adalet duygunuza güveniyoruz” denildi. |
18.07.2009 |
DTP’li 9 milletvekili hakkında fezleke |
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, DTP 9 milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için fezleke hazırladı. Cumhuriyet Başsavcıvekili İbrahim Özyurt tarafından DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile milletvekilleri Sebahat Tuncel, Osman Özçelik, Ayla Akat Ata, Fatma Kurtulan, İbrahim Binici, Sevahir Bayındır, Selahattin Demirtaş ve Aysel Tuğluk’un “Siyasî Partiler Kanunu’na aykırılık” suçundan dokunulmazlıklarının kaldırılması için fezleke hazırladı. Fezleke, TBMM Başkanlığı’na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderildi. |
18.07.2009 |
Teröristler araç yaktı |
Hakkârİ’nİn Çukurca ilçesi Irak sınırına yakın bölgede terör örgütü PKK üyeleri bir aracı yakarak sürücüsünü kaçırdı. Senar Ediş (28) yönetimindeki 30 VA 056 plâkalı kamyonet ilçenin Irak sınırı Kamuşak bölgesi yakınlarında terör örgütü PKK üyelerince durduruldu. Sürücü Ediş’in dışarıya çıkarılmasının ardından kamyonet ateşe verildi. Ediş’i yanlarına alarak kaçan teröristlerin yakalanması için bölgede operasyon başlatıldı. Kamyonetin Kamuşak Köyündeki Piyade Tabur Komutanlığına yük taşıdığı iddia edildi. |
18.07.2009 |
Karadeniz’de gemi battı, mürettebat kurtarıldı |
Karadenİz’İn Sinop açıklarında St. Vincent bayraklı bir yük gemisinin battığı ve 11 kişilik mürettebatının kurtarıldığı bildirildi. Denizcilik Müsteşarlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Sinop açıklarında bulunan, St Vincent bayraklı ‘’ELISA-Z’’ adlı gemiden saat 12.20 sıralarında tehlike sinyali alındı. Tehlikenin doğruluğu teyit edildikten sonra, ‘’ELISA-Z’’ gemisine yakın seyretmekte olan ‘’Ahmet Akdeniz’’ adlı gemi olay yerine yönlendirildi. ‘’ELISA-Z’’ gemisinin 5’i Türk, 6’sı Gürcü 11 personeli denizden kurtarıldı. Yetkililer, Batum Limanı’ndan İstanbul’a pik demir taşıyan 3038 Grostonluk 82 metre boyundaki ‘’ELISA-Z’’ gemisinin tamamen battığını bildirdi. Denizcilik Müsteşarlığı dün de Karadeniz’de Türk işletmeciliğindeki Malta bayraklı ‘’Emma’’ isimli geminin ‘’yarı batık’’ durumda olduğunu ve 7’si Türk 11 kişilik mürettebatının kurtarıldığını duyurmuştu. |
18.07.2009 |
Gül’den barışın formülü |
Cumhurbaşkanı Gül, “Orta Doğu’da gerçek barış için Filisin Devleti kurulmalı” dedi. Gül: Filistin Devleti kurulmalı
CumhurbaşkanI Abdullah Gül, “Orta Doğu’da gerçek barış sağlanabilmesi için, iki bağımsız devletin yan yana yaşaması ve başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti’nin kurulması gerektiğini” söyledi. Gül, Türkiye’ye çalışma ziyareti gerçekleştiren Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Çankaya Köşkü’ndeki baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bölgede önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemde bu ziyaret vesilesiyle ikili ilişkiler ve barış süreci ile ilgili istişarede bulundukların belirten Cumhurbaşkanı Gül, bu konuları detaylı biçimde ele aldıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “Orta Doğu’da gerçek barış sağlanabilmesi için iki bağımsız devletin yan yana yaşaması ve başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti’nin kurulması gerekli. Bu doğrultuda Sayın Abbas ve arkadaşlarının çalışmalarını Türkiye olarak destekliyoruz. Yerleşim yerleri, arazi istimlakleri, Doğu Kudüs’ün statüsünü değiştirmeye yönelik çabalar ve tahliye uygulamaları barış sürecini zorlaştırıyor. Gazze Şeridi’nde yaşanan insanlık dramının sona ermesi ve insani yardımların bölgeye ulaşması, yeniden inşa için ablukanın derhal kaldırılması gerekir. Ümit ederiz ki, şu anda hakim olan iyimser hava boşa gitmez, herkes barışın gerçekleşmesi için uğraşır. Türkiye de bu yolda elinden geleni yapacaktır.” Filistin Devlet Başkanı Abbas ise Kıbrıs Rum kesiminde adayla ilgili Rum tezlerine destek verdiği yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine şunları kaydetti: “Böyle bir şey vaki olmamıştır, bu asılsızdır, uydurmadır. Bizim kendimize ait sorunumuz var, üstelik zor ve çetrefilli bir sorun. Bu nedenle bu tür meselelere görüşmelerimizde değinmeyiz. Ancak yöneticiler olarak sık sık bu tür asılsız iftiralara maruz kalıyoruz. Bizler bu duruma alışığız.” |
18.07.2009 |
Ergenekon’da 56 sanıklı ikinci dâvâ başlıyor |
Ergenekon’da ikinci iddianamenin görüleceği dava Pazartesi başlıyor. Darbe iddialarının yer aldığı ikinci iddianamede 56 sanık var. Emekli generaller Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Mustafa Balbay, Sinan Aygün, Adil Serdar Saçan gibi isimlerin sanık olduğu dava şimdilik Ergenekon birinci davasıyla birleştirilmeyecek. Ergenekon davasında tutuklu ve tutuksuz sanıkların tamamı duruşmaya çağrıldı. Hurşit Tolon ile Şener Eruygur’un duruşmaya katılıp katılmayacağı bilinmiyor. Ancak duruşma salonuna gelemeyecek durumda olan sanıkların bulundukları yerde ifadeleri alınabilecek. 3 Ağustos’taki duruşmada Danıştay sanıkları da hazır bulunacak. Danıştay davası sanığı Osman Yıldırım, Ergenekon davasının diğer sanıklarıyla birlikte ifade verecek. Osman Yıldırım Ergenekon soruşturmasında tanık konumundaydı. 3. iddianame mahkemeye gönderildiğinde 2. iddianamenin duruşmalarına 15 gün ara verilecek. |
18.07.2009 |
Şehit Albay için tören |
Afganİstan’da geçirdiği trafik kazasında şehit olan Türk Gücü Komutanı Kurmay Albay Faruk Sungur için Kocatepe Camisi’nde tören düzenlendi. Törene, Sungur’un eşi Gülnur, kızı Tuğba ve oğlu Ali ve yakınlarının yanı sıra, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ,Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Apakan, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş, bazı ülkelerin Ankara’da görev yapan büyükelçileri ve askeri ataşeleri, Ankara Garnizonunda görevli general, subay ve astsubaylar ile vatandaşlar katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, Kocatepe Camisi’ne gelişinde şehit Kurmay Albay Sungur’un ailesine başsağlığı dileklerini iletti. Öğle namazının ardından şehit Sungur’un cenaze namazı kılındı. Sungur’un cenazesi bir süre askerlerin omzunda taşındıktan sonra top arabasına konuldu. Cenaze töreninde, geniş güvenlik önlemleri alınırken, Kocatepe Camisi’ne çıkan cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldı. Tören boyunca Sungur ailesine Afganistan’daki Türk görev kuvvetinde hemşirelik yapan Özlem Yılmaz eşlik etti. Sungur’un cenazesi memleketi Erzincan’da bugün toprağa verilecek. Aynı kazada şehit olar Uzman Çavuş Mevlüt Baydur ise memleketi Konya’nın Doğanhisar ilçesine bağlı Deştiğin beldesinde düzenlenen törenle toprağa verildi. |
18.07.2009 |
Şiddete karşı merhamet eğitimine ihtiyaç var |
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, aile bireylerine yönelik şiddet olaylarıyla ilgili toplumda bir merhamet, şefkat eğitimine ihtiyaç bulunduğunu belirterek, ‘’Din eğitimi, bu konuda yapılması gerekenlerden sadece birisidir. Toplumun bu konuda yetkili ve etkili her biriminin bu yönde bir gayretinin olması lâzım’’ dedi. Her toplumda gözlenen cinayet, şiddet, soygun, hak ihlâli ve benzeri suç ve günahların sürekli gündemde tutulmasının, bunların görsel ve yazılı medyada geniş yer almasının, insanların dış dünya algısında ve gelecek tasavvurunda ciddî hırpalanmalara yol açtığını belirten Bardakoğlu, ‘’Her yerde hırsızlık, soygun var, her zengin bunu çalıp-çırparak kazandı, her makam sahibi torpille hak etmeden buraya geldi’’ gibi yargıların da toplumda yaygınlaşmasının, insanların çalışma azmini, hakka, hukuka riayet bilincini zayıflatacağını ifade etti. Bardakoğlu, gençlere, hak ederek yükselen, emeği ile geçinen, dürüst, başarılı insanların örnek hayatların tanıtılmasının bu tür olumsuzlukların azaltılmasında önemli olduğunu vurguladı. Medyanın şiddet olaylarını verirken hassas ve özenli davranması gerektiğine de değinen Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Münferit olumsuz örnekleri Türkiye’nin genel manzarası gibi sunmamalıyız. Toplumda bir merhamet eğitimine, şefkat eğitimine ihtiyaç var. Bilgisayar oyunlarından tutun da evde bulunan oyuncaklarla bile merhamet eğitimini vermeliyiz. Çocuklarımıza küçük yaşta yeterli ilgiyi ve sevgiyi göstermezsek, onları Allah ve Peygamber, vatan ve millet sevgisiyle yetiştiremezsek ileride ruh dünyalarının nasıl şekilleneceğinden emin olamayız. Bunu sağlamanın yegâne yolu sadece din eğitimi değildir. Din eğitimi bu bütünün en önemli parçalarından birisidir. Bunu tamamlayan diğer adımların da atılması gerekir. Dinin rahmet ve merhamet çağrısına hepimizin ihtiyacı var, hepimiz buna kulak vermeliyiz. Bunu sadece din camiasının işi ve sorunu olarak görmemiz büyük yanılgıdır. Toplumda bir kısım insanlar iyi ve doğruya çağırıyor, hep merhameti, şefkati telkin ediyor, bir kısmı ise buna karşı duruyor, olmamalıdır. Bir kısmı genel eğitimin bir parçası olarak din eğitimini doğru şekilde ve doğru zamanda verelim de toplumda karşılıklı sevgi ve saygı artsın, şefkat ve merhamet duyguları yeşersin istiyorken diğeri ‘bu çağda bu olur mu?’ şeklinde bir tartışma açıyorsa burada bir gariplik yok mu? Bu tartışmaları yaparken, anne babalar, büyükler, yazarlar, aydınlar, bir bütünün parçası olduklarını ve aynı gemide bulunduklarını unutmamalı. Bu değerlere hepimizin ayrı ayrı ihtiyacı yok mu?’’ |
18.07.2009 |
Küçük Selin’in cesedi bulundu |
ARTVİN’İN Şavşat ilçesindeki selde kaybolan 6 yaşındaki Selin Demiral’ın cesedi bulundu. İlçeden geçen Tigrat Deresi’ndeki bentlerin yıkılması sonucu meydana gelen selde kaybolan Demiral’ı bulmak için önceki günkü çalışmalarına yağış dolayısıyla ara veren ekipler, dün havanın aydınlanmasıyla yeniden bölgede arama kurtarma çalışmalarına başladı. Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığına (JÖAK) bağlı 44 kişilik Jandarma Arama Kurtarma (JAK) timlerinin de aralarında bulunduğu ekipler, olay yerinden 5 kilometre uzaklıkta Bahçecik Mahallesi mevkiinde, dere kenarında Selin’in cesedini buldu. Öte yandan, Artvin’e gelen Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, selde kaybolan çocuğun bulunduğunu, ancak ölü olarak bulunmasının kendilerini son derece üzdüğünü söyledi.
SEL’DEN SONRA İnebolu: Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde sağanak sonrasında dere yataklarından Karadeniz’e sürüklenen odun parçaları, sahil bandını adeta odun deposuna çevirdi. Birçok vatandaş, odun toplamak için sahile indi. Elbistan: Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde sağanak yağış, Toprak Mahsulleri Ofisine (TMO) ait geçici depolama alanındaki 250 ton buğdayın zarar görmesine sebep oldu. Perşembe: Ordu’nun Perşembe ilçesinde şiddetli yağışlar sonucu oluşan sel sularının getirdiği çöp yığınları, vatandaşları mağdur etti. Çöpleri kendi imkânları ile temizlemeye çalışan vatandaşlardan 84 yaşındaki Fazlı Bektaş, ‘’Sel suları nedeniyle her tarafı çöp bastı. Perşembe’nin bütün çöpü buraya geldi. Bu çöpleri kim temizleyecek. Kokudan duramıyoruz’’ diye konuştu. |
18.07.2009 |
Sınavlar yaz kâbusu yaşatıyor |
SON yıllarda Seviye Belirleme Sınavı (SBS) ve Öğrenci Seçme Sınavı (ÖSS) maratonu sebebiyle çoğu ailenin yaz tatilini değerlendiremediğine dikkat çekilerek, sınavların Nisan ayına çekilmesi önerildi. Uzun süren hazırlık maratonunun ardından 6 Haziranda SBS’ye, 14 Haziranda da ÖSS’ye girerek maratonun ilk etabını tamamlayan öğrenciler, 10 Temmuzda SBS, 12 Temmuzda da ÖSS sonuçlarının açıklanmasıyla, öğrenciler, sınavda aldıkları puanla hangi lise ve üniversiteye girebileceklerinin ince hesaplarını yaparken, aile ortamlarındaki sohbetlerde ise sürekli çocukların bu durumu ele alınıyor. Sınav, tercih ve kayıtların yaz dönemine denk düştüğünü belirten ÇÜ Öğretim üyesi Prof. Dr. Adnan Gümüş, ‘’Özellikle Temmuz, sınav sonuçlarının açıklandığı ve okul başvurularının yapıldığı, gençlerin kaderlerinin belirlendiği bir ay. Bu dönemde kaygılar tavan yapıyor, hayaller ve uykuları karabasan basıyor, gencecik, pırıl pırıl çocuklar ve gençler hayata başlamadan umutsuzluğa kapılıyor.’’ Prof. Gümüş, ardından tercih ve ek kontenjanların açıklanmasıyla bu sürecin Ağustos ayına kadar kaydığını belirterek, ‘’Sonuçta bütün bir yaz tüm aileler ve toplum için bir kâbusa dönüşüyor’’ dedi. |
18.07.2009 |
‘Yasağı’ destekliyoruz! |
TÜM Restoranlar Lokantalar ve Tedarikçiler Derneği (TÜRES) restoran ve lokanta sektöründe uygulamaya konulacak sigara yasağı konusunda tavrını net olarak ortaya koydu. TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl, yasayı desteklediklerini, adil olarak uygulanması durumunda sigara yasağının toplum sağlığı açısından büyük fırsat olduğunu söyledi. Yaklaşan “yasaklı” günler hakkında bir açıklama yapan TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl, Sağlık Bakanlığı verilerine göre kapalı mekânlarda sigara içilmesini yasaklayan kanunun geçen yıl yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, o tarihten bu yana Türkiye’de sigara içme oranının yüzde 33’den yüzde 31’e düştüğünü bildirdi. Daha önce konuyla alâkalı açıklamalar yapan TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl, sektörde sigara yasağının uygulanabileceğini, adil şartlar oluşturulduğunda toplum sağlığı için bu yasağın büyük fırsat olacağını ifade etti. “Sigara yasağının uygulanmaya başlamasıyla toplumun geleceği kurtarılacaktır” diyen TÜRES Başkanı Bingöl, “TÜRES olarak bu yasayı destekliyoruz. Hatta ilk uygulamalarını TÜRES üyeleri işletmelerimizde başlatacağız. Konu insan sağlığı olunca, hassasiyetimiz daha da artmaktadır.” şeklinde konuştu. |
18.07.2009 |
Öğrencilerden borç affına yoğun talep |
YÜKSEK Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Hasan Albayrak, yaklaşık 1 milyon öğrencinin faiziyle birlikte 1 milyar 600 milyon liraya ulaşan kredi borçlarını ödeyebilmeleri için çıkarılan gecikme zammı affının, yoğun talep gördüğü bildirdi. Kurum olarak özellikle 1980’den sonra biriken ve ‘’problemli’’ diye tabir ettikleri yüklü miktarda alacakları olduğunu belirten Albayrak, ‘’Uzun yıllara dayanan ve çoğu kişinin gecikme zamları nedeniyle zorlandığı ve ödemediği alacağımızın tutarı 1 milyar 600 milyon liraya ulaştı. Biz de hem bu alacaklarımızı tahsil için hem de borçlulara kolaylık sağlamak için harekete geçtik’’ dedi. Hasan Albayrak, geçen hafta yaklaşık 1 milyon öğrenciyi ilgilendiren 5917 yasanın yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, yasanın yürürlüğe girmesiyle de ödemelerde büyük bir kıpırdanma olduğunu söyledi. |
18.07.2009 |
Teknoloji unutkanlaştırıyor |
Yedİtepe Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı ve Başhekim Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, cep telefonu, internet, televizyon gibi uyaranlar yüzünden insanların hiçbir şeye tam olarak konsantre olamadıklarını ifade ederek, ‘’Sağlıklı beslenmek, spor yapmak, kitap okumak, müzikle uğraşmak, bulmaca çözmek hafızayı güçlendirir’’ dedi. Prof. Dr. Bingöl yaptığı yazılı açıklamada, para hesabını karıştırmanın unutkanlık hastalığının belirtisi olabileceğine dikkat çekerek, kendileri için çok önemli olan telefon numaralarının unutulmaya başlanmasının da önemli bir gösterge olduğunu vurguladı. Bu tür belirtilerin farkına varılması halinde kişinin öncelikle bir nörologa gitmesinin daha doğru olduğunu kaydeden Bingöl, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ‘’Önemli olan, unutkanlığın tedavi edilebilir bir hastalık sonucu olup olmadığının teşhisini yapmaktır. Bunun için bazı testler, sorgulamalar, kan incelemeleri yapıyoruz. Son zamanlarda çok sık gördüğümüz B12 eksiklikleri, tiroit hastalıkları da unutkanlığa yol açabiliyor. Bunama hastalıkları ya da demansı olan hastalarda ilâç tedavileri ile hastaların hayat kalitesini daha iyi hâle getiriyoruz. Hastalığın sürecini çok değiştiremesek de hasta ve yakınları açısından daha iyi bir hayat standardının oluşmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunama hastalığının kesin bir tedavisi yok.’’ Prof. Dr. Canan Aykut Bingöl, unutkanlık hastalıklarının 60 yaş üzerinde daha çok görüldüğünü, nadiren de 40-50’li yaşlardaki kişilerde oluşabildiğini, daha erken yaşlarda ortaya çıkanların ise genellikle tedavi edilebilir sebeplerden dolayı olduğunu bildirdi. Hafızayı güçlendirmek için sağlıklı beslenmenin, bol su içmenin çok önemli olduğunu vurgulayan Bingöl, ‘’Ağır diyetler ve uzun süren açlıkları kesinlikle önermiyoruz. Çünkü ağır diyetler hafızayı zayıflatıyor’’ dedi. Düzenli spor yapmak ve her gün yürümenin bu tür hastalıkların ortaya çıkmasını çok büyük oranda geciktirebildiğine işaret eden Bingöl, açıklamasında şu tavsiyelerde bulundu: ‘’Unutuyoruz, çünkü cep telefonu, internet, televizyon gibi uyaranlar yüzünden aslında hiçbir şeye tam olarak konsantre olamıyoruz. Sağlıklı beslenmek, spor yapmak, kitap okumak, müzikle uğraşmak, bulmaca çözmek hafızayı güçlendirir.’’ Bingöl, özellikle kaygı düzeyi yüksek ve çok titiz kişilerde unutkanlık ve hastalıklarının daha erken ortaya çıktığını belirtti. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi’nden Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Atalay da unutkanlığın, çoğu kez depresyon, kaygı bozukluğu gibi psikiyatrik bazı hastalıklara eşlik ettiğini bildirdi. Travma geçiren birinde görülen unutkanlığı psikolojik olarak yorumlamanın doğru olmadığını belirten Atalay, unutkanlık hikâyesi olan kişilerin depresyon gibi birçok açıdan araştırılması gerektiğini vurguladı. |
18.07.2009 |
3G’li telefonlar piyasayı diriltecek |
Şu anda piyasada 3G’ye uyumlu 4 milyon telefonla ‘alo’ diyen abone bulunurken, 30 Temmuz 2009’dan itibaren bu sayı artacak. Uzmanlar, ilk ayda en az 5 milyon ikinci nesil cihazın görüntülü konuşmaya izin verenle değiştirilmesini bekliyor. Bunu dikkate alan firmalar, geçen yıl ortalama bin 200 lira olan telefonların fiyatlarını düşürdü. Tüketicinin merakla beklediği 3G uyumlu ceplerin fiyatları 393 liradan başlayıp bin 800 liraya kadar çıkıyor. ‘Cepten’ görüntülü iletişim, televizyon seyretmeye ve hızlı internet bağlantısı gibi imkânlar sağlayacak 3G uygulaması, cep telefonu pazarını da baştan sona değiştirecek. Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği Başkanı Murat Dursun, sektörde yaşanacak değişim ve fiyatlarla ilgili önemli tesbitlerde bulundu. Türkiye’de şu anda üçüncü nesil uygulamalarını destekleyen 4 milyon cep telefonunun kullanıldığını belirten Dursun, satışa arz edilen 140 modelin yarısından fazlasının 3G’yi desteklediğini aktardı. Murat Dursun’a göre görüntülü konuşma başladığında 3G’ye uyumlu telefonlara talep artacak ve fiyatlar da bir miktar daha düşecek. Operatörlerde olduğu gibi cihaz üreticilerinde de rekabet yaşandığının altını çizen Dursun, kriz sebebiyle düşen telefon satışlarına 3G’nin merhem olacağını ifade ederek, “30 Temmuz’da rahat bir nefes alacağız.” ifadesini kullandı. Sektördeki üç GSM şirketinin de 3G’yi destekleyen cihaz kampanyalarıyla vatandaşa ucuz telefon sunacaklarını vurgulayan Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği Başkanı Dursun, şunları söyledi: “Operatörlerde önemli hazırlıklar var. Serbest satışlardan ziyade operatörlerin 3G’yi destekleyen cihaz kampanyalı satışları ön planda olacak. Konuşma süreleriyle birleştirilmiş düşük fiyatlarla abonelerine telefon satacaklar. Cep’ten ucuza konuşmak 3G’de de devam edecek. Son 1-2 yılda atılan serbestleştirme adımlarıyla rekabet önemli ölçüde arttı. Rekabetin gelişmesi vatandaşın cebine yansıdı. Şu anda bu yönde son derece uygun fiyatlarla kullanıcı hizmet alıyor. Bu eğilim 3G’de de devam edecektir. Ucuz hizmet alabilecekler.” |
18.07.2009 |
Microsoft’tan sahte mail uyarısı |
Microsoft Türkiye, son günlerde internette Microsoft adına dolaşan sahte mail konusunda bilgilendirmede bulundu. Microsoft Türkiye’den yapılan yazılı açıklamada, ‘’Microsoft’tan Office uyarısı: Hackerlar saldırıyor, programı kaldırın’’ konu başlığını taşıyan sahte mailin, kullanıcıların kendi sistemlerindeki Office programlarını kaldırmasını istediğine yer verildi. Açıklamada, ‘’Microsoft tarafından yayınlandığı iddia edilen bu mesaj, tahmin edilebileceği gibi tamamen gerçek dışı bir iddiadır’’ denildi. Detaylı bilgiye, www.microsoft.com/turkiye adresinden ulaşılabildiği belirtildi. |
18.07.2009 |
Bunamada eğitim düzeyinin etkisi var |
Gençken alınan eğitimin düzeyinin yaşlılıkta bunama ihtimalini etkileyebileceği bildirildi. Almanya’da Psikolog Horst Bickel’in, ortalama 78 yaşındaki 442 rahibe ile yaptığı araştırma, 104 rahibede bunama belirtilerine rastlandığını, bunlardan 92’sinin eğitim düzeyinin düşük olduğunu gösterdi. Araştırmada ayrıca, sorumluluk gerektiren işler yaptığını düşünen rahibelerin yaşlanma belirtileri gösterme riskinin daha az olduğu ortaya çıktı. |
18.07.2009 |
TÜBİTAK’tan savaş teknolojisi |
TÜBİTAK, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının Millî Gemi (MİLGEM) projesi kapsamında üretilen Türkiye’nin ilk savaş gemisinin su altı haberleşme ve hedef tesbitini yapan ‘’sonar sistemini’’ başarıyla tamamladı. Tamamen yerli teknolojilerle geliştirilen ve dünyada çok az ülkenin sahip olduğu teknoloji, deniz altında ses dalgalarıyla iletişim sağlayabildiği gibi, dost ve düşman denizaltıları da belirleyebiliyor. Üretim aşaması 4 yıl süren teknoloji, olası torpido saldırılarını önceden belirleyip, sinyal demetleriyle düşman donanmasının haberleşme sistemini de yanıltabiliyor. Teknoloji dün Türk savaş gemisine entegre edilmek üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi. |
18.07.2009 |
5 bin dolar maaşlı iş |
Okan Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü bünyesinde İnşaat, Maden, Çevre, Jeoloji, Petrol, Jeofizik, Kimya ve Makine Mühendisliği alanlarındaki lisans mezunlarına yönelik açılacak olan ‘’Patlayıcı Mühendisliği Yüksek Lisans Programı’’ kapsamında, Türkiye’de patlatmalı kazı faaliyetleri konusunda ihtiyaçlarını karşılayacak uzmanlar yetiştirilmesi amaçlanıyor. Patlatma mühendisliği ve patlatmanın çevresel etkileri başta olmak üzere dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen bilim adamlarının başında yer alan, New York metrosunun inşaatında danışmanlık yapan, Okan Üniversitesi Meslek Yüksekokulu ve Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Kahriman, programa ilişkin bilgi verdi. Kahriman, patlayıcıların değişik kullanım alanları bulunduğuna dikkati çekerek, patlayıcı mühendisliğinin, altyapı, kalkınma, sanayileşme, yol, baraj yapımı, maden üretimi gibi patlayıcı ürünlerin dost amaçlı kullanımını kapsadığını bildirdi. Kahriman bu bölümden yeni mezunların 5 bin dolardan başlayan ücretle işe başladıklarını belirtti. |
18.07.2009 |
Her hücrenin DNA’sı aynı değilmiş |
Kanada’da yapılan bir araştırma, vücudun her hücresinin DNA’larının aynı olduğuna ilişkin varsayıma gölge düşürdü. Montreal Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, abdominal aort anevrizması (AAA) hastalığının genetik sebeplerini araştırırken, kan ve doku hücrelerinin DNA’sının aynı olmadığı sonucuna vardı. Araştırmacılar önce, hücrenin ölümünde rol oynayan BAK genini inceledi. Hastalardan alınan kan hücrelerindeki BAK genleri ile doku hücrelerinde BAK genleri arasında büyük fark olduğu ve hastalığı tetiklediği sanılan genin sadece doku hücrelerinde bulunduğu görüldü. Aynı farklılıkların sağlıklı kişilerden alınan örneklerde de olduğu fark edildi. Araştırmacılar, kanser dışında, birçok küçük etkili genin çevreyle etkileşmeleri sonucu hayatın herhangi bir döneminde ortaya çıkan hastalıklarda sadece kanın incelendiğini, genetik risk etkeni araştırıldığında kanın, dokularda ne olduğunu gösterdiğinin varsayıldığını ancak durumun böyle olmadığını belirttiler. Araştırmanın doğrulanması halinde, genetik konusundaki bütün araştırmaların ve özellikle risk etkenlerine ilişkin verilerin yeniden gözden geçirilmesi gerekebilir. Büyük çaplı araştırmalarda kullanılan genetik örneklerin büyük kısmı kan hücresi halinde. Kan ve doku hücrelerinin genetik olarak farklı olması, gen haritasıyla ilgili bu araştırmaların baştan beri temelde hatalı olabileceği anlamına geliyor. |
18.07.2009 |
Ay yeniden önem kazanıyor |
Ayak basılmasından 40 yıl sonra, dünyanın uydusu Ay yeniden önem kazanıyor. Jeolog Harrison Schmitt AFP’ye yaptığı açıklamada, “Her şeyden önce Ay, keşfedilmesi gereken bir bilimsel bilgiler madeni” dedi. Harrison, Ay hakkında keşfedilecek bilgiler sayesinde Dünya ve Güneş sisteminin diğer gezegenlerin kökeni hakkında başka bilgilere ulaşabileceklerini belirtti. Harrison, Ay yüzeyinin, güneşin dış katmanlarından gelen ve güneş rüzgârlarıyla bütün güneş sistemine yayılan helyum 3 bakımından zengin olduğunu söyledi. Harrison, yeryüzünün manyetik alanı tarafından geri püskürtüldüğünden dünyada nadir olan helyum 3’ün, nükleer füzyon için çok aranan bir element olduğunu ve bir gün dünyada çok değerli hale geleceği öngörüsünde bulundu. Harrison Schmitt, 1972 yılında yapılan Apollo 17 uçuşunda yer almıştı. Bilim adamları, Ay’ın bir jeolojik hazine, tabiî kaynak bakımından potansiyel olarak zengin olduğunu ve gelecekte Mars ve güneş sisteminin diğer gezegenlerine yapılacak insanlı yolculuklar için köprü görevini oynayabileceğini kaydetti. |
18.07.2009 |
Japonlar okullarda güneş enerjisi kullanacak |
Fosİl yakıtların azalması ve beraberindeki maliyet sorunu, gelişmiş ülkeleri alternatif enerji kaynaklarına yönlendiriyor. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında da kimi kaynaklara göre en az 4 milyar yıl daha ömrü olduğu düşünülen güneş, önde geliyor. Alınan bilgilere göre, teknolojiyi üst seviyede kullanan Japonya, 2020 yılına kadar kuracağı sistemlerle ülkesindeki 32 bin ilk ve orta dereceli okulun elektrik ve ısınma ihtiyacını güneşten elde edecek. Japonya, böylece hem tabiata daha az karbondioksit salınmasını hem de çok ciddî rakamlarda tasarruf edilmesini sağlayacak. Hükümet bunun için 650-980 milyon dolar arası değişebilecek bir bütçe ayırdı ve şimdiden 1200 okula güneş enerjisi sistemi döşendi. Okullarda kullanılan her 20Kw’lık bir güneş paneli, yaklaşık 10 sınıfın ihtiyaç duyduğu elektriği üretebiliyor. Hükümetin planı tamamlanırsa, 32 bin okul için kullanılacak paneller, 200 bin Japon evinin bir yıllık elektrik tüketimi kadar elektrik üretmiş olacak. Öte yandan, Dünya Rüzgâr Enerjisi Raporu’nun Şubat 2009 verilerine göre, dünyada üretilen bütün elektriğin yüzde 1.5’i de rüzgâr enerjisinden elde ediliyor ve bu rakam hızla artıyor. |
18.07.2009 |
‘Evcil hayvanyolları’ uçuşa başladı |
ABD’de sadece evcil hayvanlara hizmet vermek üzere kurulan havayolu şirketi uçuşlarına başladı. İtalyan haber ajansı ANSA’nın internet sitesinde çıkan habere göre, ilk uçuşunu Salı günü yapan “Pet Airways”, evcil hayvanlara kabinde uçuş imkânı sağlayarak kargo bölümünde uçuş çilelerine son veriyor. Şimdilik sadece New York, Los Angeles, Chicago, Denver ve Washington arasında hizmet veren şirkette bilet fiyatları gidilecek mesafeye bağlı olarak 149 dolarla 299 dolar arasında değişiyor. |
18.07.2009 |
RTÜK’e yeni başkan |
RADYO ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) başkanlığına Prof. Dr. Davut Dursun seçildi. RTÜK’te başkanlık seçimlerinin ardından toplantı salonundaki düzenlenen basın toplantısı Dursun’un başkan olmasına karar verildiği bildirildi. Dursun, başkanlık seçiminin ardından RTÜK Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, RTÜK’ün kurulduğu tarihten bu yana çeşitli başbakan ve başkan vekilleriyle çalıştığını, kendisinin de 9. başkan olduğunu söyledi. Başkan ve başkan vekillerinin 2 yıl için seçildiğini hatırlatan Akman’ın yeni dönemde aday olamayacağını açıklaması üzerine üst kurul üyelerinin kendisini başkan, Prof. Dr. İlhan Yerlikaya’yı ise başkanvekilliğine seçtiğini dile getirdi. Zahid Akman’ın RTÜK üyesi olarak görevine devam edeceğini belirten Dursun, “Akman’ın katkılarını şimdiye kadarki tecrübelerini kullanacağız. O bakımdan kendisine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum” dedi. RTÜK başkanlığına seçilen Prof. Dr. Davut Dursun, “Önümüzdeki dönemde, öncelikli konumuz, RTÜK yasasını AB ve Avrupa Parlamentosu’nun yayınladığı görsel işitsel medya direktifi çerçevesi içinde uyumlaştırılmasına yönelik olarak çalışma olacak” diye konuştu. |
18.07.2009 |