|
|
|
Orta Doğu’ya silâh akıyor |
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI), Orta Doğu’ya ihraç edilen silâh miktarının son 4 yılda hızla arttığını, ayrıca ABD’nin dünyanın en büyük silâh ihracatçısı olmaya devam ettiğini açıkladı.
SIPRI’nin küresel silâh transferi raporunda, 1999-2003 dönemine kıyasla Orta Doğu’ya 2004-2008 döneminde silâh ihracının yüzde 38 oranında arttığı belirtildi. Bölgede en büyük silâh ithalatçısının Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) olduğu, bu ülkenin Çin ve Hindistan’ın ardından da dünyanın 3. büyük silâh ithalatçısı olduğu ifade edildi. Raporda, BAE’nin 2004-2008 döneminde ABD’den 80 F-16E savaş uçağı, Fransa’dan da 50 Mirage 2000-9 aldığı kaydedildi. SIPRI araştırmacısı Pieter Wezeman, çatışma ve gerilimlerin olduğu bölgede bunun büyük bir endişe kaynağı olduğunu belirterek, Körfez bölgesinde artan silâhlanmanın İran’ın cevap vermesine sebep olabileceğine ve nükleer silâh elde etme çabasını teşvik edebileceğine dikkat çekti. Suudi Arabistan ve BAE’nin silâhlanmayı arttırmalarının bir risk oluşturduğunu, İran’ın kendisini daha çok tehdit altında hissedebileceğini ve daha da marjinalleşebileceğini öne süren Wezeman, ihracatçı ülkelerin bu ülkelerin silâhlanmasını desteklemeye karar verdiklerinde bunu da hesaba katmaları gerektiğini söyledi. SIPRI raporunda, son 4 yıllık sürede Orta Doğu’daki silâh ihracatının yüzde 34’ünün BAE’ye, yüzde 22’sinin İsrail’e, yüzde 14’ünün Mısır’a yapıldığı, bölgeye yönelik silâh sevkiyatının yalnızca yüzde 5’nin İran’a gittiği belirtildi. SIPRI raporunda, 2004-2008 döneminde küresel pazarın yüzde 31’ine sahip olan ABD’nin dünyanın en büyük silâh ihracatçısı olma özelliğini sürdürdüğü kaydedildi. Ancak, ABD’nin 1999-2003 dönemindeki oranının yüzde 35 olduğu hatırlatıldı. ABD’nin ardından dünyanın şu anda ikinci büyük silâh ihracatçısı olan Rusya’nın pazar payının da önceki döneme oranla yüzde 26’dan yüzde 25’e indiği, Almanya’nın ise yüzde 7’den yüzde 10’a yükseldiği belirtildi. Raporda, Çin’in dünyanın en büyük silâh ithalatçısı olmaya devam ettiği, önceki 1999-2003 döneminde yüzde 12 olan bütün ihracat içindeki payının son 4 yıllık dönemde yüzde 11 olduğu kaydedildi. SIPRI raporunda, 2004-2008 arasındaki küresel silâh transferi hacminin önceki 4 yıla kıyasla da yüzde 21 arttığına dikkat çekildi. Stockholm / aa
|
28.04.2009
|
|
|
Dünyada ‘domuz gribi’ alarmı |
Meksİka Sağlık Bakanı Jose Angel Cordova, ülkede domuz gribi yüzünden öldüğü sanılan kişilerin sayısının 103’e çıktığını açıkladı.
Cordova, televizyonda yayınlanan açıklamasında, önceki gün 81 olan ölü sayısının 103’e çıktığını söyledi. Meksikalı Bakan, yaklaşık 400 kişinin hastaneye kaldırıldığını da belirtti. İspanya’da 8, Avustralya’da 2, Brezilya’da bir kişinin domuz gribi şüphesiyle hastaneye kaldırıldığı bildirildi. Avustralyalı yetkililer, Meksika’dan dönen 2 kişide domuz gribi belirtileri görüldüğünü ve bu kişilerin hastaneye kaldırıldığını açıkladı. Brezilya’da da Meksika’dan gelen 24 yaşındaki bir adam, kendisinde domuz gribi belirtileri görülmesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Öte yandan ABD’nin New York şehrinde bir grup lise öğrencisinde domuz gribi olduğu tesbit edildi. Son olarak ABD’de domuz gribi vak'a sayısının 20’ye çıktığı açıklandı. Federal sağlık yetkilileri, şu ana kadar beş eyalette toplam 20 kişide domuz gribi tesbit edildiğini, sayının artmasından ve hastalığın seyrinin ağırlaşmasından endişe edildiğini kaydetti. Yetkililer, domuz gribinin, New York, Ohio, Kansas, Texas ve California’da görüldüğü belirtildi.
ABD’DE OLAĞANÜSTÜ HÂL
ABD’de de domuz gribi vak'aları bulunduğunun doğrulanmasının ardından sağlık alanında olağanüstü hâl ilan edildi. İç Güvenlik Bakanlığı, sağlık alanında olağanüstü hâl ilan edildiğini ve virüsün görüldüğü ülkelerden gelen kişilerin Amerikan sınırlarında taramadan geçirileceğini duyurdu. ABD Başkanı Barack Obama’nın da durumu yakından takip ettiği belirtildi. Obama’nın İç Güvenlik Danışmanı John Brennan, düzenlediği basın toplantısında, Obama’nın ‘’etkin, enerjik ve koordineli bir cevap’’ emri verdiğini açıkladı.
GRİP KANADA’YA DA SIÇRADI
Meksika’da ölümlere sebep olan ve ABD’de 20 kişide görüldüğü teyit edilen domuz gribi Kanada’ya sıçradı. Kanada’nın doğusundaki Nova Scotia şehri halk sağlığı biriminden yapılan açıklamada, bölgedeki 4 kişide domuz gribi vak'ası belirlendiği kaydedildi. Bu arada, 2003 yılında SARS Salgını mücadelesinin önemli isimlerinden Toronto Mount Sinai Hastanesi Mikrobiyoloji uzmanlarından Dr. Donald Low, “yeni bir virüs ile karşı karşıyayız ve vücudumuzun da bu virüse karşı doğal bir bağışıklığı yok” ifadesini kullanarak, tehlikenin boyutuna işaret etti.
AVRUPA ALARMDA
AB, domuz gribine karşı alınacak tedbirleri görüşmek için sağlık bakanlarını mümkün olan en kısa zamanda olağanüstü toplantıya çağırdı. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, domuz gribi salgınını Dünya Sağlık Örgütü ve üye ülkelerle koordinasyon içinde yakından izlediklerini kaydederek, uzmanların teklifi doğrultusunda somut tedbirler alacaklarını bildirdi. Öte yandan Yunanistan’ın da alarm durumuna geçtiği bildirildi. Yunan basını, ülkede domuz gribi vak'asına rastlanmadığını, ancak yetkili makamların gerekli bütün tedbirleri aldığını duyurdu.
ASYA ÜLKELERİ
DAHA GÜVENDE
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Asya ülkelerinin, Meksika ve ABD’de görülen domuz gribine karşı diğer ülkelere göre daha hazırlıklı olduğunu bildirdi. DSÖ’nün Batı Pasifik bölgesi birimi sözcüsü Peter Cordingley, yaptığı açıklamada, 2003’te Çin’de patlak veren ve 8 bin kişinin etkilendiği ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu (SARS) salgını döneminde ciddî tedbirler alan Asya’nın, diğer ülkelere göre daha hazırlıklı ve daha iyi durumda bulunduğunu belirtti. Sözcü, 2003’teki bu krizin “hastalığın kontrolü ve denetleme mekanizmaları açısından ders verdiğini” kaydetti. SARS, 2002 ve 2003 yıllarında dünya genelinde 774 kişinin ölümüne sebep olmuştu. Sözcü Cordingley, bununla birlikte bölge ülkelerinin dikkatli olması gerektiğini, domuz gribinin değişim geçirebileceği ve “ciddî bir soruna” yol açabileceği uyarısında bulundu.
DSÖ’DEN CİDDÎ UYARI
DSÖ yetkilisi Keiji Fukuda, telefonla düzenlediği basın toplantısında, ‘’Virüsün değişim geçirmesi kuvvetle muhtemel. Virüs değişim geçirdiğinde bunun halk sağlığı için çok daha tehlikeli hâle gelmesi de açıktır’’ ifadesini kullandı. DSÖ, önceki gün Meksika ve ABD’de ortaya çıkan ve insandan insana geçen yeni A/H1n1 tipi domuz gribi virüsünün salgın hale gelme ihtimali-nin yüksekliği konusunda uyarıda bulunmuştu.
|
28.04.2009
|
|
|
ÖZBEK NURCULAR DUÂ BEKLİYOR |
Risâle-i Nur okudukları için Özbekistan Savcılığınca haklarında 7 seneden 11 seneye varan sürelerle hapis cezası istenen Özbek Nur talebeleri duâ bekliyor. Mahkeme, kararı Çarşamba günü açıklayacak.
Rİsâle-İ Nur okudukları için Özbekistan Savcılığı’nca haklarında 7-8 seneden 11 seneye varan sürelerle hapis cezası istenen Özbek Nur talebeleri duâ bekliyor. Mahkeme kararı Çarşamba günü kesinleşecek. Özbekistan’dan bir mektupla son durum hakkında bilgi veren İlham Mirac adlı Özbek vatandaşın beyanatlarına göre, haklarındaki çeşitli iddialarla tutukluluk halleri devam eden Özbek Nur talebeleri Çarşamba günü verilecek karar dolayısıyla dünyanın her yerindeki kardeşlerinden dua talep ediyorlar. 22 Aralık 2008 tarihinde Nur talebesi oldukları gerekçesiyle hapse atılan ve 4 ay sıkıntı ve işkencelere maruz kalan Özbek vatandaşların son duruşması 22 Nisan 2009’da yapıldı. Bildirildiğine göre, Tangriev Tursunbay ismindeki hakim Özbek vatandaşların suçlarını şu şekilde açıkladı:
“244-1. ceza kanunu: İçtimai hayatın asayişlerine ve tertiplerine zarar veren makaleleri neşir etmek ve dağıtmak.
244-2. ceza kanunu: Dini, ekstremistik (aşırılık), separatistik, fundamentalistik ve yasak olan cemaatleri kurmak onları yönetmek ve onlara iştirak etmek.”
Hakimin savunma istediği tutuklu nur talebeleri ilk verdikleri ve suçlamaları kısmen kabul ettikleri ifadelerin zorla alındığını ve o sırada avukatları yanlarında bulunmadığı gerekçesiyle bu ifadelerini red ettiler. Tutuklu Nurcular iddianamede ve suç iddiasında belirtildiğinin aksine Risale-i Nur eserlerinde ekstremist, separatist yahut fundamentalist öğeler bulunmadığını ve Risale-i Nur’dan bir çok metnin Özbekistan’da resmi olarak daha önce neşredildiğini ve yasak yahut sakıncalı eserler kapsamına girmediğini belirtti.
Belirtildiğine göre, 24 Nisan günü yapılan mahkemenin ikinci celsesinde ise savunma yapan 10 avukat müvekkillerinin suçsuz olduğunu delilleriyle ortaya koyarak beraat talebinde bulundular. Mektuba göre, savcı, mahkemeden Nur talebesi vatandaşlar için 11 sene ve 7-8 seneden başlayan hapis cezası talebinde bulundu. Mahkemeden 29 Nisan 2009 Çarşamba günü saat 10.00’da karar çıkması bekleniyor.
Özbek Nurcular adına mektup yollayan İlham Mirac adlı Özbek vatandaşı da, “Muhterem Aziz Sıddık Ağabeyler! Sizin müstecab duâlarınızı, Kur’ân hatimlerini, Hizbul Hakaikla, Cevşen-ül Kebirle, Evrad-ı Kudsiye, Delail-i Nurla duâlarınızı bekleriz. Müsait olanlar 28 Nisan gecesi teheccüd namazında duâ etmelerini rica ediyoruz.” ifadesini kullanarak duâ talebinde bulundu. Dış Haberler Servisi
|
28.04.2009
|
|
|
Meşal, 3. kez lider |
Hamas’In Şam’da bulunan Siyasî Büro Şefi Halid Meşal, hareketin siyasi liderliğine üçüncü kez seçildi. Üst düzey bir Hamas yetkilisinin yerel Maan haber ajansına verdiği bilgiye göre, birkaç gündür Orta Doğu çapında yapılan gizli seçim sonuçlarına göre Meşal, 4 yıl daha hareketin bir numaralı adamı olacak. Aynı seçimlerde, Siyasî Büroda Ürdün’deki Hamas temsilcisi Muhammed Nezzal’ın yerini, siyasî liderliğin Lübnan’daki temsilcisi Usame Hamdan aldı. Hamaslı yetkili, “Hamas’ın siyasî yetkilileri ile Gazze Şeridi’ndeki Genel Danışma Konseyi üyelerinin Şam’a gelerek, toplantılara ve Siyasî Büronun 15 üyesinin yeniden belirlendiği seçimlere katıldığını” belirtti, ancak seçimlerin ne zaman yapıldığını söylemekten kaçındı. Şam / aa
|
28.04.2009
|
|
|
Müslüman hattat Papa’ya İncil yazıyor |
Fİlİstİn’İn Beytüllahim kasabasında yaşayan Müslüman hattat Yaser Ebu Sayme, kasabayı ziyaret etmesi beklenen Papa 16. Benediktus’a verilmek üzere, kendi elleriyle bir hediye hazırlıyor. Hattat Ebu Sayme’nin, kasabanın Hristiyan Belediye Başkanı Victor Batarse’nin siparişi üzerine hazırladığı hediye, el yazısıyla Arapça yazılmış bir Luka İncili. Arapça hatla yazılmış Luka İncili, Papa’ya 13 Mayısta Beytüllahim’i ziyaret ettiğinde sunulacak. Bu önemli siparişi almadan önce hiç İncil okumamış olan Ebu Sayme, işe başladıktan sonra iki din arasındaki ortak noktaların farkına vardığını belirterek, “Hristiyanlıkta önem verilen birçok şeyin bizim dinimizde de olduğunu fark ettim” diyor. Hattat Ebu Sayme de, Luka İncilini yazma işini, bir uzlaşma mesajı vermek için kabul ettiğini söylüyor. Ebu Sayme, “Müslüman bir sanatçı olarak bu basit iş yoluyla şu mesajı vermek istiyorum: Müslüman sanatçı, hoşgörülüdür ve saldırgan değildir” diye konuştu. Beytüllahim / aa
|
28.04.2009
|
|
|
New Jersey’de Kutlu Doğum heyecanı |
Kutlu Doğum Haftası, ABD’nin New Jersey eyaletinde de kutlandı. New York Din Hizmetleri Ataşeliğinin Bergen Şehir Akademisi Konferans Salonunda düzenlediği ve Türk vatandaşlarının yoğun ilgi gösterdiği konferansta konuşan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar, “Peygamberimiz, aileyi, ahlâksızlığa dayanan bir toplum modelinden, karşılıklı hukuka dayanan bir toplum modeli haline getirmiştir” dedi. Prof. Dr. Özafşar, konuşmasında Hz. Muhammed’in aile hayatı üzerinde durdu ve günümüzde aile hayatının nasıl olması gerektiğini anlattı. Konuşmaların ardından ilk ve orta eğitim öğrencileri arasında yapılan “hadis okuma, şiir okuma ve ilâhî okuma” yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri verildi. New York / aa
|
28.04.2009
|
|
|
|