Vefatının 49. yılında büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi, ülkenin dört bir yanında düzenlenen çeşitli etkinlerle anılıyor. Adıyaman’da yerel yayın yapan MERCAN ve uydu yayını yapan ASU televizyonları da yaptıkları programlarla ilgi odağı oldular.
Bir hafta arayla gerçekleştirilen Bediüzzaman –Risâle-i Nur ve Küresel Kriz konulu tv programlarını yazar Maruf Özülkü yönetti. Gazeteci Nurettin Gürsoy ile Av. Hasan Demir konuşmacı olarak katıldılar.
“Gönüller Fatihi Büyük Üstada” şiiriyle açılan programda konuşan yazar Maruf Özülkü, Bediüzzaman’ın ülkenin ve çağımız İslâm dünyasının büyük değeri olduğunu, eserlerinin dünyanın dört bir tarafından okunduğunu üniversitelerde ders konusu olarak okutulduğunu ifade etti.
Bereketli bir ömür geçiren Bediüzzaman’ın saltanat, meşrutiyet cumhuriyet ve çok partili dönemlerini yaşadığına dikkat çeken Maruf Özülkü, “O hep devrin yöneticilerini ikaz etti, halkı irşad etti. Dâvâası uğruna hapishaneler, sürgünler, baskılar gördü. Ama yılmadı usanmadı. Risâle-i Nur bu çileli ömrün meyvesidir. Herkesi bu eserleri okumaya anlamaya davet ediyoruz” dedi.
Son küresel krizin görünen sebepleri kadar görünmeyen sebepleri olduğunu kaydeden Maruf Özülkü, şunları söyledi:
“Ekonomik kriz maddî olduğu kadar manevi bir krizdir. Bir sebebi hırs, tüketim çılgınlığı ve bencilliktir. Bir sebebi de faiz eksenli, zengini zengin fakiri daha fakir eden sömürü anlayışıdır. Bediüzzaman bunu bütün ahlâk-i rezilenin menşei iki kelimedir: "Biri ‘Ben tok olduktan sonra başkası aç olmuş bana ne.’ Diğeri 'Sen çalış ben yiyeyim.' Biri bencillik, hırs, hodgâmlık. Diğeri faiz.”
HASTALIKLARI TEDÂVİ ETTİ
Gazeteci Nurettin Gürsoy ise konuşmasında Risâle-i Nur Külliyatı’nın asrın harika bir Kuran tefsiri olduğunu ve asrımız insanının hastalıklarını tedavi ettiğini dile getirdi. Bediüzzaman’ın eserlerinde din ile bilimin çatışmadığını aksine birbirini tamamladığını kaydeden Nurettin Gürsoy, Said Nursi’nin “Vicdanın ziyası ulum-u diniyedir, aklın nuru fünun-ü medeniyedir” sözünü aktardı ve bunun üzerine açıklamalarda bulundu.
Risâle-i Nur Külliyatı’nın eselerinin içeriklerini kitap kitap anlatan Gürsoy, vecize sözlerden yaptığı iktibaslarla izleyicilerin gönlünü mest etti. Gürsoy, “Risâle-i Nur Kur’ân’ı ve İslamiyeti asrımız insanının idrakine sunuyor. Her parçası ayrı bir derde tiryak oluyor. Dünya bu eserleri okurken insanımız bu hazineye bigâne kalmamalıdır”dedi.
MEŞRUTİYETE SAHİP ÇIKTI
Av. Hasan Demir de konuşmasında Bediüzzaman’ın demokrasi, hürriyet ve Meclise İslâmiyet namına sahip çıktığını belirterek, “Bunun için İstanbul’da, Selanik’te onu hummalı bir faaliyetin içinde görüyoruz. Hürriyetin İslâmın malı olduğunu, nutuklarla gazete makaleleriyle ifade etti. 31 Mart ayaklanması sırasında yatıştırıcı rol oynadı”şeklinde konuştu.
“Düne kadar birçok Müslüman kardeşimiz bunu anlamakta zorlanıyordu. Bugün herkes Bediüzzaman’ın çağın değerlerine getirdiği yorumu kabul ettiğini söyledi.
Bediüzzaman’ın, Bitlis’te Ruslara karşı savaştığını, esir düştüğünü sonraki yıllarda da İstanbul’un İngiliz işgali sırasında fetva yayınlayarak vatanı kurtarmanın cihad olduğunu duyurduğunu kaydeden Demir, “Bediüzzaman ısrarlı davetler karşısında geldiği TBMM’de yaptığı konuşmada ise, maddî zaferin manevî donanımlarla taçlandırılması gerektiğini aksi takdirde kazanımların zayi olacağına dikkat çekmiştir” diye konuştu.
|