İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, krizin iki şey kaybettirdiğini, bunların para ve güven duygusu olduğunu belirterek, "Bugün banka bankaya, işadamı işadamına, banka işadamına güvenmiyor. Kaybedilen para belki bir yılda kazanılır, ama güvenin kazanılması sanırım çok uzun sürecek" dedi. Yalçıntaş kriz sebebiyle iç piyasada talebin daraldığını söyledi.
CÂRî AÇIĞI KAPATAN KAYNAKLAR ZORDA
YASEM'in düzenlediği seminerde konuşan Yalçıntaş, “Türkiye son 6 yıldır iyi büyüdü, bunun temelinde ihracat vardı. Son iki ayda ihracat geriledi. İhracatın gerilemesi demek, büyümemizin yavaşlaması demek. Cârî açığı ödeyememek demek. Cârî açık ya ihracatla, ya da yabancı yatırımla kapanır. Yabancı yatırımı çekmek için ise güven vermek lâzım” görüşlerini dile getirdi.
İSTANBUL Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş, krizin para ve güven duygusunu kaybettirdiğini belirterek, “Bugün banka bankaya, işadamı işadamına, banka işadamına güvenmiyor. Kaybedilen para belki bir yılda kazanılır, ama güvenin kazanılması sanırım çok uzun sürecek” dedi.
YASEM Sürekli Eğitim Merkezi, Kriz Yönetimi Semineri düzenledi. Yeni Asya Gazetesi Güneşli Tesislerindeki Seminer Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşçı, diğer birim müdürleri, işadamları ve öğrenciler katıldı. Seminere konuşmacı olarak katılan İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, krizin arkasındaki ahlâkî temel meselenin ABD şirketlerinin, daha fazla kazanmak ve daha rahat yaşamak uğruna bu krize yol vermesi olduğunu söyledi. ABD’deki yatırım bankaları ile diğer bankaların şimdilerde zehirli kâğıtlar olarak isimlerdirdiği borç senetlerini Avrupa ve diğer ülkelerdeki bankalara satmasıyla krizin bütün dünyaya yayıldığını ve etkilediğini kay-deden Yalçıntaş, dünyanın resesyona girdiği için bizi de et-kilediğini ifade etti.
Kriz sebebiyle iç piyasada talebin daraldığını ve ihracatçıların ihracat yapamaz duruma geldiğini kaydeden Yalçıntaş şöyle devam etti: “Az mı, çok mu etkileneceğiz? Bu duruşumuza bağlı. Türkiye son 6 yıldır iyi büyüdü, bunun temelinde ihracat vardı. Son iki ayda ihracat geriledi. İhracatın gerilemesi demek, büyümemizin yavaşlaması demek. Cari açığı ödeyememek demek. Ben cari açığı ürettiğimizden çok tüketmek olarak tanımlıyorum. Daha fazla harcama yaparsak o zaman borçlanırız. Yurtdışından borç alamazsak dönemeyiz. Bu borç alma iki yolla olur. Birincisi ihracat yaparak, ikincisi yurtdışından yabancı yatırımcının gelmesi. Türkiye’nin cari açığını kapatabilmesi için ya ihracat yapmalıdır ya da dışarıdan yabancı yatırımcı çekmelidir. Yatırım çekmek için ise güven vermelidir ki yabancı yatırımcı gelsin.”
Yalçıntaş, dünyadaki bankacılık sektörünün bizim bankacılığı da etkilediğini belirterek, “Çünkü bizim bankalar dışarıdaki bankalardan kredi almıştı, özel sektöre onu kullandırıyordu. Dışarıdaki bankalar kriz sebebiyle zor duruma düşünce Türkiye’deki bankalara verdikleri kredileri istemeye başladı. Bizim bankalar da bu durumda özel sektöre verdiği kredileri geri çağırdı. Bu olay ise piyasaların daralmasına sebep oldu. Kriz iki şeyi kaybettirdi, birincisi para ikincisi güven. Bugün banka bankaya, işadamı işadamına, banka işadamına güvenmiyor. Kaybedilen para belki bir yılda kazanılır ama güvenin kazanılması sanırım çok uzun sürecek” dedi.
Katılımcıların sorularını da cevaplandıran Yalçıntaş, tüketicinin tüketimini durdurduğunu, krizden fazla krizin dedikodusundan etkilendiğimizin altını çizdi. Devletin gereksiz yatırımlarla yaptığı israfın büyüklüğüne de dikkat çeken Yalçıntaş, kriz döneminde herkesin ayağını yorganına göre uzatmasını tavsiye etti. İstanbul / ÜMİT KIZILTEPE
|