MAZLUMDER’den yapılan açıklamada, halkın AKP'den sivil ve demokratik bir anayasa beklediği belirtilerek, AKP'nin, değişim ve özgürleşme taleplerinden uzaklaştığına dikkat çekildi. Açıklamada, “Muhalefet boşluğu öne sürülse de sorun sadece muhalefet boşluğu değil, AK Parti’nin statükonun saflarına yaklaşmasıyla da ilgilidir” denildi.
DARBE KELİMESİ GÜNDEMDEN ÇIKMALI
Açıklamada şu görüşlere de yer verildi: “1980 darbe anayasasını tarihin çöplüğüne atmak, yepyeni ve ter temiz bir sayfa açmak istiyoruz. Darbecilerden başka savunucusu kalmayan ve onlardan başkasını mutlu etmeyen bu anayasanın ve ülkemizin gündeminden de darbe kelimesinin kalkmasını istiyoruz.”
YASAKLAR KALKSIN, HAKLAR TANINSIN
“Hak, özgürlük ve adalet kavramlarını bir söz olmaktan çıkarıp bir ilke haline getiren bir yasal düzenleme bekliyoruz. Temel hak ve özgürlükleri tanımlanmamış alanlar üzerinden yasaklayan ilkel bakış açısına karşı insanların dinî, etnik, kültürel haklarının önünün açılmasını istiyoruz” denilen açıklamada AKP'nin gevşekliği eleştirildi.
Statükoya yaklaştı, anayasayı unuttu
MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Üstün Bol, seçmenin son üç seçimde sınırsız destek sunduğu AKP’den artık sivil ve demokratik bir anayasa beklediğini belirterek, “Ülkedeki demokratik muhalefet boşluğu mazeret olarak öne sürülse de sorun sadece muhalefet boşluğu değil, Ak partinin statükonun saflarına yaklaşmasıyla da ilgilidir. Gelinen noktada alınan yüksek oy oranı, muhalefet boşluğu ve sistemle hemhal olma eğilimi AK partiyi rehavete sürüklemiştir” dedi.
MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Üstün Bol, yaptığı açıklamada, 29 Mart yerel seçimleri vatandaşlırn taleplerini ortaya koyması açısından önemli veriler sunduğnu belirterk, Seçmen son üç seçimde sınırsız destek sunduğu AK Parti’den artık sivil ve demokratik bir anayasa beklemektedir” dedi. Üstün Bol, AKP’nin seçmenin değişim ve özgürleşme taleplerine karşılık verdiği için 2002 yılında iktidar olduğunu bu tarihten 29 Mart seçimlerine gelinceye kadar AKP’nin yavaş yavaş değişim ve özgürleşme taleplerinden uzaklaştığı gözlendiğini kaydetti.Bol, ülkedeki demokratik muhalefet boşluğunun mazeret olarak öne sürülse de sorun sadece muhalefet boşluğu olmadığını, AKP’hih partinin statükonun saflarına yaklaşmasıyla da ilgili oludğunu belirtereke, şunları kaydetti: “Gelinen noktada alınan yüksek oy oranı, muhalefet boşluğu ve sistemle hemhal olma eğilimi AK Parti’yi rehavete sürüklemiştir. AK Parti’nin oylarındaki göreceli azalma seçmenin sivilleşme ve demokratikleşme taleplerinin siyasal iktidarda karşılık bulamamasının tezahürüdür. Ve uyarı niteliğindeki bu sonuç, özgürlükçü bir anayasal düzen talebini işaret etmektedir. Kendisi hakkında gazete kupürlerinden yola çıkılarak kapatma davası açılmış bir partinin anayasa değişikliği talebinde bulunmaması kabul edilemez. Üstelik kendi partisinin kapatılmaması için çaba sarf eden bir partinin başka partilerin kapatılmasına seyirci kalması da düşünülemez.İfade hürriyetinin önündeki engeller kaldırılmadan, bizim gibi düşünmeyenlerin de fikirlerini özgürce ifade edebilmeleri sağlanmadan hiçbirimiz özgür değiliz.”
“YENİ SİVİL VE ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR ANAYASA
İSTİYORUZ”
Bol, 1980 darbe anayasasını tarihin çöplüğüne atmak, yepyeni ve tertemiz bir sayfa açmak istediklerini vurgulayarak, talebplerini şöyle sıraladı:
“Darbecilerden başka savunucusu kalmayan ve onlardan başkasını mutlu etmeyen bu anayasanın ve ülkemizin gündeminden de darbe kelimesinin kalkmasını istiyoruz. Hak ve özgürlükleri ‘ama’ maskesinin ardına saklanarak kısıtlamayan bir anayasa, özgürlük ve adalet kavramlarını bir söz olmaktan çıkarıp bir ilke haline getiren bir yasal düzenleme bekliyoruz. Temel hak ve özgürlükleri tanımlanmamış alanlar üzerinden yasaklayan ilkel bakış açısına karşı insanların dinsel, etnik, kültürel haklarının önünün açılmasını istiyoruz.
Darbecilerin yargılanması, darbecilerin yargılanmasının önündeki engellerin kaldırılması ve anayasa değişikliği yapılabilmesi için son darbecinin ölümünün beklenmemesini istiyoruz.
Sivil anayasa hazırlanması için Avrupa Birliğinin yönlendirmesine veya talimatına ihtiyacımız olmadığının hatırlanmasını ve son dönemde yakalanan dış politikadaki ilkeli duruşun yansımalarının anayasal düzenlemedeki dik duruşla pekiştirilmesini istiyoruz. Bütün yurttaşlarına eşit mesafede ve adalet ekseninde yaklaşan, yargıçların adaletinden şüphe edildiği zamanlarda muğlak ifade ve yorumlarla haksızlıklara zemin hazırlamayan bir anayasa, adaletinden şüphe edilmeyen bir anayasa istiyoruz.
|