|
|
|
TIKANIKLIĞIN ÖNEMLİ SEBEBİ CHP |
İnsanların giyim kuşamını hiçbir zaman sorun yapmadıklarını belirten DP Genel Başkanı Soylu: "Bugün CHP bir akreditasyon merkezi haline geldi. Çarşafı ve başka şeyleri akredite edeceksin. Bu Türkiye'deki tıkanıklığın en önemli sebeplerinden biri."
MİLLETE YARDIMCI OLMALIYIZ
ANAP'ın yeni Başkanı Salih Uzun'un ziyaret ettiği Soylu, “İktidarın milletten cevabını almasına yardım edecek bir anlayış ortaya koymalıyız. 29 Mart'ta Türkiye'yi AKP ve CHP'ye mahkûm edersek millet bizimle ilgili endişelerini devam ettirir” dedi.
ANAVATAN Partisi (Anavatan) Genel Başkanı Salih Uzun, 9. Olağan Kongresinde yeniden Genel Başkanlığa seçilen Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu’yu parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyarette gündeme ilişkin değerlendirmede bulunan Soylu, CHP’nin çarşaf açılımı hakkında Anavatan ve Demokrat Parti’nin hiçbir zaman insanların giyimi ve kuşamını sorun yapmadığını savunarak, şöyle konuştu: “Bugün neredeyse ana muhalefet CHP bir akreditasyon merkezi haline gelmiştir. Çarşafı akredite edeceksin, başka şeyleri akredite edeceksin. İşte bu Türkiye’deki tıkanıklığın en önemli sebeplerinden bir tanesidir.”
Ekonominin 4 yıldır kan kaybettiğini ve iktidarın tedbir almadığını savunan Soylu, Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin demokratikleşememe olduğunu belirterek, iktidarın AB konusunda samimiyetini kaybettiğini söyledi. Yerel seçimlerde DP ile Anavatan Partisinin ittifak yapıp yapmayacaklarının sorulması üzerine Uzun, “Genel seçimlerden önce iki partinin birleşme denemesinin hayal kırıklığı ile sona ermesinden dolayı yoğurdu üfleyerek yemekteyiz. Ama bizler Türkiye’nin önüne yeni bir rota koyabiliriz. Siyasetin imkân üretmesi gerekmektedir. Amacımız istişare kanallarını açık tutmak ve Türkiye’nin nefes alabilmesi için cepheleri yarmaktır” diye konuştu.
Aynı soruya Soylu, “Beklentileri yükseltmeden, iktidarın milletten seçimlerde cevabını alabilmesine yardım edecek bir anlayışın ortaya konulması gerekmektedir. 29 Mart’ta Türkiye’yi AKP ve CHP’ye mahkûm edersek millet bizimle ilgili endişelerini devam ettirecektir” diye cevap verdi.
|
CEMİL YÜZER
/ ANKARA
28.11.2008
|
|
|
AKP CHP’lileşiyor, CHP AKP’lileşiyor |
Türk siyasetinde ilginç gelişmeler yaşanıyor. CHP’nin İslam’a, AKP’nin Güneydoğu’ya bakışında ‘şaşırtıcı’ gelişmeler var.
Sizce bu parti politikalarında bir değişime mi işaret ediyor, yoksa yaklaşan seçimler için atılan taktik adımlar mı?
Aslında partilerin birbiriyle yer değiştirdiğini görüyoruz. Başka türlü söylemek gerekirse AKP CHP’lileşiyor, CHP AKP’lileşiyor. Mesela, bugüne kadar türban ve çarşaf konusunda olumsuz ve radikal bir tavır takınmış olan CHP, türbanlıları ve kara çarşaflıları partisine alıyor. Bu, bana göre doğrudan doğruya CHP’nin AKP’lileşmesi demek. Çünkü türban meselesi AKP’nin en temel koyucu argümanlarından biri. O temel koyucu argüman konusunda olumlu tavır almak da ister istemez AKP’lileşmek demek. Siyasette bazı şeyler bir partinin ‘öz’üne, bazı şeyler de ‘teferruat’a ilişkindir, Ama bu teferruata değil, öze ilişkin bir şey.
AKP’nin de CHP’lileştiğini söylediniz. Bunun göstergesi ne?
Kürt politikasındaki değişim ile Başbakan’ın Doğu ve Güneydoğu gezilerinde yaptığı devletçi konuşmalar. CHP devletçi bir parti. Ama Tayyip Bey’in son söylemleri, CHP’nin özü, temel koyucu özelliklerinden birini oluşturan devletçi politikayı benimsediğini gösteriyor.
Bu da katı ve bürokratik bir yaklaşım...
Kesinlikle. Belki de temelde şunu konuşmak lazım. Aslında AKP’nin de, CHP’nin de ‘öz’ü yok. Bu yüzden de birbirleriyle çok kolay yer değiştirebiliyorlar. Oysa belli bir felsefi arka planı olan partilerde böyle şeyler olmaz. Bir doktrin partisi bu kadar kolay kılıf değiştiremez. Düşün, bir Markist parti, bir kapitalist partinin söylemini edinebilir mi? Edinemez. AKP’ye de, CHP’ye de ‘merkez partisi’ deniyor. İdeolojisiz ve dünya görüşsüz olmanın adı, merkez partisi oldu.
Omurgası oluşmamış bir iktidarla ana muhalefetten söz ediyoruz yani...
Evet, sen metaforik bir şekilde ifade ediyorsun. Öz, doktrin, felsefi arkan plan dediğimiz şeyler, bu omurga tabii.
Bu durumda parti politikaları da, gündelik siyesetin rüzgarına göre mi belirleniyor?
Tastamam öyle... Bir partinin felsefi bir arka planı yoksa, gündelik olaylardan yola çıkarak, ‘taktik ve stratejik siyaset’ yapmaktan başka bir çaresi yok çünkü.
(...)
‘Partiler arasında, tabelalarından başka bir fark kalmadı diyorsunuz’ aslında.
Kesinlikle. Başa dönersek. Türkiye’de laiklik savunucu gibi görünen CHP, siyasi İslam’a ait olduğu varsayılan siyasi sembollere tavır aldı. Ama partiye gelen ilk çarşaflıyı da üye yaptı. O üyeliği onaylayarak laiklik ilkesinden kolayca vazgeçti. Ne anlama gelir bu? CHP için laikliğin hiçbir anlamı olmadığının...
Bu tespitten yürürsek, ortaya ironik bir manzara çıkıyor. Çünkü AKP, laikliğe karşı bir tehdit olarak görüldü hep. Bu tehdite karşı Cumhuriyet yürüyüşleri düzenlendi. CHP-MHP koalisyon yapsın da, laiklik kurtulsun nutukları atıldı. Durum buysa, yani laiklik CHP için gündelik siyaset uğruna feda edilebilecek kadar önemsizse, 6 yıldır herkes boşa konuştu.
Evet, hepsi boşaydı. Ben böyle düşünüyorum. Yıllardır karşı çıktığın türban bir anda meşrulaştığına göre, böyle...
Bu bağlamda MHP’yi nereye oturtuyorsunuz? Onlar da bir süredir Alevilerle dirsek temasında...
Aynı şey, onlar için de geçerli. MHP de pratik yapıyor, teori değil. Herkesin birbirinin malında gözü var, işin özeti bu.
Konuşan: Mehmet Kenan Kaya
Akşam, 27.11.2008
|
28.11.2008
|
|
|
Örtüleri birbirine tercih edemeyiz |
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, başörtüsü ile ilgili bir soruyu cevaplandırırken, “Örtünme türlerinden birisini öbürlerine tercih eder bir konumda değiliz. Mesele örtünme türleri arasında bir tercih yapmak değildir” dedi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘’Örtünme türlerinden birisini öbürlerine tercih eder bir konumda değiliz. Mesele örtünme türleri arasında bir tercih yapmak değildir’’ dedi. Bir televizyondaki haber programına katılan CHP Başkanı Baykal soruları cevaplandırdı. ‘’Siyasî simge olarak türbanı görüyorsanız, partinize, beyninin içinde ne olduğunu bilmediğiniz bir türbanlı kadın, genç kız başvurursa onu da üye yapar mısınız?’’ şeklindeki soruya da Baykal, ‘’Örtünme türlerinden birisini öbürlerine tercih eder bir konumda değiliz. Mesele örtünme türleri arasında bir tercih yapmak değildir’’ dedi.
İnsanın siyaseti ile kıyafeti arasında ayrım yapılmasını önerdiklerini kaydeden Baykal, insanların kıyafetinden yola çıkılarak, onların siyaseti konusunda peşin hüküm, toptan yargı yoluna gidilmemesi gerektiğini belirtti. Baykal, türbanlılar içinde devletin anayasal düzeniyle, laik demokratik Cumhuriyet ile hiç problemi olmayanlar bulunduğu gibi, açık başlıların arasında devletin laik rejimini kabul etmeyen, buna karşı her türlü takiyyeyi yapanların da olduğunu söyledi. Kendilerine oy verenler arasında başörtülülerin de bulunduğuna dikkati çeken Baykal, türbanlılar arasında da rejimle, Anayasa’nın laik cumhuriyet ilkesiyle problemi olmayan on binlerce insanın bulunabileceğini ifade etti. Baykal, çarşafın ise toplumda yaygın bir örtünme biçimi olmaktan çıktığını, çoğunlukla kırsal, Anadolu’nun feodal ilişkilerinin egemen olduğu yörelerde görülen bir örtünme biçimi olduğunu ifade etti. Partisine katılımların olduğu törende, 8 bin kadar kişinin CHP’ye üye olduğunu, bunların sadece 4’ünün çarşafı bulunduğunu kaydeden Baykal, ‘’Bu tören sırasında önüme gelen o çarşaflı kişiye ‘hayır kardeşim ben seni CHP’ye üye yapamam. Git kıyafetini değiştir öyle gel’ demem mümkün değildi’’ şeklinde konuştu. “Açılım yapmadım, içimdeki anlayışı ortaya koydum’’ diyen Baykal, ‘’Bu açılım, birdenbire Türkiye’de müthiş bir elektriklenme yarattı. Anlaşılıyor ki Türkiye’nin böyle bir sahneyi görmesi çok önemliymiş. Benim için çok doğaldır bu, ama birdenbire bugünkü Türkiye’de bu çok büyük bir süreci harekete geçirdi. 2 haftadır Türkiye bunu konuşuyor. Bu tartışmada ben yarar görüyorum’’ değerlendirmesinde bulundu. Ankara / aa
|
28.11.2008
|
|
|
TEM gişesinde çatışma: 2 polis şehit |
TEM Otoyolu Hatay Denizciler gişesinde polis bölücü terör örgütü mensupları ile çatıştı. Çatışmada 2 polis şehit olurken, saldırganlar sağ olarak yakalandı.
İskenderun-Adana Otoyolu Denizciler Gişelerinde trafik ekibine teröristler tarafından uzun namlulu silâhlarla düzenlenen saldırıda 2 polis memuru şehit oldu. Alınan bilgiye göre, İskenderun-Adana Otoyolu Denizciler Gişeleri civarında 4 kişi oldukları bildirilen terörist grubu, gişe önünde görevli trafik ekip otosuna uzun namlulu silâhlarla saldırı düzenledi. Saldırıda trafik polis memuru İbrahim Darıcı olay yerinde şehit oldu. Bu arada, olay yerinden Amanos Dağları kırsalına kaçmaya çalışan teröristlerin yakalanması için operasyon başlatan güvenlik görevlileri ile teröristler arasında çatışma çıktı. Emniyet güçleri bölgeyi çembere alırken, 50 kadar güvenlik görevlisinin bölücü terör örgütü elemanlarını köşeye sıkıştırdı. Çatışma sonrası bir kişiyi rehin alarak otomobille kaçan saldırganlar, güvenlik güçleri tarafından takipe alındı. Saldırıda kullanıldığı belirtilen aracın sürücüsüyle birlikte ele geçirildiği belirtilirken, termö örgütü PKK militanı olduğu öne sürülen iki kişinin dağlık alana kaçtığı ifade edildi. İstanbul / aa
|
28.11.2008
|
|
|
Hacılar Hira’da buluştu |
Mekke’de bulunan hacı adayları, Nur Dağında Peygamberimize ilk vahyin geldiği Hira Mağarasını ziyaret ediyor.
Hacı adayları, zamanlarını ibadet ve ziyaretle değerlendiriyor.
|
28.11.2008
|
|
|
İSLÂMÎ HAYAT TARZI AIDS’TEN KORUYOR |
Pozİtİf Yaşam Derneği Başkanı Nejat Ünlü, 1 Aralık Dünya AIDS Günü sebebiyle yaptığı açıklamada, HIV/AIDS virüsünün bütün dünyada 1980’li yıllarda görülmeye başlandığını, Türkiye’de ilk vak'anın 1985’te ortaya çıktığını, ilk zamanlar daha çok eşcinsellerde yaygın olduğunun düşünüldüğünü ifade etti.
Birkaç yıl sonra başka vak'aların da ortaya çıkmasıyla bütün dünyada ciddî bir panik başladığını dile getiren Ünlü, 1990’lı yıllarda antiretroviral tedavinin çıkmasıyla ölümlerin önüne geçildiğini kaydetti. Ünlü, bu tedavinin Türkiye’de de yapıldığını ve gelişkin ilâçlarla özellikle Batıda ölümlerin durdurulduğunu ancak hâlâ Afrika ve Asya gibi kıt'alarda bulunan ülkelerde bu hastalıktan ölümlerin yaşandığını vurguladı. Türkiye’de tedavi seçeneklerini kabul etmeyen veya bilmeyen ya da kendisinin hasta olduğunu anlamayanların öldüklerini ifade eden Ünlü, bu sebeple insanların mutlaka test yaptırmaları gerektiğini, erken teşhisin bu hastalığın tedavisinde çok önemli olduğunu anlattı. Ünlü, AIDS tablosuna girdikten sonra da tedavi edilebildiğini ancak hastalık vücutta hasar bırakmadan, herhangi bir yıkım olmadan tedaviye başlamanın önemli olduğunu aktardı.
40 MİLYON HIV TAŞIYICISI
Dünya Sağlık Örgütünün 2000’li yılların başında AIDS’ın bulaşıcı hastalıklardan öte tıpkı, şeker veya kalp gibi kronik hastalıklar kategorisine aldığını hatırlatan Ünlü, şöyle devam etti: ‘’Şu an tüm dünyada 40 milyon HIV taşıyıcısı olduğu tahmin ediliyor. Ne kadarının hasta olduğu tam olarak bilinmiyor. Sağlık Bakanlığının son verilerine göre, Türkiye’de 3 bin 170 HIV taşıyıcısı var. Burada ilginç bir durum var. Normalde her yıl ülkemizde 200 civarında yeni tanı olurdu. Oysa bu yılın ilk 6 ayında 250 kişilik bir artış var. Trend korkutucu. Çünkü bu, yılda yaklaşık 500 kişi demek. Son 20 yılın en ciddî rakamı.’’
TOPLUM BİLİNÇLENMELİ
Nejat Ünlü, derneğin HIV/AIDS ile yaşayan kişiler arasında bir iletişim ağı kurarak tedaviye erişimlerini kolaylaştırmak, hayat kalitelerini arttırıcı bilgilendirme çalışmaları yapmak, kendilerinin ve yakınlarının fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan güçlenmelerini sağlamak, yaşadıkları hak mahrumiyetlerinde savunuculuk görevlerini yerine getirmek amacıyla kurulduğunu bildirdi. Derneğin ayrıca HIV/AIDS konusunda bütün toplumu bilinçlendirerek gereken önleme ve savaşım çalışmalarını yapmak amacını da taşıdığını aktaran Ünlü, sadece HIV pozitif kişilerden değil, onların akraba ve yakınlarından, doktorlardan, öğretim üyelerinden, toplumun her kesimini temsil eden kişilerin dernekte yer aldığını kaydetti.
SÜNNET
VE GUSÜL KALKANI
Akdenİz AIDS’den Korunma Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Sipahioğlu da bir internet sitesine verdiği demeçte, sünnet ve gusül abdestinin AIDS’i büyük oranda engellediğini söylüyor. Prof. Dr. Sipahioğlu sözlerine şöyle devam ediyor: “Dünyanın en önemli tıp dergisi olan The Lancet, Hindistan’da bir araştırma yapmış ve bu araştırma 27 Mart 2004 tarihinde yayımlandı. Araştırmaya göre sünnetli olanların sünnetsiz olanlara nazaran yüzde 30 daha az AIDS virüsü kaptıklarını belirtiliyor. Yine aynı araştırmada sünnetsizlerde AIDS virüsünün saklanmak için uygun bir ortam bulduğuna dikkat çekiliyor. Türkiye’de AIDS’li sayısının diğer ülkelere nazaran az olması da bunun en büyük delili. Müslüman olmamız gereği gusül abdesti almamız da eklenince AIDS virüsü bulaşma oranı daha da azalıyor. Ancak bu demek değil ki, AIDS hiç bulaşmaz. Sünnetli olsak da gerekli önlemleri ve eğitimleri almak gerekir ayrıca zina ve fuhşiyattan da sakınmak lâzım. Neticede sünnet olmak ve gusül abdesti almanın bu virüsün bulaşmasında büyük oranda engel olduğu ispatlanmış durumda. Müslüman olmamız bu hastalık karşısında bizi daha şanslı kılıyor.”
|
28.11.2008
|
|
|
YSK: Seçmen sayısı 48 milyon 265 bin |
YSK, yeni seçmen kütüklerinin askıya çıkarıldığını belirterek, seçmen sayısını 48 milyon 265 bin 644 kişi olarak açıkladı. Adalet Bakanlığı Gazi ek binasında bir basın toplantısı düzenleyen YSK Başkanı Muammer Aydın, 29 Mart 2009 mahallî idareler seçimlerinde Adres Kayıt Sistemi (AKS) esas alınarak hazırlanan seçmen kütüklerinin kullanılacağını belirterek, “AKS esas alınarak düzenlenmiş yeni seçmen kütüklerini askıya çıkardık. Yeni oluşturulan seçmen kütüğüne göre seçmen sayısı 48 milyon 265 bin 644 kişi olmuştur. AKS’de kayıtlı olmayanlar seçmen kütüğüne yazılmamıştır. Seçmen kütüklerine kayıtlı olmayanlar oy kullanamayacaklar” dedi. Bundan sonra bütün seçmen kayıtlarının doğrudan Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünce tutulan AKS’den alınacağına işaret eden Aydın, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ve adresi olmayanların seçmen kütüklerine yazılamayacaklarını söyledi. Ankara / aa
|
28.11.2008
|
|
|
Organize suç örgütüne büyük darbe |
ADANA Emniyet Müdürlüğü tarafından 6 ilde düzenlenen operasyonda, 20 kamu ihalesine girerek, devleti milyonlarca dolar zarara uğrattıkları iddia edilen, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 23 kişi gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Organize Suçlar Büro Amirliği ekipleri, çeşitli illerde kamu ihalelerine katılarak, devleti zarara uğrattıkları belirlenen suç örgütüyle ile ilgili çalışma başlattı. Yaklaşık bir yıl süren teknik takip ve istihbarat çalışmaları sonucu, örgüt üyelerinin 20 ayrı kamu ihalesine katılıp, ‘’çantacılık, ihale şirketlerine baskı oluşturmak, fiyat düşürmek’’ gibi yöntemlerle haksız kazanç elde ettikleri tesbit edildi. Adana Emniyet Müdürlüğünün organizasyonunda başlatılan ve İstanbul, Ankara, İzmir, Şanlıurfa ve Kırıkkale illerinde gerçekleştirilen operasyonda, 50 ayrı adrese baskın yapıldı. Operasyonda, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Konya Emniyet Müdürlükleri tarafından da firarî sanık olarak aranan çete lideri ile İmamoğlu ilçesinin Millî Eğitim Müdürü A.E. ile emekli şube müdürü M.K’nin de aralarında bulunduğu 23 kişi gözaltına alındı. Zanlıların ev ve iş yerlerinde yapılan aramada 4 tabanca, yaklaşık 500 mermi, çelik yelek ve çok sayıda ihaleyle ilgili belge ele geçirildi. Yetkililer, zanlıların, ihalelere fesat karıştırarak devleti milyonlarca dolar zarara uğrattıklarını bildirdiler. Adana Emniyet Müdürlüğüne getirilen zanlılar, sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edildi. Adana / aa
|
28.11.2008
|
|
|
Avrupa, uzay çalışmalarına 10 milyar avro bütçe ayırdı |
Avrupa Uzay Kurumu (ESA) üyesi ülkeler, Hollanda’nın Lahey şehrinde yaptıkları toplantıda, uzay çalışmaları için 10 milyar Avro’luk bir bütçe ayrılmasını kararlaştırdılar. Gelecek 3 yılı kapsayan bütçe için ayrılan kaynak bir önceki bütçeye oranla önemli bir artış gösterirken, toplantıya katılan bakanlar, uzay alanında yapılan yatırımın, kriz ortamında Avrupa’nın sanayisinin üretimi arttırmasına yardımcı olacağını söylediler. 18 üye ülkenin bakanlarının 2 gün süren toplantı sonunda kararlaştırdığı 10 milyar Avro’luk yeni kaynak, yeni gözlem uyduları üretimi, ESA’nın Avrupa Uzay İstasyonu’nda (UUİ) varlığının sürdürülmesi ve gezegenlere uzay aracı gönderilmesi için kullanılacak. Berlin’de 2005’te kararlaştırılan bütçeye göre yüzde 25’lik artış öngörülen yeni bütçeye Almanya 2,7 milyar Avro, Fransa 2,3 milyar Avro, İtalya da 1 milyar Avro’nun biraz üzerinde ve İngiltere de 1 milyar Avro’nun biraz altında katkıda bulundu. Ankara / aa
|
28.11.2008
|
|
|
Kayıp alet çantası yörüngede görülebilir |
İngİlİz amatör gökbilimciler, Amerikalı astronot Heidemarie Stefanshyn-Piper’ın kaybettiği alet çantasını gelecek ay başında yörüngede tesbit etmeyi umuyor. The Times of London gazetesinin haberine göre, İngiliz astronomlar, Stefanshyn-Piper’ın geçen hafta uzay yürüyüşü sırasında düşürdüğü sırt çantası büyüklüğündeki nesnenin Aralık ayının ilk günlerinde güçlü bir teleskopla görülebileceğini düşünüyor. Dünya’dan 400 km uzaklıkta ve saatte 24 bin km hızla dolaşan alet çantasını tesbit etmek için en uygun zamanın Çarşamba akşamı erken saatler ve Cuma günü olacağını belirten Popüler Astronomi Vakfından Robin Scagell, kayıp alet çantasının Çarşamba göğün güney bölümünde 72 derece ve Cuma da 77 derece açıda olmasının beklendiğini söyledi. Scagell, “Yukarda böylesine küçük bir şeyi görmek çok heyecan verici olacak. Bu, gökyüzündeki diğer cisimlerden farklı. Bundan bir şey öğrenemezsiniz, ama yine de bunu kendi gözlerinizle görmek harika olur” diye konuştu. Londra / aa
|
28.11.2008
|
|
|
Pardus dünyaya açılıyor |
TÜBİTAK, ulusal işletim sistemi Pardus projesi kapsamında, küresel ölçekte rekabetçi ürünlerin geliştirilmesi ve pazarlanması için atağa geçti. TÜBİTAK ilk olarak dün Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleşkesinde özgür yazılım pazarlamasında ünlü danışman Sandro Groganz’ı ağırladı. Teknik açıdan ve kullanıcı yüzünde en popüler ve en yaygın Linux dağıtımları ile aynı kefeye konan Pardus Projesi kapsamında, Türkiye sınırları aşılarak küresel ölçekte rekabetçi ürünler geliştirmek ve bunları doğru şekilde pazarlamak hedefleniyor. Ankara / aa
|
28.11.2008
|
|
|
Hızıyla değil, fiyatıyla yarışıyor |
KURBAN Bayramı’nda şehir dışındaki yakınlarını ziyaret edecek, özellikle dar gelirli vatandaşlar, neredeyse otobüsün yarı fiyatına yolculuk imkânı sunan trene ilgi gösteriyor.
TCDD 6. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, 8 Aralık Pazartesi günü başlayacak Kurban Bayramı dolayısıyla trenlerde doluluk oranı yüzde 100’e ulaştı.
Talebin karşılanması için trenlere vagon eklendiğini ifade eden yetkililer, biletlerin günler öncesinden satıldığını bildirdi.
Yetkililer, Adana-Ankara Çukurova Mavi Treni, Adana-Kayseri Erciyes Ekspresi, Adana-Konya İç Anadolu Mavi Treni, Adana-Elazığ Fırat Ekspresi ve Adana-Diyarbakır normal yolcu trenlerine vagon ekleneceğini kaydetti.
Günlük 11 bin yolcunun seyahat ettiği Adana-Mersin hattında iç seferlere 5 vagonla devam edileceği, talebin artması halinde ek vagonların devreye gireceği ifade edildi.
TCDD 6. Bölge Müdürü Hasan Tahsin Köprülü, her bayram olduğu gibi Kurban Bayramı’nda da trenle yolculuğu tercih edenlere en iyi ve kaliteli hizmeti sunacaklarını söyledi.
Köprülü, TCDD’nin günün şartlarına göre kendini her geçen gün yenilediğini ve geliştiğini belirterek, bu kapsamda Adana-Mersin arasındaki ulaşım süresini 40 dakikaya kadar indirmesi planlanan ve Güney Kore firması Hyundai’den alınan yeni tren yolcu setlerinin test sürüşlerinin devam ettiğini, bunun da en kısa sürede devreye gireceğini ifade etti.
Kurban Bayramı’nı sevdiklerinin yanında geçirmek isteyenlerin otobüs ve uçakların yanı sıra trene yoğun ilgi gösterdiğini belirten Köprülü, bu konuda en önemli tercih sebebinin fiyatlar olduğunu kaydetti. Trenin diğer ulaşım araçlarına göre daha ucuz ve güvenli olduğunu, özellikle dar gelirli vatandaşların bayram süresince trenle yolculuğu tercih ettiğini bildiren Köprülü, ‘’Ulaşım için demir yollarına tercih eden vatandaşlarımızı gidecekleri yere en güvenilir şekilde ulaştırmak için tüm ekiplerimiz seferber olacak’’ dedi.
BİLET FİYATLARI
Adana-Ankara Çukurova Mavi Treni tam biletinin
22 YTL, Adana-Kayseri Erciyes Ekspresi’nin 16 YTL, Adana-Konya İç Anadolu Mavi Treni’nin 15,75 YTL, Adana-İstanbul İç Anadolu Mavi Treni’nin 40 YTL, Adana-Elazığ Fırat Ekspresi’nin ise 19 YTL
|
28.11.2008
|
|
|
Erzincan mezarlığı kışa hazır |
ERZİNCAN'DA kışın toprağın donması sebebiyle yeni mezar açma konusunda sıkıntı yaşayan belediye ekipleri, şimdiden mezar kazıyor.
Erzincan Belediye Başkanı Mehmet Buyruk, istatistiklere göre, Erzincan merkezde günde bir kişinin vefat ettiğinin tesbit edildiğini belirtti.
Kışın mezar açılması için toprağın kazılmasının çok zor olduğunu ifade eden Buyruk, ‘’Donmuş toprağın kazılması çok zor oluyor. Yakınları vefat eden vatandaşlarımızı bir de bu konuda sıkıntıya sokmamak için bu aylardan itibaren önlemimizi alıyoruz’’ diye konuştu.
Mezar kazma çalışmalarının sürdürüldüğünü bildiren Buyruk, ‘’70-80 mezar açmayı planlıyoruz. Aşırı soğuk ve karın etkili olduğu 2 aylık dönemde çok gerekli olmadığı sürece kazı yapmayacağız. Açılacak mezarların yeteceğini tahmin ediyoruz. Bu düzenlemelerle vatandaşımız sıkıntı çekmiyor. Mezar kazma çalışmaları, tecrübeli personel tarafından yapılıyor’’ dedi.
Terzibaba Mezarlığı Müdürü Ünal Tuygun da hava soğumadan tedbir almaya başladıklarını, ekiplerin şimdiden mezar kazdığını söyledi.
Çalışmalar kapsamında 60 mezar kazıldığını kaydeden Tuygun, ‘’Kışın kompresörle mezar kazıyorduk. Bu zor oluyordu. Mezarları artık daha önceden kazıyoruz. Kışın cenaze geldikçe önceden hazırladığımız mezarlara defnedeceğiz. Geçen yıl kış aylarında 100 cenaze defnedildi. Bu yıl ilk etapta 60 mezar kazdık’’ diye konuştu. Erzincan / aa
|
28.11.2008
|
|
|
Yanan ormanlar yerine 300 milyon fidan dikilecek |
ORMAN Genel Müdürü Osman Kahveci, bu yıl içinde Türkiye genelinde yanan orman alanlarında ağaçlandırma çalışmalarının sürdüğünü belirterek, ‘’Dikim döneminde 300 milyon fidan dikimi gerçekleştireceğiz’’ dedi. Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, yaz döneminde Antalya’nın Serik ve Manavgat ilçelerinde çıkan yangında zarar gören orman alanlarındaki yeniden ağaçlandırma çalışmalarını denetledi. Yanan Orman Alanlarının Ağaçlandırılması ve Rehabilitasyonu Projesi kapsamında Serik ve Manavgat ilçelerindeki yanan alanların ağaçlandırılması çalışmalarında finansal ve idarî aksaklıkları yerinde görmek istediğini belirten Kahveci, ‘’Yanan sahaların başka bir amaçla kullandırılmayacağını göstermek istiyoruz’’ dedi. Türkiye genelinde bu yıl yanan orman alanlarında ağaçlandırma seferberliği başlatıldığını hatırlatan Kahveci, Antalya’nın Serik ve Manavgat ilçelerindeki yanan alanların ağaçlandırılması amacıyla da proje hazırlandığını anlattı. Kurban Bayramı sonrası Antalyalıların da katılımıyla törenle bu alanlara fidanların dikilmesine başlanacağını vurgulayan Kahveci, ‘’Orman yangınından sonra Antalyalıların bu alanların ağaçlandırılması için maddî ve manevî büyük katkısı oldu. Bunların karşılığını Antalyalılara göstermek istiyoruz. Yanan sahaların yıl içinde nasıl ağaçlandırıldığını ve yanan sahaların başka amaçla asla kullandırılmadığını göstermek istedik’’ diye konuştu. Serik ve Manavgat orman alanlarında 15 bin hektara yakın alanın yandığını, bunun 4-5 bin hektarının bozuk, kayalık kullanılmaz alan olduğunu ifade eden Kahveci, burada yepyeni bir orman alanı kuracaklarını söyledi.
|
28.11.2008
|
|
|
Yağmur yağdı, böyle oldu |
İSTANBUL'DA akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış, Bahçelievler’de bazı ev ve iş yerlerinde su baskınlarına yol açtı. Şehrin her iki yakasında başlayan yağış, özellikle Bahçelievler ve Bağcılar’da etkili oldu. Bahçelievler’deki bazı ev ve iş yerlerini su basarken, vatandaşlar ve itfaiye ekipleri su tahliyesi yaptı. Yağış, trafiği de olumsuz etkiledi. Su birikintileri oluşan yollarda çok sayıda trafik kazası meydana geldi, trafik yoğunluğu yaşandı. İstanbul / aa
|
28.11.2008
|
|
|
Kritik dâvânın temyiz duruşması ertelendi |
DANIŞTAY ve Cumhuriyet’e yönelik saldırılarla ilgili dâvânın dün yapılması beklenen temyiz duruşmasının ertelenmesine karar verildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırılarla ilgili dâvânın temyiz incelemesini ‘’sanık avukatları duruşmaya gelmediği’’ gerekçesiyle duruşmasız yapmaya karar verdi. Dâvânın temyiz duruşmasına, Danıştay’a yönelik saldırıda vefat eden Danıştay 2. Dairesi üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in oğlu Gökhan Özbilgin ‘’ailenin avukatı’’ sıfatıyla katılırken Cumhuriyet gazetesinin avukatı da hazır bulundu. Duruşmayı Danıştay Genel Sekreteri Taci Bayhan ve Genel Sekreter Yardımcıları da izledi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Mahmut Acar, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi kararının sanık avukatları ve Cumhuriyet savcılarınca temyiz edildiğini, ancak hiçbir avukatın duruşmalı inceleme talebinde bulunmadığını söyledi. ‘’Ergenekon Dâvâsı’’ iddianamesinde Danıştay saldırısına atıfta bulunulduğunu hatırlatan Acar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesinde de Ergenekon Dâvâsı ile Danıştay saldırısı dâvâsı arasında irtibat bulunduğu ve birlikte değerlendirilmesi yönünde görüş belirtildiğini kaydetti. Tebliğnamenin ardından, kamuoyunun yakından ilgilendiği dâvâyı resen duruşmalı incelemeyi kararlaştırdıklarını, sanık ve müdahil avukatlarına tebligat çıkardıklarını belirten Acar, sanık avukatlarının gelmemesi üzerine dosyanın duruşmasız incelenmesine karar verildiğini açıkladı. Daire, temyiz istemini daha sonra belirleyeceği bir günde, üyelerin katılacağı müzakerede ele alacak.
Ergenekon dâvâsına 2 savcı daha görevlendirildi
‘’Ergenekon’’ soruşturmasına bakmak için Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün yanı sıra 2 ayrı savcı daha görevlendirildi. Beşiktaş’taki özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, ‘’Ergenekon terör örgütü’’ne ilişkin yürütülen soruşturmayı sürdürü-yor. Daha önceden soruşturmaya bakan 3 Cumhuriyet savcısından Mehmet Ali Pekgüzel ile Nihat Taşkın’ın, aynı soruşturma çerçevesinde 45’i tutuklu 86 sanık hakkında açılan dâvâya katılmaları dolayısıyla, bu savcıların yerine 2 ayrı savcının görevlendirildiği öğrenildi. Devam eden soruşturmanın, Zekeriya Öz ile yeni görevlendirilen bu Cumhuriyet savcılarınca yürütüldüğü kaydedildi.
|
28.11.2008
|
|
|
Erdoğan, Hindistan’a taziye mesajı gönderdi |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Hindistan’ın Mumbai şehrinde düzenlenen saldırıları lânetleyerek, Türkiye’nin teröre karşı Hindistan ile işbirliğini daha da arttırma yönündeki kararlılığını vurguladı. Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Erdoğan, Hindistan Başbakanı Manmohan Singh’e taziye mesajı gönderdi. Başbakan Erdoğan’ın, mesajı şöyle: ‘’Ülkenize gerçekleştirdiğim resmî ziyaretin güzel anıları henüz çok tazeyken dün Mumbai şehrinde meydana gelen ve hâlâ devam eden alçakça terör saldırıları neticesinde, aralarında Mumbai Terörle Mücadele Birimi Başkanınızın da olduğu onlarca kişinin hayatını kaybettiğini, birçoğunun ise yaralandığını büyük üzüntüyle öğrendim. 21 Kasım tarihindeki görüşmemizde de belirttiğim üzere, terör insanlığa karşı suçtur ve teröre karşı etkili mücadele ancak uluslar arası alanda işbirliği ve dayanışmayla mümkündür. Bu bağlamda, terör belâsına karşı Hindistan ile işbirliğini daha da arttırma yönündeki kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak istiyorum. Mumbai şehrindeki menfur terör saldırılarını şiddet ve nefretle lânetliyor, size, Hindistan halkına ve ölenlerin yakınlarına taziyelerimi, yaralılara acil şifa dileklerimi sunuyorum.’’ Ankara / aa
|
28.11.2008
|
|
|
KESK ve DİSK’e CHP desteği |
CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, KESK ve DİSK’in öncülüğünde 29 Kasım Cumartesi günü Ankara’da yapılacak mitinge destek vereceklerini söyledi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Selvi, KESK ve DİSKin öncülüğünde 29 Kasım Cumartesi günü Ankara’da yapılacak mitinge destek vereceklerini söyledi. Selvi, “Görev ve sorumluluğumuzu bugüne kadar nasıl yerine getirdiysek, bundan sonra da elbette yerine getiririz. Yıllardan beri, haklı olan işçi sınıfının ve katmanlarının gerek demokratik, gerek ekonomik, sosyal, siyasal mücadelesinin yanında olduk” diye konuştu. KESK Başkanı Sami Evren ve DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, 29 Kasım’da Ankara’da yapılacak olan “İşsizliğe, Yoksulluğa ve Zamlara Karşı Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi” öncesinde CHP’den destek istedi. Ankara / aa
|
28.11.2008
|
|
|
|