|
|
|
Yarbaya Ergenekon tutuklaması |
Evinde ele geçirilen silâhlarla ilgili Ankara’da tutuklanan Yarbay Mustafa Dönmez hakkında, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında da tutuklama kararı verildi. Dönmez, Genelkurmay Askerî Mahkemesi tarafından bir süre önce tutuklanarak Hasdal Askerî Cezaevinde konulmuştu.
Dönmez’e Ergenekon tutuklaması
Ergenekon soruşturması kapsamında aranırken askeri yetkililere teslim olan ve tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen Yarbay Mustafa Dönmez tutuklandı. Tutuklu bulunan Yarbay Mustafa Dönmez, Ergenekon soruşturması kapsamında Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirilerek sorgulamaya alındı. Sorgusunun ardından mahkemeye sevkedilen Yarbay Donmez tutuklandı. Savclıkta ve mahkemede susma hakkını kullanan Yarbay Dönmez, muvazzaf subay olması sebebiyle Hasdal Askeri Cezaevi’ne gönderildi. Dönmez, Sakarya’nın Sapanca İlçesi’ndeki evinde ele geçirilen 22 el bombası, Mısır yapımı 1 makineli tüfek, 2 Kalaşnikof tüfek, 8 Kalaşnikof şarjörü ile ilgili aranırken 12 Ocak’ta teslim olduktan sonra sevk edildiği askeri mahkemece tutuklanmıştı.
|
05.02.2009
|
|
|
Albay Öz ve 5 asker için yargı yolu açıldı |
AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 19 Ocak 2007 tarihinde İstanbul’da öldürülmesi olayında ihmalleri olduğu iddiasıyla yargılanan, dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanlığı görevlilerinden Jandarma Astsubay Başçavuş Okan Şimşek ve Jandarma Uzman Çavuş Veysal Şahin’in davasına devam edildi.
‘Hrant Dink’in öldürüleceğini bildikleri halde gerekli önlemi almamak ve ihmalle’ suçlanan, Dink ailesinin de haklarında suç duyurusunda bulunduğu İstanbul’da görevli Jandarma Kıdemli Başçavuş, 39 yaşındaki Okan Şimşek ile Burdur’da görevli Jandarma Uzman Çavuş Veysal Şahin’in yargılandıkları davanın 6’ncı duruşması dün Trabzon 2’nci Sulh Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. İki sanığın, TCK’nın 257/2 ve 53’üncü maddelerine istinaden, ‘görevi ihmal’ suçuyla yargılandığı davanın duruşmasında, tutuksuz yargılanan iki asker de hazır bulundu.
Duruşmada, Albay Ali Öz ile diğer 5 asker hakkında verilen ‘görevsizlik’ kararının bir üst mahkemeden döndüğü ve iki dosyanın önümüzdeki duruşmada birleştirilebileceği belirtildi. Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dosyayı tamamlayarak mahkemeye göndermesi ardından Dink cinayetinde olasılığı bulunduğu öne sürülen tüm askerlerin yargı önüne çıkmasının yolu açılmış oldu.
|
05.02.2009
|
|
|
‘Ağabeyimi ETÖ öldürdü’ iddiasıyla savcılığa başvurdu |
İrfan Bilgin, ağabeyi Kenan Bilgin’i Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ)’nün öldürdüğü iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu.
Bilgin, olayın Ergenekon soruşturması kapsamında araştırılmasını istedi. İrfan Bilgin, ağabeyi Kenan Bilgin’in öldürülmesini ve iç hukuk yollarından bir sonuç alamayınca AİHM’e müracaat ettiğini ve AİHM’in 20 civarında tanık dinlediğini aktararak, tanıklardan bazılarının Kenan Bilgin’i Ankara Terörle Mücadele Şubesi’ne götürdüklerini ve burada ağır işkence yapıldığını, muhtemelen bu işkence sonucu öldüğünü anlattıklarını söyledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Selahattin Kemaloğlu’nun ise AİHM hakimlerine verdiği ifadede “Kenan Bilgin’in gözaltına alınıp kaybedildiğine inandığını, olayın faillerini bulmak için çok uğraştığını fakat karşısına bir duvar dikildiğini” anlattığını ifade etti. Son gelişmelerden sonra olayın faillerinin kendisini Ergenekon çetesi üyeleri olabileceği fikrine götürdüğünü ifade eden Bilgin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki Kenan Bilgin’in dosyası ile AİHM’in hükümetteki dosyasının istenerek olayın Ergenekon davası kapsamında yeniden soruşturulmasını talep etti.
|
05.02.2009
|
|
|
Ergenekon Şeması gizli kalacak |
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, kişisel hak ve özgürlüklerin korunması hususu göz önünde bulundurularak, ‘’Ergenekon Şeması’’ olarak bilinen şemada yer alan üzerleri kapatılmış isimlerin açıklanmamasına karar verdi.
Kararın gerekçesinde “kişisel hak ve özgürlüklerin korunması hususunun göz önünde tutulduğu ifade edildi. Savcılık ve MİT’e müzekkere yazılarak, çizelgenin orijinal ve açık haliyle istendiğini belirten mahkeme, MİT’ten “çok gizli” ibareli olarak gönderilen bu belge ve bilgi notları ile kitapçıklar üzerinde inceleme yapıldığını kaydetti. Heyet, üzeri savcılıkça kapatılmış bir kısım kişiler hakkında soruşturma açılmamış olduğunu belirterek, bu çizelgedeki kimi kişilerin “sosyo ekonomik ve siyasi konumlarına” işaret etti. Heyet, üzeri kapalı bu kişilerin, isimleri açık ve davanın sanığı olan kişiler hakkında herhangi bir beyanları bulunmadığını ifade etti. Haklarında dava kapsamına göre herhangi bir işlem yapılmayan üzeri kapalı kişilerin, saygınlıkları ve haklarının zedelenme olasılığı bulunduğunu belirten heyet, bu belgelerin orijinal haliyle açıklanmamasını karara bağladı. Ayrıca Başbakanlık’a yazı yazılarak, “Susurluk Raporu”nun tam haliyle eksiksiz ve varsa ekleriyle gönderilmesi de istendi.
|
05.02.2009
|
|
|
Genelkurmay yardımcı olmuyor |
İzmİr-BayIndIr Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı, Ergenekon terör örgütü yapılanmasının başında kimin olduğuyla ilgili iddiası ile Ergenekon davasına farklı bir bakış açısı ortaya koydu.
Ergenekon terör örgütünde kimlerin bulunduğu ve çekirdek kadrosunun hangi kişilerden oluştuğunun Kuzey Atlantik İttifakı (NATO) arşivinde saklı olduğunu iddia etti. İllegal şebeke üyelerinin isimlerinin Washington ve Londra’daki istihbarat servisleri tarafından mühürlü zarflar içinde kutularda saklandığını ileri süren Avcı, bu arşivlerde Ergenekon örgütüne üye muvazzaf askerlerin ve sivil kişilerin kimliklerinin de olduğunu kaydetti. Avcı, NATO’nun istemesi halinde arşivlerini açarak Ergenekon soruşturmasına yardımcı olabileceğini savundu. Gizli yapılanmaların gerçekleştireceği operasyonlarda kullanmaları ve silâh sıkıntısı çekmemeleri için yer altı silah depoları ve gizli zulalar oluşturduklarına da değinen Avcı, Türkiye’de yer altı silah deposu sayısının 200’ün altında olmadığını iddia etti. Askeri yapı ve özellikle askeri istihbarat içindeki illegal bağlantılarla bu silah depolarının teşkil edildiğini ve birim sorumlularına yer altı silâh depolarının krokileri verildiğini vurgulayan Avcı sözlerini şöyle tamamladı: “Operasyonlarda gerektiği zaman silâh ve mühimmat kullanımı bu kaynaklardan rahatlıkla temin edilmektedir. Tetikçi seviyesindekiler gizli silah depolarının yerlerini bilmez. Bulunan her silâh ve mühimmatın bilhassa Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) ve Askeri İstihbarat birimlerindeki mühimmatla mukayesesi savcılarca yapılmak zorundadır. Zaten savcılar, ÖKK ve askeri istihbarat arşivlerini gözden geçirmek durumundadır. Ama Genelkurmay’ın bu konuda hala yardımcı olmadığını görüyoruz.” Samsun / cihan
|
05.02.2009
|
|
|
Araçta mini cephanelik çıktı |
Düzce’de ihbar üzerine jandarma ekipleri, uzun süre takip ettikleri araçta yaptıkları aramada mini cephanelik ele geçirdi.
Edinilen bilgilere göre, Düzce’de silah kaçakçılığı yaptıkları tespit edilen şüpheli şahıslar jandarma tarafından takibe alındı. Jandarma ekipleri ticari plakalı aracı, Düzce’nin Gölyaka ilçesi Muhabdede köyü girişinde durdurdu. Gölyaka ilçesi ve köylerinde silâh ve mühimmat satmak üzere geldikleri tespit edilen S.U., A.U. ve A.A isimli 3 kişi gözaltına alındı. Ticari takside yapılan aramada 6 adet tabanca, 1 adet av tüfeği, 23 adet av tüfeği fişeği, 5 adet tabanca şarjörü, 10 gr kubar esrar ele geçirildi. Zanlılar, alınan ilk ifadelerinin ardından Düzce Adliyesi’ne sevk edildi. Şüphelilerden S.U. ve A.U. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilirken, A.A tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
|
05.02.2009
|
|
|
Suç örgütüne karışan iki emekli albay gözaltına alındı |
Bursa Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Şube Müdürlüğü’nün çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik dört ilde eş zamanlı yaptığı operasyonda, aralarında iki emekli albayın da bulunduğu sekiz kişi gözaltına alındı.
Edinilen bilgiye göre, Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ekipleri, çıkar amaçlı suç örgütüne yönelik daha önce gerçekleştirilen bir operasyonun devamı olarak Bursa Cumhuriyet Savcısı’nın talimatıyla dört ilde operayon başlattı. Bursa, Ankara, Balıkesir ve Kütahya’da eş zamanlı başlatılan operasyonda, çıkar amaçlı silahlı örgüt kurdukları, kişilere ölüm tehditinde bulundukları, 6136 sayılı Ateşli Silâhlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’a muhalefet ettikleri gerekçesiyle aralarında iki emekli albayın da bulunduğu sekiz kişi gözaltına alındı. Zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda çok miktarda ruhsatlı ve ruhsatsız tabanca ile senetler ve sözleşmeler ele geçirildi. İfadeleri alınmak için Bursa Emniyet Müdürlüğü’ne getirilen zanlıların, gözaltı sürelerinin uzatılacağı bildirildi. Ayrıca, operasyon kapsamında gözaltına alınan emekli albaylardan birinin Bursa’da görev yaptığı öğrenildi. Zanlıların ifadeleri alındıktan sonra önümüzdeki günlerde adliyeye sevk edilmesi bekleniyor.
|
05.02.2009
|
|
|
Diyarbakır’da 9 bin 672 faili meçhul dosya var |
Ergenekon soruşturması kapsamında, Diyarbakır Adliyesi’ndeki bazı faili meçhul dosyaların istenmesi üzerine, gözler bu adliyedeki faili meçhul dosyalara çevrildi.
Kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin yerine kurulan terör davalarına bakmakla yetkili ve görevli Ağır Ceza Mahkemesi Başsavcılığı kayıtlarına göre, 1 Ocak 2009 itibariyle 9 bin 672 faili meçhul dosyanın halen tozlu raflarda faillerinin bulunmasını beklediği ortaya çıktı. Bu dosyalar arasında Musa Anter cinayeti, Bingöl’de 33 asker ile Albay Rıdvan Özden, Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın şehit edilmesi, Koşuyolu semtinde bir parkta meydana gelen patlamada 10 kişinin ölümü, son olarak Diyarbakır’da bir minibüs içerisinde ele geçen cephanelik dosyaları da yer alıyor.
|
05.02.2009
|
|
|
Obama fırsatı kaçmasın |
Suudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdülaziz’in davetlisi olarak bu ülkede bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’nın İslâm dünyasıyla özel ilişkiler kurmak istediğini belirterek, “Bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğine inanıyorum” dedi. Gül, Arap dünyasının, hazırlıklı bir şekilde Başkan Obama’nın bu beklentilerini iyi karşılaması gerektiğini, birlik ve beraberliğin, aynı doğrultuda düşünce içinde olunmasının çok önemli olduğunu anlattı.
Gül: Obama fırsatı kaçmasın
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’nın İslam dünyasıyla özel ilişkiler kurmak istediğini belirterek, “Bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğine inanıyorum. Arap dünyasının çok iyi bir şekilde, hazırlıklı bir şekilde başkan Obama’nın bu beklentilerini iyi karşılaması gerekir. Arap dünyasının birliği ve beraberliği, aynı doğrultuda düşünce içinde olması çok önemli” dedi. Gül, bu açıdan ilk 5-6 ayın kritik olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, Suudi Arabistan’a hareketinden önce Suudi devlet televizyonuna verdiği mülakatta Obama’nın ABD Başkanlığı’na seçilmesini değerlendirdi. “ABD, dünyanın en önemli en büyük süper gücü. Oradaki bir değişme herkesi ilgilendirir” diyen Gül, Obama’nın seçilmesiyle Amerika için yeni bir dönem başladığı yorumunu yaptı. Cumhurbaşkanı Gül, seçildiği günlerde yaptıkları telefon konuşmasında Obama’nın “İslam dünyasıyla özel ilişkiler kurmak istiyorum” dediğini aktararak, şunları söyledi: “Eski yönetimden en büyük farkı tek taraflı hareket etmeyeceğim diyor. Yakın diyalog içerisinde olacağım dünyanın bütün merkezleriyle, özellikle İslam dünyasına özel ilgi göstereceğim diyor. Bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğine inanıyorum. Onun için bu ilk aylar çok önemli.” Gül, İslam dünyası ile Arap dünyasına Obama’nın beklentilerini karşılamak için birlik ve beraberlik içerisinde olması gerektiğine dikkat çekti.
‘İlk Müslüman lider’ olarak konuştu
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da “Şur’a Meclisi’ne” konuştu. Şur’a Meclis’inde konuşan ilk Müslüman lider olan Gül, Ortadoğu’da kalıcı barış için Türkiye ve Suudi Arabistan’ın üstlendiği role dikkat çekti. Filistin’de kalıcı barışın, Arap dünyasının İslam dünyası ile birleşmesinden geçtiğini söyleyen Gül, İslam’ın bazı aşırılar nedeniyle dünyada hak etmediği bir şekilde algılandığını da söyledi. Kral Abdullah bin Abdülaziz’in dinler arası diyalog toplantılarını da desteklediğini belirten Gül, Türkiye ile İspanya’nın “Medeniyetler İttifakı” çalışmasını hatırlattı. Gül ziyaretinin ilk günün de Kral Abdullah ile iki ülke arasında deniz taşımacılığı ve gençlik spor alanında işbirliği anlaşması da imzaladı.
|
05.02.2009
|
|
|
Çarşaflılar CHP rozetlerini iade etti |
CHP’nin Eyüp Belediye Başkan Aday Adayı Emin Atmaca, kandırıldıklarını ifade ederek, çarşaflı akrabaları ile birlikte kendilerine takılan parti rozetini çıkardı. Atmaca, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen’in kabul edilemez şahsî talepleri sebebiyle adaylıktan da çekildiği söyledi.
Çarşaflı partililer CHP rozetlerini iade etti
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP)’nin çarşaf açılımını başlattığı Eyüp’te belediye başkan aday adayı olan Emin Atmaca, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen’in kabul edilemez şahsi talepleri nedeniyle adaylıktan çekildiği açıkladı. CHP lideri Deniz Baykal’ın ilk rozet taktığı çarşaflı kadınlar da rozetlerini iade ederek CHP’nin kendilerini kandırdığını söyledi.
CHP’den Eyüp Belediye Başkan aday adayı olan işadamı Emin Atmaca, bir basın toplantısı düzenleyerek neden adaylıktan çekildiğini açıkladı. Kendisinin CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen’in teşvikiyle aday adayı olduğunu belirten Atmaca, çarpıcı iddialarda bulundu. CHP’nin çarşaf açılımını başlattığı 9 Kasım 2008’deki katılım töreninin organize edildiğini ve çarşaflı hemşehrileri ile yakınlarına rozet takıldığını anlatan Atmaca, bu katılımın ardından Sevigen’in tamamen değiştiğini ve kabul edemeyeceği şahsi taleplerde bulunduğunu iddia etti. Sevigen’in bazı derneklere bağışta bulunmasını istediğini kaydeden Atmaca, “Sevigen’in samimi olmadığını gördüm ve şahsi taleplerini de yerine getirmeyerek 10 Ocak’ta adaylıktan çekildiğimi genel merkeze ilettim” dedi.
Basın toplantısına katılan çarşaflı ve başörtülü kadınlar açıklamaların ardından CHP rozetlerini Emin Atmaca’ya iade etti. Çarşaflı kadınlar CHP’nin kendilerini kandırdığını söylerken salondakiler de “Hırsız Sevigen, Hortumcu Sevigen” şeklinde sloganlar attı.
|
05.02.2009
|
|
|
Hükümete İsrail soruları |
CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Türkiye ile İsrail arasında yapılan sözleşmeleri, TBMM gündemine getirdi.
Özyürek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, Davos’ta, insanlık suçu işlemekle suçladığı İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve İsrail yönetimiyle Türkiye arasında savunma ve istihbarat alanlarında bir dizi anlaşmanın halen yürürlükte olduğunu belirtti. Kara Kuvvetleri Komutanlığının 170 tankının modernizasyonu, İnsansız Hava Aracı Sistemi Projesi, F-4 uçaklarına keşif podu eklenmesine ilişkin projelerle ilgili sözleşmelerin yürürlükte olduğunu kaydeden Özyürek, projeler kapsamında İsrail’e ve yüklenici firmalara ne kadar ödeme yapıldığını, bu sözleşmelerin feshinin düşünülüp düşünülmediğini sordu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığının havuzlu çıkarma gemisi alımı kapsamında teklif veren İsrail firmasının, ihale kapsamı dışında bırakılıp bırakılmayacağı sorusunu yönelten Özyürek, Gazze’de çocuklar üzerine bomba atan pilotların Konya’da eğitildiği iddialarına açıklık getirilmesini istedi.
|
05.02.2009
|
|
|
Haşim Kılıç’tan Kanadoğlu’na dâvâ |
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’na dâvâ açtı.
Milliyet’in haberine göre, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, kendisinden “gerçekte layık olmadığı bir mevkiye getirilen, hukukçu da olmayan” diye bahseden Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’ndan 10 bin TL manevi tazminat istedi. Kılıç’ın avukatları vasıtasıyla açtığı davanın dilekçesinde, Kanadoğlu’nun 11 Kasım 2008’de ADD Denizli Şubesi tarafından TMMOB toplantı salonunda düzenlenen bir söyleşiye katıldığı belirtildi. Dilekçede, söyleşi sırasında Kılıç’a ağır hakaretlerde bulunduğu öne sürülen Kanadoğlu’nun 10 bin TL manevi tazminata mahkûm edilmesi istendi. Kılıç ile Kanadoğlu arasındaki dava, Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek.
|
05.02.2009
|
|
|
Mahalle bekçileri de emniyet mensubu |
İÇİŞLERİ Bakanlığı, çarşı ve mahalle bekçilerini, emniyet hizmetleri sınıfı personeli kapsamına aldı.
İçişleri Bakanlığının, Emniyet Teşkilatı Personeli Kimlik Kartları ile Polis Kimlik Kokartları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yönetmelikle, ‘’Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli’’ kapsamına, ‘’çarşı ve mahalle bekçisi’’ de alındı. Yönetmelikle personele verilecek kimlik kartlarını düzenleyen maddede de değiştirildi. Bekçiler daha önce yardımcı hizmetler sınıfında görev yapıyordu.
|
05.02.2009
|
|
|
Bu yıl su sıkıntısı yaşanmayacak |
DEVLET Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü’nün doluluk tahminlerine göre, Türkiye genelinde barajlardaki su miktarı geçen yıla oranla daha iyi seviyede olacak.
Dolayısıyla bu yıl su sıkıntısı yaşanmayacak. DSİ’nin 2009 yılına ilişkin yaptığı baraj doluluk tahminlerine göre, İstanbul’a içme suyu sağlayan barajların bu yıl ortalama doluluk oranı yaklaşık yüzde 54 düzeyinde olacak. Ankara’da ise barajlar, geçen yılki seviyelerini koruyacak. Başkentin su ihtiyacının büyük bölümü Kesikköprü Barajı’na gelen Kızılırmak suyundan karşılandığı için kentte su sıkıntısının yaşanması söz konusu olmayacak. İzmir ve Bursa illerinde ise barajlardaki doluluk oranları geçen yıla yakın değerlerde gerçekleşecek ve bu iki ilde de olumsuz bir durum yaşanmayacak. Genel olarak barajlardaki su miktarı 2008 yılına göre daha iyi seviyede olacak, dolayısıyla büyükşehirler de dahil olmak üzere ülke genelinde su sıkıntısı yaşanmayacak.
|
05.02.2009
|
|
|
Uyuşturucu suçları 4 kat arttı |
TÜRKİYE'DE uyuşturucu suçları, suç türleri arasında ikinci sıraya yükseldi.
Son 4 yılda ceza infaz kurumlarında uyuşturucuya bağlı suçlardan yatanların sayısı 4 kat arttı. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre 2008 yılında uyuşturucuya bağlı suçlardan ceza infaz kurumlarında bulunanların sayısı 15 bin 447’ye ulaştı. Geçmiş yıllarla kıyaslandığında uyuşturucuya bağlı suçlar, özellikle 2005 yılından itibaren ciddi şekilde arttı. 2005 yılında 4 bin 125, 2006 yılında 8 bin 320, 2007 yılında ise 10 bin 533 kişi uyuşturucuya bağlı suçlardan cezaevinde. Son dört yılda cezaevlerinde bulunan kişi sayısı 4 kat arttı. Son 10 yılda cezaevlerinde uyuşturucu suçundan yatanların sayısı en yüksek değere ulaştı. 2008 yılında uyuşturucuya bağlı suçlardan ceza infaz kurumlarında bulunanların 4 bin 384’ü hükümlü, 8 bin 461’i tutuklu, 2 bin 602’si ise hükmen tutuklu.
|
05.02.2009
|
|
|
Kurulan şirket sayısı Ocak’ta yüzde 35 azaldı |
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Ocak ayında kurulan şirket sayısında yüzde 35’lik azalma olduğunu bildirdi.
TOBB Ocak ayına ilişkin kurulan, kapanan şirket ve kooperatif istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre kurulan şirket sayısı yüzde 35’lik azalışla 3 bin 855’e, kurulan kooperatif sayısı yüzde 41.23 düşüşle 67’ye indi. Anılan dönemde kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı da yüzde 7.33’lük azalmayla 4 bin 447’ye geriledi. Ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 1.56 azalarak bin 699’a inerken, kapanan kooperatif sayısı yüzde 3.76’lık artışla 276’ya çıktı. Anılan dönemde kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı da yüzde 27.27’lik azalışla 2 bin 949’a düştü.
|
05.02.2009
|
|
|
CHP’li Altınoluk Belediye Başkanı tutuklandı |
BALIKESİR Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri tarafından dün sabah saatlerinde ‘ihalesiz araç alımı’ yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan Edremit İlçesi’ne bağlı Altınoluk Belediye Başkanı CHP’li İsmail Aynur ile işadamları Muzaffer Salon ve Mehmet Çelik sevk edildikleri mahkemeci tutuklandı.
Gözaltına alınan 5 belediye çalışanı ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cezaevine götürülürken basın mensuplarına açıklama yapan Başkan Aynur, “Yarın beni de serbest bırakırlar. Hiçbir şey olmaz. Nereden nereye” dedi. Başkan Aynur’un cezaevine gönderilişi sırasında adliye bahçesinin önünde toplanan yaklaşık 100 kişi, “İnadına sol, inadına CHP” sloganları attı.
|
05.02.2009
|
|
|
Mahkûmlar öfkeden arındırılacak |
TUTUKLU ve hükümlülere öfke kontrolü ve stresle başa çıkma yolları öğretilecek. Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Binnaz Baytekin, yaptığı açıklamada, topluma yönelik hizmetler kapsamına Sakarya’daki kapalı ve açık infaz kurumlarını da dahil ettiklerini belirtti.
Sakarya L Tipi Açık ve Kapalı İnfaz Kurumundaki 850 hükümlü ve tutuklu ile annelerinin yanında kalan 0-6 yaş arası 10 çocuk ve 12-18 yaş arası 20 tutuklu gencin topluma kazandırılması için cezaevi yöneticileriyle birlikte çalışma yürüteceklerini kaydeden Baytekin, tutuklu ve hükümlülerin kendilerini geliştirmelerini, tahliyeleri sonrasında tekrar suç işlemelerini önlemeyi ve ahlâkî gelişimleri konusunda yardımcı olmayı amaçladıklarını kaydetti. Üniversitedeki bütün birimlerin uzmanlık konularına göre çalışmalar yapacağını ifade eden Baytekin, şöyle konuştu:
‘’Bu bağlamda, Sapanca Meslek Yüksekokulu, yetişkin tutuklular, 12-18 yaş arası genç tutuklular, 4-6 yaş grubu kreş çocukları, 0-6 yaş grubu çocuklar ve hapishanedeki bütün tutukluları kapsayan ‘’Ben De Varım’’ projesi hazırladı.
Proje kapsamında özellikle 0-6 yaş arası çocuklar için çalışmalar yapılacak. Bu çocukların özel günlerde belirli aralıklarda dışarda faaliyetlere katılmaları sağlanacak. Örneğin 23 Nisan kutlamalarını izleyebilecekler. Çocukların annelerinin yanında olması en doğrusu, ancak çocukluklarının da yaşatılması gerekiyor.’’
Baytekin, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu tarafından daha önce başlatılan ve kurumda bulunan hükümlü ve tutukluların sportif faaliyetlerle rehabilite edilmelerini amaçlayan eğitimlerin devam edeceğini de belirtti.
Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından halı, kilim tasarımı ve uygulaması ile hat ve minyatür tasarımı ve uygulaması konularında da 14 haftalık kurslar verileceğini dile getiren Baytekin, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Tutuklu ve hükümlülere öfke kontrolü ve stresle başa çıkma yolları öğretilecek. Eğitim fakültemiz tarafından eğitim, sosyal ve kültürel destek programı kapsamında, stres yönetimi ve öfke kontrolü, kişilik ve davranışlarımız, ruh sağlığı gibi 4 ayrı konuda eğitim verilecek. İnsanın öfkesini kontrol edebilmesi çok önemli. Biz daha önce jandarma ve emniyet mensuplarına da öfke ve stresle başa çıkma yolları konulu seminerler vermiştik. Çok faydalı olduğunu düşünüyoruz. Cezaevinde bulunan hükümlü ve tutuklarının yanında orada görevli personele de eğitimler verilecek. İnfaz memurları için, ruh sağlığını koruma yolları, stresle baş etme yolları gibi seminerler de düzenleyeceğiz. Cezaevinde imkanlarımız dahilinde her türlü sosyal çalışmayı yapacağız.’’
Baytekin, ‘’İslâm ve insan’’, ‘’sevgi ve kardeşlik’’, ‘’İslâm’da eğitim’’, ‘’birlik ve beraberlik’’, ‘’Mevlânâ’dan günümüze mesajlar’’ gibi konularda da eğitim verileceğini sözlerine ekledi.
|
05.02.2009
|
|
|
Çocuk işçilerle mücadele |
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2009-2013 döneminde, çocuk işçiliği ile mücadele kapsamında bir dizi proje uygulamayı planlıyor.
Bakanlık, uzun vadede çocuk işçiliğinin sona erdirilmesi, kısa vadede de en kötü şartlarda çocukların çalıştırılmasının engellenmesi amacıyla izlenecek stratejileri ve yöntemleri saptamak, ülke politikasının oluşturulmasına katkı sağlamak amacıyla 2009-2013 yıllarını kapsayan 5 yıllık dönemde çeşitli çalışmalar yapılmasını öngörüyor. Bakanlık, bu çalışmalarla “Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi İçin Zamana Bağlı Politika ve Program Çerçevesi” kapsamındaki faaliyetlerin etkin bir şekilde yürütülmesini hedefliyor.
Bu konudaki çalışmaları yürütecek Çalışma Genel Müdürlüğü, bakanlığın merkez birimleri ile bağlı ve ilgili kuruluşlarıyla işbirliği yapacak. Bakanlık, bu dönemde, çocuk işçiliğinin yoğun olduğu illerde “Çocuk İşçiliğinin Önlenmesi Ulusal Kampanya Projesi” ve seçilecek 3 ilde “Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması Projesi” uygulamayı planlıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ayrıca çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin ortadan kaldırılması amacıyla İstanbul’da bir proje uygulamayı öngörüyor.
Bu projeler dışında, yine çocuk işçiliğinin yoğun olduğu illerde araştırma, eğitim, çocuklara ve ailelerine destek sağlanması, mevcut kurumların kapasitelerinin geliştirilmesi, rehabilitasyon, ulusal mevzuattaki eksikliklerin giderilmesi gibi çalışmalar yürütülecek.
Öte yandan, çocuk işçiliği konusunda çalışma yapan kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyon ve işbirliği sağlanacak, uluslararası kuruluşlar ve diğer ülkelere çocuk işçiliği konusunda işbirliği alanları yaratılacak ve çocuk işçiliğini önlemeye yönelik çalışmalarda bulunulacak. Çocuk işçiliği ile ilgili yapılan çalışmaların sonuçları ve istatistiki bilgiler derlenecek ve sonuçları kamuoyuna açıklanacak. Bakanlık, 2007 yılı rakamlarıyla çocuk işçiliği ile mücadele kapsamındaki çalışmalar için 5 yıllık dönemde 31 milyon 34 bin 348 TL kaynak kullanmayı planlıyor.
|
05.02.2009
|
|
|
Küresel ısınma su kaynaklarını da etkiliyor |
DEVLET Su İşleri (DSİ) Genel Müdürü Haydar Koçaker, küresel ısınmanın su kaynaklarını etkilediğini söyledi.
Koçaker, yaptığı açıklamada, küresel ısınma ve beraberindeki su sıkıntısının, suyu daha tasarruflu kullanmayı zorunlu kıldığını ifade etti. Su kaynaklarının yönetiminin DSİ tarafından yapıldığına işaret eden Koçaker, ‘’ancak, su yönetimi kısa vadeli bir yönetim değil, uzun vadeli bir yönetim gerektiriyor. Yani kurak periyotlarla yağışlı periyotları dengelemek gerekiyor. Bu maksatla da DSİ Genel Müdürlüğü, öne çıkan iklim değişikliği ve küresel ısınma sebebiyle hızla depolama tesislerini bitirme gayreti içinde’’ diye konuştu. Şu anda, baraj ve göletlerin mevcut 66 milyar metre küp depolama kapasitesi olduğunu ifade eden Koçaker, şu bilgileri verdi: ‘’Bunun arttırılması gayreti içerisindeyiz. 2008 yılına kadar bitirdiğimiz tesislerle ve 2009 yılı itibariyle bitireceğimiz tesislerle baraj ve göletlerdeki su depolama kapasitesini 78 milyar metre küpe yükseltmiş olacağız. Bu hazırda bekleyen suyumuz demektir. Bu, bol zamandan dar zamana hazırlık demektir. Bunun neticesi olarak da sular ülkemizde çok büyük önem arz ediyor.”
|
05.02.2009
|
|
|
Kahveci: Sözleşmeli değil kadrolu personel alınsın |
TÜRK Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, halen çalışmakta olan sözleşmeli personellere kadro verilmesini ve yeni personel alımında sözleşmeli değil kadrolu istihdam yapılmasını istedi.
Sağlık Bakanlığı’nın 15 bine yakın sözleşmeli sağlık personeli alacak olması sebebiyle bir değerlendirme yapan Önder Kahveci, sözleşmeli personel istihdamının, aileleri parçaladığını, işyerlerinde çalışma barışını bozduğunu savundu. Kahveci, “Sağlık Bakanlığı sözleşmeli personel alımını sürdürüyor. Sözleşmeli personel istihdamı ile insanların aileleri parçalanıyor. İnsanlar İşleri ve eşleri arasında tercihe zorlanıyor. İşyerlerinde çalışma barışı bozuldu. Aynı işi yapanlar farklı mali ve sosyal haklara sahipler. Sağlık Bakanlığı bu barışı sağlayacağı yerde barışı bozuyor. Yeni sözleşmeli alımıyla yaklaşık 15 bin kişiyi daha bu sorunların içine itiliyor” dedi. Çözümün kadrolu personel istihdam edilmesinde yattığı belirten Kahveci, Çalışma barışı ve çalışanların huzuru için Sağlık Bakanlığından söz konusu alınacak yaklaşık 15 bin personeli kadrolu olarak istihdam etmesini talep ettiklerini söyledi.
|
05.02.2009
|
|
|
MEB, öğrencilerin ölçüsünü alacak |
MİLLİ Eğitim Bakanlığı (MEB), İlköğretim 4. ve 5. sınıfta öğrenim gören öğrencilerin spora yatkınlıklarını belirlemek amacıyla boyunu, kilosunu, kas kuvvetini ölçecek, vücut tipini belirleyecek.
Edinilen bilgiye göre, MEB öğrencilerin spor faaliyetlerinden hangisine ehil olduklarını belirlemek, uluslararası geçerliliği olan testler aracılığıyla kas ve fiziksel yapılarını belirlemek için ‘’Sağlıklı Bir Toplum ve Şampiyonlar İçin Yetenek Testi’’ projesi hazırladı. Proje, Türkiye genelinde 10-11 yaş grubu, ilköğretim 4. ve 5. sınıflarda öğrenim gören kız ve erkek öğrencilere, MEB Okuliçi Beden Eğitimi Spor ve İzcilik Dairesi Başkanlığınca uygulanacak.
|
05.02.2009
|
|
|
Doğu 4 derece ısınacak |
METEOROLOJİ İşleri Genel Müdürlüğü’nün hava tahminlerine göre hava sıcaklığı doğu bölgelerinde 4 derece artacak.
Yapılan son değerlendirmelere göre, hava sıcaklığı kuzey, iç ve doğu bölgelerde 2 ila 4 derece artacak. Sıcaklık, ülke genelinde mevsim normalleri üzerinde seyretmeye devam edecek. Rüzgar ülke genelinde güney ve güneybatı (Lodos) yönlerden orta kuvvette, batı bölgelerde kuvvetli ve kısa süreli fırtına şeklinde esecek. Yetkililer, Doğu Anadolu’nun kuzey ve doğusu ile Doğu Karadeniz’in iç kesimlerinin (Gümüşhane, Bayburt ve Artvin) yüksek ve eğimli yerlerinde meydana gelebilecek muhtemel çığ tehlikesine karşı vatandaşların tedbirli olması konusunda uyarıyor. Gece saatlerinde Doğu Anadolu’da buzlanma ve don olayı bekleniyor.
|
05.02.2009
|
|
|
Yeni metro hatlarının entegrasyonu yapılıyor |
ŞİŞHANE-Taksim, 4. Leven-Maslak arasındaki mevcut metro hattının sinyalizasyon sisteminin dönüşümünün başlatıldığı bildirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, entegrasyon ve sinyal sisteminin dönüşümü tamamlanana kadar yolcular, 4. Levent’te trenden inip, Maslak’a giden yeni trene binecek. Bu uygulama bir süre devam edecek. 4. Levent-Maslak hattında vagon sayısı arttırılacak. Hafta içi günlerde 10.00-16.00 saatleri arasında işletme yapılacak. Diğer saatler tam entegrasyon çalışmalarına ayrılacak. Bu çalışma, sinyal sistemlerinin düzenlenmesi, eski ve yeni sistemin entegrasyonu için yapılacak. 4. Levent–Maslak Atatürk Oto Sanayi Sitesi istasyonları arasında şimdi 22 dakika olan aktarma aralığı, Mart ayında 10 dakikaya inecek. 29 Ekim 2009’da sinyalizasyon çalışması tamamlanarak, Şişhane–Taksim–4. Levent–Atatürk Oto Sanayi Sitesi tam kapasiteye çıkacak.
|
05.02.2009
|
|
|
Sosyal fobik misiniz? |
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mahmut Reha Bayar, sosyal fobinin, “topluluk içinde ya da belli bir eylemin başkalarının yanında yerine getirilmesi gereken durumlarda hata yapma, eleştirilme, rezil olma ve küçük düşmeye ilişkin yoğun endişe ile korkuların yaşanması ve bu sebeple sosyal ortamlara girmekten ve diğer insanlarla ilişki kurmaktan olabildiğince kaçınma’’ şeklinde tanımlanabileceğini söyledi.
Sosyal fobide, başkalarının önünde konuşma, sunum yapma, yeme, içme, yazı yazma, genel tuvaletleri kullanma, telefon konuşması yapma gibi durumlarda yaşanan yoğun kaygıya, titreme, terleme, çarpıntı, yüz kızarması, baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, karın ağrısı, bulantı ve tuvalete gitme ihtiyacı gibi fiziksel belirtilerin de eklendiğini belirten Bayar, 2 alt tipi olan sosyal fobinin, toplumda hayat boyu görülme sıklığının yüzde 2,4 ile 13 oranında ve azımsanmayacak düzeyde olduğunu ifade etti.
SOSYAL FOBİNİN GELİŞİMİ
Sosyal fobinin gelişiminde genetik, psişik ve sosyal faktörler ile bunların etkileşiminin etkili olduğunun düşünüldüğünü belirten Bayar, “Aile içi çatışma, kayıplar, ebeveyn tarafından uygun davranışı sergileme konusunda sürekli uyarılma ya da her davranışın onaylanmaması ve eleştiriyle karşılaşma, aşırı koruma, sosyal yoksunluk, sorun çözme becerileri konusunda yeterince destek olmama, alay konusu olma, küçük düşürücü şakalar gibi travmatik sosyal yaşantılar, sosyal fobinin muhtemel etkenleri arasındadır’’ dedi. Doç.Dr. Bayar, başkaları tarafından izleneceği, konuşurken söyleyeceklerini unutacağı, hata yapacağı, yazı yazarken ya da yemek yerken ellerinin titreyeceği, yüzünün kızaracağı korkusunu duyan kişinin, bu durumda diğerlerinin onu zayıf, beceriksiz olarak değerlendirebileceğine ilişkin yoğun bir endişe duyduğunu dile getirdi.
MESLEK HAYATINA ETKİ EDİYOR
Sosyal fobisi olan kişilerde, ‘’amirleriyle ya da yetkili birileriyle konuşmada ve haklarını savunmada güçlük çekme, hayır diyememe, aşağılanma ve başaramama’’ düşüncelerinin sıklıkla görüldüğünü aktaran Bayar, şunları kaydetti: ‘’Sosyal fobi, kişinin mesleki ya da akademik ortamlarda gerçek performansını göstermesine engel olabilir. Küçük düşme, becerememe korkusu ve eşlik eden yüzde kızarma, ellerde titreme, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi, bulantı ve karın ağrısı gibi fiziksel belirtiler hastanın korktuğu tepkilerle karşılaşmasına sebep olup kaygılarını daha da artırabilir. Sosyal ortamlara girmeden ya da belli bir eylemi gerçekleştirmeden önce sakinleşmek amacıyla madde kullanımı zamanla bağımlılığa dönüşebilir. Erken tanı ve tedavi, okul, iş hayatı ve başkalarıyla etkileşimi gerektiren tüm alanlarda işlevsellik kaybının en aza indirilmesi için büyük önem taşımaktadır. Sosyal fobinin tedavisinde farmakolojik ve psikoterapötik yaklaşımlar esastır. İlaç tedavisi doktor kontrolünde olduğu müddetçe bağımlılık yapmaz, hatta sosyal fobiye ikincil gelişebilecek madde bağımlılığını önlemede yarar sağlar. Psikodinamik yaklaşımlı tedavi, bilişsel ve davranışçı yöntemlerle (yüzleştirme-gerçek hayatta alıştırma, sosyal beceri eğitimi, gevşeme egzersizleri) oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilir.’’
|
05.02.2009
|
|
|
Discovery’nin fırlatılması ertelendi |
UluslararasI Uzay İstasyonuna (UUİ) gidecek Discovery uzay mekiğinin fırlatılması, yakıt regülatör vanalarından biri üzerinde yeni testler yapılması amacıyla en az bir hafta ertelendi.
Amerikan Havacılık ve Uzay Kurumundan (NASA) yapılan açıklamada, uzay mekiğinin 12 Şubatta Florida’daki Cape Canaveral uzay üssünden fırlatılmasının öngörüldüğü, ancak NASA yöneticilerinin yaptıkları bir revizyonun ardından, fırlatma işleminin 19 Şubattan önce yapılmamasına karar verdikleri belirtildi. NASA’nın açıklamasında, bu süre zarfında mekiğin dış yakıt tankındaki motorların hidrojen yakıt sarfiyatını düzenleyen üç valftan birinin inceleneceği ve teste tabi tutulacağı kaydedildi.
|
05.02.2009
|
|
|
Kanserin çaresi doğru beslenme |
Beslenmede taze sebze ve meyvelere ağırlık verilmesinin kanserden koruyucu etki yaptığı bildirildi.
Türk Gastroentoroloji Derneği Bursa Şube Başkanı ve Uludağ Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Memik, yaptığı açıklamada, son yıllarda artış gösteren kanser vakalarında, insanların beslenme alışkanlıklarının etkili olduğunu savundu. Prof. Dr. Memik, araştırmaların, kanserlerin yüzde 50 oranında beslenme, yüzde 33 oranında da sigara ve diğer tütün ürünlerine bağlı olarak ortaya çıktığını gösterdiğine dikkati çekti. Kuzey Avrupa ve ABD’nin kolon kanserinde ilk sıralarda yer almasının nedeninin, bu bölgelerde taze meyve ve sebze tüketiminin çok az olmasından kaynaklandığını anlatan Memik, şöyle devam etti: ‘’Ne kadar fazla et ve yağ tüketirseniz, kalın bağırsak kanserine yakalanma riskiniz o kadar çok artıyor. Ne kadar fazla posalı yerseniz kansere yakalanmama şansınız o kadar artıyor. Nitekim Akdeniz bölgesi insanında bu tip kanserler daha az görülmektedir. Mesela sebzelerde, zararlı böcekleri öldürmeye yarayan, kendilerini korumak için geliştirdikleri salisilik asit gibi bazı maddeler vardır. Bunların kansere karşı insanları koruma özellikleri olduğu da belirlenmiştir. Örneğin brokolide, turpta acı buruk tadı veren madde, sulpharaphen denilen maddedir. Bunlar kansere karşı koruyucudur. Kırmızı acı biberin, tarçın ve narenciye meyvelerinin içeriğinde kanser oluşumunu önleyecek önemli maddeler vardır. İnsanlar diyetlerinde sebzelere ağırlık vererek, zararlı yiyeceklerden uzak durarak, kanserden korunabilirler.’’
|
kanser.jpg
05.02.2009
|
|
|
Cep telefonundan uzak durun |
Türkİye Halk Sağlığı Kurumu Derneği (T-HASAK) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hikmet Pekcan, kanserin genetik özelliklerin yanı sıra çevre şartlarıyla da doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, ‘’Cep telefonu kullananlarda, kullanılan kulakta ve kullanılan taraftaki beyin bölgesinde kanserin daha sık görüldüğü gözlendi’’ dedi.
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer de 4 Şubat Dünya Kanser Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, elektromanyetik alanlarla kanser arasındaki ilişkinin bilim adamlarının çoğu tarafından kabul edildiğini söyledi. Tuncer, ‘’Her iki kişiden biri cep telefonu kullanıyor. Bunun yan etkisinden hem kendisi hem de çevresindekiler zarar görüyor’’ dedi. Murat Tuncer, ABD’de 8-12 yaşları arasındaki çocukların yüzde 46’sının cep telefonu kullanıcısı olduğunu belirterek, ‘’Cep telefonu kullanımının beyin kanserinin görülme sıklığını 2 kat artırdığını’’ kaydetti.
|
05.02.2009
|
|
|
Mobil cihazlar daha hızlı olacak |
MobİL cihazlarda veri alışverişi daha hızlı hâle gelecek. Yeni mobil cihazlarda ‘’Bluetooth 3.0, USB 3.0, hücresel geniş bant ve çok hızlı internet’’ standart olacak.
Alınan bilgilere göre, temel iletişim özelliğinin dışında ev ve otomobil kapılarını açmaktan dijital kimlik kartı olarak kullanılmasına kadar bir çok özelliği barındıran cep telefonları ile PDA, notebook, netbook ve benzeri diğer mobil cihazlar, standartların oturması ile hayatın daha da vazgeçilmezleri arasında yer alacak. Mobil cihazları bekleyen yeniliklerin başında dar mekânda kişisel kablosuz ağ oluşturan Bluetooth teknolojisinin yeni versiyonu geliyor. Ultra geniş bant (UWB) radyo teknoloisi olarak adlandırılan Bluetooth 3.0’da, şu an saniyede yaklaşık 2 megabit olan veri aktarım hızı saniyede 480 megabit’e erişecek. Böylece dar alandaki veri transferi ‘’çılgın’’ bir hıza ulaşacak. Adını İngilizce ‘’Universal Serial Bus’’ kelimesinin kısaltmasından alan ve dış donanımların bilgisayar ile bağlantı kurabilmesini sağlayan seri yapılı bir bağlantı biçimi olan USB de yeni versiyonu ile hıza hız katacak. Şu an 2.0 ve detay sürümleri olan USB saniyede maksimum 480 megabit veri transferine imkân tanıyor. Ancak kısa bir süre sonra ticari anlamda dünyada kullanımına başlanacak USB 3.0 versiyonu saniyede 5 gigabit gibi ‘’inanılmaz’’ bir hıza imkân tanıyacak. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de de ihalesi yapılan ve yaz aylarında uygulamaya geçecek olan 3G (Üçüncü nesil / HSPA ) teknolojisi de mobil cihazlar üzerinden bilgi alış verişini önemli bir boyuta taşıyacak. Şu an EDGE hızında data transferi, ortalama saniyede 384 kilobit olarak gerçekleştiriliyor. 3G’nin devreye girmesi ile bu hız, saniyede 7 megabite kadar ulaşabilecek. İstanbul / aa
Empire State’de
çılgın yarış
nDünyanIn çeşitli ülkelerinden gelen yaklaşık 300 kişi, New York’un en yüksek gökdeleninin merdivenlerini tırmanma yarışına katıldı. Gruplar halinde koşan yarışmacılar, Manhattan’daki ünlü “Empire State Building” binasının zemininden 86’ıncı katına kadar 1576 basamağı en kısa zamanda çıkmak için uğraştı. Hiç penceresi olmayan daracık merdivende yapılan yarışı, erkeklerde Alman Thomas Dold 10 dakika 7 saniyeyle kazandı. Dold, önceki üç yarışın da galibiydi. Kadınlarda da Avustralyalı Suzy Walsham, yarış başlarken duvara çarpıp dudağını yaralamasına rağmen peş peşe üçüncü kez yarışın galibi oldu. Yarış, New York Maratoncular Derneğince düzenleniyor. Manhattan / aa
İyimser olun, mutlu olun
nMersİn Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim görevlisi Doç. Dr. Aylin Yazıcı, strese çeşitli düşünce hatalarının yol açtığını belirterek, olayları kötüye yormanın, dünyanın sonuymuş gibi değerlendirmenin strese yol açtığını bildirdi. Yazıcı, düşünce hatalarına farkına varmadan düşüldüğünü ve böylelikle olaylar karşısında yanlı yorumlarda bulunulduğunu kaydetti. En sık kullanılan yanılgılardan felaketleştirmenin, olayları kötüye yorma ve bir şeyi dünyanın sonuymuş gibi algılama durumu olduğunu anlatan Yazıcı, bunun yanı sıra seçici soyutlamanın ise olumlu durumlar arasından bir tek olumsuz durumu seçerek başına kötü şeyler geleceğini düşünme davranışı olduğunu belirtti. Duygudan sonuca ulaşma tavrını ise hissedilen duyguyla olayı bir tutmak olduğuna işaret eden Aylin Yazıcı, “Aşırı genelleme, büyültme ya da küçültme, hep ya da hiç şeklinde düşünme, kişiselleştirme, zihin okuma, zorunluluk yaşatma, etiketlemenin diğer düşünce hatalarıdır. Olaylardan ders alarak stresle başa çıkma yeteneğimizi geliştirebiliriz.” dedi.
|
05.02.2009
|
|
|
|