|
|
|
Ergenekon saptırılmasın |
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ergenekon’la ilgili beyanlarına açıklık getirdi. Soruşturmanın saptırılmamasını isteyen Bakan Günay “Bu soruşturmayı yargı yürütüyor, yargı organları yürütüyor. Yürütmenin bir mensubu olarak, yasamanın da üyesi olarak ‘Yargı çok önemli bir soruşturma yapıyor, bu yayılmasın, dağılmasın, asıl odağından sapmasın’ konusunda bir hukuk devleti dikkatini dile getirdim’’ dedi.
Bakan Günay: Ergenekon saptırılmasın
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ergenekon soruşturmasının asıl odağından saptırılmaması gerektiğini belirterek, “Bu badireden sapa sağlam çıkarsak Türkiye’de ilk defa darbecilere karşı demokrasi kazanmış olacak’’ dedi.
Kahramanmaraş Valiliğini ziyaret eden Bakan Günay’ı Vali Mehmet Niyazi Tanılır, Garnizon Komutanı Albay Sezai Akgün ve Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek karşıladı. Polis merasim mangasını denetleyip Vali Tanılır’dan şehirle ilgili brifing alan Bakan Günay, Valilik şeref defterini imzaladı, gazetecilerin çeşitli konulara ilişkin sorularını cevapladı. Günay, Ergenekon soruşturmasına ilişkin yaptığı açıklamaların sorulması üzerine, şunları söyledi: ‘’Bu soruşturmayı yargı yürütüyor, yargı organları yürütüyor. Yürütmenin bir mensubu olarak yasamanın da üyesi olarak yargı çok önemli bir soruşturma yapıyor. Bu yayılmasın, dağılmasın, asıl odağından sapmasın konusunda bir hukuk devleti dikkatini dile getirdim. Bunun şimdiye kadarki siyasî çizgimiz ve doğrultumuzla hiçbir ilgisi yok. Tam tersine bu badireden sapa sağlam çıkarsak Türkiye’de ilk defa darbecilere karşı demokrasi kazanmış olacak.’’ Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bir gazetecinin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in açıklamalarını hatırlatması üzerine ise şöyle dedi:
‘’Biz bakan arkadaşlar, birbirimize basın önünde cevap vermiyoruz. Biz kendi aramızda her şeyi konuşup anlaşabiliriz. Hepimiz hukuk devletinin egemen olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Hepimiz Türkiye’de demokrasinin sürekli olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bazen basının cümle aracıklarından kelime aracıklarından bir tartışma konusu yaratma niyet ve gayreti olabilir. Biz amacımızın ne olduğunu, doğrultumuzun doğru olduğunu biliyoruz.’’
YAZICIOĞLU’NUN DEFNİNE KARŞI ÇIKTI MI?
Bakan Günay, BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu’nun Tacettin Dergâhı’nda toprağa verilmesi ile ilgili olarak yöneltilen soruya da şöyle cevap verdi: ‘’Henüz imzaya yeni açılıyor. Tacettin Dergâhı, merhum Mehmet Akif Ersoy’un hatırası ile bütünleşmiş bir mekandır. Bu mekana çok sevdiğimiz bir arkadaşımız da olsa bir siyaset ismiyle paylaşmak doğru mu olur diye tereddütlerimi dile getirmiştim. Böyle bir tereddütü Kültür ve Turizm Bakanı olarak ben göstermezsem tarih beni yargılar.’’ Kahramanmaraş / aa
|
22.04.2009
|
|
|
ATEŞ AÇANLARI YAKINDAN GÖRDÜM |
Taksim'de 1977'de meydana gelen ve tarihe 'Kanlı 1 Mayıs' olarak geçen olayla ilgili olarak konuşan dönemin CHP'li İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, olay sırasında meydanda olduğunu, ateş açanları gördüğünü ve toplum polisi müdürünü uyardığını anlattı.
36 KİŞİ ÖLDÜ; OLAY ÖRTBAS EDİLDİ
36 kişinin hayatını kaybettiği olayların en yakın görgü tanıklarından biri olan İsvan, tesbitlerini savcıya da anlattığını, on dakika içinde atılan binlerce mermiden tek bir kovan bile getirilmediğini, soruşturmadan hiçbir şey çıkmadığını ve olayın örtbas edildiğini söyledi.
YİNE “NE YAPTIYSAK VATAN İÇİN”
Bugünkü Ergenekon zanlılarıyla, 32 yıl önceki olaylar arasında ilişki kurulamayacağını belirten İsvan, “Ama yöntem olarak, devletin gücünü kötüye kullanıp olay çıkarma kavramı bakımından bir benzerlik var. O olaylar da ‘Ne yaptıysak vatan için' anlayışının eseri” dedi.
‘Kanlı 1 Mayıs’ta da Ergenekon izi
36 KİŞİNİN öldüğü 1 Mayıs 1977’deki Taksim olaylarının en yakın görgü tanıklarından dönemin İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, “Güvenlik güçlerinin kanlı 1 Mayıs’ı örtbas etmek için çalıştığına adım kadar eminim” dedi. Olayların “Ne yaptıysak vatan için yaptık” anlayışıyla gerçekleştirildiğini düşünen İsvan, kanlı 1 Mayıs ile Ergenekon eylemleri arasında benzerlik kurdu.
Dönemin İstanbul Belediye Başkanı Ahmet İsvan, Taksim Meydanı’nda 1977’de meydana gelen ve tarihe “Kanlı 1 Mayıs” olarak geçen 36 kişinin hayatını kaybettiği olaylarla ilgili olarak en yakın görgü tanığı olarak yaşananları anlattı. Ahmet İsvan, “1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim’de yaşanan katliâm, güvenlik güçlerinin ayarladığı, uyguladığı, sonra da gerçeğin ortaya çıkmaması için gayretler sarf ettiği olaylardır” iddiasında bulundu. İsvan, meydanda toplanan halkın üzerine ateş açanları net olarak gördüğünü söyledi. “Ellerinde kısa namlulu silâh vardı, paçaları botlarının içine sokulmuştu” şeklinde tarif ettiği saldırganları toplum polisi müdürüne gösterdikten sonra omuzuna cop yediğini belirten İsvan, şunları söyledi:
“Güvenlik güçlerinin kanlı 1 Mayıs’ı örtbas etmek için çalıştığına adım kadar eminim. Olaylar sırasında polis hiç görev yapmadı. 10 dakika boyunca süren ateş sırasında yüzlerce binlerce mermi atıldı. Polis bir tek kovan bulamadı, bir tek zanlı getirmedi. İnanılır gibi değil bir kamyon getirdiler arka kapağını açtılar. Kaçışmakta olan insanları kamyonun arkasına tıktılar. Sanık diye bunları götürdüler. Ertesi gün hepsi serbest bırakıldı. Ben bu olaylarla ilgili tanık olarak ifade verdim” ifadelerini kullandı.
ERGENEKON BENZERLİĞİ
DİSK avukatı Rasim Öz’ün, 1977’deki olaylarla Ergenekon arasında ilişki olup olmadığının araştırılması isteğine de değinen Ahmet İsvan, dikkat çekici açıklamalar yaptı. İsvan şunları söyledi: “Aradan 32 yıl geçmiş. Bugünkü Ergenekon’un zanlıları ile o tarihteki kişiler arasında bir ilişki kurulamaz diye düşünüyorum. Ama yöntem olarak, devletin gücünü kötüye kullanarak, olay yaratma kavramı bakımından bir benzerlik var. Katliâmın neden yaptırıldığını bilemem ama yaptırıldı. Bunun suçlusu güvenlik güçleridir. Bir düşünce tarzının, bir yurtseverlik anlayışının, ‘Ne yaptıysak vatan için’ diyenlerin anlayışının eseri. Onlar bütün yaptıkları usulsüzlükleri, kanunsuzlukları, cinayetleri vatan için yaptıklarını iddia eden bir düşünceye sahiplerdir. Bu düşünce çerçevesinde bu olay geliştirildi. Ama kim yaptı hiç bilemedim.” İstanbul / cihan
|
22.04.2009
|
|
|
Şimdi de El Kaide operasyonu |
12. dalgaya ulaşan Ergenekon soruşturması, DTP teşkilâtlarının aranması, rüşvet ve haraç çetelerine yapılan baskınlar derken bir operasyon da El Kaide’ye yapıldı. Dün sabah erken saatlerde üç ilde terör örgütü El Kaideye yönelik operasyon düzenlendi. Operasyonlarda çok sayıda kişinin gözaltına alındığı; bir tabanca, 4’ü dizüstü 6 bilgisayar ve bir hard disk ile çok sayıda “örgütsel doküman” ele geçirildiği belirtildi.
Şimdi de El Kaide operasyonu: 34 gözaltı
GAZİANTEP, Konya, Şanlıurfa, Adana ve Kahramanmaraş’ta terör örgütü El Kaide’ye yönelik eş zamanlı operasyonlarda toplam 34 kişi gözaltına alındı.
Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne bağlı Terörle Mücadele ile Özel Harekat Şube müdürlüklerine bağlı çok sayıda timin de panzerler eşliğinde katılmasıyla terör örgütü El Kaide’nin önceden belirlenen hücre evlerine operasyon düzenlendi. Şehitkamil ve Şahinbey ilçelerindeki adreslere yapılan baskınlarda, El Kaide terör örgütü mensubu oldukları iddia edilen 11 kişi, Konya’da Gaziantep polisinin de katıldığı eş zamanlı baskınlarda 2 kişi, Şanlıurfa’da 1 kişi, Adana’da 3 kişi, Kahramanmaraş’ta ise 17 kişi gözaltına alındı. Yetkililer, Kahramanmaraş’ta 3 kişinin de arandığını bildirdi. Adana, Konya ve Şanlıurfa’da gözaltına alınan 6 zanlının Gaziantep’e getirilip sorgulanacağı bildirildi. Operasyonlarda, 1 tabanca, 4’ü dizüstü 6 bilgisayar ve örgüt belgilerinin saklandığı tahmin edilen bir adet hartdisk ile çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi.
|
22.04.2009
|
|
|
DTP’lilere hapis cezası |
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay, terör örgütü propagandası yaptıkları gerekçesiyle 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı. DTP Diyarbakır İl Başkanı Ali Şimşek'e de, Tunceli’de güvenlik güçleriyle girilen çatışmada ölü ele geçirilen bir terör örgütü üyesinin cenaze töreninde yaptığı konuşma sebebiyle 1 yıl hapis cezası verildi.
DTP’lilere hapis
DİYARBAKIR Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile Batman Belediye Başkanı Nejdet Atalay, terör örgütü propagandasını yaptıkları gerekçesiyle 10’ar ay hapis cezasına çarptırıldı. Demokratik Toplum Partisi (DTP) Diyarbakır İl Başkanı Ali Şimşek de 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanıklar Baydemir ve Atalay katılmadı. Duruşmada, sanıkların avukatları Muharrem Erbey ve Meral Beştaş Danış hazır bulundu. Mahkeme, terör örgütü propagandası yaptıkları bildirilen sanıklar Osman Baydemir ve Nejdet Atalay’ın 10’ar ay cezasına çarptırılmasına karar verdi. Baydemir ve Atalay, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarına yönelik kara harekâtı sebebiyle 25 Şubat 2008 tarihinde yaptıkları konuşmada terör örgütü PKK mensuplarına “gerilla” demeleri sebebiyle terör örgütü propagandası yapmak suçundan yargılanıyordu. DTP Diyarbakır İl Başkanı Ali Şimşek ise Tunceli’de güvenlik güçleriyle girilen çatışmada ölü ele geçirilen bir terör örgütü üyesinin cenaze töreninde yaptığı konuşma sebebiyle 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
|
22.04.2009
|
|
|
Bakan Çağlayan: Gizli toplantılara katılmadım |
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Ergenekon soruşturması kapsamında son dalgada gözaltına alınan Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın sahibi olduğu Patalya Otel’deki gizli toplantılara katıldığı yönündeki haberleri yalanladı.
TBMM’de gazetecilerin sorularını cevaplandıran Çağlayan, eski bakanlardan Yaşar Okuyan’ın Patalya Otel’deki gizli toplantılara AKP’li bakanların da katıldığı yönündeki iddiasını cevap verdi. Bugüne kadar hiçbir gizli toplantıya katılmadığını belirten Çağlayan, bu iddianın tamamen gerçek dışı ve yalan olduğunu söyledi. Bakan olmadan önce yıllardır Ankara Sanayi Odası Başkanlığı yaptığını hatırlatan Çağlayan, “Şimdi ülkemizin küresel ekonomik krizden etkileşimi söz konusu. İstihdam konusunda politikalar var, sanayi üreteminde düşüş var. Dolayısıyla Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak benim gündemimde sadece bunlar var. Başka tartışmaların parçası hiç olmadım. Tamamiyle gerçekdışı ve doğru olmayan bir beyandır. Sizler vasıtasıyla bunu tekzip ediyorum” dedi. Çağlayan, ASO Başkanı’yken böyle bir toplantıya katılıp katılmadığı sorusuna ise bugüne kadar katıldığı bütün toplantıların basına açık olduğunu belirtti.
|
22.04.2009
|
|
|
CHP’li Kart, Adalet Bakanlığı hakkında dâvâ açtı |
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Ergenekon savcıları hakkında soruşturmaya izin vermeyen Adalet Bakanlığı hakkında Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtı.
Kart, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Genel Müdürlüğü döneminde mevcut zimmete konu olan dosyayı işlemden kaldırdığı için Eyüp Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel ve Eyüp Cumhuriyet Başsavcısı Vuslat Dirim ile Ergenekon soruşturmasının gizliliğini ihlal ettiklerini iddia ettiği savcılar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hakkında Adalet Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunduğunu belirtti. Adı geçen savcıların tutumunun 2802 Hakimler ve Savcılar Kanunu’na aykırı olduğunu öne süren Kart, anayasanın amir hükümlerinin ihlal edildiğini, Adalet Bakanlığı’nın görev ve yetkisini kötüye kullanmak suretiyle yaşa dışı süreci himaye ettiğini iddia etti. Kart, savcılar hakkında soruşturma izni vermeyen Adalet Bakanlığı hakkında Ankara İdare Mahkemesi’ne dava açtığını kaydetti.
|
22.04.2009
|
|
|
Polise lav silâhı satmak isteyen 2 kişi yakalandı |
ADANA'DA, ellerindeki lav silahını alıcı gibi davranan polis ekiplerine satmaya çalışan 2 kişi yakalandı.
Edinilen bilgiye göre, polis ekipleri, İncirlik beldesindeki bir hurdacının lav silahı satmaya çalıştığı ihbarı üzerine araştırma başlattı. Alıcı gibi davranarak, Cumali G. ve Cabbar İ. ile temasa geçen ekipler, “silahı örgütsel bir eylemde kullanmak için almak istediklerini” belirtti. Alışveriş için polisle buluşan zanlıların, polis memuruna “Sen hangi örgüttensin? Nasıl kullanılacağını biliyor musun?” şeklinde sorular yönelttikten sonra, silahı tanıttıkları belirtildi. Lav silahı için 15 bin TL isteyen zanlılar, alıcı gibi davranan polislerin otomobiline silahı yerleştirirken operasyon başlatıldı. Bu sırada, kaçmaya çalışan zanlılar, kısa süreli kovalamacanın ardından yakalandı. Silahı çöpte bulduklarını ileri süren 2 kişi, sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Seri numarasının kazındığı tespit edilen lav silahının, NATO ülkelerinde kullanıldığı belirlendi.
|
22.04.2009
|
|
|
Yüksekova’ya hava alanı için geri sayım |
DEMİRYOLLAR, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdürlüğü, Hakkâri Yüksekova’ya hava alanı yapılması için ihaleye çıkacak.
DLH Genel Müdürlüğü, 2009 yatırım programında yer alan Hakkâri Yüksekova’ya yapımı planlanan havaalanına ilişkin fizibilite çalışmalarını bitirerek projelerini tamamladı. DLH Genel Müdürlüğü, Şubat sonunda Devlet Planlama Teşkilâtı’ndan (DPT), Hakkâri Yüksekova Havaalanı’nın ihale edilmesi için proje bedelinin yüzde 10’una denk gelen 5,5 milyon TL’lik ek ödenek istedi. DPT’nin 5,5 milyon TL’lik ek ödeneği hafta başında onaylamasının ardından, Hakkari Yüksekova Havaalanı yapım ihalesi sürecini başlatan DLH, 2009 içinde havaalanının üst yapı işlerinin ihalesine de çıkmayı planlıyor. Hakkâri Yüksekova Havaalanı, konvansiyonel boyutta ve uluslar arası uçuş yapılabilecek nitelikte inşa edilecek. Havaalanının en geç 3 yıl içinde sivil uçuşlara açılması planlanıyor. DLH Genel Müdürlüğü, fizibilite çalışmaları ve kamulaştırmaları tamamlanan Şırnak Havaalanı’nın yanı sıra daha önce altyapı işine il özel idareleri tarafından başlanan, ancak 2002’de inşaatı durdurulan Iğdır ve Bingöl havaalanlarının altyapı ihalesine de bu yıl içinde çıkmayı hedefliyor.
|
22.04.2009
|
|
|
Türkiye’nin yeri AB |
İsveç Başbakanı Fredrik Reinfeldt, Türkiye’nin AB üyeliğini desteklediklerini, ‘’Türkiye’nin yerinin AB olduğunu’’ söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın resmî davetlisi olarak iki günlük ziyaret için Türkiye’ye gelen Reinfeldt, Konya’nın Kulu ilçesini ziyaret etti. İlçe girişinde araç konvoylarıyla karşılanan Konuk Başbakana vatandaşlar sevgi gösterisinde bulundu. Daha sonra Belediyeye geçen Konuk Başbakanı burada halk oyunları ekibi karşıladı. İlçede ilk olarak Belediye Ahmet Yıldız’ı ziyaret eden Reinfeldt, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB’ye uyumu ve üyelik süreci için çok çalıştıklarını belirterek, ‘’Bu, hem Türkiye için, hem de AB için faydalı olacak’’ dedi.
İsveç Başbakanı olarak Kulu’yu ziyaret ederek öğrenecek çok şeyi olduğunu ifade eden Reinfeldt, şunları kaydetti:
‘’Siz İsveç’i takip ettiğinizi söylüyorsunuz. İsveç medyasında da Kulu ile ilgili birçok yazı yer alıyor. İsveç’te Kulu’dan gelenleri görüyorum. Bizim için onların İsveç’e nereden geldiği çok çok önemli. Memleketlerine geri döndükten sonra yaşadıkları yerde nasıl bir ilgi yaratıyorlar, buna şahit olmak da bizim için çok önemli. O yüzden benim bu bağları görme anlamında bu fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.’’
Reinfeldt, daha sonra Kulu Belediyesi Meclis Salonunda vatandaşlara hitap etti.
İki ülkenin coğrafi konum itibariyle birbirine çok uzak olduğunu, ancak çok sayıda ortak noktaya sahip olduğunu ifade eden Reinfeldt, ‘’Tarih olarak iki ülke birbirine çok güçlü bağlarla bağlı. İsveç’te birbirine çok yakın Türk kökenli çalışan insan var. Bunların büyük bir çoğunluğu sizin şehrinizden gelmiştir. Aldığım bilgilere göre, halen İsveç’te yaşayan ya da daha önce yaşamış veya bir akrabası bulunmayan Kululu yoktur’’ diye konuştu.
Bu ilişkilerin Türkiye ile İsveç arasında sürekli bir hareketlilik oluşturduğunu kaydeden Konuk başbakan, İsveç’e giden her Türk’ün iki ülke arasında bir köprü oluşturduğunu belirtti.
Reinfeldt, bu insanların İsveç’e gelişinin her zaman önemli olduğunu ve olacağını ifade ederek, şöyle devam etti:
‘’Bu karşılıklı yararlanma İsveç’in kültürüne, ekonomisine çok şey katmaktadır. Bu katkı sadece İsveç’in değil, Kulu’nun da gelişmesini sağlamıştır. Böylelikle karşılıklı fayda sağlanmıştır. Bu nedenle İsveç Türkiye’nin AB üyeliğini desteklemektedir. Türkiye’nin yeri AB’dir. AB’nin bunu görmezlikten gelmesi imkânsızdır. Avrupa Birliğinin Türkiye’ye ihtiyacı olduğu kadar, Türkiye’nin de AB’ye olan ihtiyacını burada bir kez daha vurgulamak istiyorum.’’
|
22.04.2009
|
|
|
Meşrûiyetin yegâne kaynağı millet |
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik sistemlerde meşruiyetin yegane kaynağının millet olduğunu belirterek, “Millet iradesinin tecelli ettiği yer ise hür bir ortamda gerçekleştirilmiş seçimler sonucunda oluşan Meclis’tir” dedi.
Erdoğan, yerel seçimler sebebiyle yaklaşık 2,5 ay aradan sonra toplanan partisinin TBMM grubunda, kış mevsiminin ardından, yeni bir baharla iç içe olduklarını ifade ederek, ‘’Baharla birlikte bizler de yeni, taze başlangıçlara adım atıyoruz’’ diye konuştu. Yarın hem 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramını hem de TBMM’nin açılışının 89. yıl dönümünün kutlanacağını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi:
‘’Bugün sahip olduğumuz modern, siyasî, hukuki kavram ve kurumların temelinde, millî egemenlik fikri vardır. Demokrasi, meşruiyetini milletten, toplumdan, halktan, hukuktan alan çağdaş bir yönetim sistemidir. Demokratik sistemlerde meşruiyetin yegâne kaynağı millettir. Millet iradesinin tecelli ettiği yer ise hür bir ortamda gerçekleştirilmiş seçimler sonucunda oluşan Meclis’tir. Onun için çatısı altında bulunduğumuz bu yüce Meclis, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizin kalbidir.’’
Erdoğan, TBMM’nin açıldığı günden bu yana geçen 89 yıllık süreye ve yaşanan acı tecrübelere rağmen millî egemenlik kavramını hâlâ içine sindirmeyi kabullenemeyen yaklaşımların zaman zaman sahneye çıktığını gördüklerini ifade ederek, ‘’Millî iradeye, demokrasiye yönelik tehditlerin, yine bu meclisin içinden kendisine savunucu ve avukat bulabilmesi son derece düşündürücü bir tablodur. Millet, bu tür çarpık fikirlere prim vermiyor’’ dedi.
Erdoğan, ‘’kimi çevrelerin, millî egemenliği ve demokrasiyi bu millete çok görüp, demokrasi dışı, hukuk dışı örgütlenmelere kalkıştıklarını üzülerek müşahede ettiklerini’’ de belirtti.
|
22.04.2009
|
|
|
54 yıl sonra Lübnan Cumhurbaşkanı geldi |
LÜBNAN Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün davetlisi olarak resmi ziyaret için Ankara’ya geldi.
Süleyman, Esenboğa Havalimanında Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Ankara Valisi Kemal Önal ve bazı Arap ülkelerinin büyükelçileri tarafından karşılandı. Konuk cumhurbaşkanı, Ankara’daki resmî temasları çerçevesinde Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Köksal Toptan ile görüştü. Cumhurbaşkanı Gül, Lübnan Cumhurbaşkanı Süleyman'ı Çankaya Köşkü'nde resmi törenle karşıladı. Gül ve Süleyman şeref kapısının önünde el sıkışarak basın mensuplarına poz verdi. Bu sırada Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül ile Lübnan Cumhurbaşkanının eşi Vefa Süleyman da eşlerinin yanına gelerek fotoğraf çektirdi. Törene TBMM Başkanı Köksal Toptan, Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak ve diğer yetkililer katıldı. Törenin ardından Gül ve Süleyman, baş başa görüşmeye geçti.
|
22.04.2009
|
|
|
Somali Cumhurbaşkanı check-up yaptırdı |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Somali Cumhurbaşkanı Şeyh Şerif Ahmed, İstanbul gezisi sırasında eşi ile birlikte check-up yaptırdı.
Ankara’da resmî temaslarda bulunan konuk Cumhurbaşkanı Şeyh Şerif Ahmed, buradaki temaslarının ardından İstanbul’a geçti. İstanbul’u gezen Şeyh Şerif Ahmet, daha sonra eşi ile özel bir hstanede check-up yaptırdı. Konuk Cumhurbaşkanı Ahmed’in seyahati, iki ülke arasında Devlet Başkanı düzeyinde gerçekleştirilen ilk ikili resmi ziyaret olması bakımından özel bir önem taşıyor. Ziyaret kapsamında yapılan görüşmelerde, Somali’deki mevcut durum, ülkemizin Somali’de barış, huzur, istikrar ve refahın temin ve tesisine yönelik yardım ve katkıları ile siyasî, ekonomik, ticarî, eğitim-kültür ilişkilerimiz ve bölgesel konuların ele alındığı öğrenildi.
|
22.04.2009
|
|
|
Yalçındağ: 2014 hedefini kaçırmayalım |
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, 2014 AB tam üyelik hedefinin kararlılıkla Türkiye’nin kalıcı gündem maddesi olması gerektiğini söyledi.
Yalçındağ, Mardin’de düzenlenen TÜRKONFED Başkanlar Konseyinde yaptığı konuşmada, uzun vadeli reform ve demokratikleşme süreci açısından olduğu kadar, Türkiye’nin bütün dünyada daha istikrarlı ve güvenli bir yatırım ortamı olarak algılanmasında AB uyum sürecinin önemli olduğuna değinerek, “Önemi büyük olan AB uyum süreci bir süredir neredeyse durma noktasına gelmiştir” dedi. AB ile ilişkilerin ayrı bir bakanlık koordinasyonuna verilmesinin önemli bir gelişme olduğunu, ancak, somut adımların atılması konusunda gereken hızın henüz ortada olmadığını anlatan Yalçındağ, Türkiye’nin küresel rekabet gücü yüksek bir demokrasi olarak ilerleyebilmesi için, AB üyeliğinin gerekli kıldığı, bireysel ve kolektif özgürlükler, eğitim, bilgi toplumu, kadın hakları, çevre, etkili kamu yönetimi reformu ve kayıt-dışı ekonomi gibi alanlarda köklü atılımlara gerek duyulduğunu belirtti. Yalçındağ, “2014 AB tam üyelik hedefi, kararlılıkla Türkiye’nin kalıcı gündem maddesi olarak belirlenmelidir. 2014 hedefi kaçırıldığı takdirde üyelik perspektifi ancak bir sonraki mali dönemin başlangıcı olan 2021 yılına ertelenebilecektir.”dedi. Yalçındağ, Ergenekon davasını TÜSİAD olarak önemsediklerini de belirtti.
|
22.04.2009
|
|
|
Gül’den dört kanuna onay |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, dört kanunu onayladı.
Çankaya Köşkü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, 5887 sayılı ‘’Dünya Bankası Grubu ve Uluslararası Para Fonu Guvernörler Kurullarının 2009 Yıllık Toplantıları Münasebetiyle Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Dünya Bankası Grubu ve Uluslararası Para Fonu Arasında Düzenlenen Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’’, 5888 sayılı ‘’Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Filistin Ulusal Yönetimi Tarım Bakanlığı Arasında Tarım Alanında İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’’, 5889 sayılı ‘’Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Suudi Arabistan Krallığı Sağlık Bakanlığı Arasında Sağlık Alanında Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun’’ ile 5890 sayılı ‘’Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ile Bahreyn Krallığı Sağlık Bakanlığı Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun’’u onaylayarak, yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderdi.
|
22.04.2009
|
|
|
Haberal’a anjiyo yapıldı |
“Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’a anjiyo yapıldı.
Alınan bilgiye göre, Prof. Dr. Haberal’ın anjiyosunu İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde Enstitü Müdürü Prof. Dr. Erhan Kansu ile Prof. Dr. Zerrin Yiğit’in de aralarında bulunduğu ekip gerçekleştirdi.
|
22.04.2009
|
|
|
AB troykası toplandı |
Avrupa Birliği troykası ile Türkiye arasındaki bakanlar toplantısı dün birliğin dönem başkanı Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da yapıldı.
Toplantıda Türkiye’yi Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış temsil etti. Birliğin dönem başkanı Çek Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı Karel Schwarzenberg’in başkanlığında başlayan toplantının açılış oturumunda basının kısa bir süre görüntü almasına izin verildi. Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
|
22.04.2009
|
|
|
Doğan’ın Çölaşan’a açtığı dâvâya red |
Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Doğan’ın, gazeteci Emin Çölaşan aleyhine açtığı 50 bin liralık manevi tazminat davası reddedildi.
Üsküdar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmada, davacı Aydın Doğan’ı avukatları Deniz Ketenci ile Volga Gökçe, Emin Çölaşan’ı ise avukatı Serhan Özdemir temsil etti. Duruşmada söz alan avukat Ketenci, celse arasında mahkemeye sundukları dilekçedeki beyanları tekrar ettiklerini belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istedi. Avukat Özdemir ise önceki savunmaları tekrar ettiklerini dile getirerek, davanın reddini talep etti. Dava dilekçesinde, Çölaşan’ın, ‘’Kovulduk Ey Halkım Unutma Bizi’’ isimli kitabında, ‘’Aydın Doğan ve Hürriyet Gazetesi hakkında gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğu’’, ‘’Doğan’ın kişilik haklarına hakaret edildiği’’ gerekçesiyle 50 bin lira manevi tazminat isteniyordu.
|
22.04.2009
|
|
|
En kirli hava Tekirdağ ve Kahramanmaraş’ta |
Türkİye’de Şubat ayında en yüksek kükürtdioksit ortalaması Tekirdağ;da, partiküler madde ortalaması ise Kahramanmaraş’da gerçekleşti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Şubat ayına ilişkin Hava Kalitesi verilerini açıkladı. Buna göre, Şubatta ayında kükürtdioksit ortalamalarının en yüksek bulunduğu il ve ilçe merkezleri kirlilik sırasına göre Tekirdağ, Bitlis, Edirne, Kars ve Isparta oldu. Aynı dönemde partiküler madde ortalamalarının en yüksek bulunduğu il ve ilçe merkezleri ise kirlilik sırasına göre Kahramanmaraş, Karabük, Batman, Hatay ve Van olarak belirlendi.
|
22.04.2009
|
|
|
Hanta, keneden daha tehlikeli |
ZİRAAT Yüksek Mühendisi ve Böcek Uzmanı Derya Ulaşoğlu, Zonguldak ve Bartın’da 8 kişinin hastalanmasına, birinin de ölmesine sebep olan Hanta virüsün, ‘’Bunyaviridae familyasına’’ bağlı bir RNA virüsü olduğunu, Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığı etkeniyle aynı familyada bulunduğunu ve bu virüsün de kanamalı ateşe yol açtığını söyledi.
Ulaşoğlu, 30’dan fazla türü olan virüsün 20 türünün insan için risk oluşturduğunu, bu virüsü kemirgenlerin taşıdığını bildirdi. Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığının kene ısırmasıyla bulaştığını, oysa bu virüsün solunum yoluyla bile alınabileceğine dikkati çekti. Ulaşoğlu, bu sebeple Hanta virüsün Kırım Kongo kanamalı ateşi hastalığından daha tehlikeli olduğunu vurguladı. Memeli hayvan çalışan bilim adamlarının, açık alanda çalışan biyologların, kemirgen ilâçlaması yapan firma çalışanlarının, dağcıların, piknikçilerin, açık alanda oyun oynayan çocukların ve orman çalışanlarının bu virüs açısından risk altında olduğunu bildiren Ulaşoğlu, şunları söyledi: ‘’Hantavirüs, kemirgen ile kemirgen atıklarına temasla ciltteki yarık ve çatlaklardan deri yoluyla ve en önemlisi kemirgenin yuvasının ya da öldüğü yerin yakınında hava yoluyla bulaşır. Her mevsimde görülebilmesine rağmen, Nisan-Temmuz ayları daha fazla risk taşır. Bu virüs insandan insana bulaşmaz. Sadece kemirgenlerden bulaşır ve ölüme neden olur. Normal oda sıcaklığında 2-3 gün yaşayan virüs, sıcaklık ve nem oranına bağlı olarak yaşam süresini uzatabilir. Bu virüsün bulaştığı kişide ateş, kas ağrısı, öksürük, baş ağrısı, bulantı, kusma, titreme, genel durum bozukluğu, bulanık görme ve ardından başlayan akciğer ödemi görülür. Dünyanın çok sayıda ülkesinde bu virüse rastlanır. Hanta virüs, dünyada her yıl yaklaşık 200 bin kişiyi etkilemektedir.’’
Bu virüsten korunmak için ciddî tedbirler alınması gerektiğini ifade eden Ulaşoğlu, “Bu virüsün bulaşmasını önlemek için karantina derecesinde sıkı önlemler almak, hatta acil eylem planı uygulamak gerekir’’ dedi.
|
22.04.2009
|
|
|
Narman’da brucella karantinası |
ERZURUM’UN, Narman ilçesine bağlı Pınaryolu Köyünde bir işletme, sığırlarda tesbit edilen brucella hastalığı sebebiyle karantina altına alındı.
Tarım İl Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Pınaryolu Köyünde ölü buzağı doğması üzerine hayvan sağlığı taraması yapıldı. Erzurum Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü laboratuvarında, ölü buzağıdan alınan numuneler üzerinde yapılan tetkiklerde brucella bakterisine rastlandı. Bunun üzerine, sığırın bulunduğu işletme karantina altına alınırken, Pınaryolu Köyüne de hayvan giriş ve çıkışlarının 6 ay süreyle yasaklandığı bildirildi.
|
22.04.2009
|
|
|
İş var, işi beğenen yok |
ERZURUM’DA ağaçlandırma kampanyasında çalıştırılmak üzere çağrılan 1500 kişiden sadece 500’ünün düzenlenen toplantıya geldiği, gelenlerden ise sadece 156’sının çalışmak için kayıt yaptırdığı bildirildi.
Erzurum Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, Erzurum Orman Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlenen ağaçlandırma kampanyası kapsamında, Erzurum Valiliği Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı (SYDV) ile Türkiye İş Kurumuna (İŞKUR) başvuranların çalışması için bir proje hazırlandığı belirtildi. Proje ile daha önce başka illerden gelenlerin yerine yöre insanının çalışmasının amaçlandığını bildirilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi: ‘’Bu yıl şehre SYDV’den yardım alan ve Türkiye İş Kurumuna başvuran işsizlere, ilçelerdeki ağaç dikimlerinde çalıştırılmak üzere duyuru yapıldı. Halk Eğitim Merkezinde 3 oturum halinde düzenlenen toplantılara her oturuma 500 kişi gelecek şekilde toplam 1500 kişi çağrıldı. Toplantıya 3 grupta toplam 500 kişi katıldı. 3 oturum sonunda 156 kişi iş için kayıt yaptırdı. Günübirlik çalışma ile yaklaşık 2 bin kişiye 6 ay sürecek çalışmada günlük ortalama 25 TL verilecek.’’ Erzurum Valisi Sami Bulut da şunları kaydetti: ‘’Bu iş için biz duyuru yapmaya devam edeceğiz. Vatandaş işsizse, ‘ihtiyacım var’ diyorsa gelsin. Onlara iş imkânı sağlıyoruz. Çalışmak isteyenler 15 Mayısa kadar SYDV ve Orman Bölge Müdürlüklerine başvurabilir.’’
|
22.04.2009
|
|
|
20 yıldır ezana hasret kaldılar |
OSMANİYE’NİN Bahçe ilçesine bağlı Savranlı Köyündeki caminin 20 yıldan bu yana imamsız olduğu bildirildi.
Muhtar Azası Ali Kaplan, köylünün imkânlarıyla yapılan imam lojmanlı caminin 20 yıldan bu yana bir imamla tanışamadığını belirterek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım istedi. Kaplan, 20 yıl önce camiyi kendi imkânlarıyla yaptırdıklarını fakat bir türlü imam atanmadığını kaydetti. Bugüne kadar yetkililerin ‘İlk atamada sizin köye imam göndereceğiz, ilk sırada sizin köyünüz var” şeklinde sözler verildiğini ifade eden Kaplan, bugüne kadar bu sözlerin tutulmadığını söyledi.
|
22.04.2009
|
|
|
Bu başkan örnek olsun |
AYDIN İl Genel Meclis Başkanlığına seçilen Akan Evren, her gün Kuşadası’ndan görev yeri olan Aydın’a yolcu minibüsüyle gidip geliyor.
Yerel seçimlerde yeniden oluşan Aydın İl Genel Meclisinin geçen hafta yaptığı ilk toplantıda Aydın İl Genel Meclis Başkanlığına seçilen Kuşadası İl Genel Meclis Üyesi Akan Evren, seçimin ertesi günü görevine başladı. Emrine bir makam otomobili tahsis edilen Evren, buna rağmen hayatını sürdürdüğü Kuşadası’ndan yaklaşık 45 kilometre uzaklıktaki, görev yeri Aydın’a her gün yolcu minibüsüyle gidip gelmeye başladı.
|
22.04.2009
|
|
|
Alkollü sürücüler araç kullanamayacak |
MALATYA’DA öğrenciler tarafından alkollü sürücülerin kullanmak istediği aracın çalışmasını engelleyen Alko-Kontak adlı bir cihaz geliştirildi.
Malatya Şehit Kemal Özalper Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi’nde eğitim gören 3 öğrenci, danışman öğretmenleriyle birlikte alkollüyken direksiyon başına geçen sürücülere yönelik bir cihaz geliştirdi. Alko-Kontak adı verilen cihazla alkollü sürücünün direksiyon başına geçmesi halinde aracın çalışması engellendi. Projenin danışman öğretmeni Nihat Mete, cihazın takıldığı aracın ancak alkolsüz sürücü tarafından çalışabileceğini söyledi.
|
22.04.2009
|
|
|
Çocuklar ilk kez vali gördü |
BİTLİS’İN Güroymak ilçesine bağlı Gölbaşı beldesindeki çocuklar, ilk kez bir vali ile konuşmanın heyecanını yaşadı.
Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz’ı karşılarında gören çocuklar şaşkınlıklarını gizleyemedi. Vali Yılmaz, yolda karşılaştığı köylü çocuklarla sohbet edip onlara çikolata verdi. Çocuklar, Vali Yılmaz’ın sıcak davranışından çok etkilenip onunla birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi.
|
22.04.2009
|
|
|
Bilim-kurgu teknolojiyi zorluyor |
İngİlİz teknoloji sitesi Itpro’nun derlemesine göre, tüketicilerin kullanmak isteyip de alamadığı 10 bilim-kurgu teknolojisi şöyle:
1 - KOL SAATİ BİÇİMİNDE GÖRÜNTÜLÜ TELEFON
Metropolis, DangerMouse, Austin Powers filmlerinde görüldü. Bu teknoloji çoktan bazı mobil cihazlarda uygulansa da, tüketicinin saat şeklinde bir cihazda bunu isteyip istemediği önemli sorun. Eğer uygun şebeke bağlantısı sağlanırsa, insanların görüntülü telefon konuşmaları yapmaları mümkün. Hatta bir şirket saat şeklinde mobil telefon da üretti.
2- JET YELEĞİ
The Rocketeer, Iron Man, Astro Boy, Thunderball, Minority Report filmlerinde görüldü. Bilim-kurgu özellikle filmlerde jet yeleği fikrini severken, Naziler’in çalışan bir jet yeleği geliştirdikleri dedikodularıyla birlikte günümüz teknolojisi, bunun askerî veya sivil ulaşım biçiminde kullanımına uzak görünüyor.
3- IŞINLAMA
Uzay Yolu ve Sinek filmlerinde görüldü. Bilim-kurgunun başlıca ürünü ışınlamaya göre, birisi bir yerden bir yere ancak atomları taşınarak ışınlanabilir. Ancak fizik kurallarına göre, taşınacak çok büyük miktarda atom bulunmasından ve birini bir yerden bir yere göndermek için çok büyük miktarda veri depolanması gerektiğinden bu son derece zor bir iş.
4 - SÜPER AKILLI ROBOTLAR
Terminatör, Robocop, The Matrix filmlerinde görüldü. Bütün dünyada şu anda bilim-kurgunun ana teması akıllı robotları geliştirmek için bir yarış başlasa da, bu, kısa vadede gerçekleşecek ya da düşünüldüğü şekilde olacak gibi görünmüyor.
5 - LAZER SİLÂHLARI
Yıldız Savaşları, Uzay Yolu filmlerinde görüldü. Bilim-kurgunun bir başka ana ürünü lazerler, bilim, tıp ve diğer teknoloji uygulamalarında, meselâ CD’lerde genel kullanım alanı bulurken, bu teknoloji daha çok askerî amaçlı kullanılıyor. Modern mobil teknolojisi, şu anda lazer silâhları için yeterli gücü sağlayamıyor.
6 - KLON İNSANLAR
Gattaca, The Sixth Day, Blade Runner, The Boys from Brazil filmlerinde görüldü. İnsan klonlama ihtimali gerçek hayatta konuşulur ve bilim-kurgu filmlerinde uzun bir süredir görülürken, teknolojideki ilerleme bunu her zamankinden daha mümkün kılıyor. Ancak bu konuda ahlâkî bakımdan büyük sakıncalar da bulunuyor.
7- İLERİ TEKNOLOJİ HOLOGRAMLARI
Red Dwarf, Uzay Yolu, Yıldız Savaşları filmlerinde görüldü. Kredi kartları, kimlik kartları ve ehliyetlerde görülen ve bazen lazer kullanılarak yapılan hologramların daha etkileyici olan bilim-kurgu versiyonlarındaki 3 boyutlu olanına henüz günümüz teknolojisi ulaşamadı.
8 - KENDİ GİDEN VE UÇAN ARABALAR
Blade Runner, 5. Element filmlerinde görüldü. Havada kendi kendine giden uçan otomobiller henüz gerçek olmadı. Bilim-kurgu filmleri bu araçların uçma ve gitme metodunu hiçbir zaman açıklamazken, sürücüsüz otomobiller daha akla uygun geliyor ve bu alandaki birçok araştırma bunu gerçeğe daha yakın kılıyor.
9 - UZAY TURİZMİ
Total Recall, 2001: A Space Odyssey filmlerinde görüldü. Birçok bilim-kurgu hikâyesi insanları başka gezegenlere özellikle Mars’a seyahat ederken hem de özel bir astronot eğitimi almadan hatta normal nefes alma cihazı olmaksızın gösteriyor. Virgin Galactic gibi seyahat şirketleri fazla bir eğitim olmaksızın insanlara uzaya uçma umudu ve daha da ilerde bu seyahatin iyice ucuzlaması imkânını veriyor.
10 - UÇAN KAYKAY
Geleceğe Dönüş filminde görüldü. Geleceğe Dönüş filmlerinde Marty McFly rolündeki Michael J. Fox’ın kullandığı uçan kaykay, “hovercraft (hava yastıklı araçlar)” ile aynı basit ilkeyi kullanarak uçan bir kaykay. Maalesef gerçek hayatta bilim adamları hiçbir zaman uçan kaykay kadar küçük bir şeyde çalışabilecek bir hovercraft teknolojisi geliştiremediler.
|
22.04.2009
|
|
|
Hayır için elbiselerini satıyor |
Hollywood aktristi Gwyneth Paltrow, New York’taki bir hayır kurumu için elbiselerinin bir kısmını açık arttırmaya sunuyor.
İnternet müzayede sitesi eBay’deki satışı yönetecek Phillip Davies, Daily Star gazetesine yaptığı açıklamada, aktrisin aralarında tasarım ürünlerinin de bulunduğu en sevdiği 100 elbisesini satışa sunacağını belirtti. Davies, satıştan elde edilen gelirin yoksullukla mücadele eden Robin Hood Vakfı’na bağışlanacağını söyledi.
|
22.04.2009
|
|
|
Stephen Hawking’in durumu ciddi |
Dünyaca ünlü İngiliz astrofizikçi Stephen Hawking’in hastaneye kaldırıldığı ve durumunun ağır olduğu bildirildi.
Cambridge Üniversitesinden yapılan açıklamada, birkaç haftadır göğüs enfeksiyonundan mustarip olan Hawking’in bugün acilen, Cambridge’deki Addenbrooke Hastanesine kaldırıldığı belirtildi. Özellikle kara deliklerle ilgili çalışmalarıyla tanınan 67 yaşındaki Hawking’e 21 yaşındayken, tedavisi olmayan “Amyotrofik Lateral Skleroz” (ALS) hastalığı teşhisi konulmuştu, Hawking zamanla el ve kollarını kullanamamaya başlayamamasından sonra tekerlekli sandalyeye mahkûm oldu.
|
22.04.2009
|
|
|
Dünya Günü’nde NASA’dan hediye |
Amerİkan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), “Dünya Günü” dolayısıyla Çarşamba günü Dünya’nın yüksek çözünürlü görüntülerini yayımlayacak.
NASA’dan yapılan açıklamada, görüntülerin Uluslararası Uzay İstasyonu’na yerleştirilen kameralar tarafından çekildiği belirtildi. Görüntüler, bugün TSİ 13.00-16.00, 19.00-21.00 ve 23.00-02.00’da NASA’nın televizyonundan ya da internet sitesinden görülebilecek. 22 Nisan, çevre kirliliğine dikkati çekmek için barış eylemcisi John McConnell’in önerisi üzerine 1970’ten beri dünyanın pek çok yerinde “Dünya Günü” olarak kutlanıyor.
|
22.04.2009
|
|
|
Eski hayat tarzı gezegeni koruyor |
İngİltere’de araştırmacılar, 1970’li yılların düzenli, ince görünümlü günlerine dönmenin iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olacağını düşünüyor.
London School of Hygiene and Tropical Medicine tarafından yapılan araştırmaya göre, İngiltere’de fazla kilolu ve obez insan sayısının artması, 40 yıl önceye göre yüzde 19 oranında daha fazla gıda enerjisinin kullanıldığı anlamına geliyor. Bu durum, yılda ek olarak 60 megaton sera gazı yayılmasına da yol açıyor. Araştırma ekibinin lideri Dr. Phil Edwards, onlarca yıl önceki insanların kilosunu göz önüne alarak İngiltere’nin enerji tüketiminin ne olacağını hesapladıklarını söyledi. Nüfusun şişmanlamasından dolayı gıda üretimi ve araçla yolculuktan kaynaklanan sera gazı salımının her 1 milyar insan için 0.4 ile 1 milyar ton arasında daha yüksek olacağı belirlendi.
|
22.04.2009
|
|
|
|