Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi adresine bekliyoruz.
Haberler
Aczimendileri, 28 Şubatçılar kullandı
ETKİLERİ hâlâ süren 28 Şubat sürecinin 12. yıl dönümünde gündeme gelen, Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in yayınladığı, “Batı Harekât Konsepti” ve “Faaliyet Planı” başlıklı emirlerdeki ayrıntılar, 28 Şubat dönemine ışık tutuyor. O dönemde ortaya çıkan ve bir daha görünmeyen “Aczimendi”lerin darbeciler tarafından kullanıldığı açıkça ifade ediliyor.
Taraf gazetesinin haberine göre, Dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir tarafından hazırlanan 6 Mayıs 1997 tarihli “Batı Harekât Konsepti” başlıklı 12 sayfadan oluşan gizli belgede “irtica” ile mücadele adı altında yapılması gerekenler ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Sivil toplum örgütleri, aydınlar ve Atatürkçü çizgideki kurum ve kuruluşların mücadeleye ortak edilmesi istenen belgedeki ayrıntılar 28 Şubat dönemine ışık tutuyor. “İrtica” ve mücadelede kullanılacak en güçlü öğenin psikolojik harekât olduğu dile getirilen belgede, şu ifadelere yer veriliyor: “Batı çalışma gruplarından ve konuyla ilgili görevlerde çalıştırılacak personelin bir plan dahilinde Psikolojik Harekât kursundan geçirilmeleri sağlanmalıdır. İrticaî görüş yanlısı basın ve yayın organları ile irticaî görüşü benimsenmiş şahıslar her platformda Türk Silâhlı Kuvvetlerinin ve ebedî önderimiz Atatürk’ün dine karşı olduğu temasını işlemekle ve halkımızın nazarında Atatürk’ü ve Türk Silâhlı Kuvvetlerini yıpratmak için korkunç bir psikolojik harekât icra etmektedir. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin Türk milletinin bağrından çıktığı, kesinlikle dinsiz olmadığı gibi, dinî inançların korunmasına ve en iyi şekilde yaşanmasıne hizmet ettikleri gerçeği daima göz önünde bulundurulacaktır.”
ÜFÜRÜKÇÜ HOCA’YLA PROPAGANDA
Çevik Bir’in “Batı Harekât Konsepti” adı altında bütün birimlere gönderdiği emrin yanı sıra, Genelkurmay Başkanlığı adına “Kişiye Özel Gizli” damgasıyla “Faaliyet Planı” başlığıyla ikinci bir emir daha yayınlanıyor. Plan dört bölümden oluşuyor. Konu/faaliyet, alınacak tedbirler/önlemler, icra makamı ve icra zamanı. İcra makamı bölümünde Askerî savcılık, askerî mahkeme, adlî müşavirlik başta olmak üzere hemen hemen bütün askerî birimler var. İcra süresi olarak da “Sürekli takip edilecek” notu düşülmüş. Rapordan da bazı satır başları şöyle:
*Tarikatlara bağlı ve onların kontrolünde olan özel yurt, vakıf, okul ve dershanelerin amacı, öğrenci miktarı ve yöneticilerini tesbit etmek. Bunları finanse eden kurumları ve yöneticilerini belirlemek. Bunları haberli habersiz denetlemek. Bu kuruluşların zayıf ve hassas yönlerini zararlarını medyayı kullanmak suretiyle afişe etmek.
*Yerel basın ve yayınlar da dahil olmak üzere bütün basın ve yayın organlarını izlemek ve yasalara göre suç teşkil eden konularda gerekli işlemlerin yapılmasını sağlamak.
*Basın yayın organlarında “Aczimendi”, “Üfürükçü hoca,” vb. konular sürekli gündemde tutularak bunların gerçek yüzlerinin bütün topluma gösterilmesini sağlamak.
01.03.2009
SAVCILAR ESAS DURUŞA GEÇTİ
“28 Şubat’tan Ergenekon’a: Temiz toplum-temiz Türkiye” konulu toplantıda konuşan eski savcı Gültekin Avcı, o dönemde yaşadıklarını, “Yarbay geliyor diye ceketini ilikleyen savcılar vardı. Savcılığımdan utandığım zamanlar oldu” sözleriyle aktardı. Bu olağanüstü süreci “milletin dinine ve benliğine meydan okuma” olarak tanımlayan Avcı, “Askerî darbeler bu millete ihanettir. 28 Şubat Türk milleti için utançtır” dedi
TOPLUMDA BÜYÜK TAHRİBAT YAPTI
Paneli düzenleyen Bem-Bir-Sen’in Genel Başkanı Mürsel Turbay da, 28 Şubat’ın klâsik bir darbe olmadığını, ancak şiddeti ve yaptığı tahribat itibariyle benzerlerinden farklı olduğunu belirterek, 28 Şubat’ta belki kan dökülmedi, ama devlet yapısı, siyaset, hukuk, medya, ekonomi döküldü” diye konuştu. Turbay, bugün 28 Şubat uzantılı olduğu söylenen, ancak çok daha gerilerden başladığı, 1960’lı yıllara uzandığı görülen Ergenekon süreci ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.
ESKİ Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, 28 Şubat sürecini “milletin dinine ve benliğine meydan okuma” olarak tanımlayarak “Askerî darbeler bu millete ihanettir. 28 Şubat Türk milleti için utançtır” dedi.
Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) tarafından Memur-Sen Konfederasyonu Binası’nda “28 Şubat’tan Ergenekon’a: Temiz Toplum-Temiz Türkiye” konulu panel düzenledi. Polis Akademisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Aytaç’ın yönettiği panelde, 28 Şubat’ın ülkede açtığı derin yaralar mercek altına alınırken, Ergenekon yapılanması hakkında da düşünceler dile getirildi. Ergenekon yapılanmasının ortaya çıkartılmasıyla birlikte ülkede 28 Şubat başta olmak üzere son dönem ortaya konulan karanlık senaryolarında bir bir deşifre edildiği bildirildi. Devlet içindeki antidemokratik yapılanmalar, bu yapılanmalara medya desteği, sivil toplum ve demokrasi ilişkisi gibi konular panelde tartışıldı.
TURBAY: KAN DÖKÜLMEDİ, AMA HUKUK
DÖKÜLDÜ
PANELİN açılışında konuşan Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, 28 Şubat’ın klâsik bir darbe olmadığını, ancak şiddeti ve yaptığı tahribat itibariyle benzerlerinden farklı olduğunu belirterek, 28 Şubat’ta belki kan dökülmedi ama, devlet yapısı, siyaset, hukuk, medya, ekonomi döküldü. Devlet-millet kaynaşması yerler bir edildi” diye konuştu. Turbay, bugün 28 Şubat uzantılı olduğu söylenen, ancak çok daha gerilerden başladığı, 1960’lı yıllara uzandığı görülen Ergenekon süreci ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.
AVCI: ANAYASAL DEĞİŞİKLİKLER MUTLAKA
YAPILMALI
ESKİ Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı da 28 Şubat sürecinde yargı mensuplarının takındıkları tavırlarla ilgili ilginç açıklamalarda bulundu. O dönem hâkimlik ve Cumhuriyet Savcılığı görevlerinde bulunan Avcı, “Yarbay geliyor diye ceketini ilikleyen savcılar vardı. Savcılığımdan utandığım zamanlar oldu” diye konuştu. 28 Şubat müdahalesinin arkasındaki cuntaya sert eleştiriler yönelten Avcı, bu olağanüstü süreci “milletin dinine ve benliğine meydan okuma” olarak tanımladı. Avcı, “Askerî darbeler bu millete ihanettir. 28 Şubat Türk milleti için utançtır” dedi. Generallerin tutuklanması ile ordunun yıpranmayacağını söyleyen Gültekin Avcı, Ergenekon savcılarının mason localarını mercek altına alması gerektiğini söyledi. Avcı, Ergenekon soruşturması başarıya ulaşsa bile yeniden böyle yapılanmaların olabileceğine dikkat çekerek, anayasal değişikliklerinin mutlaka yapılması gerektiğinin altını çizdi.
FATİH KARAGÖZ
01.03.2009
SILAY: SİYASÎLER BASKIYA UĞRADI
Konferansta konuşan kapatılan Fazilet Partisi'nin Hatay milletvekili Mehmet Sılay ise Refah-Yol hükümetinin görevde bulunduğu sürede, ekonomi alanında önemli ilerlemeler sağladığını ve bağımsız bir uluslararası politika izlediğini kaydetti.
Sılay, o süreçte, siyasilerin medya ve asker tarafından baskıya uğradığını da dile getirdi. Sendika uzmanı Tarkan Zengin de askerî darbelerden en fazla sivil toplum hareketlerinin zarar gördüğünü vurgulayarak, Türkiye’deki sendikaları demokrasinin arkasında durması gerektiğini söyledi.
01.03.2009
Uçak kazasında ölenler defnedildi
İstanbul-Amsterdam seferini yaparken Hollanda’nın Schiphol Havaalanına inişi sırasında düşen THY’ya ait uçakta ölen üç pilot ve bir kabin görevlisi için tören düzenlendi. Kaptan Pilot Hasan Tahsin Arısan, İkinci Pilot Olgay Özgür ve kabin görevlisi Ulvi Murat Eskin’in cenazeleri Edirnekapı’daki THY Şehitliği’nde defnedildi. İkinci Pilot Murat Sezer’in cenazesi ise Bursa’nın Gemlik ilçesine gönderildi.
Şehit pilotlar defnedildi
İSTANBUL-Amsterdam seferini yaparken Hollanda’nın Schiphol Havaalanı’na inişi sırasında düşen Türk Hava Yolları’na (THY) ait uçakta hayatını kaybeden üç pilot ve bir kabin görevlisi için tören düzenlendi. THY Genel Müdürlüğü önünde düzenlenen törende, konuşan Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Mehmet Habip Soluk, THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin ile THY Genel Müdürü Temel Kotil kazada ölenlerin ailelerine ve yakınlarına baş sağlığı dilediler. Konuşmaların ardından bir din görevlisi tarafından dua okundu. Daha sonra şehit mürettebatın Türk bayrağına sarılı tabutları, mesai arkadaşları ve yakınlarının attığı kırmızı karanfiller eşliğinde cenaze arabasına konuldu. Cenaze arabası geçerken pilotlar selam durdu. Bu sırada törene katılan Kaptan Pilot Hasan Tahsin Arısan’ın eşi Neriman Arısan, ikinci kaptan Olgay Özgür’ün eşi Ayşe Özgür ve Murat Sezer’in eşi Selda Sezer ile kabin görevlisi Ulvi Murat Eskin’in yakınları, gözyaşlarıyla bir süre cenaze arabasının arkasında yürüdü. Şehit pilotların mesai arkadaşları ve yakınları, gözyaşları içinde cenazeleri camiye uğurladı. Kaptan Pilot Hasan Tahsin Arısan, İkinci Pilot Olgay Özgür ve kabin görevlisi Ulvi Murat Eskin’in cenazeleri Ataköy 5. Kısım Camisi’nde öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası Edirnekapı’daki THY Şehitliği’nde defnedildi. İkinci Pilot Murat Sezer’in cenazesi ise bir ambulansa konularak Bursa’nın Gemlik ilçesine gönderildi.
01.03.2009
Ergenekon sanığı: Kuva-yi Milliye’nin başı Allah
“ERGENEKON” dâvâsının 57. duruşmasında tutuklu sanıklardan Hüseyin Görüm, Kuvayi Milliye kelimesindeki ‘’kuvva’’nın, ‘’birlik’’ anlamına geldiğini ifade ederek, ‘’Yani Kuvva’nın birliğidir.
Tek bir başı vardır, o da yaradan Allah’tır” dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde görülen önceki günkü duruşmada savunmasını yapan Görüm, ‘’İmam Hüseyin’’ lakabına gönderme yaparak, ‘’Bu davanın hahamı var, papazı var. İmamı olmadan olur mu?’’ dedi. Kuvayi Milliye kelimesindeki ‘’kuvva’’nın, ‘’birlik’’ anlamına geldiğini söyleyen Görüm, ‘’Yani Kuvva’nın birliğidir. Tek bir başı vardır, o da yaradan Allah’tır. Kuvayi Milliyenin bu olması lazım. Bir olmak için olmalı’’ şeklinde konuştu. Görüm’ün konuşması sırasında zaman zaman Kur’an-ı Kerim’den bahsetti, sureler okudu ve dini anekdotlar anlattı. Görüm’ün savunmasını tamamlamasının ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, sanığın soruşturma aşamasındaki ifadelerini okuyarak, çapraz sorguya Pazartesi günü devam edileceğini bildirdi.
01.03.2009
Türkiyesiz, AB mümkün değil
İTALYA'NIN Ankara Büyükelçisi Carlo Marsili, ‘’Türkiyesiz, bir Avrupa Birliği mümkün değildir’’ dedi.
İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Marsili, Kars Belediye Başkanı Naif Alibeyoğlu’nu makamında ziyaret ederek, şehir hakkında bilgi aldı. Avrupa Birliği’nin Akdeniz havzasına doğru genişlemesini arzu ettiklerini ifade eden Marsili, şunları söyledi: ‘’Biz İtalyan devleti olarak şunu da biliyoruz ki, Türkiyesiz, bir Avrupa Birliği mümkün değildir. Avrupa Birliği’nin genişlemesi biliyorsunuz doğu ve kuzeye doğru oldu. Biz Avrupa Birliği’nin Akdeniz havzasına doğru da genişlemesini arzu eden bir ülkeyiz. Biz Türkiye’nin birliğe katılımını çok önemli buluyor ve bunu özellikle destekliyoruz. Türkiye’nin AB’ye katılmasını çok istiyoruz ama maalesef Avrupa Birliği içinde de bazı ülkeler var ki, özellikle ince eleyip sık dokuyan başka ülkeler... Bu ülkelerin verdikleri sözleri tutmaları, bu sözleri yerine getirmeleri ve Türkiye’nin biran önce Avrupa Birliğine dahil olması gerekir.’’
01.03.2009
6.5 yıl boşa geçti
Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, “AK Parti’nin 6,5 yıllık iktidarı döneminde sorunların çözülmediğini” söyledi. Soylu, “Ne yaptı Türkiye? 6,5 yılda 42 milyar dolarlık özelleştirmeye rağmen borcunu 507 milyar dolara çıkardı. AKP 6,5 yıllık iktidarı döneminde neyi düzeltti?” diye sordu.
AKP, 6,5 yılı boşa harcadı
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’AKP’nin 6,5 yıllık iktidarı döneminde sorunların çözülmediğini’’ söyledi.
Soylu, DP Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tuncer Tepe ve il başkanı Mehmet Mangıroğlu ile Sakarya’nın Ferizli ilçesinde partililere hitap etti. AKP’nin iktidarda bulunduğu sürenin Türkiye’nin sorunlarını çözmede yeterli olduğunu ifade eden Soylu, ancak 2002 yılındaki sorunların hala devam ettiğini dile getirdi. Soylu, ‘’AKP’nin 6,5 yıllık iktidarı döneminde sorunların çözülemediğini’’ kaydederek, şöyle konuştu:
‘’Türkiye’de 6,5 yıl iktidar olmak demek aslında birçok sorunu çözmek demektir. Birçok sorunun üstesinden gelmek demektir. Sistemin de kendine ait sıkıntılarını bertaraf etmek demektir. İnsanların inanç özgürlükleriyle problemi varsa, gençlerimizin işsizlikle ilgili problemi varsa, çiftçiyi ezen gübre ve yakıt fiyatından kurtararak üretimi arttırmak gibi bir problemi varsa ve bunun yanı sıra dünyanın üretme dediğini üretmeyen değil, ülkenin ihtiyacı olanı üretme problemi varsa AK Parti’nin bu sorunları çözmesi lazımdı. 6,5 yıldır ülkenin adaletle ilgili problemi varsa, yani gelişmiş ülkelerde 150 günde mahkeme sonuçlanıyor ve Türkiye’de 450 günde sonuçlanıyorsa, bu sorunun çözülmesi lazımdı. Sağlıkla ilgili problemlerin çözülmesi lazımdı.’’
‘’TÜRKİYE’Yİ YOLSUZLUKLARDAN DP KURTARACAK’’
DP Lideri Süleyman Soylu, dün de Sakarya’nın Erenler ilçesindeki Nakliyeciler Kooperatifi’nde vatandaşlarla bir araya gelerek, sorunlarını dinledi. Daha sonra partisinin Akyazı teşkilatını ziyaret eden Soylu, burada yaptığı konuşmada, ‘’Türkiye’nin AKP iktidarında birçok alanda zarara uğratıldığını’’ söyledi. Süleyman Soylu, ‘’Kaybedilen 6,5 yıla yanıyorum. Türkiye’yi büyük ve güçlü hale getiremediler. Ülkemin her yerini geziyorum. Ankara’da siyaset yapmadım, milletin içinde siyaset yapıyorum’’ dedi. Soylu, ‘’Türkiye’yi yolsuzluklardan partisinin kurtaracağını’’ söyledi.
01.03.2009
Anayasada geç kalındı
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “Başbakanın seçim sonrası yeni anayasa açıklamasını, geç kalmış bir açıklama olarak değerlendiriyoruz. Ama doğru bir açıklama, sakın ola ki seçimden sonra bu sözler unutulmasın” dedi.
Yeni anayasada çok geç kalındı
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ‘’Başbakan’ın seçim sonrası yeni anayasa açıklamasını, geç kalmış bir açıklama olarak değerlendiriyoruz. Ama doğru bir açıklama, sakın ola ki seçimden sonra bu sözler unutulmasın’’ dedi. Gündoğdu, Memur-Sen Çorum İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı olduğunu belirterek, en kısa sürede yeni Anayasa’nın çıkarılması gerektiğini ifade etti. Anayasa engelini milletin aşması gerektiğine inandıklarını dile getiren Gündoğdu, ‘’Yargının, hukukun üstünlüğü ilkesine göre verdiği kararlar doğrultusunda yargıçların hukukla bağlantısı konuşulurken yargıçları atayan irade tartışılıyorsa bu ülkede sıkıntı var demektir’’ diye konuştu. Gündoğdu, şunları kaydetti: ‘’Başbakan’ın seçim sonrası Anayasa açıklamasını, geç kalmış bir açıklama olarak değerlendiriyoruz. Ama doğru bir açıklama. Sakın ola ki seçimden sonra bu sözler unutulmasın. İnsanı yücelten, bu vesileyle devleti yaşatacak bir Anayasa talebimiz var ki, biz bu anayasa ile Türkiye’nin kalkınmasını, eğitimde fırsat eşitliğini, inanç hürriyetini, ifade hürriyetini yakalamasını, garibanların daha çok sesini temsil etmesini beraberinde getirecek bir yaklaşım olarak görüyoruz.’’
KÜRESEL EKONOMİK KRİZ
Genel Başkan Gündoğdu, ABD’de başlayan ve Avrupa’ya daha sonra da tüm dünyaya yayılan ekonomik krizin Türkiye’yi de hasta ettiğini söyledi. IMF ile yapılan görüşmelere de değinen Gündoğdu, şöyle konuştu:
‘’Hükümetin IMF ile bir anlaşma yapacaksa TÜSİAD üyeleri başta olmak üzere zenginlerin beklentisinde olduğu gibi oradan gelecek kaynağı finans sektörüne ya da bankalara değil, KOBİ’lere, dar gelirlilere, esnafa vererek tabanda bir canlanma yapılması gerektiğine inanıyoruz. 19 kez IMF ile stand-by anlaşması yapmışız ancak hiçbiri derdimize deva olmamış. Merkezi ABD’de olan IMF, krizin de merkezi olan ABD’de bir işe yaramadı. Bu da göz önünde olmalı.’’
Yarın 28 Şubat olduğuna dikkat çeken Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’nin artık kamburlarından ve kirlerinden kurtulma mecburiyetinde olduğunu kaydetti.
01.03.2009
TBMM’de 315 dokunulmazlık dosyası var
TBMM’ye toplam 315 dokunulmazlık dosyası ulaştı. Bunlardan dönem başında, 75 dosya Adalet ve Anayasa Karma Komisyonunda ele alınarak dönem sonuna ertelenirken, hazırlık komisyonlarında görüşülen, ancak raporları hazırlanmayan 76 dosya işlem için raftan inmeyi bekliyor. Dokunulmazlık dosyalarında başı çeken DTP’li milletvekillerine ait toplam 175 dosya bulunuyor.
TBMM’ye toplam 315 dokunulmazlık dosyası ulaştı. Bunlardan dönem başında, 75 dosya Adalet ve Anayasa Karma Komisyonu’nda ele alınarak dönem sonuna ertelenirken, hazırlık komisyonlarında görüşülen ancak raporları hazırlanmayan 76 dosya işlem için raftan inmeyi bekliyor. 154 dokunulmazlık dosyası ise Adalet ve Anayasa Karma Komisyonu’na hava edildi. 3 dokunulmazlık dosyası da Başbakanlığa iade edildi. Dokunulmazlık dosyalarında başı çeken DTP’li milletvekillerine ait toplam 175 dosya bulunuyor. Haklarında adam yaralamadan ölüme sebebiyet vermeye, hakaretten görevi kötüye kullanmaya uzanan pek çok suçtan yargılanmaları için haklarında fezleke düzenlenerek dokunulmazlığın kaldırılması istenen milletvekillerinin 315’i bulan dosyaları Anayasa-Adalet Karma Komisyonu’nda bekliyor.
01.03.2009
CHP’li başkana soruşturma
İÇİŞLERİ Bakanlığı tarafından CHP’li Bursa Merkez Nilüfer İlçe Belediye Başkanı Mustafa Bozbey hakkında “görevi kötüye kullanmak ve rüşvet” iddiasıyla soruşturma başlatıldı.
İçişleri Bakanlığı’nca görevlendirilen mülkiye başmüfettişleri Bozbey hakkında geniş çaplı soruşturma başlattı. Müfettişler, konuyla ilgili çok sayıda kişinin ifadesine başvurdu. Başkan Bozbey, önceki yıl Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce “görevi kötüye kullanmak, mal veya hizmet satımından kaçınmak” iddiasıyla 11 ay 10 günlük hapis cezasına çarptırılmış, cezası bin 700 YTL paraya çevrilerek ertelenmişti. 12. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla görülen davadan da 5 ay hapis ve 2 ay 15 gün memuriyetten men cezası alan Bozbey’in bu cezası da ertelenmişti. Bozbey’in halen devam eden 4 ayrı davası daha bulunuyor.
01.03.2009
Piyasada takas arttı
Türkiye’de 16 ilde uygulanan, şirketlerin nakit ödeme yapmadan ürettikleri mal ve hizmet karşılığında taleplerini karşıladığı “Barter” sisteminin, yaşanan ekonomik durgunluk döneminde daha fazla tercih edildiği bildirildi.
Durgunluk takasa yöneltti
TÜRKİYE'DE 16 ilde uygulanan, şirketlerin nakit ödeme yapmadan ürettikleri mal ve hizmet karşılığında taleplerini karşıladığı ‘’Barter’’ sisteminin, yaşanan ekonomik durgunluk döneminde daha fazla tercih edildiği bildirildi. Mersin’de kurulu bulunan Kuntbay Barter Danışmanlık Genel Müdürü Umut Taşkın, geçen yıl ABD’de başlayan, neredeyse tüm Avrupa ülkelerini etkisi altına alan ve son dönemlerde Türkiye’de de iyice hissedilmeye başlanan ekonomik durgunluğun yaşandığı şu günlerde, sisteme üye olan kuruluş sayısında artış olduğunu ifade etti. Geçen yıl Mersin’de 4 milyon TL’lik takas gerçekleştirdiklerini belirten Taşkın, 2009 yılında bu rakamın yüzde 50’nin üzerinde artacağının öngörüldüğüne dikkati çekti. ‘’Bir anlamda kriz döneminde iş adamı ve sanayicilerin can simidi olduk’’ diyen Taşkın, ‘’Nakit sıkıntısı yaşayan iş adamları, sistem sayesinde hem stoklarını eritiyor hem de ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu nedenle de Türkiye’de henüz çok fazla bilinmeyen barter sistemi, krizle birlikte biraz daha belirgin bir yer edinmeye başlıyor’’ dedi.
01.03.2009
SBS’de ‘engel’ler kalktı
MİLLÎ Eğitim Bakanlığı (MEB), bu sene yapılacak Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) görme engelli öğrencilere sınav sorularını Braill alfabesinde ve CD ortamında sesli soru kitapçığı şeklinde sunacak.
Öğrenciler kullanım becerilerine göre bunlardan birini seçerek sınava girecek. Edinilen bilgiye göre, bakanlık sınavlarda görme yetersizliği olan öğrenciler için büyük kolaylık sağlayacak bir uygulama başlattı. Uygulamanın daha önce denemesinin yapıldığı ve başarılı bulunduğu öğrenildi. SBS’ye girecek az gören öğrenciler için 18 puntolu soru kitapçığı ve cevap kâğıdı basılacak. Az gören öğrenciler tek kişilik salonlarda sınava alınacak ve bu öğrencilerin soru muafiyeti olmayacak, başarı puanı bütün sorular üzerinden hesaplanacak. Sınava girecek ‘’görmeyen öğrenciler’’ ise tek kişilik salonlarda okuyucu ve kodlayıcı eşliğinde sınava alınacak. Bu öğrencilere sınavda ek olarak 30 dakika ek süre verilecek. Görmeyen öğrencilere, sınav sırasında sorular Braill alfabesinde hazırlanmış soru kitapçığı, CD ortamında (MP3 dosyası olarak seslendirilerek) sesli olarak veya resim, şekil ve grafik içeren sorulardan muaf olarak basılmış soru kitapçığı şeklinde sunulabilecek. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile özel öğrenme güçlüğü olan, yaygın gelişimsel ‘’Otizm, Rett Sendromu, Asperger Bozukluğu, Atipik Otizm’’ gibi bozukluğu, yazma becerisini engelleyecek derecede ince motor becerilerde yetersizliği ya da uzuv kaybı (ampütesi) ve süreğen hastalığı olan öğrenciler, tek kişilik salonlarda sınava alınacak. Bu öğrencilere salonda yardımcı olması için öğretmen görevlendirilecek. Okuma yitimi (disleksi) veya yazma yitimi (disgrafi) olan öğrencilere salon görevlilerinden 2 öğretmen, kodlayıcı/okuyucu olarak yardımcı olacak. Özel eğitime ihtiyacı olan öğrenciler, sürekli kullandıkları araç-gereç ve cihazları kendilerinin getirmesi şartıyla sınavda kullanabilecek.
Başvuru kılavuzları internette
SEVİYE Belirleme Sınavı (SBS) ile Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı (PYBS) kılavuzları Millî Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesinde yayımlandı. SBS’ye başvurular 2 Martta, PYBS’ye ise 23 Martta başlayacak. Sınavlarla ilgili bütün işlemler, ‘’http://www.meb.gov.tr’’, ‘’oges.meb.gov.tr’’ ile ‘’e-okul.meb.gov.tr’’ adreslerinden yapılacak. Bütün işlemler, e-Okul sistemi kapsamı içinde elektronik ortamda gerçekleştirildiği için öğrencinin e-Okul sisteminde kayıtlı olması gerekiyor. İlköğretim 6, 7 ve 8’inci sınıfların gireceği SBS’ye başvurular, 2-20 Mart 2009 tarihleri arasında olacak.
01.03.2009
Vatandaş, 29 Şubat’ta doğmak istemiyor
ÇOCUKLARININ doğumu 29 Şubata rastlayan ve özel günlerini 4 yılda bir kutlamak istemeyen ailelerin nüfusa doğum kayıtlarını 1 Mart olarak yaptırdıkları öğrenildi.
Aydın Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürü Vedat Yıldız, yaptığı açıklamada, 29 Şubatta doğan ve halen yaşayan kişilerin kesin sayısının kendi kurumlarında tesbitinin mümkün olmadığını söyledi. Ailelerin genel olarak 29 Şubatta doğan çocukları için kendilerine başvurup doğum tarihini 1 Mart ya da daha farklı bir gün olarak kaydettirdiğini belirten Yıldız, ailelerin müracaatı ile doğum kaydını bu şekilde yaptıklarını bildirdi. Öte yandan, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün en son 2005 yılında düzenlediği verilere göre, kütüklere kayıtlı kişiler arasında 29 Şubatta doğan ve halen yaşayan kişilerin sayısı 25 bin 804. 1 Martta doğan kişilerin sayısı 1 milyon 45 bin 90, 2 Martta doğan kişilerin sayısı 350 bin 943, 3 Mart tarihinde doğanların sayısı ise 364 bin 215.
01.03.2009
Başbakan’a, Suriye’de fahri doktora
SURİYE'DEKİ Halep Üniversitesi tarafından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a fahri doktor unvanı verileceği bildirildi.
Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, yaptığı açıklamada, 24 Şubatta Halep Üniversitesi senatosunda yaptıkları toplantı sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a fahri doktor unvanı verilmesinin kararlaştırıldığını söyledi. Gaziantep Üniversitesi ile Halep Üniversitesi arasında yürütülen işbirliği projeleri çerçevesinde Suriye’nin Halep şehrine gittiklerini ve buradaki temasları sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a büyük bir sevgi olduğunu gördüklerini anlatan Coşkun, alınan kararın kendilerini memnun ettiğini söyledi. Halep Üniversitesi, 25 fakültesi, 10 araştırma enstitüsü ve yaklaşık 120 bin öğrencisi ile Orta Doğu’nun en büyük ve prestijli üniversitelerinden biri olarak biliniyor.
01.03.2009
Yeni fakülteler kuruluyor
BOZOK, Trakya ve Gaziantep üniversitelerine bağlı yeni fakülte ve yüksek okulların kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, Resmî Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, Bozok Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı iletişim fakültesi ile turizm işletmeciliği ve otelcilik yüksekokulu, Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı güzel sanatlar fakültesi ile İslahiye İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi ve Trakya Üniversitesi Rektörlüğüne bağlı Keşan Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu kurulacak.
01.03.2009
Halep-Mersin hattı 13 Mart’ta açılıyor
TÜRKİYE ile Suriye arasında, Halep-Mersin ve Halep-Gaziantep hatları üzerinde gerçekleştirilecek demir yolu yolcu taşımacılığına ilişkin ikili görüşmelerin tamamlandığı bildirildi.
TCDD Genel Müdür Yardımcısı Erol İnan, yaptığı açıklamada, TCCD 6’ncı Bölge Müdürlüğünde, Suriye Demir Yolları (CFS) Genel Müdürü Georges Mokabari başkanlığındaki Suriye heyeti ile geçen hafta gerçekleştirilen ve yaklaşık 4 gün süren görüşmelerde, taşımacılık ücretlerinden, temizliğe, yolcu bagaj tarifesine kadar bütün konularda mutabakat sağlandığını söyledi. İki ülke arasında mevcut hatların yanı sıra Halep-Mersin ve Halep-Gaziantep hatlarında yeni tren seferlerinin konulması amacıyla uzun süren görüşmeler gerçekleştirildiğini belirten İnan, ‘’Yaptığımız ikili görüşmelerde Halep-Mersin arasındaki ilk seferlerin Meydanı Ekbez Sınır Kapısı üzerinden 13 Martta gerçekleştirilmesine karar verildi. Çobanbey Kapısını kullanacak Halep-Gaziantep hattı ise sınır bölgesindeki mayınların temizlenmesinin ardından faaliyete geçecek. Buradaki mayınların 1-1,5 ay içerisinde temizlenip, hattın açılmasını planlıyoruz’’ dedi. Halep-Mersin arasında yolcu treni seferlerinin haftada iki gün olacağını ifade eden Erol İnan, şöyle konuştu: ‘’Tren, Halep’ten Pazartesi ve Perşembe günleri, Mersin’den ise salı ve Cuma günleri hareket edecek. Yaklaşık 400 yolcu taşıyacak bu trende, pulman ve yemekli vagonlar da bulunacak.’’
01.03.2009
‘One Minute’ eşittir 500 bin Arap turist
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Davos’taki çıkışının turizme yarayacağı ifade ediliyor.
İslâm ülkelerinde Türkiye’ye yönelik büyük bir sempati oluştuğunu söyleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Yazar, “Bu olumlu havayı kullanmak istiyoruz. Oluşan sempatiyi avantaja çevirmek için tanıtım çalışmalarında Ortadoğu’ya özel önem vereceğiz.” dedi. Bu yıl Ortadoğu’dan gelen turist sayısında ciddî bir artış bekleniyor. özellikle Arap turist sayının yüzde 50 artarak 2 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Başbakan’ın Davos’taki konuşmasının bütün Müslümanlar üzerinde büyük etki meydana getirdiğini, bu durumun Türk turizmine olumlu yansımaya başladığını belirten Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Yazar, “İran’dan 1 milyonun üzerinde turist geliyor. Suriye’den 400 bine yakın ziyaretçi kapasitesine ulaştık. Oluşan havanın etkisiyle Ortadoğu’dan gelecek turist sayısının 500 bin artmasını bekliyoruz.” diye konuştu. Yazar, Avrupa ve Rusya’daki azalışı Ortadoğu’dan telâfi edeceklerini vurguladı.
01.03.2009
Öğrenciler yolda kaldı
MUŞ'TA kar yağışı sebebiyle yolda kalan 21’i öğrenci 25 kişinin bulunduğu minibüs, 5 saat süren çalışmanın ardından kurtarıldı.
Alınan bilgiye göre, 21’i Taşoluk Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nda eğitim gören toplam 25 kişinin bulunduğu, Süleyman Arslan idaresindeki 49 J 1261 plâkalı minibüs, Yukarıyongalı Köyü yolundaki Komlar bölgesinde kar yağışı sebebiyle yolda kaldı. Minibüstekiler, cep telefonundan İl Özel İdaresi Genel Sekreterliğini arayarak yardım istedi. İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği ekipleri, 5 saat süren çalışmanın ardından yolu ulaşıma açarak minibüsteki yolcuları kurtardı. Muş’a 70 kilometre uzaklıktaki Yukarıyongalı Köyü muhtarı Abdurrahim Arslan, yaptığı açıklamada, öğrencilerin hafta sonu tatili için şehirden alınarak köye getirildiğini ancak kar yağışı sebebiyle yolda mahsur kaldığını belirterek, ‘’Öğrencilerimiz ve vatandaşlarımızı kurtaran İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği ekiplerine teşekkür ediyorum’’ dedi.
01.03.2009
Anneler, sütlerinin değerini bilmiyor
YENİ doğum yapmış annelerin, bebeğin beslenmesinde hayatî rol oynayan anne sütü konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığı bildirildi.
OMÜ Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihat Dündar, Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Pediatri ve Yenidoğan Poliklinikleri’ne başvuran 0-24 aylık çocukların anne sütü ile beslenmeleri konusunu belirlemek amacıyla bir araştırma yaptıklarını söyledi. Araştırmanın, annenin sosyo-demografik özellikleri, çocuğun emzirilme durumu ve ek besin alması gibi konuları kapsadığını belirten Dündar, 251 anne üzerinde yapılan araştırmanın ilginç sonuçlar ortaya koyduğunu kaydetti.
Araştırmaya alınan annelerin bebeklerinden 112’sinin kız, 139’unun erkek, 139 bebeğin 0-6 aylık, 112 bebeğin ise 7-24 ay arasında olduğunu, annelerin ise, 24-29 yaş grubunda ve 122’sinin ilkokul mezunu olduğunu belirten Dündar, şu bilgileri verdi: ‘’Araştırmada yeni doğum yapmış annelerin önemli bölümünün anne sütü ile beslenme konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları anlaşıldı. Bu annelerin 91’inin gebeliği sırasında ve doğum sonrası dönemde emzirme ile ilgili bilgi almadığı belirlendi. Bilgi alan annelerin ise edindikleri bilgileri, ebe-hemşire, hekim, akraba, arkadaş ve medya gibi çeşitli kaynaklardan öğrendikleri anlaşıldı.’’
Avrasya Sirki’nin muhteşem gösterileri hem eğlendirdi hem de 3 metre uzunluğundaki 75 kiloluk dev piton yılanı herkesi korkuttu. Ateşbazlık da yapan Ramas isimli göstericinin kılıçları ağzına alması dikkat çekti. Yaklaşık iki saat süren sirkte, yüksek hava gösterileri, ip cambazları, denge gösterileri, akrobatlar, dev piton yılanları, sihirbazlar, ateşbazlar, jimnastikçiler, palyaçolar ve birbirinden ilginç gösteriler yer alıyor. Birçok yeni gösteriyle izleyicilerinin karşısına çıkan sirke başta çocuklar olmak üzere Bursalılar yoğun ilgi gösterdi.
01.03.2009
Çocuklar, not vermeden de eğitilebilir
İSVİÇRE'NİN eğitim alanında tanınmış en ünlü profesörlerinden olan Remo Largo (65) sınav stresi ve kötü not alma korkusunun çocukların öğrenme kabiliyetlerini engellediğini söyledi.
30 yıldan buyana Zürih şehir idaresinde eğitim projeleri sorumlusu olarak çalışan Prof. Largo’nun çocuk eğitimi üzerine yazdığı üçünçü kitabı yeni piyasaya çıktı. “Bebeklik Yılları” ve “Çocukluk Yılları” adlı iki eseri İsviçre’de en önemli eğitim kitapları olarak tanınan Rema Largo, “Çocukları yarınlara hazırlarken onları sınav stresine sokmak yarardan çok zarar veriyor. Üst üste yapılan sınavlar ve notlandırma çaresizlik sisteminin bizlere dayattığı bir durumdur. Öğrenciler kötü not alma endişesinden uzak tutulmalı. Çocuklar, not verilmeden de öğrenebilir” diye konuştu.
01.03.2009
250 gr kaymak için, 2 gün emek
AFYONKARAHİSAR’IN dünyaca ünlü ‘’Afyon kaymağı’’, lokum, sucuk, kaplıcalar ve haşhaşla birlikte ilin tanıtımına sağladığı önemli katkının yanı sıra, bölge köylüleri için geçim kaynağı olma niteliğini de sürdürüyor.
Afyon kaymağının lezzet sırrının, özel kaplarda ve manda sütünden, tekniğine uygun yapılmasında saklı olduğunu belirten üreticiler, kaymağın sadece 250 gramının 2 günde meydana geldiğini anlattılar. Bölgede giderek azalan manda yetiştiriciliği dolayısıyla, kaymak üretiminde de önemli düşüş gözlenen Afyonkarahisar’da, manda sütünden 250 gram kaymak alabilmek için 2 gün uğraş veren kaymak üreticileri, geçimlerinin büyük bir bölümünü bu yolla sağlıyorlar. Modern bir üretim yapılamaması Afyon kaymağının ayrı bir sıkıntısı. Sadece evlerde sınırlı imkânlarla yapılan Afyon kaymağı, çabuk bozulması dolayısıyla da uzak illere gönderilemiyor. Afyonkarahisar köylerinde gram gram hazırlanan ‘’Afyon kaymağı’’ günün ilk ışıklarıyla kurulan pazarda satışa sunuluyor. 250 gramlık paketlerde satılan kaymak ise ortalama 4 ile 6 YTL’den satılıyor.
01.03.2009
“Slumdog”, hayatlarını değiştirdi
ABD ve Avrupa’da birçok ödül kazandıktan sonra, son olarak da 8 dalda Oscar ödülünü kazanan ‘’Slumdog Millionaire’’ filminden sonra İngilizlerin Hintli çocukları himayesine almak için yaptığı başvurularda büyük bir artış olduğu açıklandı.
Sivil toplum örgütü ActionAid yetkilisi Richard Turner, ‘’Biz bunu ‘Slumdog etkisi’ olarak adlandırıyoruz. Çok uzun bir süredir bu kadar yoğun bir ilgiyle karşılaşmamıştık’’ dedi. Önceleri haftalık 500 talep geldiğini, filmin ay başında İngiltere’de Bafta ödülüne lâyık bulunmasından sonra ise bir patlama olduğunu ve sayının bin 400’e çıktığını belirten yetkili, Oscar töreninden sonra ‘etkinin’ daha da arttığını kaydetti. Hamiler, dernekler aracılığıyla çocukların daha iyi eğitim almaları ve sağlık hizmetlerinden yararlanmalarını garanti altına alıyorlar. Sokaklarında milyonlarca çocuğun yaşadığı Hindistan’daki gençlerin yarısı kötü beslenme kurbanı ve genellikle günde 10 saatten fazla çalıştırılıyorlar. En iyi film, en iyi yönetmen, en iyi uyarlama senaryo, en iyi görüntü yönetmeni, en iyi ses miksajı, en iyi kurgu, en iyi film müziği ve en iyi orijinal şarkı dalında 8 Oscar alan film, hayatla mücadelesine Hindistan’ın Mumbai şehrinin kenar mahallesinde başlayan bir çocuğun zorluklar içindeki büyüme sürecini katıldığı bir yarışma programı çerçevesinde ele alıyor.