|
|
|
REFORM SÜRECİ ASKIDA |
AB'den müzakerelere başlama tarihi aldığımız 17 Aralık 2004 gününün üzerinden dört yıl geçti. 3 Ekim 2005'te de üyelik müzakerelerine resmen başladık. Ancak aradan geçen dört yıl zarfında Türkiye'yi AB hedefine yaklaştıracak yeni bir adım atılmadı. Reform süreci, dört yıldan beri askıya alınmış durumda.
33 FASILDAN 8'İ AÇILDI
Müzakerelerin başlamasından bu yana, 33 fasıldan sadece 8'i açılabildi, biri tüm süreç tamamlanıncaya kadar geçici olarak kapatıldı. Bu yavaşlıkta AB içinden kaynaklanan engellerin de büyük etkisi olmakla beraber, asıl problem Türkiye'de dört yıldır reformlar için hiçbir yeni adım atmayan isteksiz tavırda.
|
17.12.2008
|
|
|
MİT’e bir soru yazısı daha |
Silivri Cezaevinde duruşmaları devam eden ‘Ergenekon’ dâvâsında mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan Mehmet Zekeriya Öztürk’ün MİT’te görevli olup olmadığının sorulmasına karar verdi.
“Ergenekon’’ dâvâsında mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan Mehmet Zekeriya Öztürk’ün MİT’te görevli olup olmadığının sorulmasına karar verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda görülen dâvânın dün yapılan 27’nci duruşmasına, tutuklu yargılanan 44 sanıktan 38’i katıldı. Ayrıca tutuksuz sanıklardan Güler Kömürcü Öztürk ile Rafet Arslan da duruşmada hazır bulundu. Duruşmanın başladığı sırada Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ü huzura alarak, ‘’Avukatlardan sanığa soru soracak olan var mı?’’ diye sordu. Bunun üzerine tutuksuz sanıklardan Ali Yasak’ın avukatı Şevket Küçük söz alarak, çapraz sorgusu yapılan Veli Küçük’e soru yöneltti. Küçük’e daha sonra Cumhuriyet savcıları sorular sordu. Mahkeme heyeti, duruşmaya saat 13.30’a kadar öğle arası verdi. Verilen ara sırasında tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Veli Küçük, salona izleyici olarak gelen bazı yakınları ile kısa süreli sohbet etti. Veli Küçük, bu sırada hatırını soran bir yakınına, esprili şekilde ‘’Yargılanıyoruz. 400 sene falan istiyorlar. Göz açıp kapayıncaya kadar geçer’’ dedi.
Bu arada dâvânın önceki günkü duruşmasında, mahkeme heyeti, celse tahliye edilen Gazi Güder’in delillerin okunması aşamasına kadar duruşmalardan vareste tutulmasını hükme bağladı. Sami Hoştan’ın 2004-2006 yılları arasında gözaltına alınıp hakkında herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığının İstanbul Emniyet Müdürlüğünden sorulmasına da karar veren mahkeme heyeti, Kemal Kerinçsiz’e, duruşma salonundaki ses ve görüntü kayıtlarının emniyet altına alınan ve sadece yetkili görevliler tarafından girilebilen odada tutulduğu, bunun dışında hiçbir bölümde kayıtların izlenme imkânının bulunmadığı, bu duruma göre Cumhuriyet savcılarının duruşma salonu dışında bu kayıtları izleyebilmelerinin mümkün olmadığının bildirilmesini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, Kemal Kerinçsiz’den elde edilen bir dilekçede açıklanan 5 adet belgenin gizli-gizlilik derecesinde olup olmadığının Genelkurmay Başkanlığından sorulmasına hükmetti.
Mahkeme heyeti, sanıklardan Mehmet Zekeriya Öztürk’ün MİT’te görevli olup olmadığının ve 2005 yılında sanık Doğu Perinçek ile ilgili, ilgili kuruma bant kaydı verip vermediğinin MİT’ten sorulmasını, böyle bir kayıt var ise bir örneğinin de CD ortamında istenilmesini kararlaştırdı.
Mahkeme heyeti, müdahil Şebnem Korur Fincancı vekilinin talebi doğrultusunda Susurluk soruşturmasıyla ilgili TBMM Meclis Araştırma Komisyonu raporunun da istenmesini de hükme bağladı.
SALONA 23 BİN KİŞİ GİRİŞ YAPTI
Öte yandan, duruşma salonunun bulunduğu binanın girişindeki kapıya konulan x-ray cihazının tesbitlerine göre, davanın başladığı günden itibaren duruşma salonuna 23 bin kişi giriş yaptı. Tutuksuz sanıklar, avukatlar, basın mensupları ve izleyicilerin kullandığı bu cihazdan geçen söz konusu kişiler, aynı gün içinde birçok kez salona giriş yapabiliyor. Mahkeme Heyeti, Cumhuriyet savcıları ve tutuklu sanıkların kullanmadığı cihaz, duruşma salonuna girenleri her seferinde kayıt altına alıyor. İstanbul / aa
Silopi’deki asit
kuyuları açılacak
SLOPİ Cumhuriyet Başsavcılığı, BOTAŞ’taki kuyuların açılmasına karar verdi. Şırnak Barosu’nun, Tuncay Güney’in JİTEM tarafından 1990’lı yıllarda öldürülen pek çok kişinin asitle yakıldıktan sonra Silopi’de bulunan BOTAŞ Tesisleri’ne ve Cizre-Silopi güzergâhındaki bazı noktalara açılan kuyulara gömüldüğü yönündeki bilgilere ilişkin suç duyurusunu dikkate alan Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı, kuyuların açılması yönünde karar verdi. Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi, “Karakutu, Ergenekon’un Karanlık ismi Tuncay Güney” isimli kitapta, Silopi ilçe idarî sınırları içinde yer alan BOTAŞ Askerî Tesisleri’nde JİTEM tarafından 1990’lı yıllarda öldürülen pek çok kişinin asitle yakıldıktan sonra gömüldüğü yönündeki iddialar ardından Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’na bu konunun incelenmesi için suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, dilekçelerini dikkate alarak kuyuların yerlerini tespit edilmesi durumunda yakın bir zamanda kuyuların açılması için harekete geçeceklerini aktaran Baro Başkanı Elçi, “Bu durum bizi umutlandırdı. Türkiye’de aydınlık bir geleceği yakalayabilmesi için geçmişi ile hesaplaşması lâzım. Hukuk dışı uygulamalar varsa yargı karşısına çıkıp hesap vermesi gerekiyor. Türkiye’nin aydınlık geleceği için bu çalışmalar mutlaka olması gerekir. Özellikle Ergenekon soruşturmasını bu anlamda önemli bir milât olarak görüyorum” diye konuştu. Şırnak / cihan
|
17.12.2008
|
|
|
Hızlı tren hemzemin geçitlere takıldı |
Ankara-Eskişehir arasında sefere konulacak hızlı tren, başşehirdeki hemzemin geçitlere takıldı.
Hızlı tren, Ankara’daki 4 hemzemin geçitte güvenlik tedbirlerinin alınmasını bekliyor. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürü Süleyman Karaman, Milano-Bologna hızlı tren hattının açılışı dolayısıyla geldiği Milano’da gazetecilere açıklamalarda bulundu ve sorularını cevapladı. Türkiye’nin de hızlı tren işletmeciliğine hazırlandığını hatırlatan Karaman, hızlı trenin sefere başlaması için başşehirdeki hemzemin geçitlerde güvenlik sorunu bulunduğunu, bunu çözümlemeye çalıştıklarını bildirdi. ‘’4 hemzemin geçitte sorunumuz var’’ diyen Karaman, Çiftlik, Hava Durağı, Lale Durağı ve Sincan Sanayi Sitesi hemzemin geçitlerinde güvenlik tedbirlerinin alınması gerektiğini vurguladı. Sincan’daki geçide ilişkin çalışmaların 2 yıldır sürdüğünü ifade eden Karaman, Ankara Büyükşehir Belediyesine yazı göndererek, bu geçitleri kapatmayı planladıklarını bildirdiklerini aktardı. Karaman, ‘’Şimdi hattı açarsak oradan hızlı tren geçerken olumsuz bir olay olur ya da tren dur-kalk yapacağı için hızlı tren olmasının bir mânâsı kalmaz. O hemzemin geçitler kapanmadan hızlı treni başlatamayız’’ dedi. Ankara-Milano / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Talat ve Hristofyas 12. kez bir araya geldi |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulmak amacıyla 11 Eylülde başlayan kapsamlı müzakereler çerçevesinde dün 12. kez bir araya geldi. Liderlerin, Lefkoşa ara bölgede kapsamlı müzakereler için tahsis edilen binadaki görüşmesine, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexsander Downer ve liderlerin heyetleri katıldı. Liderler, önce baş başa görüştü. Görüşme daha sonra heyetlerin katılımıyla devam etti. Müzakerelerin başlangıcından buyana, “Yönetim ve güç paylaşımı” başlığı altındaki konuları görüşen liderler, “dış ilişkiler” konusunu ele aldı. Lefkoşa / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Tuzla tersanelerinde iş kazaları protesto edildi |
TUZLA'DA bir araya gelen Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) üyesi bir grup, tersanelerdeki iş kazaları ve işçi ölümlerini protesto etti. Tersaneler Caddesi’ndeki Tuzla Gemi Endüstrisi Tersanesi önünde toplanan TİB-DER üyesi bir grup, “Artık yeter ölmek istemiyoruz” ve “Direne direne kazanacağız” yazılı dövizler taşıyarak slogan attı. TİB-DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu, grup adına yaptığı açıklamada, uluslar arası ekonomik krizi bahane ederek binlerce işçinin işine son verdiğini öne sürdüğü işverenlerin, işçi sağlığı ve güvenliğine kaynak aktarmayarak art arda işçi ölümlerine sebep olduğunu savundu. Tuzla’da son olarak 13 Aralık Cumartesi günü Anadolu Tersanesi’nde çalışan Erdal İnceyol’un tersanede hayatını kaybettiğini söyleyen Nihadioğlu, bu tür ölümler olmaması için çalışma şartlarının düzeltilmesini istedi. İstanbul / aa
|
17.12.2008
|
|
|
İşsizlik Fonu’ndan geçen ay 54 milyon 825 bin YTL ödendi |
İŞSİZLİK Sigortası Fonu’ndan geçen ay 165 bin 76 kişiye 54 milyon 825 bin 210 YTL ödendi. İşsizlik Sigortası Fonu Bülteni’ndeki bilgilere göre, uygulamanın başladığı Mart 2002’den 30 Kasım 2008’e kadar sisteme 1 milyon 395 bin 855 kişi başvurdu. Başvuranlardan 1 milyon 240 bin 576’sı işsizlik ödeneği almaya hak kazandı. Bu kişilere 1 milyar 762 milyon 46 bin 890 YTL verildi. Fon’dan, geçen ay ise fondan faydalanan 165 bin 76 kişiye 54 milyon 825 bin 210 YTL ödeme yapıldı. İşsizlik Sigortası Fonu’nun toplam varlığı 92 milyar 371 milyon 533 bin 68 YTL oldu. Bu arada, İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında oluşturulan Ücret Garanti Fonu’ndan, Kasımda 4 kişiye 3 bin 271 YTL 76 YKr ödendi. Ankara / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Terör örgütünde “ajan” krizi |
tERÖR örgütünün yaşadığı başarısızlığın ve kayıpların sorumlusu olarak gösterilen örgütün üst düzey sorumluları, “gizli servislerle ilişkili” oldukları gerekçesiyle “ajan-işbirlikçi” ilân edildi. Bu kişiler örgütten birer birer tasfiye edilirken, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın açıklamaları da örgütü karıştırdı. Avukatları aracılığıyla kamuoyuna açıklamalarda bulunan terörist başı Abdullah Öcalan’ın, terör örgütünün bazı üst düzey kadroları hakkında yaptığı değerlendirmelerin “şok etkisi” oluşturduğu bildirildi. Terörist başının açıklamalarının Kandil Dağı’nda bulunan örgüt mensupları arasında büyük rahatsızlığa yol açtığı ve sert tartışmaların yaşandığı kaydedildi. Ankara / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Gençler okuyalım |
BağImsIz Eğitimciler Sendikası (BES), gençliğini okuma alışkanlığını Pİ Grup Danışmanlık ve Araştırma’ya yaptırdığı anket ile gözler önüne serdi.
Ankete 18-30 yaş arasın Bin 831 genç katılırken, bu gençlerin yüzde 67.2’si ortaöğretim, yüzde 22.7’si üniversite, yüzde 4,3’ü yüksek lisans mezunu, yüzde 5,8’i ise okur yazar. Ankete göre, gençliğin yüzde 11.2’si düzenli olarak kitap okurken yüzde 17.4’ü aralıklarla, yüzde 63.9’u ise düzensiz olarak ara sıra kitap okuyor. Gençler, kitap okumalarına engel olarak ise iş yoğunluğu, dersler ve televizyonu gösteriyor. Ankete göre, gençlerin yüzde 18.9’u iş yoğunluğundan kitap okumaya vakit bulamazken, yüzde 15.7’si dersler dolayısıyla vakit bulamıyor. Gençlerin, yüzde 24.5’i okuma alışkanlığına sahip olmadığı için düzenli kitap okumadığını, yüzde 26.3’ü boş zamanlarından televizyon izlediğini, yüzde 8.2’si ise boş zamanlarını başka şekilde değerlendirdiği için kitap okuyamadığını açıkladı. Ankete göre gençler kitaba para vermekten de kaçınıyor. Gençlerin sadece yüzde 11.3’ü yakın bir tarihte para vererek kitap alırken, yüzde 10.8’i 6 ay önce, yüzde 23.6’sı 1 yıl önce, yüzde 45.6’sı ise 1 yıldan daha uzun zaman önce kitap satın aldı. Gençlerin yüzde 81.3’ü kitap fiyatlarını pahalı bulurken, bu sebeple korsan kitaba yöneliyor. Gençlerin yüzde 86.7’si korsan kitap aldığını açıklarken, sadece yüzde 7.1’i korsan kitap almadığını bildirdi. Ankete göre, gençlerin yüzde 75.9’unun evinde kitap koyacak yeri dahi yok.
GENÇLİK GAZETE DAHİ OKUMUYOR
Ankete göre gençlik günlük gazete dahi almıyor. Gençlerin sadece yüzde 26.5’i günlük gazete alırken, her gün gazete okuyanların oranı ise sadece yüzde 10.2 oldu. Gençlerin yüzde 21.7’si haftada birkaç kez gazete okurken, ayda birkaç kez okuyanların oranı ise yüzde 64.2. Gençlik gazete okurken de spor ve magazin haberlerini okumayı tercih ediyor. Ankete göre gençlerin yüzde 5.8’i siyaset haberlerini okurken, yüzde 19.2’si magazin, yüzde 29.1’i spor, yüzde 2.5’i ekonomi, yüzde 7.3 köşe yazarları, yüzde 11.4’ü ize adliye haberlerini okuyor. Gazetenin tamamını okuyanların oranı ise yüzde 23.2’de kaldı.
GENÇLER EĞİTİM SİSTEMİNİ SUÇLUYOR
Ankete göre gençlerin yüzde 38.5’i Türk insanının yeteri kadar okuyan bir yapıda olduğunu düşünürken, yüzde 56.6’sı ise Türk insanının okumadığını düşünüyor. Gençlerin yüzde 88.7’si ise eğitim sistemi sebebiyle okuma alışkanlığının olmadığını savunurken, kampanyaların okumaya teşvik ettiğine inananların oranı ise yüzde 15.3. Gençlerin yüzde 77.5’i ise kampanyaların okuma alışkanlığına yardımcı olmadığına inanıyor. Gençler, Türk edebiyatına yöne veren isimleri dahi bilmezken, kendilerine kitap hediye edilmesini de istemiyor. Gençlerin yüzde 36.1’i kendisine bir kitap hediye edilmesini isterken yüzde 56.6’sı hediye kitap istemiyor. Ankete göre gençlerin yüzde 89.7’si ise Türk edebiyatına yön veren isimleri takip etmiyor.
|
17.12.2008
|
|
|
Kulplu gençlerin ufku açılacak |
DİyarbakIr’In Kulp ilçesinde, Kaymakamlıkça hazırlanan, Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünce desteklenen ‘’Kulp Gençlik Eğitim ve Kültür Merkezi Projesi’’ uygulamaya konuldu. Gençlerin büyük ilgi gösterdiği merkezde gençler, çeşitli sportif faaliyetler, ücretsiz internet erişimi, okuma odası, kütüphane, ÖSS ve SBS’ye hazırlanarak hayatlarına yön verebilecek. Merkezde ayrıca resim, müzik ve tiyatro gibi atölyelerde gençler yeteneklerini de ortaya koyabilecek. Diyarbakır / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Ağaçlar sıcak havaya aldandı |
Antalya’nIn Demre ilçesinde, sıcak havaya aldanan bazı limon ve portakal ağaçları çiçek açtı. Antalya ve çevresinde etkisini sürdüren sıcak hava sebebiyle Demre ilçesi Küçük Kum Mahallesi’ndeki çiftçi Mustafa Vural’a ait bahçede, portakal ve limon ağaçları çiçek açtı. Vural, ilçede sıcaklığın 20 derece civarında olduğunu belirterek, Mart ve Nisan ayında çiçek açması gereken ağaçların bu havaya aldanarak erken çiçek açtığını söyledi. Demre-Finike kara yolundaki refüjde bulunan bir elma ağacının da çiçek açtığı görüldü. Demre / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Antalya, 9 milyon turist hedefini tutturdu |
Antalya’nIn 9 milyon turisti ağırlama hedefinin tutturulduğu, valiliğinin 9 milyon 1’inci turisti törenle karşılamak üzere hazırlık yaptığı bildirildi. Antalya Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, turizmde yoğun yaz sezonunun ardından, mevsimsel değişime rağmen Antalya’ya turist gelişlerinin devam ettiği ve şehrin turizminde 9 milyon turist hedefinin tutturulduğu ifade edildi. Antalya / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Van’da Karadenizli çılgın mucit |
Trabzon’dan gelerek Van’ın bir köyüne yerleşen ve bölgede ‘’mucit Dursun’’ diye tanınan Dursun Beytaçoğlu’nun icatlarını Van halkı ilgiyle izliyor. Eline geçirdiği jeneratör motorundan tek kişilik helikopter yapan Beytaçoğlu, inmeyi hesaba katmayınca köyün üstüne düştü. Van Devlet Hastanesinde 17 gün yoğun bakımda yatan ve uçmaktan vazgeçen Beytaçoğlu, bu kez ahırdaki 8 ineğini satarak ‘susuz’ denilen köyden su çıkarmayı başardı. Beytaçoğlu, şimdi rüzgâr gücüyle çıkardığı suyla köylüye açık havuz yapıyor. Van / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Doğu Anadolu donuyor |
Doğu Anadolu Bölgesi’nde etkili olan aşırı soğuk, hayatı olumsuz yönde etkiliyor.
Bölgede gece en düşük hava sıcaklığı sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 27, Ağrı’da 20, Erzincan’da 12, Kars’ta 11, Bayburt’ta 15 ve Iğdır’da 7 derece olarak ölçüldü. Şehir merkezlerinde yapılan son ölçümlere göre kar kalınlıkları ise Erzurum’da 12, Ağrı’da 14, Bayburt’ta 11, Kars’ta 3 ve Iğdır’da 1 santimetre oldu. Meteoroloji yetkilileri, bölgenin kuzeyinde hafta boyunca havanın parçalı az bulutlu olacağını, 19 Aralıkta da bölgede hava sıcaklıklarının yaklaşık 5 derece artacağını ifade ettiler. 22 Aralıkta ise bölgenin yağışlı hava kütlesinin etkisi altına gireceğini ifade eden yetkililer, sürücüleri yollardaki sis ve buzlanmaya karşı dikkatli olmaları konusunda uyardılar. Bu arada, bölgede en düşük hava sıcaklığının etkili olduğu Erzurum’da çatı saçaklarında oluşan buz sarkıtları belediye ekiplerince temizleniyor. Belediye yetkilileri, şehir içerisinde yollarda karla mücadele çalışmalarının sürdürüldüğünü, çatılarda oluşan buz sarkıtlarının her yıl birçok kişinin yaralanmasına sebep olduğunu dikkati çekerek, vatandaşları çatı saçakları altında yürümemeleri konusunda uyardılar. Van’da da dondurucu soğuklar sebebiyle buzlanan yollarda araçlar gidemeyince, iş makineleriyle kazınan buzlar şehir dışına atılıyor. Van-Erzurum / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Hak ihlâlleri endişe verici boyuta ulaştı |
TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Türkiye’de hak ihlâllerinin giderek endişe verici boyuta ulaşırken, siyasî iktidarın takındığı ‘bireye karşı devleti koruyan’ tavrın, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde benimsediği Kopenhag Kriterleri ile ters düştüğünü bildirdi.
TÜSİAD’tan Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun, 10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni kabul etmesi kapsamında kutlanan “İnsan Hakları Günü” dolayısıyla, yazılı bir açıklama yapıldı.
Türkiye’de insan hakları standartlarının yükseltilmesi çalışmalarının, Helsinki Zirvesi’yle başladığı ve AB adaylık süreci ile yükselişe geçtiği belirtilen açıklamada, çalışmalar kapsamında, 2001 yılından itibaren, Anayasa’da ve sayısız kanunda değişiklik yapıldığı ve pek çok alandaki uygulamalarda iyileştirmeler gerçekleştirildiği kaydedildi.
Bu çabaların, Türkiye’nin AB üyeliği hedefine yaklaşmasına yardımcı olduğu ve tam üyelik müzakerelerinin 2005 yılında başlatıldığı hatırlatılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte, siyasî iktidarın reform hızında ve uygulama performansında görülen belirgin yavaşlama, giderek kamunun tüm birimlerine sirayet etmiştir. Bu yavaşlamayla gündemden düşen insan hakları, maalesef son yıllarda yaşanan ihlâllerle, yeniden, fakat bu kez olumsuz bir manzara ile gündeme gelmektedir.
Türkiye’de ifade özgürlüğü, kültürel haklar, azınlık hakları ve adil yargılanma hakkı gibi alanlarda ilerleme beklenirken, en temel insan hakkı olan yaşama hakkının dahi kamu görevlileri tarafından ihlâl edildiğine şahit olunmaktadır.”
“İNSAN HAKLARI ALANINDA
SAĞLANAN GELİŞME İÇSELLEŞTİRİLEMEDİ”
Açıklamada, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni 1949’da imzalayan Türkiye’nin, insan hakları standardını en üst seviyeye çıkarmak için kalan son adımları atmak yerine, 1990’lı yılların ortalarında yaşanan işkence, kötü muamele ve kolluk aşırılıkları ile tekrar karşılaştığı savunularak, “Sorumlu mevkidekilerin, bu olayların soruşturulması ve suçluların cezalandırılması konusundaki isteksiz tutumu, kamuoyu vicdanını rahatsız ederken, bu tür hak ihlâllerinin tekrarının önlenmesi konusunda da kaygı uyandırmaktadır” denildi.
TÜSİAD’ın açıklamasında şunlar kaydedildi: “Kolluk güçlerinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerini bastırmakta kullandığı yöntemler ve mülkî idarenin bazı gösteri yürüyüşleri karşısında aldığı ölçüsüz tavır da idarenin insan hakları alanında sağlanan gelişmeyi içselleştiremediğini göstermektedir. Bugünkünden daha ileri bir hak ve özgürlükler blokunun ise, mevcut idarî kapasite ile nasıl uygulanabileceği maalesef şüphelidir.
Siyasî iktidarın, demokrasi ve insan haklarını geliştirme gündemine geri dönmesi ve kamu idaresini yeniliklere adapte etmesi gerekmektedir. Türkiye’de hak ihlâlleri giderek endişe verici boyuta ulaşırken, siyasî iktidarın takındığı ‘bireye karşı devleti koruyan’ tavır, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde benimsediği Kopenhag Kriterleri ile ters düşmektedir.” İstanbul / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Mevlânâ bilinseydi terör olayları olmazdı |
HİNDİSTAN'IN Ankara Büyükelçisi Raminder Singh Jassal, Hindistan’da Mevlânâ’nın düşüncelerine ve prensiplerine bağlı çok sayıda insan olduğunu belirterek, ‘’Mevlânâ’nın evrensel kardeşlik ve sevgi çağrısı Hindistan’da daha fazla bilinseydi bu terör olayları olmazdı’’ dedi
.
Mevlânâ’nın 735. Vuslat Yıl Dönümü Etkinlikleri için Konya’da bulunan Hindistan’ın Ankara büyükelçisi Raminder Singh Jassal, yaptığı açıklamada, daha önceki görev yerinin ABD olduğunu, Türkiye’de göreve başladığı bir aydan beri ilk ziyaretini Mevlânâ şehri Konya’ya yaptığını söyledi. ‘’Mevlânâ’nın Hindistan’daki etkisi sizin düşündüğünüzden çok daha fazla’’ diyen Jassal, Hindistan’da Mevlânâ’yı seven ve tasvip eden çok fazla kişi olduğunu ifade etti. Hindistan’da Mevlânâ’ya hayranlık duyan ona yakın tarihlerde yaşamış kişilerin mezarları bulunduğunu kaydeden Jassal, ‘’Hindistan’da mezarı olan 4 kişi Mevlânâ’nın halifeleri olarak büyük ilgi görüyor. Bu kişilerin mezarları Konya’daki Mevlânâ Müzesi gibi yılda yüzbinlerce insan tarafından ziyaret ediliyor’’ diye konuştu.
MEVLÂNÂ’NIN SEVGİSİ UĞRUNA
Bu mezarların sadece Müslümanlar tarafından değil Sihler, Hindular, Budistler gibi her dinden insanlarca ziyaret edildiğini belirten Jassal, şöyle konuştu: ‘’Bu kişilerin mezarları Mevlânâ’nın sevgisi uğruna ziyaret ediliyor. Mevlânâ’nın ülkemizde de büyük ilgi görmesi büyük kıvanç veriyor. Yetkililerden bu yıl içinde Konya’da Mevlânâ Müzesi’ni 2 milyon kişinin ziyaret ettiğini öğrenince çok şaşırdım. Mevlânâ sebebiyle Türkiye ile Hindistan arasındaki kültürel, ticarî ve ilmî çalışmaları teşvik edeceğim. Oradan Türkiye’ye gelecek heyetleri buraya yönlendireceğim. Çünkü Hindistan’da Mevlânâ’nın düşünceleri ve prensiplerine bağlı insanlar var.’’
MEVLÂNÂ’NIN ÇAĞRISI BİLİNSEYDİ
Hindistan’ın Mumbai şehrinde Kasım ayında gerçekleştirilen terör saldırılarına da değinen Jassal, ‘’Mumbai’deki terör saldırılarının sebebi insanlar arasına zamanında ekilmiş düşmanlık ve nefret tohumlarıydı. Bu saldırıları düşmanlık ve nefret tohumlarının bir patlaması olarak görüyorum. Mevlânâ’nın evrensel kardeşlik ve sevgi çağrısı Hindistan’da daha fazla bilinseydi bu terör olayları olmazdı’’ diye konuştu. Büyükelçi Jassal, Mevlânâ’nın felsefesinin Hindistan’da bundan sonra daha fazla yaygınlaşmasını ve daha fazla insan tarafından bilinmesini arzu ettiklerini belirterek, Mevlânâ daha fazla bilindikçe terörist saldırılar gibi istenmeyen olayların da o oranda azalacağını inandığını söyledi. Konya / aa
|
17.12.2008
|
|
|
AB kurumları, Türk gazetecilere tanıtıldı |
G-9 Platformuna bağlı gazeteci meslek örgütlerine mensup bir grup gazeteci için Lüksemburg’daki AB kurumlarını tanıtıcı seminer programı düzenlendi. Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve G-9 Platformunun işbirliğiyle düzenlenen, Lüksemburg Dışişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen program kapsamında gazeteciler, 9-13 Aralık arasında Lüksemburg’da yerleşik AB kurumlarını gezerek, faaliyetleri hakkında bilgi aldı. Lüksemburg / Ankrara
|
17.12.2008
|
|
|
THY’den, Bağdat’a kargo seferleri |
TÜRK Hava Yolları (THY), Irak’ın başşehri Bağdat’a kargo charter seferleri düzenleyecek. THY Basın Müşavirliği’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, 17 yıl aradan sonra 26 Ekim 2008 tarihinde Bağdat seferlerine başlayan THY, Aralık ayı itibarıyla Bağdat’a kargo charter seferleri başlatacak. Dördüncü A310-300 kargo uçağını da filosuna dahil eden ve her biri 36 ton kapasiteli kargo uçaklarıyla 18 noktaya tarifeli sefer düzenleyen THY, Bağdat’a yapacağı kargo charter seferleriyle Irak ve Ortadoğu pazarında etkin olmayı ve Irak’a yönelik kargo trafiğinde transit merkezi haline gelmeyi hedefliyor. İstanbul / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Uludağ'da işletmeciler kar duâsına hazırlanıyor |
TÜRKİYE'NİN önemli kış turizmi merkezlerinden Uludağ’daki esnaf ve otel işletmecileri, bölgede 20 Aralıkta açılacak sezon öncesi yeterli kar yağmaması sebebiyle sıkıntılı. Kurban Bayramı’nı kar olmaması sebebiyle sessiz geçiren Uludağ’daki işletmeler, sezonun açılmasına kısa bir süre kala son hazırlıklarını yaparken, açık olan bazı otellerde konaklayan müşteriler zamanlarını çevrede dolaşarak geçirmek zorunda kalıyor. Oteller Bölgesi’nde kızak kiralayarak geçimini sağlayan Elnur Askarov, Uludağ’a yağacak karı sabırsızlıkla beklediklerini belirterek, sezon açılana kadar kar yağmaması durumunda ‘’kar duâsı’’na çıkmaya hazırlandıklarını söyledi. Bursa / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Eczacılar sokağa çıkıyor |
TÜRK Eczacıları Birliği (TEB) Genel Başkanı Erdoğan Çolak, ‘’verilen sözlerle oyalandıklarını’’ ileri sürerek, ‘’seslerini duyurmak’’ için 21 Aralıkta Ankara’da miting yapacaklarını bildirdi. Çolak, Sağlık Bakanlığı önünde yaptığı basın açıklamasında, ‘’Sağlık sisteminin eczacının sırtından yürütülmesi, sağlık politikasının ilâçta tasarruf olarak algılanması, hastalarımızın ve eczacılarımızın sağlıkta dönüşümün mağduru haline getirilmesine karşı artık yeter diyoruz. Ya bu yangını dindireceksiniz, ya söndüreceksiniz’’ dedi. Eczacıların taleplerinin dikkate alınması için artık ‘’masada değil, sokaklarda’’ seslerini duyurmaya çalışacaklarını dile getiren Çolak, ‘’21 Aralıkta Kolej Meydanı’nda bir kez daha artık ‘yeter’ diye haykıracağız’’ dedi. Ankara / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Müzakerelerden sonra ilişkilerde düşüş görüldü |
ORTADOGU Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Avrupa Çalışmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Atilla Eralp, 2004 yılından sonra Türkiye’nin müzakerelere başlamasıyla ilişkilerde yeniden düşüş görüldüğünü belirterek, “Türkiye içinde AB’ye girme konusunda heves azaldı.
Hükümet şüpheci olmaya başladı” dedi. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) bünyesindeki AB Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce TÜBİTAK’ın desteğiyle ‘’21. Yüzyılda Türkiye-AB İlişkileri’’ konulu konferans düzenledi.
İEÜ Konferans Salonu’ndaki konferansın açılışında konuşan Prof. Dr. Eralp, Türkiye’nin 1959’daki AB’ye üyelik başvurusunun üzerinden yarım yüzyıl geçtiğini belirterek, bu ilişkide ‘’çok da başarılı bir süreçten söz edilemediğini’’ söyledi. Türkiye-AB ilişkilerinde iniş ve çıkışlar yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Eralp, 1959’dan 70’li yıllara kadar geçen dönemin olumlu, 1970’lerden 1999’a kadar olan dönemin gergin, 1999’dan sonraki dönemin olumlu geçtiğini kaydetti. 2004 yılından sonra Türkiye’nin müzakerelere başlamasıyla ilişkilerde yeniden düşüş görüldüğünü belirten Eralp, şöyle konuştu: ‘’Müzakerelerin başlamasıyla AB’de genişleme konusunda krizler yaşandı. Türkiye bu süreçten olumsuz etkilendi. Türkiye içinde de AB’ye girme konusunda heves azaldı. Hükümet şüpheci olmaya başladı. Bunun yanında olumlu faktörler de söz konusu. Kıbrıs sorununun çözümü için görüşmeler sürüyor. Kıbrıs faktörü Türkiye’nin AB ilişkilerini olumsuz etkiliyordu. Adada görüşmeler var. Bu sorun çözülecek gibi olursa Türkiye bakımından olumlu gelişmeler olabilir. 2009 yılı Türkiye ve AB için çok önemli. 2009 sonunda AB zirvesi, AB-Türkiye ilişkilerini Kıbrıs bakımından inceleyecek.’’ Konferansa Avrupa Üniversitesi Enstitüsünden Prof. Dr. Philippe Schmitter, İEÜ Sosyal Bilimler Enstitüsünden Yrd. Doç. Dr. Işık Gürleyen ve Yrd. Doç. Dr. Çiğdem Kentmen, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden öğretim görevlisi Özgehan Şenyuva da konuşmacı olarak katıldı. İzmir / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Kara gerçek doğrulandı |
İsvİçre’nİn Lozan şehrindeki Federal Politeknik Okulu (EPFL), uluslar arası astronomi ekibinin, şu anki en büyük teleskoplardan bin kez daha üstün bir teleskopla, kara deliğin çevresinde dönen ve giderek genişleyen diskin dış bölümlerini incelediğini açıkladı.
Bunun için Güney Yarıküre Avrupa Gözlemevi’nin Çok büyük Teleskobu’nu (Very Large Telescobe-VLT) kullanan ve biri galaksi diğeri yıldızlar olmak üzere iki tabiî büyüteçten faydalanan Avrupalı ve Amerikalı astronomlar, çok uzaktaki ışıklı bir kaynak olan kuasarın dört görüntüsünden oluşan ve “Einstein Haçı” denilen ünlü kozmik yükselişi inceleyerek, kara deliğin etrafındaki diski araştırdı. EPFL’den Alexander Eigenbrod, en enerjik ışımanın dev kara deliğin orta bölgesinden yayıldığını ve teorinin öngördüğü gibi diskin kara deliğe mesafesine göre enerjinin azaldığını ispatlayabildiklerini söyledi. Bilim adamlarının gözlemlediği kuasar, Dünya’dan yaklaşık 10 milyar ışık yılı uzakta bulunuyor ve ilk planda bulunan bir galaksinin yer çekimi etkisiyle ışığının yönü değişiyor ya da gücü artıyor. Bu ışığın gücünün artması özelliği, astronomide, diğer zayıf ışıklı çok uzaklardaki cisimlerin günümüz teleskoplarıyla incelenmesi amacıyla kullanılıyor. Kara delikler dev girdaplar gibi yıldızları yutabiliyor ve hiçbir ışık bundan kaçamıyor. Lozan / aa
MARS KÂŞİFİ GÖREVİ TAMAMLADI
NASA, Mars Yörünge Kâşifi’nin (Mars Reconnaissance Orbiter-MRO) bilimsel araştırmalarının iki yıllık ilk aşamasını başarıyla tamamladığını açıkladı. NASA’dan yapılan açıklamaya göre bilim adamları, uzay aracının şu ana kadar 73 terabyte veri gönderdiğini ve bunun daha önce Mars’a gönderilen uzay araçlarının gönderdiği verilerin tamamından fazla olduğunu belirterek, MRO’nun Kızıl Gezegen’deki yüksek öncelikli yerlerin yaklaşık 10 bin gözlemini yerine getirdiğini kaydettiler. Mars Yörünge Kaşifi, bilimsel görevinin ilk aşamasını tamamlamasının ardından, Güneş çevresinde başka bir yörüngeye giren ve yaklaşık iki Dünya yılı sürecek yeni bir göreve başlıyor.
SATÜRN UYDUSUNUN YÜZEYİ ‘HAREKET EDİYOR’
NASA’nIn gönderdiği Cassini uzay aracı, Satürn’ün uydusu Enceladus’ün yüzeyinin ‘sıradışı’ bir şekilde hareket ettiğini doğruladı. Buz kaplı uydudan gelen ilk fotoğraflarda, Enceladus’ün yüzeyindeki büyük buz parçalarının, Dünya’da okyanus tabanlarındaki yeni kabuk oluşumunda olduğu gibi yayıldığı gözlemlendi. Cassini’nin yolladığı fotoğraflar, yüzeyin altında bir deniz olabileceği görüşünü kuvvetlendirdi. Bilimadamları, Enceladus’te suyun varlığının kesinleşmesi durumunda, uydunun gelecekteki ‘en heyecan verici’ keşif hedefi olabileceğini ifade ediyor. Sanfransisco / cihan
|
17.12.2008
|
|
|
1000 yeni canlı keşfedildi |
Vahşİ Hayatı Koruma Derneği’nin (WWF) Tayland’ın Mekong bölgesinde yaptığı araştırmalar sonuçlarını vermeye başladı. Daha önce hiç keşfedilmeyen yaklaşık 1000 canlı türü bu bölgede ilk kez görüntülendi. Bilim adamlarının bu bölgede yaptığı araştırmalarda son dönemde binden fazla yeni canlı ve bitki türü bulundu. Vahşi Hayatı Koruma Derneği’nin ilk defa görüntülediği yılan, kurbağa ve farelerin bulunduğu görüntüler yayınlandı.
|
17.12.2008
|
|
|
İsminiz ‘ortak isim’lerden mi? |
Türkİye’de hem erkeklere hem de kadınlara konulan isimler arasında ‘’Yaşar’’ ilk sırada yer alıyor.
Nüfus istatistikleri’’ verilerine dayanarak hazırlanan listede her iki cinse de en çok konulan 36 isim bulunuyor. Bu isimler Yaşar, Ayhan, Dursun, İsmet, Muzaffer, Ümit, Özgür, İlhan, Hikmet, Yüksel, Özcan, Fikret, Cihan, Şerif, Deniz, Servet, Yücel, Sefa, Hidayet, Sezer, Olcay, Saffet, Güngör, Durdu, Günay, Ömür, İlkay, Kamuran, Kudret, Satı, Şenel, Elvan, Seyhan, Zülfü, Muhterem ve Güner olarak sıralanıyor. Listenin başında bulunan, 224 bin 556 erkeğe ve 52 bin 108 kadına isim olan ‘’Yaşar’’, hem toplamda hem de erkeklere en çok konulan ortak isimler arasında, 125 bin 424 kadına, 8 bin 630 erkeğe konulan ‘’Satı’’ da kadınlara konulan ortak isimler arasında ilk sırada yer alıyor. Sıralamaya göre, Türkiye’de 143 bin 879 erkek ve 25 bin 696 kadın ‘’Ayhan’’, 135 bin 177 erkek ve 42 bin 237 kadın ‘’Dursun’’, 136 bin erkek ve 42 bin 181 kadın ‘’İsmet’’, 125 bin 302 erkek ve 24 bin 197 kadın ‘’Muzaffer’’, 112 bin 815 erkek ve 12 bin 210 kadın da ‘’Ümit’’ ismini taşıyor. Ankara / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Nanoteknoloji ile kanser teşhisi |
AmerİkalI bilim adamları, nanoteknolojiyle, kansere yol açan toksinleri tesbit edebilen çok küçük bir algılayıcı geliştirdi. Vücuttaki belirli kimyasal maddelerin izlenebilmesi imkânı sağlayan algılayıcı, kanser ilâçlarının canlı hücreler üzerindeki etkisini de takip edebiliyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden Michael Strano, ‘’karbon nanotüpleri’’ olarak adlandırılan karbon moleküllerinin ince iplikçiklerinden yapılan ve DNA ile kaplanan algılayıcının insan vücudundaki canlı hücrelerden çok daha küçük olduğunu söyledi. Algılayıcı, yakın-kızılötesi ışık tayfında saptanabilen floresan ışığı yayıyor. İnsan dokularının aynı tayfta ışık yaymaması sayesinde algılayıcı göze çarpıyor. Işığın sinyali, algılayıcı hücre içinde DNA ile etkileşime girdiğinde değişiyor. Bu değişimler, bilim adamlarının belirli molekülleri tanımlamasına yardımcı oluyor. Chicago / aa
|
17.12.2008
|
|
|
‘Yüksek ses’ kulak çınlatır |
Endüstrİyel gürültü, yangın alarmları, trafik gürültüsü ve yüksek sesle müzik dinleme gibi çevresel etkenlerin kulak çınlaması rahatsızlığının en sık rastlanan sebepleri arasında yer aldığı bildirildi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Oğuz Güçlü, yaptığı açıklamada, kulak çınlamasının çoğu zaman kişilerin normal hayatlarını etkileyecek boyutlara ulaşabildiğini söyledi. Kulak çınlamasının birçok muhtemel sebebi bulunduğunu, küçük bir kulak kirinin dahi geçici bir süre çınlama yapabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Güçlü, bunun yanında enfeksiyon, kulak zarında delinme, orta kulakta sıvı birikmesi, orta kulaktaki kemiklerin eklem yerlerinin sertleşmesi, baş, boyun bölgesindeki damar genişlemeleri, denge ve işitmeyi sağlayan sinirde kaynaklanan bir tümörün bu rahatsızlığa yol açabileceğini vurguladı. Çanakkale / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Facebook mahkeme tebliğ aracı oldu |
Avustralya’da bir avukat, borcunu ödemeyen bir çifte, ipotek ettirdikleri evlerinin haczedildiğine dair mahkeme kararını sosyal iletişim ağı Facebook ile tebliğ etti.
Avustralya Yüksek Mahkemesi, geçen Cuma avukat Mark McCormack’in, ne evlerinde bulunan ne de elektronik posta adreslerinden ulaşılan çifte 3 Ekim’de alınan mahkeme kararını tebliğ etmek için Facebook’u kullanma talebini onayladı. Avukat McCormack, müvekkilinin başşehir Canberra’daki evi alabilmesi için mahkeme kararını dâvâlı tarafa tebliğ etmek zorunda olduğunu belirterek, ellerindeki bilgiler sayesinde dâvâlıları Facebook’ta bulduklarını bildirdi. Dâvâcının, dâvâlıların Facebook’taki arkadaş listesinde kayıtlı olması sayesinde de mahkeme kararının kolaylıkla tebliğ edildiği belirtildi. Canberra / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Avrupa güneşi fark etti |
Küresel ısınmanın yanı sıra petrol fiyatlarının sürekli değişkenlik göstermesi üzerine güneş enerjisine yönelik çalışmalar sürerken, AB ülkelerinin güneş enerjisi için yılda 14 milyar avro harcadığı belirlendi. AB Komisyonu’nun yayınladığı, ‘’Durum Raporu 2008: Güneş Pili Üretimi ve Fotovoltaik Piyasa Uygulaması Araştırması’’na göre, her yıl hızlı bir büyüme gösteren fotovoltaik endüstrisine (Işığa maruz kaldığında voltaj/elektrik üreten yarı iletkenler), son bir yılda 14 milyar avro harcadı. Rapora göre, fotovoltaik ürün sayısı 2003 yılından bugüne her yıl ortalama yüzde 40 artış gösterirken bu oran 2007 yılında yüzde 60’a yükseldi. Avrupa pazarında 5,7 milyar avro ciro ile lider durumda bulunan Almanya’da 100 binden fazla evde güneş enerjisi kullanılıyor. AB, dünyadaki fotovoltaik temelli cihaz üretiminin yarısını tek başına karşılıyor. Bu cihazların üretebildiği enerji miktarı 10 milyar KWh’ye (Kilo Watt/Saat) ulaşıyor. Ancak Avrupa’nın ürettiği güneş temelli elektrik, bütün ihtiyacın ancak yüzde 0,2’sini karşılıyor. Brüksel / aa
|
17.12.2008
|
|
|
Kahveden yakıt üretildi |
ABD’dekİ bilim adamları, atık kahve ürünlerinden otomobillerde kullanılabilecek nitelikte, yüksek kaliteli, ucuz ve çevre dostu biyodizel yakıt üretti. Nevada Üniversitesi’nden araştırmacılar biyodizel yakıtın yaygınlaşmasını önleyen düşük kalite, az kaynak sorununa kahve ile çözüm buldu. Kahve ile üretilen biyodizel yakıtın, geleneksel soya, ayçiçeği ve kolza yağı ile üretilen yakıta oranla çok daha kaliteli olduğu belirtiliyor. Bir kilo kahve atığının yüzde 11 ila 20’sinden yakıt elde edilebiliyor. Dünyanın her yerinde bir yılda 5 milyar tondan fazla kahve üretiliyor. Özellikle espresso, cappuccino ve yapraktan üretilen eski tarz kahve çeşitlerinde atıkların büyük bir kısmı çöpe atılıyor. Bilim adamları, atık kahvelerden bir yılda 340 milyon galon biyodizel yakıt üretilebileceğini öngörüyor. Nevada Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, önümüzdeki 6 ya da 8 ay boyunca kahveden elde edilen biyodizelin otomobil ve kamyonlarda test edileceğini açıkladı. 2010 yılına kadar küresel biyodizel yakıt üretimi miktarının yıllık 3 milyar galona ulaşması bekleniyor. İstanbul / cihan
|
17.12.2008
|
|
|
Explorer’a yeni bir virüs tehdidi |
İsveç medyası, Microsoft İnternet Explorer’a yönelik yeni bir casus virüsün hızla yayıldığını bildirdi. SVD gazetesine konuşan bir uzman, kullanıcının Explorer vasıtasıyla bir web adresine bağlandığında, başka bir web sitesine yönlendirildiğini, orada bir ‘java script’i yüklemesi istendiğini ve daha sonra da kullanıcının bilgisayarına casus programın bulaştığını söyledi. Kaja Narum isimli uzman, bu durumu kullanıcıların fark edemeyeceğini ve bilgisayar korsanlarının özel dosyalara sızabileceğini kaydetti. Stockholm / cihan
|
17.12.2008
|
|
|
|