İstanbul Büyükşehir Belediye'ye karşı önemli maçlarda çok önemli puanlar kaybetmişti. Hiç kazanamamıştı.
Hele geçen yılın 27 haftasındaki maçta hem liderliği hem de şampiyonluktaki iddiasını kaybetmişti. Beşiktaş için İstanbul Belediye maçı hiç kolay olmayacaktı. Nitekim zor oldu. Takım savunmasını iyi yapan, çok koşan birbirleriyle iyi anlaşıp pas alışverişlerinde başarılı İstanbul Belediyeli futbolcuların karşısında Beşiktaş kalesi ilk yarıda büyük tehlikeler atlattı. Rüştü’nün yerine oynayan Hakan çok net bir pozisyonda golü önlemese siyah beyazlılar için bu maçı kazanmak oldukça zor olurdu.
Nobre, Ernst ve Tello’nun gayretine rağmen hazır olmayan Delgado ve Ekrem Dağ etkisizdi. İbrahim Üzülmez’e gelen hemen her top kayıp hanesine yazılırken, defanstaki panik ve geri paslar ilerde bekleyen Bobo’yu da oyundan düşürdü. Mustafa Denizli Delgado’ya çok fazla sabretti. Oysa bu tip maçların adamı Yusuf kulübede hazır bekliyordu. Hücuma Holosko’yu alıp, fgorvete top atacak Tello’yu oyundan almanın mantığını da anlayamadık. Diğer maçlara oranla daha az korner ve duran top kullanma şansı bulan Beşiktaş, sağdan soldan ortalarda gelmeyince bocalamaya başladı.Takım neredeyse iki pas yapamayacak hale geldi.
60 dakikadan sonra pabucun pahalı olduğunu gören futbolcular biraz gayret edip, defansta İbrahim Toraman ve Gökhan Zan’ı da ileri çıkarınca pozisyon bulmaya başladılar. Tello ile gelen gol sabırsızlanan taraftarı memnun etmişti ki, eski rahatsızlık nüksetti ve gelen bir yan top gol oldu. Tam maç zora girdi derken gelen galibiyet golü (bariz ofsayttı) Beşiktaş’a galibiyeti getirdi. Beşiktaş iyi oynadığı maçlarda zorlanıyor, kötü oynadığı maçları kaybediyordu. Cuma akşamı iyi oynamadı, fakat kazandı. Bir takım şampiyon olacaksa iyi oynamadığı maçları da kazanmalı.
|