Haberler |
YÖK KALKMALI |
Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Aksiyon dergisine verdiği demeçte hedefinin YÖK’ü kaldırmak olduğunu söyledi. Prof. Özcan, “Ben üniversitelerin YÖK’le hiçbir bağlantısının olmasını istemiyorum. YÖK de kaldırılsın. Mesela, Amerika’da YÖK mü var? Yok; ama burada üniversiteler almış başını gidiyor” dedi. BASKICI VE KONTROL ALTINA ALICI KARAKTERİ OLAN BİR KURULUŞ
YÖK’ü “1980’li yılların başında ortaya çıkan, döneminin siyasî özelliklerini yansıtan bir kurum” olarak nitelendiren Özcan, YÖK’ün baskıcı, kontrol altına alıcı karakteri olan bir kuruluş olduğunu ifade etti. YÖK’ün siyasî bir tarafı olduğunu ve bundan dolayı bütün iktidarların iştahını kabarttığını dile getiren Özcan, YÖK’ün bu yapısını değiştirmek için kanun hazırlığı yaptıklarını dile getirdi.
YÖK Başkanı: YÖK kalkmalı
YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, bürokrasiyi azaltacaklarını belirterek, “Ben üniversitelerin YÖK’le hiçbir bağlantısının olmasını istemiyorum. YÖK de kaldırılsın. Meselâ, Amerika’da YÖK mü var? Yok; ama burada üniversiteler almış başını gidiyor” dedi. Aralık 2007’de göreve başlayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Aksiyon’un sorularını cevapladı. Özcan, YÖK’ün 1980’li yılların başında ortaya çıkan, döneminin siyasi özelliklerini yansıtan bir kurum olduğunu belirterek, dolayısıyla baskıcı, kontrol altına alıcı karakteri olan bir kuruluş. Her iktidar, gücünden dolayı YÖK’e sahip çıkmak ister. YÖK’ün çok siyasî bir tarafı var. Eğer YÖK sadece yüksek öğrenimin planlanması ile ilgili politikaların yapılacağı yer hâline getirilirse o zaman iktidarlar YÖK’le bu kadar içli dışlı olmak istemezler. Bunun yapılabilmesi de 2547 sayılı kanunun değiştirilmesine bağlı” dedi. Göreve geleli neredeyse 20 ay olduğunu ve bu sırada nokta atışı yaptıklarını ifade eden Özcan, nerede bir tıkanıklık varsa onun üzerine gidip o noktada değişiklik yaptıklarını veya yapmak istediklerini belirtti. Özcan, ne zaman toptan değişikliğe gidilmek istense, ülkede mutabakat sağlanamadığını, çatışmanın çıktığını ifade etti. Özcan, bir müddet daha bekleyip mutabakatın olgunlaşmasını sağlamak ve ondan sonra bütünüyle ilgili değişiklikleri gündeme getirmenin daha doğru olduğunu belirtti. BÜROKRASİYİ AZALTACAĞIZ Prof. Dr. Özcan, zaman zaman yurt dışındaki üniversitelere gittiğini ve çok etkilendiğini ifade ederek, Türkiye’de de üretimi dünya çapında olan, kendi ayakları üzerinde durabilen, hiçbir zaman devletten gelecek paraya bakmayan, tamamıyla kendi işine kendi karar veren, özerk bir üniversite hayal ettiğini belirtti. Prof. Dr. Özcan, “Bunu da yapacağız inşallah” dedi. Bürokrasiyi azaltacağıklarını belirten Prof. Dr. Özcan, YÖK’te o kadar inanılmaz şeyler var ki mesela bir rektör tatile gidiyor veya yurtdışına çıkacak, benden izin istiyor. Bu nedir yani! Benden izin almasına gerek yok ki. Tabii insanların bilmediği bir şey var. Bütün bunlar kanundan kaynaklanıyor. Ben üniversitelerin YÖK’le hiçbir bağlantısının olmasını istemiyorum. YÖK de kaldırılsın. Mesela, Amerika’da YÖK mü var? Yok; ama burada üniversiteler almış başını gidiyor” diye konuştu.
Üniversiteye giriş sınav sistemi değişecek
PROF. Dr. Özcan, üniversiteye girişteki sınav sisteminin değişceğinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi: “Bu ayın sonuna kadar bu işler bitecek. ÖSYM ile konuştuk, sağlıklı şekilde gitmesi için bütün isteklerimizi ay sonuna kadar bildireceğiz. Genel hatları ile sınav sistemi zaten biliniyor. İki aşamalı olacak, iki oturumda yapılacak. Konu testleri verilecek. Birinci aşamada genel bilgi ve genel kabiliyet testi olacak. Belki bu birinci aşama sınavını ortaöğretim başarı puanı yerine de kullanabiliriz. Çünkü burada lisenin bütün derslerinden öğrenciler sorgulanacak. Şimdi üniversitelerden alanlarla ilgili isteklerini bildirmelerini istedik. Hangi alanlardan öğrenci almak istersiniz, dedik. Üniversitelerden gelen cevaplar kategorize ediliyor. Ayrıca birinci ve ikinci aşama sınavların ağırlığının ne olacağı üzerinde çalışıyoruz. Ne katsayı, ne alan sınırlaması olacak. Üniversitelerimiz uluslararası Bologna sürecine girdi. Bu tür şeylerin olmaması gerekiyor artık. Bütün ülkelerde insanların gideceği alanlar testlerdeki başarılarına göre yapılıyor. Meslek liselerinin mağduriyeti gib bir sorun olmayacak. Üstelik meslek yüksekokullarına bundan sonra sınavla öğrenci alacağız. Böylece meslek okullarının prestiji artmış olacak.” |
14.07.2009 |