Bediuzzaman Said Nursi
Adı Nesim olan oğlum, adı Nisa olan kızım şehit edildi. Zalimâne, canlarına kıydılar.
Adı Ahmet olan abim ve adı Rabia olan kızkardeşim şehit edildi.
Canım çok acıyor Allah’ım.
Artık okulu yok kızımın, artık okunacak ne bir kitap, ne de onu okuyacak bir çocuk yok!
Artık ne bir cami var, ne de orada Rabbe
yönelecek kardeşlerimiz sağ bırakılıyor...
Canım çok acıyor Allah’ım!
Anne babalarının şefkatli, emniyetli kollarında ölüm çocukları buluyor.
Anneler babalar evlâtsız bırakılıyor,
yürekleri kanatılıyor.
Şefkat, merhamet, cesaret sahibi anneler evlâtlarından alınıyor.
Ölüm onları çocuklarının gözleri
önünde buluyor.
Evlâtlar annesiz, babasız yetim kalıyor.
Canım çok acıyor Allah’ım!
En Sevgilinin (asm) ayak bastığı, peygamber memleketi olan mübarek topraklara
zalimler saldırıyor.
Bir kız çocuğunun gözlerindeki korkuyu ve yaşları, yüreğindeki acıyı, kulaklarındaki bomba seslerini, bedenindeki o acı titremeyi gördüm.
Canım çok acıyor Allah’ım.
Ben silemem bunları, sen sil Allah’ım!
Gözleri ışığa sürurla açılsın, gülsün...
Yüreği sevgiye, mutluluğa bıraksın kendini.
Kulakları artık ezanı Muhammedî’yi, gülücükleri, anne babasının sesini duysun.
Bedeni artık huzur bulsun...
Dinsin gözyaşları, bitsin ayrılıklar Allah’ım!
***
Ben suçluyum...
Onların yanında olamadım.
Onları tanımaya, anlamaya çalışamadım.
Geç uyandım gafletten, duâlarımı çok geç gönderdim.
Canım çok acıyor Allah’ım!
Hep beyhûde peşinde koşup, boş şeylere üzüldüm.
Boş şeyleri önemsedim.
Onların dertleriyle dertlenemedim.
Onlarla nimetleri paylaşamadım.
Onlara kucak açamadım, sevgimi veremedim.
Kendimden utanıyorum ve kendimi sana şikâyet ediyorum.
Canım çok acıyor Allah’ım!
Ne kadar güneş gülümsese de Filistin’imin üstüne,
Bombaların dumanları gündüzün de gece yapıyor...
Ne kadar yiyecek bir lokma ekmekleri olsa da,
Yemek için huzurdan mahrumlar.
Ne kadar evleri olsa da, üstlerine ateş yağmuru yağıyor.
Uykuları olsa da, uyumak için hür değiller.
Canım çok acıyor Allah’ım!
Biz güneş altında sıcacık yuvalarımızda, her şeyin en güzeliyle nimetlendirilmişken,
Şikâyet ediyoruz, şükretmiyoruz...
Oysa kardeşlerimiz hepsinden mahrum karanlıkta, zulümât içinde, aç susuz...
Canım çok acıyor Allah’ım!
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir” unutuldu,
“Müminler birlikte olunuz” unutuldu Allah’ım.
Namazda saf durduk, zalimlere karşı da saf durmamızı nasip eyle Allah’ım!
“Müslümanlar tek bir vücuttur”, onların canı yanıyor, benimde canım acıyor Allah’ım.
Yeşil bir dünya yerine gri bir dünyaya bakıyorlar. Fakrımı, acziyetimi sana şikâyet ediyorum.
Kendimi onların yerine koydum da... İrkildim! Ürperdim! Ağladım! Yüreğim yandı! Korktum!
Canım çok acıyor Allah’ım!
İlk defa onlardan olduğumu gördüm, acılarını, sıkıntılarını yaşadım.
İlk defa çocuklarımı Filistinli anneler için sevdim gözyaşlarımla.
İlk defa babama, yetim evlâtlarımız için sarıldım, sıkıca...
İlk defa kendimi sana daha yakın hissettim, cihadı kendimde buldum.
İlk defa bu denli canımı “onlar” için vermeyi istiyorum.
Canım çook acıyor Allah’ım!
Kardeşlerim, evlâtlarım için yüreğim yanıyor,
Mescidi Aksa için acıyor içim.
Sen büyüksün, Sen Rabbü’lÂlemîn’sin!
Mescidi Aksa’yı ve Filistin’imizi zâlimlere bırakmazsın Allah’ım!
Her şeyi bilen, gören Sensin,
Sensin yardımcımız, Sen yardım et Allah’ım!
Bütün niyazlarımız Filistin’imize...
|