Geçen yazımızda Üsküdar Kartalbaba Camii avlusunda gördüğüm dört küçük çocuklu bir aileden bahsetmiştim. Çocuklar soğukta, battaniyenin altında uyumaya çalışıyordu ve ailenin kalacak bir yeri de yoktu. Derhal Üsküdar, Kadıköy ve Büyükşehir Belediyelerinin ilgili bölümlerini telefonla aramıştım, ama ne yazık ki aldığım cevap olumsuzdu ve bana adres olarak Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü gösterilmişti. Orayı da aramış, durumu anlatan bir faks yollamış ve telefonda görüştüğüm kişi de bunun için polisle görüşmem gerektiğini söylemişti. Gazetede yazımızın çıktığı günün ardından akşam saatlerinde cep telefonum çaldı. Arayan kişi İstanbul Sosyal Hizmetler İl Müdürü sayın Önal Ünaltekin idi. Kendisi yazımızla ilgili olarak bilgi aldı ve en kısa sürede bir açıklama göndereceklerini belirtti. Ben de ilgileri için teşekkür ettim.
İl Sosyal Hizmetler Şube Müdürü Serdar Arslan imzasıyla gelen açıklama şu şekilde: ‘’Kartalbaba Camiinin avlusunda anne, baba ve dört çocuğunun bulunduğunun telefonla ihbarı üzerine bahse konu olan adrese gidilmiştir. Burada görev yapan cami görevlisi İhsan Bey ile yapılan görüşmede ailenin cami içerisinde barınmak istediğini, ancak kendisinin buna izin vermediğini telefonla polisi aradığını ancak ailenin polis gelmeden önce buradan ayrıldığı ve nereye gittiğinin bilinmediği bilgisi alınmıştır. Çevrede yapılan araştırmada da aile hakkında bilgisi olan kimseye ulaşılmamıştır. Konuyla ilgili olarak Üsküdar Çocuk Büro Amirliği ve İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ile yapılan görüşmelerde de kendilerine bu şekilde bir ihbarın yapılmadığı bilgisi alınmıştır. Çevrede bulunan esnafa bahse konu olan aileye ulaşılması halinde Müdürlüğümüzle bağlantıya geçilmesi için gerekli irtibat bilgileri verilmiştir.’’
Evet açıklama bu şekilde. Bu telefon trafiği ve görevlilerin müdahalesine kadar aile ve tabiî dört küçük yavru gitmişlerdi. Şimdi kim bilir nerede nasıl bir durumdalar. Cami görevlisi İhsan Bey, aileyle bir süre ilgilenip, ilgili kurumlarla temasa geçseydi, belediyeler, ilgili kamu kurumlarımız zaman kaybetmeden olaya müdahale etseydi belki de aile şimdi sıcak bir yuva da kalıyor olacaktı. Önal Bey’le yaptığımız telefon görüşmesinde, müdürlük olarak il genelinde pek çok yardıma muhtaç, sokakta kalmış çocuklar için çalışmalar yaptıklarını, ama zorluklarla da karşılaştıklarını söylemişti. Aslında çevremize baktığımızda her gün bir yerlerde sokaklarda, izbe mekânlarda barınmaya çalışan çocukları, gençleri görüyoruz,—daha doğrusu görmezden geliyor, vah vah edip yine işimize gücümüze bakıyoruz. Vicdanımızı bu ne kadar rahatlatıyor ve bastırıyor bilemiyorum ama o çocuklar o gençler bizim kardeşlerimiz. Halbuki deniz yıldızı hikâyesinde ki gibi en azından Bir’i için bile çok şeyi değiştirebiliriz.
|