ANKARALI hanımlar, Bediüzzaman Said Nursî’yi, vefatının 49. yıl dönümünde Cebeci Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir programla andı. Cumartesi günü düzenlenen törende seminerler, ilâhiler ve şiirler yer aldı.
Betül Güntay’ın sunuculuğunda gelişen program, Zekiye Binnar’ın Kur’ân tilâvetiyle başladı, Nuray Yıldız’ın “Said Nur ve Talebeleri” isimli metni okumasıyla devam etti. Ardından Melek Soylu’nun yönettiği koro ekibiyle söylenen ilâhiler, dinleyicilere keyifli anlar yaşattı. Üstadı anma programı kapsamında “Bediüzzaman Said Nursî’nin ulvî şahsiyeti” ile “Cumhuriyet ve demokrasiye bakış” konulu iki de seminer düzenlendi.
Bediüzzaman farklı bir hocaydı
Bediüzzaman’ın dâvâsına nasıl sahip çıktığını anlatan Şerife Hakan, “82 yıllık ömründe başına gelen bütün olumsuzluklara rağmen ümitvar olmuş, Osmanlı Devleti çatırdarken ve yeni kurulan rejimin sıkıntılarını yaşarken bile insanlara müjdeler vermiş. Bu sayede bizlere hediye ettiği Risâle-i Nurları ile zamana ve asra damgasını vurmuş bir idealistti Said Nursî...” sözleriyle konuşmasına başladı.
Bediüzzaman’ın çocukluk yıllarından beri sürekli ders alıp kendini geliştirdiğini belirten Hakan, “Demek ki imana ve İslâm’a hizmet edecek zat, önce kendisi donanımlı olmalıdır. İçinde yaşadığı dönemde normal olan medrese talebelerini ve hocaların zekâtla geçinmesi olayını fiilen reddetmişti. Yani imana ve İslâm’a hizmet Allah’tan başka kimsenin minnetini almamayı gerektirir” dedi.
Bediüzzaman Said Nursî’nin Cumhuriyet ve demokrasiye bakışını anlatan Nurdan Özel ise, onun “anarşi” kavramı daha ortada yokken bu kelimeyi telâffuz edip çıkacağına değinmesinden bahsederek “Üstada göre anarşi; sosyal hayatı düzene sokan kanunları ve nizamı sabote ederek, bozgunculuk çıkararak ihtilâle sebep olmaktadır. Demokrasilerin tahribine sebep olmuş, ihtilâle kadar gelip dayanmıştır” diye konuştu. Türkiye’de yapılan ihtilâllerin faturasının hâlâ ödendiğini belirten Özel; “60 ihtilâlinin bu ülke insanına öğrettiği en acı tecrübe kanaatimce şu olmuştur ‘darağaçlarının altında ot bittiği görülmemiştir’ tarih boyunca yaşanan tecrübelerle en mükemmel devlet idaresinin demokrasi ve Cumhuriyet olduğu görülmüştür” dedi.
“Ömrünü verdiği Risâle-i Nur dâvâsında iman kurtarmaya ve özgürlüklerin savunulmasına baş koymuş Üstadımız, yarım asır öncesinden ‘Ben dindar bir Cumhuriyetçiyim’ diye haykırabilen bir İslâm âlimidir” diyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bediüzzaman Asr-ı Saadet modelini günümüze taşıyabilen Resul-i Ekrem’in günümüzdeki bir temsilcisidir. Asr-ı Saadetten sonra en büyük manevî inkılâp onun sayesinde gerçekleştirilmiştir. Bu inkılâp, bu değişim ülkeler fethetmekten daha zor olan ruh ve kalplerin fethine yönelik bir inkılâptır.”
|