Spor

Futbolda hasret bitiyor

FUTBOLSEVERLERİN 104 günlük lig hasreti bugün sona eriyor. Turkcell Süper Lig’de 2008-2009 sezonu, bugün yapılacak 5 maçla başlayacak.

10 Mayıs 2008’de yapılan 2007-2008 sezonu son hafta maçlarıyla tatile giren ligde heyecan bugünden itibaren yeniden start alacak. Takımlar, toplam 282 gün sürecek yeni sezonda, yeni transferlerle güçlendirdikleri kadrolarıyla belirledikleri hedeflere ulaşmaya çalışacak. Turkcell Süper Lig’de 2008-2009 sezonunun ilk yarısı 21 Aralık 2008’de yapılacak 16. hafta karşılaşmalarıyla sona erecek. 32 günlük devre arasının ardından ligde ikinci yarı 23 Ocak 2009’da 17. hafta müsabakalarıyla start alacak. Turkcell Süper Lig’de 2008-2009 sezonu 31 Mayıs 2009’da oynanacak 34. hafta maçlarıyla tamamlanacak.

İLK DERBİ 10. HAFTADA KADIKÖY’DE

Turkcell Süper Lig’de 2008-2009 sezonunda ilk derbi maç 10. haftada Fenerbahçe ile Galatasaray arasında Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda yapılacak. Sezondaki ikinci derbi maç 13. haftada yine Kadıköy’de, Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında oynanacak. Ligin ilk yarısındaki Galatasaray-Beşiktaş derbisi ise 16. haftasında Ali Sami Yen Stadı’nda yapılacak. Öte yandan, 3. haftada Trabzonspor-Beşiktaş, 7. haftada Galatasaray-Trabzonspor, 17. haftada da Fenerbahçe-Trabzonspor maçları oynanacak.

23.08.2008

Turkcell Süper Lig 2008-2009 sezonunun ilk hafta maçlarının programı:

Bugün: 19.00 Galatasaray-Denizlispor (Ali Sami Yen) 21.00 Sivasspor-Kayserispor (Sivas 4 Eylül) 21.00 Hacettepe-Bursaspor (Ankara 19 Mayıs) 21.00 İBB. Belediyespor-Eskişehirspor (Atatürk Olimpiyat) 21.45 Gaziantepspor-Fenerbahçe (Gaziantep Kamil Ocak)

Yarın:

19.00 Trabzonspor-Ankaraspor

(Hüseyin Avni Aker)

21.00 Konyaspor-Ankaragücü

(Konya Büyükşehir Belediyesi Atatürk)

21.00 Gençlerbirliği-Kocaelispor

(Ankara 19 Mayıs)

21.45 Antalyaspor-Beşiktaş

(Antalya Atatürk)

23.08.2008

Atina'nın yıldızları Pekin'de kayıp

29. Yaz Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye’nin madalya beklediği sporcuların büyük çoğunluğu, kürsüye çıkamayarak düş kırıklığı meydana getirdi.

2004 yılında Yunanistan’ın başkenti Atina’da düzenlenen 28. Yaz Olimpiyat Oyunları’nda madalya kazanan toplam 10 milli sporcudan hiçbirisi Pekin-2008’de kürsüye çıkamadı. Atina’daki Olimpiyat Oyunları’nda madalya kazanan Türk sporculardan Nurcan Taylan, Taner Sağır, Şeref Eroğlu, Bahri Tanrıkulu, Eşref Apak, Aydın Polatçı, Mehmet Özal ve Sedat Artuç’un Pekin’deki performansları madalya için yeterli olmadı. Ayrıca, Atina’da madalya kazanan Halil Mutlu, sakatlığı nedeniyle, Atagün Yalçınkaya da profesyonelliğe geçmesi nedeniyle Pekin-2008 kadrosunda yer almadı.

MADALYALAR YENİ İSİMLERİN

Pekin-2008’de Türkiye’nin şimdiye dek kazandığı toplam 7 madalyada da yeni isimlerin imzası bulunuyor. Serbest güreşte Ramazan Şahin altın, halterde Sibel Özkan, atletizmde Elvan Abeylegesse ve tekvandoda Azize Tanrıkulu gümüş, grekoromen güreşte Nazmi Avluca, tekvandoda Servet Tazegül, boksta da Yakup Kılıç bronz madalya kazandı.

ATİNA-2004

Atina-2004’te Türkiye adına halterde Nurcan Taylan, Halil Mutlu ve Taner Sağır altın, boksta Atagün Yalçınkaya, grekoromen güreşte Şeref Eroğlu, tekvandodo da Bahri Tanrıkulu gümüş, atletizmde Eşref Apak, serbest güreşte Mehmet Aydın Polatçı, grekoromen güreşte Mehmet Özal ile halterde Sedat Artuç da bronz madalya kazanmıştı. Bu sporculardan hiçbirisi bir sonraki olimpiyat olan Pekin-2008’de madalyaya ulaşamadı.

23.08.2008

Azize ve Servet 2012 sözü verdi

29. Yaz Olimpiyat Oyunları’nda dün tekvandoda gümüş madalya kazanan Azize Tanrıkulu ve bronz madalya alan Servet Tazegül, 2012 Londra Olimpiyatları için şampiyonluk sözü verdi.

Henüz 22 yaşında olan ve katıldığı ilk olimpiyatta gümüş madalyaya ulaşan Azize Tanrıkulu, altın madalyayı kaçırdığı için buruk bir sevinç yaşadığını belirterek, ‘’Londra Olimpiyatları’nda mutlaka kürsünün en üst basamağına çıkacağım’’ dedi. Dünya şampiyonu ve olimpiyat ikincisi olan ağabeyi Bahri Tanrıkulu’nu kendisine örnek aldığını anlatan Azize Tanrıkulu, ‘’Bildiğim pekçok şeyi ondan öğrendim. Müsabakalardan önce beni ağabeyim motive ediyor. Onun tribünde olması beni rahatlatıyor, adeta gücümü ondan alıyorum’’ diye konuştu. Servet Tazegül ise Pekin Olimpiyatları’na altın madalya iddiasıyla hazırlandığını ifade ederek, şöyle konuştu: ‘’8 aydır kamplarda çok sıkı hazırlık yaptım. Kendime güveniyordum. Zaten rakiplerimi de daha önceden tanıyorum. Burada şampiyon olabilirdim ama Güney Koreli rakibime hakem hatalarıyla 1-0 yenildim. Demek ki burada şampiyonluk kısmet değilmiş. Fakat henüz 19 yaşındayım. 2012 Londra Olimpiyatları’nda altın madalya kazanacağıma şimdiden söz veriyorum.’’ Tazegül, Perulu sporcuyla yaptığı bronz madalya müsabakasının son saniyelerinde müsabakayı bırakarak tatamiden aşağıya atlamasıyla ilgili bir soru üzerine, ‘’O anda 2-0 öndeydim ve son 5-6 saniye kalmıştı. Artık yapmam gereken, kafama herhangi bir darbe almamaktı. Bunun için önce tatamide rakibimden kaçtım. Peşimden geldiğini görünce de son saniyede aşağıya atladım. Aslında bu nedenle ihtar alabilirdim. Fakat 2. ihtar nedeniyle 1 ceza puanı dahi alsam müsabakayı kazanıyordum. O nedenle böyle birşey yaptım’’ diye konuştu. Tazegül, daha önce Avrupa şampiyonluğuna da ulaştığını, fakat olimpiyatların havasının çok farklı olduğunu belirterek, ‘’Burada müsabakalar tek tatamide yapılıyor. Ayrıca tüm dünyanın gözü üzerinizde. Burada mücadele etmek çok zevkli ve heyecan vericiydi’’ dedi.

23.08.2008

Yakup Kılıç, bronzda kaldı

29 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda, Boks Milli Takımı’ndan 57 kiloda Yakup Kılıç, yarı final karşılaşmasını yitirerek bronz madalyada kaldı.

İşçiler Spor Salonu’ndaki oyunların boks müsabakalarının 13. gününde yapılan 57 kilo yarı final müsabakasında, Ukraynalı dünya ikincisi Vasyl Lomachenko ile karşılaşan dünya üçüncüsü Yakup Kılıç, müsabaka boyunca tutuk bir oyun sergilerken, rakibinden yalnızca 1 sayı alabildi. Karşılaşmanın ilk raundu 2-0, 2. raundu 4-0, 3. raundu 8-1 Ukraynalı boksör lehine tamamlandıktan sonra, Yakup Kılıç, maçtan 10-1 sayıyla yenik ayrılarak bronz madalyayla yetindi.

23.08.2008

Tanrıkulu ve Güler elendi

29 Yaz Olimpiyat Oyunları’nda dün tatamiye çıkan Türk tekvandocular Bahri Tanrıkulu ile Sibel Güler, ilk turda rakiplerine yenilerek elendi.

Erkekler 80 kiloda Bahri Tanrıkulu, 2004 Atina Olimpiyatları’nın finalinde yenildiği ABD’li Steven Lopez ile ilk turda karşılaştı. Rakibi karşısında ilk raundu 0-0’lık eşitlikle, 2. raundu ise 1-0 üstün tamamlayan Tanrıkulu, son raundda verdiği puanların yanısıra aldığı 1 ceza puanıyla 3-0 yenildi. 2 olimpiyat ve 4 Dünya Şampiyonluğu bulunan ABD’li sporcunun 2. turda İtalyan Mauro Sarmieto’ya uzatma raundunda 1-0 yenilmesiyle, Tanrıkulu da olimpiyatlardan elendi. Bayanlar 67 kiloda Sibel Güler de ilk turda Arjantinli Vanina Paola Beron Sanchez’e 4-0 yenildi. Arjantinli sporcunun, 2. turda Kanadalı Karine Sergerie’ye yenilmesiyle Sibel Güler de elenmiş oldu. Böylece oyunlarda Türk tekvandocuları, müsabakalarını tamamlamış oldular.

23.08.2008

Süreyya Ayhan: Yarışsaydım altın madalya alırdım

MİLLî atlet Süreyya Ayhan Kop, Olimpiyatlar’da yarışamadığı için çok üzgün olduğunu, yarışması halinde altın madalya alabileceğini söyledi.

Milli Atlet Süreyya Ayhan Kop, eşi ve antrenörü olan Yücel Kop ile birlikte Antalya’daki evlerinde televizyonda Olimpiyatlar’daki 1500 metre yarışlarını izlerken soruları cevaplandırdı. Süreyya Ayhan Kop, şu an Olimpiyatlar’da olamadığı için çok üzgün olduğunu belirterek, ‘’Olimpiyatlar’da yarışamadığım için çok üzgünüm, yarışsaydım altın madalyayı alırdım. Çok üzgünüm, ama bu konuda utanması gereken çok kişinin olduğunu düşünüyorum. Çünkü Olimpiyatlar’da bütün branşlarda çok kötü bir gidişimiz var. Bu benim için sürpriz olmadı. Çünkü bunun böyle olacağını biliyordum’’ dedi. Süreyya Ayhan Kop, kendisinin 16 yıldır atletizm yaptığını, spordaki bu başarısızlığın ise ilk etapta sporu yönetenlerden kaynaklandığını iddia etti. Kop, ‘’Olimpiyatlarda kalsaydınız finallere kalır mıydınız’’ sorusuna da ‘’Finallere kalmak bir yana, seçmelere baktığımda benim derecem hala koşulmadı. Ben 2003 yılında 3.55.63 koştum. Son 15 yılın en iyi derecesi ve hala bugüne kadar o derece koşulamadı. Yarışsaydım altın madalyam şu an daha garanti olurdu. Bizim madalyalarımızı başkaları çalmıyor, biz kendi kendimize çalıyoruz’’ diye yanıt verdi. Bir sporcu için 4 senenin çok uzun zaman olduğunu anlatan Süreyya Ayhan, sadece ‘’Süreyya Ayhan’’ olarak değil, ülke olarak çok şey kaybedildiğini ifade etti. Bu şekilde devam edilmesi halinde Sporda çok büyük başarılara imza atılacağından ümitli olmadığını söyledi. Kop, 2004 ile 2008 yılları arasında başına gelenler ile ilgili hala hiç kimsenin ‘’Ne oldu bu Süreyya Ayhan’a’’ demediğinden yakınarak, ‘’Bunu sormayan bir spor teşkilatı olduğu için hem ben, hem de ülke bu durumda’’ dedi.

23.08.2008

PEKİN’DEN HABERLER....

Plaj voleybolu (erkekler): Altın madalyanın sahibi ABD oldu. Gümüş madalya Brezilya’nın ve bronz madalya da Gürcistan’ın oldu.

Atletizm (erkekler): 50km yürüyüşte altın madalyanın sahibi İtalyan Alex Schwazer oldu. Avustralyalı Jared Tallent gümüş madalyanın sahibi olurken, Rus Denis Nizhegorodov bronz madalyayı aldı.

Bisiklet: BMX kategorisinde erkeklerde Letonya’dan Maris Strombergs altın madalyanın sahibi oldu. Amerikalı Mike Day gümüş, yine Amerikalı Donny Robinson bronz madalya kazandı. Bayanlarda ise altın madalyayı Fransız Anne-Caroline Chausson elde etti. Vatandaşı Laetitia Le Corguille gümüş, Amerikalı Jill Kintner bronz madalya kazandı.

23.08.2008

Turkcell Süper Lig başlarken

2008-2009 Türkcell Süper Ligi 23-24 Ağustosta başlıyor. Tabiî olarak tüm takım yöneticileri ve futbolcular birbirlerine başarı dileyip centilmen bir sezon olması için dua edecekler.

Hatta bazı takımlar adak bile adayacaklar, ama maalesef her zaman işler yolunda gitmiyor. Zaten bu kendisini 1-2 haftada belli ediyor. Bazı yöneticilerin yanlış tutumları ve abartılı demeçleri olayların çıkması için yetiyor. Bu yöneticiler Türkiye’deki taraftar kitlesinden habersiz, onları galeyana getirip köşelerine çekilerek sorumluluklarından kurtulduklarını zannediyorlar. Ancak kendilerini aldatıyorlar. Sonrasında sahaları kapanıyor ya da para cezası alıyorlar. Tribün de öldürülen insanlardan da aslında biraz da onlar sorumlu. O yüzden sadece başarı dilemekle olmuyor. Bunu davranış haline yerleştirmekle ancak verimlik elde edilebilir.

Sadece yöneticiler değil, taraftarda suçlu. Takım bir maçta yenildiğinde hemen sokağa çıkıp, takım ve yönetim aleyhinde slogan atıyorlar. Hepsi mutlak galibiyete kendileri şartlandırmışlar. Sanki futbolda yenilmek diye bir şey yok. Evet bazen takım iyi oynamayabilir. Takdir hakkını kullanıp slogan atabilirsin, ama takımın güzel oynadığı maçta kaybetmesini de içine sindireceksin.

Hakemler saha içerisinde hata yapabilirler. Zaten hakemlerden yüzde yüz doğru karar vermesini beklersek, büyük bir yanılgıya düşeriz. Ama bu hatalar maçı sonucuna etki etmemelidir. Azami dikkat gösterilmeli, doğru kararlar vermelidir. Kararları verirken zan altında kalmamalı. Deneyimli hakemlerin yetişmemesi ve bizi Avrupa da temsil edecek hakemlerimizin azlığı bu doğru kararları veremeyişlerinden kaynaklanıyor.

Bu yıl Türk takımları birbirinden güzel oynayan oyuncular aldılar Fenerbahçe; Güiza, Emre, Galatasaray; Meira ve Kewell. Beşiktaş; Zapotony, Sivok Trabzon; Gökhan Ünal, Song. Dört büyük dışında Anadolu kulüplerinde iyi transferler yaptılar, ama ben bu yıl bir Anadolu takımının şampiyon olmasını arzu ediyorum. Her ne kadar uzak bir ihtimal olsa da...

Olaysız kazasız bir yıl olması dileğiyle.

Çetin KASKA

23.08.2008