Dünya |
ÇİN BASKI POLİTİKASINI BIRAKSIN |
Çeşitli dernekler adına yapılan açıklamada “Asimilasyon hedefli devlet politikası ile beslenen provokasyon son noktada kolluk güçlerinin katliamına dönüştü” denilerek, “Çin yönetimi baskıcı politikalarından ve insan haklarına aykırı uygulamalarından âcilen vazgeçmeli; Müslüman Uygurların Doğu Türkistan’da ve Çin’in tüm bölgelerinde yaşama haklarına, din ve vicdan hürriyetlerine, mülkiyet haklarına tecavüzden vazgeçmelidir” çağrısında bulunuldu. İNSAN HAKLARINA SAYGI ÇAĞRISI
Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesinde çıkan olaylarda ''protestocuların öldürülmesinden derin endişe duyduğunu'' belirterek, ''Çin makamlarından insan onuruyla ifade ve barışçı gösteri özgürlüğü dahil temel insan haklarına tam saygılı davranmalarını istediğini'' vurgularken, Beyaz Saray da Urumçi'de yaşanan olaylardan derin endişe duyduğunu açıkladı.
Katliâm derhal dursun
sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki olaylar sebebiyle Urumçi’de 1434 kişinin tutuklandığı, protesto gösterilerinin başka şehirlere de sıçradığı bildirildi. Dış dünyayla iletişimin tamamıyla kesildiği, bağımsız kaynakların gelişmeleri teyit edemediği bölgedeki gelişmelerle ilgili olarak Çin Resmî Haber Ajansı Şinhua, ‘’on yıllardır görülmeyen ölçüde kanlı etnik çatışmaların meydana geldiği ve 156 kişinin öldüğü Uygur Özerk Bölgesi’nde polisin, 1434 kişiyi çatışmalardan sorumlu oldukları kuşkusuyla tutuklandığını’’ duyurdu. Tutuklamaların, ek güvenlik güçlerinin bölgeye sevk edilmesinden sonra yapıldığı belirtilen haberde, bölgenin ikinci büyük şehri Kaşgar’da da 200 kişilik bir grubun protesto gösterisi yaptığı belirtilirken, camide toplandıkları ifade edilen bu grubun dağıtıldığı kaydedildi. Reuters Ajansı’nın yerel gözlemcilere dayandırarak verdiği haberinde ise, polisin Uygurlar’ın yaşadığı yerlerde ayrım gözetmeden şiddet uyguladığı bildirildi. Polisin, Uygurlar’ın evlerine de girdiği belirtilen haberde, özellikle gençlerin tutuklandığı ifade edildi. Öte yandan Urumçi’de etnik çatışmaların ardından, bölgede dün gece sokağa çıkma yasağı ilân edildi. Resmî haber ajansı Şinhua, sokağa çıkma yasağıyla ilgili kararın bölge hükümeti tarafından alındığını bildirdi. Bu arada ellerinde sopalarla Uygurları protesto etmek isteyen Han Çinlilerine karşı da polis göz yaşartıcı bomba kullandı. Resmî Şinhua haber ajansı, bazı apartman sakinlerinin taş ve sopalarla olası bir saldırıya karşı hazırlık yaptıklarını duyurdu. Sincan Uygur Özerk Bölgesi Başkanı Nur Bekri, şiddet olaylarının, “yurt dışındaki güçler tarafından kışkırtılan ve yurt içindeki güçlerce uygulanan planlı ve organize bir şiddet olayı” olduğunu savundu. Resmî bilgilere göre Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde önceki günden beri meydana gelen olaylarda 27’si kadın en az 156 kişi vefat etti, 1080 kişi yaralandı. Çinli güvenlik birimleri 55’i kadın 1434 kişi ise göz altına aldı. Dün sabah yeniden alevlenen protestolar için yüzlerce kişi sokağa döküldü. Polisle göstericiler arasında çatışmalar çıktığı bildirildi. Çoğunluğu kadın olan protestocuların önceki gün meydana gelen olaylardan dolayı yakınlarının keyfi olarak gözaltına alınmasına tepki gösterdiği belirtildi. Gösteriye katılan Uygur Türkleri, barışçı bir protesto eyleminin devletin yürüttüğü bir şiddet eylemine dönüştüğünü savundu.
GERÇEK ÖZERKLİK ŞART Türkiye’nin de aralarında olduğu türlü ülkelerdeki Uygur diasporası temsilcileri, kısa ömürlü Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin bulunduğu bölgede bağımsızlık olmasa da en azından gerçek bir özerkliğin yerleştirilmesi gerektiğini savunuyor. Uygur diasporası temsilcilerine göre, bölgeyi Çinlileştirme politikası izleyen Pekin yönetiminin nihaî amacı, uyguladığı baskı, şiddet ve yıldırma yöntemleriyle Uygurlar’ı asimile etmek.
AB'DEN İNSAN ONURUNA SAYGI ÇAĞRISI Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering, Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çıkan olaylarda, ‘’protestocuların öldürülmesinden derin endişe duyduğunu’’ belirterek, Çin makamlarından ‘’insan onuruna saygı göstermelerini’’ istedi. Avrupa Parlamentosu adına bütün taraflara sakin olmaları çağrısında bulunan Pöttering, ‘’Çin makamlarından insan onuruyla ifade ve barışçıl gösteri özgürlüğü dahil temel insan haklarına tam saygılı davranmalarını istediğini’’ vurguladı. Pöttering, Çin makamlarının ‘’internet erişimini engellememek dahil olmak üzere yerel ve uluslar arası medyanın bölgede özgürce çalışmasına izin vermesini’’ istedi. ABD ise Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde çıkan olaylarda can kaybı olmasından derin üzüntü duyduğunu açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ian Kelly, ‘’Can kayıplarından derin üzüntü duymaktayız’’ dedi ve taraflara sükûnet ve itidal çağrısında bulundu. Öte yandan Hollanda’nın Lahey şehrindeki Çin büyükelçiliği, konsolosluk bölümünü güvenlik gerekçesiyle kapattığını bildirdi.
TÜRKİYE'DEKİ DERNEKLERDEN ORTAK KINAMA Bu arada İHH İnsanî Yardım Vakfı, MAZLUMDER, AKV, Özgür-Der, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Medeniyet Derneği, AKDAV, AKABE Vakfı, Anadolu Gençlik Derneği ile Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği, Doğu Türkistan Vakfı, Doğu Türkistan Gençler Derneği, Doğu Türkistan Göçmenler Derneği ve Doğu Türkistan Dayanışma Vakfı Uygur Türklerinin, kendilerine uygulanan baskıları, asimilasyon politikalarını ve son olayda Çin Hükümetin tavrını protesto etmek için başlatmış oldukları yürüyüşe karşı, Çin polisi tarafından hedef gözetilmeksizin rastgele ateş edilmesi, havadan bombalama yapılması ve kalabalıkların üzerine tankların sürülerek aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 500’den fazla kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına sebebiyet vermesini yayınladıkları ortak bir açıklamayla kınadı. Açıklamada, “Çin Hükümeti son 5–6 sene içerisinde asimilasyon politikalarına bir yenisini daha eklemiş, son olaylar da bu yüzden çıkmıştır. Çin Yönetimi baskıcı politikalarından ve insan haklarına aykırı uygulamalarından acilen vazgeçmeli, Müslüman Uygurların Doğu Türkistan’da ve Çin’in tüm bölgelerinde yaşam haklarına, din ve vicdan hürriyetlerine, mülkiyet haklarına tecavüzden vazgeçmelidir.” denildi. |
08.07.2009 |