|
|
|
ECZANELER BİRİNCİ DERECE SAĞLIK KURULUŞU OLDU |
Eczaneler de birinci basamak sağlık kuruluşu olarak hizmet verecek.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’i, 1 Şubattan itibaren yürürlüğe girmek üzere Resmî Gazete’de yayımlandı. Birinci basamak sağlık kuruluşlarını düzenleyen maddeye eklenen bentle, ‘’serbest eczaneler’’ de birinci basamak sağlık kuruluşu sayıldı. Özel hastanelerdeki ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayenesi katılım payı tahsili, artık serbest eczaneler yerine bu hastanelerce yapılacak. Özel sağlık kurumlarında yapılan günübirlik tedavilerde kullanılan ve tanıya dayalı işleme dahil olmayan ilâçlar da bundan böyle hastane yerine serbest eczanelerden temin edilecek. SUT’ta yapılan bir başka değişiklikle, ayaktan tedavide kullanım süresi 4 haftayı geçen ambalaj formlarındaki ilaçlar için sağlık raporu düzenlenmesi zorunluluğu da kaldırıldı. Tebliğe, SGK’nın ilâç temininde serbest eczaneler ile yapacağı sözleşmeye esas oluşturmak üzere Türk Eczacılar Birliği ile protokol yapacağı cümlesi eklendi.
|
30.01.2009
|
|
|
KANSERE KARŞI KAYISI |
İnönü Üniversitesinde yapılan araştırma, kayısının kanseri, karaciğer yetmezliğini ve kalp krizini önlediğini, alkolün etkilerini ortadan kaldırdığı ortaya çıkardı.
İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ali Otlu, yaptığı açıklamada, ‘’Deney hayvanlarına kayısı yedirdik. Kanser ilâcı verdik. Kayısı ile beslenen grubunun diğer gruplara göre daha az zarar gördüğünü gözlemledik. Bu araştırmamız ABD’de önemli bir bilimsel dergide İngilizce yayınlandı’’ dedi. Karaciğer hastalıklarında kayısının etkileriyle ilgili de deney yaptıklarını belirten Otlu, ‘’Karaciğer hastalıklarında da kayısının çok önemli faydası olduğunu gözlemledik. Karaciğer yağlanmasını önlüyor’’ diye konuştu. Malatya / aa
|
30.01.2009
|
|
|
Dağıtıcılarımızla toplandık |
Gazetemİz yönetici ve ilgili birim sorumluları İstanbul-Avrupa yakası gazete dağıtıcılarımızla yemekli toplantıda bir araya geldi. Müessesemiz Genel Müdürü Recep Taşcı ve İstanbul Yayın Grubu Sorumlusu Ferhat Meydan ile gazetemiz Yayın Koordinatörü Abdullah Eraçıkbaş, Abone ve Dağıtım Sorumlusu Saim Çelenli, Dergi Grubu Koordinatörü Şener Boztaş ve Reklâm Koordinatörü Esat Sivri’nin hazır bulunduğu toplantıya Avrupa yakasında görev yapan temsilci ve dağıtıcılarımız katıldı.
Dağıtımda karşılaşılan zorlukların ve dağıtıcılara ulaşan okuyucu taleplerinin de masaya yatırıldığı toplantıda konuşan Genel Müdür Recep Taşçı, okuyucuyla birebir muhatap olan dağıtıcılarımızın işin en zor kısımlarından birini yaptıklarını, bu yüzden her türlü takdiri hak ettiklerini söyledi. “Dağıtıcılarımızla sık sık bir araya gelmek ve onları dinlemek istiyoruz” diyen Taşçı, üretilen bir ürün ne kadar değerli olursa olsun müşterisine ulaşmadıkça bir kıymet ifade etmeyeceğini dile getirdi.
Gazetemizin 40. yayın yılı dolayısıyla 21 Şubat’ta vereceğimiz promosyon ve ekler hakkında da bilgi veren Taşçı, abone çalışmalarına hız vereceklerini anlattı. Dağıtıcıların görüş ve taleplerini dinleyen birim yöneticilerimiz de kendi sorumluluk alanları ile ilgili soruları cevaplandırdılar.
Toplantı, İstanbul-Aksaray’da faaliyet gösteren, Hatay mutfağından örnekler sergileyen ve reklâm anlaşmamızın bulunduğu Has Kral adlı lokantada gerçekleştirildi. İstanbul / Yeni Asya
|
30.01.2009
|
|
|
Kızılay’dan Gazze için yardım çağrısı |
Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, acıların azalması için tepkilerin, sadece bağırarak değil, nakdi yardımlarla gösterilmesi çağrısında bulundu ve ‘’Çünkü Gazze’nin yaralarının sarılabilmesi ve ihtiyaç sahiplerinin temel gereksinimlerinin karşılanabilmesi için ciddi bir kaynağa ihtiyaç duyuluyor’’ dedi.
Küçükali, Gazze’ye yönelik yardımlara ilişkin soruları cevaplandırdı. Gazze’de uluslar arası bankacılık sistemi olmadığı için yasal yollardan nakit para transferinin yapılamadığına dikkati çeken Küçükali, ancak vatandaşların Kızılay tarafından başlatılan ‘’Gazze Ağlamasın’’ kampanyasına katılarak, nakit bağışta bulunabildiğini hatırlattı. Küçükali, kampanya hesabında biriken paranın; bölgede hastane, okul ve yetimhane inşası projelerinde kullanılacağını bildirdi. Vatandaşların Gazze’ye yönelik duyarlılığını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Küçükali, şunları kaydetti:
‘’Ünlü bir yazarın güzel bir sözü vardır: Çok bağırınca acınız azalır. Acıların azalması için tepkimizi sadece bağırarak değil, nakdi yardımlara yönelterek göstermeliyiz. Çünkü Gazze’nin yaralarının sarılabilmesi ve ihtiyaç sahiplerinin temel gereksinimlerinin karşılanabilmesi için ciddî bir kaynağa ihtiyaç duyuluyor.’’ Ankara / aa
|
30.01.2009
|
|
|
‘ULUSLAR ARASI ARENADA YANKI BULDU’ |
Küçükalİ, Kızılay’ın bölgeye gönderdiği yardım konvoylarının, bir sorunla karşılaşmadığını dile getirerek, İsrail-Gazze sınırındaki Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan yardım ulaştıran tek kuruluş olduklarını belirtti. Küçükali,gümrüklerde kendilerine kolaylık sağlayan tüm komşu ülkelere de teşekkür etti. Dünya genelindeki Kızılay ve Kızılhaç örgütlerine gönderdiği Gazze’ye yardım çağrısına yönelik mektubuna cevap geldiğini ifade eden Küçükali, ‘’Gazze için yaptığımız çağrı, uluslar arası arenada yankı buldu. Bize gelen yanıtları Dışişleri Bakanlığımız aracılığıyla Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunacağız’’ dedi.
|
30.01.2009
|
|
|
Meteorolojiden yağış ve çığ uyarısı |
Meteorolojİ İşleri Genel Müdürlüğü, kuvvetli yağış ve çığ tehlikesine karşı vatandaşlar ile yetkilileri uyardı. Hava sıcaklığı İç ve batı bölgelerde 4 ila 6 derece azalacak. Sabah saatlerinde Doğu Anadolu’da buzlanma ve don olayı bekleniyor. Hava tahmin raporuna göre Orta ve Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anadolu’nun batısı ile Doğu Anadolu’nun güneybatısında kuvvetli yağış bekleniyor. Yapılan son değerlendirmelere göre; Türkiye’nin büyük bir bölümünde görülecek olan yağışların; Orta ve Doğu Akdeniz (Mersin, Adana, Osmaniye, Hatay, Kahramanmaraş, Antalya’nın doğu ilçeleri), Güneydoğu Anadolu’nun batısı (Gaziantep, Kilis, Adıyaman ve Şanlıurfa) ile Malatya, Elazığ, Tunceli ve Bingöl çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor.
|
30.01.2009
|
|
|
AB projeleri kazandırıyor |
Denİzlİ Valiliği bünyesinde 2007 yılı Ocak ayında kurulan AB Projeler Koordinasyon Merkezi’nde görevli İngilizce öğretmenleri, hazırlanmasına yardımcı oldukları AB projeleriyle şehrin iki yılda 664 bin avroluk hibe almasını sağladı. AB Projeler Koordinasyon Merkezi’nde görevli İngilizce öğretmenleri Durmuş Sevindik ve Bilsev Gürsan, resmî kurum projelerinin hazırlanmasında görev alıyor ve sivil toplum kuruluşlarının projelerine de rehberlik ediyorlar. İkilinin öncülüğünde hazırlanan 90 projeden 28’i AB’nin çeşitli fonlarından hibe kredisi aldı. Alınan kredilerin, okul ve sivil toplum kuruluşlarının toplum yararlı çalışmalarda harcandığını belirten Proje Uzmanı Durmuş Sevindik, ‘’AB Proje Merkezi olarak Avrupa Birliği katılım sürecindeki ülkemizi AB’ye hazırlamak için ilimizde uygulanabilir projeler yapılmasına önderlik ediyoruz. Kent halkını AB vatandaşlığına hazırlamak, projelerden daha fazla yararlanmak, toplumumuzun AB ve diğer fonlarla ilgili farkındalığını arttırmak, insanlarımızın farklı konularda proje üretmelerinin önünü açmak için çalışıyoruz’’ dedi.
|
30.01.2009
|
|
|
Ergenekon sanığına bir suçlama daha |
DİYARBAKIR'DA avukat Tahir Elçi, aralarında ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında tutuklu bulunan emekli Albay Arif Doğan’ın da bulunduğu 3 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.
Elçi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyurusunda, Arif Doğan, Şaban Bayram ve İbrahim Babat hakkında ‘’terör örgütünün faaliyetleri çerçevesinde adam kaçırma’’, ‘’Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı asker kişiyi para karşılığı idam edilmek üzere yabancı bir devlete teslim etme’’ suçlarından soruşturma başlatılmasını talep etti. Elçi, suç duyurusu dilekçesinde, 12 yıl boyunca Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Zaho Bölge Peşmerge Komutanı olarak görev yapan Mehmet Kılıç’ın, Saddam Hüseyin yönetiminin, Kürtlere karşı kimyasal silâh kullanması üzerine ailesiyle Türkiye’ye kaçarak, Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine yerleştiğini kaydetti. Hakkında idam kararı bulunan ve aynı zamanda Türk vatandaşı olan Kılıç’ın 1989 yılının Ocak ayında vatanî görevini yapmak üzere Antalya 3. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığına teslim olduğunu belirten Elçi, suç duyurusu dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
‘’Kılıç, burada vatanî görevini yapmakta iken o dönem Diyarbakır ve Silopi JİTEM komutanları olan şüpheli Arif Doğan ve halen hayatta olmayan Ahmet Cem Ersever’in talimatıyla JİTEM üyesi jandarma astsubayı Şaban Bayram ve Tokat-Niksarlı Erol adlı bir er tarafından Antalya’daki birliğinden alınmak istenmiş, adı geçenler tarafından alınıp götürülmek üzere birlikteki komutanları tarafından çarşı iznine çıkarılmış, birlik nizamiye kapısından alınmış, elleri arkadan bağlanarak Silopi’ye getirilmiş ve burada JİTEM komutanları tarafından 100 bin dolar karşılığı Irak devlet yetkililerine teslim edilmiştir.’’
Elçi, bu olayın, halen Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan, asıl adı Hacı Hasan olan ancak JİTEM içinde sahte İbrahim Babat kimliğini kullanan sanığın Susurluk Komisyonu’na verdiği ifadelerde de yer aldığını bildirdi. Şikâyetçi müvekkile Safiye Kılıç’ın gayriresmî eşi olan Mehmet Kılıç’ın askerî birliğinden alınarak para karşılığı yabancı bir devlete teslim edilmesinin ciddî bir olay olduğunu ifade eden Elçi, suç duyurusu dilekçesinde şunları kaydetti:
‘’JİTEM komutanları olan ve halen hayatta olmayan Ahmet Cem Ersever ile Ergenekon terör örgütü ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca sürdürülen soruşturma kapsamında tutuklu olan emekli Albay Arif Doğan tarafından JİTEM ve Ergenekon örgütünün faaliyetleri çerçevesinde şikâyetçinin eşi Mehmet Kılıç’ın askerî birliğinden alınarak para karşılığında yabancı bir devlete teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bir vatandaşın vatanî görevini yapmaktayken Türk Silâhlı Kuvvetlerine ait bir askerî birlikten ve komutanlarının bilgisi dahilinde alınarak para karşılığı idam edilmek üzere yabancı bir devlete teslim edilmesi gibi ciddî bir olay bugüne kadar yeterince araştırılmamış ve sorumluların cezalandırılması için gerekli işlemler yapılmamıştır.’’
Elçi, dilekçesinde, dönemin Antalya 3. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı ve Silopi ilçesindeki ilgili jandarma yetkilileri hakkında da soruşturma yapılmasını istedi. Diyarbakır / aa
|
30.01.2009
|
|
|
İsrail’e soykırım dâvâsı |
MAZLUMDER'E bağlı bütün şubeler İsrail’in Filistin’de soykırım ve insanlık suçu işlediği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusu dilekçesinde, İsrail ordusunun, 27 Aralık 2008 ile 21 Ocak 2009 tarihleri arasında Gazze şehrine düzenlediği saldırı ve işgal sonucunda, yarısı kadın ve çocuk 1350'den fazla Filistinliyi öldürdüğü, saldırılarda ayrıca 5 bin 450 kişinin de yaralandığı kaydedildi. Dilekçede, ''Ağır bombardıman Gazze'nin altyapısını yok etmiştir. Binlerce ev, okullar, hastaneler hatta camiler enkaza dönmüştür. Yabancı ve Arap doktorlar, Gazze'deki sivil halktaki olağan dışı yaralar nedeniyle İsrail'i yasak silahlar kullanmakla suçlamıştır. İsrail hükümet yetkilileri, bu suçlamalar sonrasında beyaz fosfor kullandığını itiraf etmiştir'' denildi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon'un, İsrail'i aşırı kuvvet kullanmakla suçladığı ve Gazze Şeridi'nde BM binalarını bombalayanların hesap vermesini talep ettiği hatırlatılan dilekçede, çeşitli uluslar arası kuruluşların da Gazze'de yaşananlarla ilgili soruşturmalar açılması yönünde taleplerde bulundukları belirtildi.
Suç duyurusu dilekçesinde, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, Başbakan Ehud Olmert, Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Savunma Bakanı Ehud Barak, Genelkurmay Başkanı Gabi Ashkenazi, Savunma Güçleri Güney Komutanı Yoav Galant, İsrail ordu görevlileri Amir Peretz, Binyamin Ben Eliezer, Avi Dichter, Carmi Gilon, Dan Halutz, Doron Almog, Eliezer Shkedy, Giora Eiland, Matan Vilnai, Moshe Bogie Yaalon, Shaul Mofaz ve ismi tesbit edilemeyen diğer şüphelilerin, ''soykırım'' ve ''insanlığa karşı suç'' kapsamında cezalandırılması talep edildi. Dilekçede ayrıca, söz konusu kişiler hakkında, Türkiye'ye girmeleri halinde tutuklanmaları için yakalama emri çıkartılması istendi.
MAZLUMDER'in yurt genelindeki diğer 20 şubesi de Cumhuriyet Savcılıklarına, ayrı ayrı suç duyurusunda bulundu.
|
CEMİL YÜZER
/ ANKARA
30.01.2009
|
|
|
IMF daha sıkı malî disiplin istiyor |
IMF ile görüşmelerde Türkiye’nin, istihdamı artırıcı ekonomiyi canlandırıcı program üzerinde ısrar ettiği, IMF tarafının ise daha sıkı bir malî disiplin ve faiz dışı fazla istediği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Türkiye, IMF’nin ekonomiyi daha da daraltacak olan bazı yeni şartlarına karşı çıktı. Türk yetkililerin, IMF birinci başkan yardımcısı John Lipsky ile yaptıkları görüşme-lerde, Türkiye’nin IMF’nin son anlaşma yaptığı diğer ülkelerin ekonomilerine benzemediğini, Türkiye’nin bankacılık sistemiyle kamu mali dengesinin çok daha güçlü durumda olduğunu ifade ettikleri öğrenildi. öğrenildi. IMF Başkanı Dominigue Strauss-Kahn ile Washington’da görüşecek olan Lipsky’nin Türkiye’nin tekliflerini anlatarak, IMF yönetiminden onay almaya çalışacağı belirtiliyor.
Başbakan Erdoğan ise IMF ile yürütülen görüşmelere ilişkin olarak, “Yoğun çalışma içerisinde belli maddeler var. Bu maddeler üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Bunların bazılarında anlaştılar, bazılarında anlaşamadılar. Zaman içerisinde bunlar eksildi, eksildi şimdi artık neredeyse bitme noktasına gelmişken, yeni bazı maddeler gelince bu doğrusu bizi rahatsız etti” dedi. Davos / aa
|
30.01.2009
|
|
|
‘Dinleme yetkisi’ne iptal |
ANAYASA Mahkemesi, MİT, polis ve jandarmaya telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tesbit, dinleme ve kaydetme konusunda yetki veren kanunun, ‘’Dinlemelerde faaliyetlerin denetiminin, başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılmasını’’ öngören hükmünü iptal etti.
10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, polis, jandarma ve MİT’e telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tesbit, dinleme ve kaydetme konusunda yetki veren 3 Temmuz 2005 tarihli 5397 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’nde dâvâ açmıştı. Anayasa Mahkemesi heyeti, dünkü gündem toplantısında, davayı esastan karara bağladı. Yüksek Mahkeme, kanun ile Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, Jandarma Teşkilât, Görev ve Yetkileri Kanunu ve Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilâtı Kanunu’na eklenen, ‘’Dinleme faaliyetlerinin denetiminin Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılmasını’’ öngören hükmü iptal etti. Yüksek Mahkeme, ‘’Telekomünikasyon İletişim Başkanı’nın, Telekomünikasyon Kurumu Başkanının teklifi üzerine Başbakan tarafından atanacağına’’ ilişkin hükmü de Anayasa’ya aykırı buldu. Anayasa Mahkemesi iptali istenen ‘’Bir başkan ile teknik, hukuk ve idarî olmak üzere üç uzmandan oluşacağı’’ hükmüne ilişkin yeni bir yasal düzenleme yapıldığı için karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.Yüksek Mahkeme’nin kararını oy birliğiyle aldığı öğrenildi. Ankara / aa
|
30.01.2009
|
|
|
Tek başına iktidar fırsatı harcandı |
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, “AKP Türkiye’de tek başına iktidar olmak gibi bir fırsatı heba etti.
6.5 yıldır Türkiye maalesef işsizlikle boğuşmak zorunda bırakıldı’’ dedi.
Soylu, Partisinin Yalova Belediye Başkan Adayı Yakup Koçal’ın seçim irtibat bürosunun açılışına katıldı. Soylu burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünya piyasalarında rekabet etme kabiliyeti bulunan uluslararası markalarının bir bir kapandığını ifade eden, ‘’AKP Türkiye’yi kötü yönetiyor. AKP Türkiye’yi ayrıştırıyor. AKP, Türkiye’yi siyaset üzerinden de, başka enstrümanlar üzerinden de bölüyor. Bu yanlış bir şeydir. AKP Türkiye’de tek başına iktidar olmak gibi bir fırsatı heba etti. 6.5 yıldır Türkiye maalesef işsizlikle boğuşmak zorunda bırakıldı’’ dedi. ‘’Türkiye’de her doğan çocuk 7 bin 300 dolar borçla doğmaktadır’’ ifadesini kullanan Soylu, şunları söyledi: ‘’Türkiye’nin toplam borcu 220 milyardan 507 milyar dolara çıkmıştır. Türkiye’nin her noktasında Kahramanmaraş’ından Bursa’sına kadar her gün fabrikalar kapanmakta, icra dairelerinde icra dosyalarının sayıları artmakta, her gün iflaslar olmakta ve bu noktada hükümet milletin yarasına merhem olmak adına hiçbir şey yapmamaktadır. Türkiye’nin 4 yıldır yaşadığı ekonomik krizin üzerine maalesef dünya bir küresel ekonomik krize girmiş, bütün dünya hükümetleri küresel krizle ilgili ciddi tedbirler almışlar, ama benim ülkemin hükümeti herhangi bir tedbir almamıştır.’’
29 Mart seçimlerinin ülke için çok kritik olduğuna da değinen Soylu, vatandaşlardan iktidara ‘sarı kart’ göstermesini beklediklerini ifade etti. Yalova / aa
|
30.01.2009
|
|
|
“Partiler arasında da diyalog başlatılmalı” |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yasama, yürütme ve yargı erklerinin başkanlarıyla bir araya gelmesinin mahsurunun olmadığını, tam aksine Türkiye için yararının bulunduğunu belirterek, ‘’Siyasi partiler arasında da diyaloğun başlatılmasında yarar var’’ dedi. MHP lideri Bahçeli, Üniversiteler Arası Kurulda, Kürt dili ve edebiyatı bölümü açılması konusundaki gelişmeleri eleştirerek, bu konuyla ilgili AKP iktidarı tarafından tarihi hatalar yapıldığını savundu. Bahçeli, Ergenekon davasıyla ilgili yapılan tartışmalara ilişkin de şunları ifade etti: ‘’Hukuka saygı duyulmalı, sabırlı olunmalı ve sonucu görmemiz lazım. Onun için de yargının bağımsız hareket etmesine, herhangi bir sebeple değişik yönlerden müdahaleye muhatap kılınmamasına dikkat etmekte yarar var. Şu an medyada olsun, diğer şeylerde olsun bu sağlanmıyor. İktidar savcı, ana muhalefet avukat olmuş, o zaman mahkemeye gerek yok.’’ Ankara / aa
|
30.01.2009
|
|
|
ADD, ‘Mustafa’ya karşı |
ATATÜRKÇÜ Düşünce Derneği (ADD), gazeteci-yazar Can Dündar’ın yaptığı ‘Mustafa’ adlı belgesel filme adeta savaş açtı. Dernek, film hakkında çıkan olumsuz yazıların toplandığı kitabı bedava dağıtıyor. Can Dündar’ın Atatürk hakkında çektiği ‘Mustafa’ filmine ağır eleştiriler yapıldı. Dündar da bu eleştirilerden nasibini aldı. Eleştirilerin birleştiği temel nokta ise “Atatürk yalnız ve umutsuz, kadınlara zaafı olan, yaptıklarından pişman biri gibi anlatılması.” En sert eleştirileri yapanların başında Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve daha sonra hastaneye kaldırılan emekli Orgeneral Şener Eruygur’un genel başkanlığını yaptığı ADD geliyor. Bu konudaki sert tutumunu sürdüren Dernek yeni bir çalışmaya imza attı. Dernek, film hakkında çıkan olumsuz yazıların toplandığı kitabı bedava dağıtıyor. Ankara / aa
|
30.01.2009
|
|
|
Vakıflardan "Sağlık Üniversitesi" |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde sağlık bilimleriyle ilgili bir vakıf üniversitesi kurmayı hedeflediklerini bildirdi. Yazıcı, Vakıflar Genel Müdürlüğünün geçen yıla ait faaliyetlerini değerlendirmek ve gelecek yıla ilişkin hedeflerini açıklamak amacıyla Vakıflar Genel Müdürlüğünde basın toplantısı düzenledi. Yazıcı, Türkiye’de, Cumhuriyet öncesinde kurulmuş 41 bin 720, medeni kanun hükümlerine göre kurulmuş 4 bin 509 vakıf olduğunu söyledi. Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesinde bir de vakıf üniversitesi kurmayı hedeflediklerini belirten Yazıcı, Vakıflar Genel Müdürlüğünün, Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesinin sahibi olduğunu hatırlatarak, hastane bünyesinde kurmayı düşündükleri üniversitenin sağlık bilimleriyle ilgili fakülte ve yüksek okullardan oluşacağını bildirdi. Yazıcı, üniversitenin kurulmasına ilişkin kanun tasarısının bu yıl içinde TBMM’ye sunulacağını kaydetti. Ankara / aa
|
30.01.2009
|
|
|
AİHM’de 11 bin başvuru çözüm bekliyor |
TÜRKİYE aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan 11 bin başvuru çözüme kavuşturulamadığı belirtildi.
3 ayda bir yayınlanan Uluslararası Hukuk Bülteni’nde dünya ülkelerine ait AİHM’in yıllık raporu yayınlandı. AİHM’de Kasım 2008 tarihi itibariyle 42 bin 376 başvuru, karar alma sürecine geldi. Bu tür başvurular komisyon veya mahkemenin bir dairesi tarafından incelenecek. Bu başvuru sayısında ön araştırma aşamasında olanlar (tamamlanmamış dosyalar) bulunmuyor.
1 Kasım 2008 tarihi itibariyle AİHM, yaklaşık olarak 95 bin 900 başvuruyu çözüme kavuşturamadı ve karar veremedi. Türkiye’de ise bu sayı 11 bin. Rusya’da 25 bin 600, Ukrayna’da 8 bin 500, Polonya 3 bin 550, Fransa’da 2 bin 400, Almanya’da 2 bin 700 ve İtalya 4 bin 100 başvuru hakkında bir karar verilmedi.
Sözleşmede 1 Kasım 1998 tarihinde yapılan reformdan itibaren mahkemenin ele aldığı, incelediği dava sayısında önemli bir artış oldu. Belirtilen reformun yapılmasından itibaren 10 yıl geçmeden mahkeme 10 bininci kararını verebildi. 1959 yılından beri verilen kararlar dikkate alındığında kararların yüzde 90’dan fazlası 1998 ve 2008 yılları arasında verildi. Uluslararası Hukuk Bülteni’nde mahkemece 1998-2008 yılları arasında verilen ihlal kararlarına da yer verildi. 1998 ve 2008 yılları arasında mahkemenin verdiği kararlardan yarısından fazlası Avrupa Konseyinin 47 üye ülkelesinin sadece dördü ile ilgili.
Mahkeme Türkiye hakkında bin 857, İtalya hakkında bin 789, Fransa hakkında 613, Polonya hakkında 601 ihlâl kararı verdi. Verilen kararların yüzde 83’den fazlası 1998 reformundan sonra verildi. Mahkeme en azından ilgili ülkenin sözleşmenin bir maddesini ihlal ettiğini tesbit etti. Ankara / cihan
|
30.01.2009
|
|
|
Kimyasallar doğurganlığı azaltıyor |
Genellİkle gıda paketleri, mefruşat ve halılarda bulunan kimyasalların, kadınların doğurganlığını azaltabileceği bildirildi. Sonuçları Human Reproduction dergisinde yayımlanan araştırma çerçevesinde, 1240 kadının kanlarında perflorokarbonların (PFCler) oranları ölçüldü ve kanında yüksek seviyede bu kimyasallardan bulunanların daha zor hamile kaldığı gözlendi. Isıya dayanaklı, su ve yağı emmeme özelliğine sahip PFClerin yüksek seviyelerinin, hayvanlarda organ hasarıyla bağlantısı olduğu ve vücutta uzun süre kalabildiği biliniyor. Los Angeles / aa
|
30.01.2009
|
|
|
Astronotlarda kemik erimesi gözleniyor |
Uzayda 4-6 ay arası kalan astronotların kemikleri direncini ortalama yüzde 15 oranında kaybediyor. Alınan bilgilere göre, Kaliforniya Üniversitesi’nden bir grup araştırmacının Uluslararası Uzay Merkezi’nde 4-6 ay arası kalan 12 erkek 1 kadın astronot üzerinde yaptığı araştırma, yer çekimi olmadan uzayda yaşamanın insan sağlığı açısından sakıncalı olduğunu ortaya koydu. Araştırmada, uzayda 4-6 ay arası kalan astronotların özellikle kalça kemiklerinin direncini ortalama yüzde 15 oranında kaybettiği ortaya çıktı. Kaliforniya / aa
|
30.01.2009
|
|
|
Kolesterol çocukları da etkiliyor |
Kalp ve Damar Cerrahisi, Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sertaç Çiçek, yaptığı açıklamada, çocuklar söz konusu olunca kolesterol yüksekliğinin pek akla getirilmediğini, oysa bu sorunun çok küçük yaşlardan itibaren ortaya çıkabildiğini söyledi. Prof. Dr. Çiçek, kolesterolün dengede tutulması konusunda en önemli rolün aileye, özellikle anneye düştüğünü, annenin sürekli olarak çocuğunun nasıl beslendiği konusunda takipte olması gerektiğini, aksi hâlde ilerleyen yaşlarda çocuğun kalp hastası olma riskiyle karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Birçok anne ve babanın çocuklarının kolesterol seviyelerini bile bilmediğine dikkati çeken Çiçek, şöyle konuştu: ‘’Kolesterol ölçümü bebekler için yapılan kan tahlillerinin veya çocuk sağlığı kurumları tarafından yapılan düzenli kontrollerin bir parçası değildir. Aslında profesyonellere göre rutin kontrollerde bunun sağlanmasına çok da ihtiyaç duyulmamaktadır. Ama aslında çocuklarda da erişkinlerdeki gibi kolesterol sorunu olabilir. Genetik sorunlar bunu sebep olabilir. Ailevî yatkınlık varsa çocukta aşırı kolesterol yüksekliğine rastlanabilmektedir. Yüksek kan kolesterolüne sahip çocukların neredeyse yarısı ilerleyen yaşlarda normal seviyeler gösterebiliyor. Buna karşın, yüksek kolesterol seviyeleri yine de kalp rahatsızlığı riski taşır. Son yıllarda obez çocukların sayısındaki artış da göz önüne alındığında, özellikle ailede kolesterol yüksekliği de varsa çocuğun da bu yönden değerlendirilmesi ihmal edilmemelidir.’’ Çiçek, kişinin kolesterol düzeyi ne kadar yüksekse kalp hastası olma ihtimalinin o kadar yüksek olduğuna işaret ederek, Türkiye’de erkek ve kadında birinci sıradaki ölüm sebebinin kalp damar hastalıkları olduğunu bildirdi.
DOYMUŞ YAĞLARDAN KAÇININ
Beslenmede doymuş yağlardan kaçınılması gerektiğini vurgulayan Çiçek, şu tekliflerde bulundu: ‘’Çocuğunuza meyve, sebze, mısır gevreği ve ekmek gibi tahıl ürünleri, fasulye ve balık verin. Derisiz tavuk göğsü gibi yağsız et deneyin, etlerin yağını ayırın. Yağsız süt veya düşük yağlı yoğurt gibi ürünleri tercih edin. Yemek yaparken yağlardan kaçının, ızgara yapın veya fırınlayın, kızartmayın. Sağlıklı kilodaki çocuklarda, hafif içeceklerin, meyveli içeceklerin ve düşük yağlı atıştırmaların alımını azaltın. Kilolu çocuklarda bu ürünlerden uzak durun. Kolesterolü yüksek yiyeceklerin alımını azaltın. Kolesterol mandıra ürünlerinde, kırmızı et, beyaz et, balık ve karides gibi kabuklularda görülür. Ciğer gibi sakatatlardan kaçının. Doymuş yağ içeren kurabiye, kraker gibi gıdalardan, fırında pişirilen yiyeceklerden ve sert margarinlerden kaçının.’’ Bursa / aa
|
30.01.2009
|
|
|
Kuyruklu yıldız yaklaşıyor |
Çİnlİ gök bilimcilerce 11 Ağustos 2007’de keşfedilen C/2007 N3 (Lulin) kuyruklu yıldızı dünyaya yaklaşmaya devam ediyor. Lulin kuyruklu yıldızının yörüngesi güneşin merkezine en yakın noktadan 10 Ocak 2009’da geçti. Dünyaya en yakın noktadan ise 24 Şubat’ta geçecek. Lulin kuyruklu yıldızı, Dünya’ya yaklaştıkça parlaklığı, 6 yıldız parlaklığı kadar artacak ve çıplak gözle rahatlıkla görülebilecek. Kuyruklu yıldızın bugün bile çıplak gözle görüldüğü bildiriliyor. Lulin kuyruklu yıldızının belirgin özelliğinin, arka kısmında yer alan çatal kuyruğun karşısında, ilerleme yönünde de bir kuyruğunun bulunması olduğu belirtiliyor. Pekin / aa
|
30.01.2009
|
|
|
|