"Gerçekten" haber verir 09 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Kafkaslarda savaş rüzgârı

Gürcü askerleri, Gürcistan’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilân eden Güney Osetya’nın başkenti Tskhinvali’ye girdi. Dün yaptığı açıklamada Gürcistan Başbakanı Gurgenidze, askerî operasyonun daimî barışa ulaşılıncaya kadar süreceğini söyledi. Öte yandan dün öğleden sonra geçici ateşkes ilân edildi. Rusya Başbakanı Putin, “saldırgan Gürcistan’ın eylemlerine Rusya’nın cevap vereceği” uyarısında bulundu. Rusya, BM’nin acil toplanmasını isterken, NATO ise gelişmelerden kaygı duyduğunu açıkladı.

GÜRCİSTAN birlikleri Güney Osetya’nın başşehri Tskhinvali’ye dün sabaha karşı bombardıman başlattı. Bombardımanda ilk saatler içinde en az 15 kişi hayatını kaybetti. Gürcistan savaş uçakları da Güney Osetya güçlerinin mevzilerine saldırı düzenledi. Saldırı haberinin gelmesi üzerine BM Güvenlik Konseyi üyeleriRusya’nın isteği üzerine New York’ta durumu görüşmek üzere toplandı.

AB dış politika temsilcisi Javier Solana da olay üzerine Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili ile bir telefon görüşmesi yaptı.

AB’den yapılan açıklamada, Solana’nın görüşmede, “Güney Osetya’daki durumdan derin endişe duyduğunu ve çatışmaları durdurmak ve taraflar arasında barışçı görüşmelerin yapılması için her türlü çabanın gösterilmesini istediği” belirtildi.

Öte yandan Rusya, uluslararası topluluğun Güney Osetya’daki çatışmaları birlikte durdurmasını istedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Boris Malakhov tarafından okunan bakanlık açıklamasında, “büyük kan dökülmesini ve yeni kurbanları önlemek için çok geç değil” denildi.

Açıklamada ayrıca, “Rusya, Güney Osetya’da kan dökülmesini durdurmak ve barışı yeniden tesis etmek için çaba göstermeye devam edecektir” denildi.

Rus İnterfaks ajansı öğlen saatlerinde Gürcü askerlerinin Güney Osetya’nın başşehri Tskhinvali’ye saldırısının devam ettiğini ve Rus barış gücü askerlerinin yerleşkesine 500 metre uzaklıktaki üniversite binasının alevler içinde olduğunu duyurdu. Haberde, Gürcü askerlerinin bombardımanında şehirdeki hastanenin de vurulduğu belirtilerek, alevler yükselen hastanedeki hasarın büyük olduğu ve can kaybının olabileceği ifade edildi. Rus İtar-Tas ajansı da, Tskhinvali’deki vatandaşlarla yaptığı telefon konuşmalarına göre Gürcü ordusuna ait tankların şehre girdiğini ve binalara ateş açtığını duyurdu. Görgü tanıkları, şehirde halkın büyük panik içinde olduğu ve birçoğunun sığınaklarda saklandıklarını belirterek, şehir merkezinde Gürcü birliklerine karşı Güney Osetlerin direnişinin devam ettiğini ifade ettiler.

Dün öğlen saatlerinde gelen haberlere göre Gürcü birliklerinin, şiddetli çatışmaların sürdüğü Güney Osetya’nın başkenti Tskhinvali’nin yüzde 60’ını denetimi altına aldığı bildirildi. Öte yandan Güney Osetya’da, ayrılıkçı rejimin lideri Eduard Kokoeti’nin başkent Tskhinvali’yi terk ettiği bildiriliyor.

RUSYA, GÜRCİSTANI BOMBALADI

Gürcistan İçişleri Bakan Yardımcısı Yakaterine Zguladze, Gürcü birliklerinin Tskhinvali’nin güneyindeki köylerin büyük bölümünü denetim altına aldığını bildirdi. Gürcistan hava sahasının dün iki kez Rus savaş uçakları tarafından ihlal edildiğini ifade eden Zguladze, 3 Rus savaş uçağının Kareli şehrinin Variani köyünü bombaladığını belirtti. Zguladze, bombardımanda 7 sivilin yaralandığını ifade etti.

KUZEY OSETYA’DAN YARDIM

Öte yandan Rusya’nın Kuzey Osetya bölgesi ve Abhazya’dan binlerce gönüllünün, Gürcistan kuvvetlerine karşı savaşmak için Güney Osetya’ya gitmek üzere yola çıktığı bildirildi. Interfaks ajansının haberine göre, Rusya’nın Kuzey Osetya bölgesinin Devlet Başkanı Taimuraz Mamsurov, “yüzlerce Kuzey Osetyalı Güney Osetya’ya gitmek üzere yola çıktı. Bu kişileri durduramayız ya da gitmelerini engelleyemeyiz” dedi.

3 SAAT ATEŞKES

Gürcistan hükümeti son olarak şiddetli çatışmaların olduğu Güney Osetya bölgesinde dün yerel saatle 15.00’dan 18.00’a (TSİ 14.00-17.00) kadar ateşkes ilan ettiğini duyurdu. Hükümetten yapılan açıklamada, ateşkes süresince bölgedeki ayrılıkçıların silah bırakarak teslim olmaları çağrısı yapıldı. Silah bırakan ayrılıkçıların ayrıca af kapsamına alınacağı ve kendilerine güvenlik garantisi verileceği kaydedildi. Gürcü İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada bu üç saatlik ateşkesin sivillerin bölgeyi terk etmesi için verildiği de kaydedildi.

GURGENİDZE: DAİMÎ BARIŞA

KADAR OPERASYON

Gürcistan Başbakanı Lado Gurgenidze, Güney Osetya’daki askeri operasyonun daimi barışa ulaşılıncaya kadar süreceğini söyledi. Gurgenidze, yaptığı kısa açıklamada, bu eylemlerin, halkın halen tehlike altında olması sebebiyle sürekli bir barışa ulaşıncaya kadar devam edeceğini bildirdi. Gürcistan Başbakanı, sürekli barış sağlanır sağlanmaz da en kısa zamanda diyalog ve barışçı müzakerelere ilerlenmesine gerek olduğunu ifade etti. Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili de, “Güney Osetya’nın başşehri Tskhinvali’yi özgürleştirmeye başladıklarını” belirterek, Tskhinvali’nin merkezinde çatışmaların sürdüğünü ve binlerce yedek askeri seferber ettiklerini söyledi. Saakaşvili, televizyondan yayımlanan ulusa sesleniş konuşmasında, Rusya Federasyonu’na Gürcistan kentlerini bombalamaya son vermesi çağrısında bulundu.

RUSYA: GÜRCİSTAN'A GÜVENİLMEZ

Rusya, Güney Osetya’ya karşı operasyon başlatan Gürcistan’a sert tepki gösterdi. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın bölgeye arabulucu olması için gönderdiği diplomat Yuri Popov, yaptığı açıklamada, ‘’Gürcistan’ın hareketi tamamıyla akılalmaz bir harekettir ve Gürcistan liderliğinin güvenilirliğinin sıfır olduğunu göstermiştir’’ dedi. Popov, uluslararası topluluğun, Gürcistan’ın NATO’ya girme olasılığını yeniden gözden geçirmesini de istedi.

AB: ENDİŞE DUYUYORUZ

AB Komisyonu yetkilileri, Gürcistan ile Güney Osetya arasındaki çatışmalardan duyulan “büyük endişeyi” yansıtarak, taraflara şiddete başvurmaya derhal son vermeleri çağrısında bulundular. Gelişmelerin yakından izlendiğini belirten yetkililer, AB’nin Rusya, ABD, Gürcistan ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile yakın temasta olduğunu duyurdular. ‘’Rusya ile Gürcistan ilişkilerindeki dramatik gelişmelerden’’ söz eden AB Komisyonu bünyesinde konuya ilişkin izleme ve değerlendirme toplantıları yapıldığı ifade ediliyor.

BEYAZ SARAY: ŞİDDETE SON VERİLSİN

Beyaz Saray, Gürcistan ile Güney Osetya arasındaki çatışmaların derhal durması çağrısında bulundu. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, taraflardan Güney Osetya krizinin çözümü için doğrudan görüşmeler başlatması istendi. Olimpiyat Oyunları için ABD Başkanı George Bush ile Çin’in başşehri Pekin’de bulunan Beyaz Saray sözcüsü Gordon Johndroe, “Tüm taraflar şiddete derhal son vermeli ve sorunu barışçı yollarla çözmek için doğrudan görüşmelere başlamalı” dedi.

NATO: DOĞRUDAN GÖRÜŞMELER BAŞLATILSIN

NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, Gürcistan ile Güney Osetya arasındaki çatışmalardan “büyük endişe duyulduğunu” açıkladı.

Jaap de Hoop Scheffer, taraflara silahlı kuvvet kullanmamaları ve uzlaşma arayışı için doğrudan görüşmeler başlatmaları çağrısında bulundu.

Genel Sekreter, NATO’nun gelişmeleri yakından izlediğini bildirdi.

KIZILHAÇ İNSANÎ YARDIM KORİDORU İSTEDİ

Uluslararası Kızılhaç örgütü, Gürcistan’dan tek yanlı bağımsızlığını ilan eden Güney Osetya’daki yaralılar için insani yardım koridoru açılmasını istedi. Kızılhaç sözcüsü Anna Nelson, gazetecilere yaptığı açıklamada, ambulansların olay yerine ulaşması ve yaralı sivillerin tahliye edilmesi için insani yardım koridoru açılması gerektiğini belirtti. Nelson, iki tarafla bağlantı halinde olduklarını ve Gürcü askerlerinin askeri operasyon başlattığı bölgeye güvenlik geçişi sağlamaya çalıştıklarını kaydetti. Güney Osetya’daki çatışmaların Rusya’nın da içine sürükleneceği topyekün bir savaşa dönüşmesinden endişe ediliyor.

09.08.2008


 

IRAK’TA İŞGAL 2010’DA BİTECEK

Irak ve ABD yönetiminin, Irak’taki tüm muharip ABD askerlerinin 2010 yılı ekim ayına kadar bu ülkeden çekilmesini öngören anlaşma üzerinde mutabakata yakın oldukları bildirildi.

IRAK ve ABD yönetiminin, Irak’taki tüm muharip ABD askerlerinin 2010 yılı ekim ayına dek bu ülkeden çekilmesini öngören anlaşma üzerinde mutabakata yakın oldukları bildirildi. Görüşmelere yakın olan, adları açıklanmayan iki Iraklı yetkilinin verdiği bilgiye göre kalan, muharip olmayan ABD askerlerinin de 2010 yılı ekim ayından yaklaşık 3 yıl sonra Irak’tan ayrılması öngörülüyor. Ancak Amerikalı yetkililer, 2010 yılı ekim ayı üzerinde kesin konuşmaktan kaçındı. Washington’da da bir Amerikalı yetkili, çekilme takvimi konusunda ‘’ilerleme var’’ derken, belirli bir tarihten sözetmedi. Bir başka Amerikalı yetkili ise bu tarih için, ‘’fazla iddialı bir tarih’’ demekle yetindi. Görüşmelerde, ABD askerlerine sağlanan yargı bağışıklıkları da ele alınıyor. Yetkililer, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Irak Başbakanı Nuri el Maliki arasında dün ‘’uzun bir telefon görüşmesi’’ yapıldığını ve Rice’ın Maliki’ye, askerlerin yargı bağışıklıkları konusunda ‘’daha esnek davranması’’ yönünde baskı yaptığını kaydettiler.

09.08.2008


 

Ahmedinejad’ın ziyareti İsrail’i üzdü

İsrail, gelecek hafta Türkiye’ye gelmesi beklenen İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın ziyaretini “talihsiz bir ziyaret” olarak değerlendirdi. İsrail’in Ankara Büyükelçiliği yetkilileri, yaptıkları açıklamada, “İran’ın özellikle nükleer programı konusunda uluslararası topluma açık ve net bir cevap vermeyi reddettiği hassas bir dönemde, Ahmedinejad’ın Türkiye ziyaretini talihsiz gördüklerini” bildirdi.

İSRAİL, gelecek hafta Türkiye’ye gelmesi beklenen İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın ziyaretini “talihsiz bir ziyaret” olarak görüyor.

İsrail’in Ankara Büyükelçiliği yetkilileri, yaptıkları açıklamada, “İran’ın özellikle nükleer programı konusunda uluslararası topluma açık ve net bir cevap vermeyi reddettiği hassas bir dönemde, Ahmedinejad’ın Türkiye ziyaretini talihsiz gördüklerini” bildirdi.

Yetkililer, “her gün İsrail’in yok edilmesi yönünde çağrılarda bulunan ve soykırımı reddeden bir ülkenin liderine bu ziyaretle meşruiyet kazandırmanın talihsiz olduğunu” da belirtti.

İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gabby Levy’nin, ülkesinin ziyarete ilişkin endişelerini dün Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu’na ilettiğini de ifade eden yetkililer, İsrail’in, İran’ın nükleer programı konusundaki diplomatik çabaları desteklediğini, ancak “Ahmedinejad’a meşruiyet kazandırma” konusunda itirazı olduğunu yinelediler.

09.08.2008


 

Moritanya’ya demokrasiye dönüş çağrısı

NATO, yazılı bir açıklama yaparak, “Moritanya’da son günlerdeki gelişmelerden endişeli olduğunu” duyurdu.

NATO Sözcülüğü adına yapılan açıklamada, İttifakın Moritanya’daki durumu ve gelişmeleri yakından izlediği bildirildi. Açıklamada, “şiddet kullanarak iktidarın ele geçirilmesinin” desteklenmemesi gereği üzerinde durularak, bu ülkede “hukuk devleti yapısı ve demokrasiye süratli bir dönüş temennisinde” bulunuldu. Sözcülük, Moritanya’da, 2007’de yapılan özgür seçimlerin NATO tarafından olumlu karşılandığını da hatırlattı. Eski Fransız sömürgesi olan 3 milyon nüfuslu Moritanya’da Devlet Başkanı Sidi Şeyh Uld Abdallahi, geçen yıl yapılan seçimle görevi 2005’den beri ülkeyi yöneten askerlerden devralmıştı. Abdallahi ve Başbakan Yahya Uld Ahmet Vakıf, Çarşamba günü darbe yapan askerler tarafından tutuklandılar.

/ Brüksel

09.08.2008


 

ABD’nin, Afganistan’da kayıpları artıyor

AFGANİSTAN'DA, son 3 ayda tırmanışa geçen çatışmalar sebebiyle ülkede savaş başladığından beri ölen Amerikalı askerlerin sayısı 500’e yükseldi.

AP ajansının derlemesine göre, militanların düzenlediği saldırılar nedeniyle yılın ilk 7 ayında çoğu intihar saldırısında olmak üzere toplam 600 sivil de hayatını kaybetti. Ölü sayısının, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 30 arttığı belirtildi. Afganistan’da yaklaşık 33 bin Amerikan askeri görev yapıyor.

/ Kabil

09.08.2008


 

BM, Irak’taki görev süresini uzattı

BİRLEŞMİŞ Milletler Güvenlik Konseyi, Irak’taki misyonunun görev süresinin bir yıl daha uzattı.

Konseyde gece saatlerinde yapılan oylamada misyonun, bir süre daha kalmasına karar verildi. Bu arada Irak yönetimi de etkin bir demokrasiye dönüşebilmek için BM’den daha fazla yardım etmesini istedi. BM’nin Irak’taki misyonunun görev süresi, 10 Ağustos’ta sona erecekti.

/ New York

09.08.2008


 

Türkiye’deki Doğu Türkistanlılar’dan Çin’e tepki

ÇİN'İN başşehri Pekin’de dün başlayan Yaz Olimpiyatları sebebiyle Çin Hükümeti’nin güvenlik amacıyla Doğu Türkistanlılara yönelik başlattıkları sert müdahalelere Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlılardan tepki geldi.

Ankara Kocatepe Camii’nde kılınan cuma namazının ardından toplanan Doğu Türkistanlı kalabalık, Çin’de güvenlik güçlerinin müdahalesiyle ölen onlarca Doğu Türkistanlı’nın gıyabında cenaze namazı kıldılar. Namazın ardından kısa bir açıklama yapan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği görevlisi, Çin’in yaptığı zulümleri kınadıklarını belirterek, Türkiye hükümetinin de olaya tepkisiz kalmamasını istedi. Yetkili, şunları söyledi: “Komünist Çin’in Doğu Türkistanlılara karşı yaptıkları işkence ve soykırımları şiddetle kınıyoruz. Türkiye hükümetinden de, hem soy hem din kardeşleri olan Doğu Türkistanlılara yapılanlara karşı demokrasi ve insan hakları noktasında, diplomatik yollarla karşı çıkmasını bekliyoruz.” Açıklamanın ardından grup, otobüslerle Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliğine giderek, orada da bir eylem gerçekleştirdiler.

Cemil Yüzer / Ankara

09.08.2008


 

Çek Cumhuriyeti’nde tren faciası

ÇEK Cumhuriyeti’nde meydana gelen tren kazasında 10 kişinin öldüğü bildirildi.

Polis, Studenka bölgesinde meydana gelen kazada 10 kişinin öldüğünü, 100 kişinin yaralandığını belirtti. Demiryolu yetkilisi Jan Kucera da kazanın 140 km hızla giden uluslararası lüks EuroCity treninin, inşa aşamasındaki köprüden kopan ve raylara düşen bir parçaya çarpmasıyla meydana geldiğinin sanıldığını söyledi.

/ Prag

09.08.2008


 

Katolik âleminin ‘dünya gençlik günü’ ve Papa Benedict

KATOLİK DÜNYASINDA İKİ SENEDE BİR YAPILAN GENÇLİK GÜNLERİ BU SENE PAPA 16. BENEDİCT'İN KATILIMIYLA AVUSTRALYA'NIN SYDNEY ŞEHRİNDE GERÇEKLEŞTİ VE BU TOPLANTIYA 500 BİN GENÇ İŞTİRAK ETTİ.

Katolik dünyasında, son zamanlarda iki senede bir yapılan ‘gençlik günlerinin’ ehemmiyeti Papa John Paul ile birlikte biraz daha değer kazanmıştı. En son güney Fransa’da katıldığı gençlik gününde çok önemli mesajlar vermişti. Yeni Asya gazetesi, o mesajları Türkiye’deki okuyuculara taşımıştı. John Paul’un çizgisinden pek ayrılmayan 16. Benedict de bu günleri bir vitrin olarak kullanmış, Katolik dünyasını heyecana getirecek mesajlar vermişti. Bundan bir önceki toplantıyı mukaddes addedilen Köln / Dom’un çevresinde organize eden Katolik Kilisesi bir milyon iki yüz bin genci Köln şehrinde dört gün boyunca misafir etmişti. Bu seneki gençlik gününün dünyanın diğer ucundaki Avustralya kıt’asında organize edilmiş olması, ayrıcalıklı bir durum arz etti. Dört gün boyunca dünyanın uzak köşelerinden Sydney’e akın eden beş yüz bin genci Avustralya’da toplamak, ilgililere göre başarılı bir netice idi.

Dünyada kıyasıya çatışan Hırıstiyanlık âlemi ile semavî dinler karşıtı cereyanların çatışmalarını küresel düzeyde seyretmek, biraz da bizi keyiflendiriyor.

Köln Katolik Gençlik Günü karşısında, Avrupa’da sıkışan küresel din karşıtı hareketler iki sene önce önemli bir varlık gösterememişlerdi. Fakat bu sene, 16. Benedict Avrupa’yı boş bırakınca dinsizlik cereyanları Dortmund şehrine yaklaşık bir milyon genci topladılar. ‘Aşk geçidi’ ismi altında düzenlenen günde, şehir pislikler içinde kalmış, cinsel istismar, alkol ve uyuşturucu öne çıkmıştı.

Köln Gençlik Günüyle bu tek günlük toplantı karşılaştırıldığında, ilginç mukayeseler ortaya çıkıyor. Dört gün boyunca Köln sokaklarında yürüyen, ilâhî okuyan ve kiliseleri dolaşan gençlerin çevreyi temiz tutmaları ve hiçbir gürültüye meydan vermemeleri, Kölnlüleri fevkalâde sevindirmişti.

Sydney’de toplanan gençlere, adaya uçmadan önce mesaj gönderen Papa, mesajında: “Dünyanın manevî bir ruha, imana ihtiyacı var. Gençleri buna çağırıyorum. Bir çok yerde dindar gençlik var. Açlık, fakirlik ve adaletsizlik içinde kıvranıyorlar, çözüm bekliyorlar. Dinsizler hazırcevapla hareket ediyorlar. Beşerî hırs insanlığı büyük bir tahribata sürüklüyor, bu istikamette pek önemli bir mesafe katedilemedi... Fakat biliyoruz ki kalpler ancak Rabbiyle mutmain olurlar, İnşaallah gençlerin kalpleri de Rabbiyle mutmain olacaktır.” 14 Haziran’da Roma’dan Avustralya’ya gönderilen bu mesajın üçüncü gününde, Sydney’in meşhur opera binasının önünde tam beş yüz bin genç toplanıyor, Papa’yı bekliyor. Dünyada, dinsizlik, kaos, sefalet ve anarşi dağıtan semavî din karşıtı cereyanları tedirgin edecek konuşmasını Papa burada yapıyor. Konuşmasından mealen anladığımız iktibaslar aşağıdadır:

Dünyamızı yaralayan vak’alar var:

lÇevreyi tahrip

lİsraf

lYanlış kullanılan hürriyet.

Doymak bilmeyen tüketimciliği tatmin için beşerde terakki var, istidatlar var, fakat bunların kullanılmasında yanlış sinyaller alıyoruz. Ortada iyiyi tahrip, bizi tedip ve yaradılış gayemizi yanlışa yönlendiren bir zehir var. Bunun örnekleri pek çok. Alkol ve uyuşturucu, şiddetin methedilmesi ve sevdirilmesi ve cinsel dejenerasyon. Çok ilginçtir ki; bunlar televizyon ve internette eğlence olarak sunulmaktadır. Size soruyorum: Şiddet ve cinsel istismar mağduru insanlarla karşı karşıya gelen ve bu resimleri seyreden insanlar ne cevap verecekler? Bazı mûsibetler de hürriyet ve toleransın hakikatten uzaklaştırılmasından kaynaklanıyor. Buna ise ‘mutlak hakikatin olmayacağı zannı’ sebep olmaktadır. İzafiyetçilik her şeyi ahlâkî kabul edebiliyor. Doğruyu değil, tecrübeyi esas alıyor. Halbuki tecrübeler doğru ve yanlış ayırt edilmeden ele alınsa, insanî prensiplerin zayıflamasına, izzet-i nefsin kaybolmasına ve çaresizliğe sebep olabilirler. Hayata tereddüt hakim değildir. Hayat, Allah’ın iradesinin neticesidir. Allah, hayata gayeler takmıştır. Hayat, sadece hadiseler ve tecrübeler, birikimler değildir. Bu birikimler faydalı olabilir, fakat hayat hakikat arayışıdır. Yani iyilikleri ve güzellikleri aramaktır. İşte hürriyet verilmiş ve kararlar bu doğrultuda verilmelidir. Mutlak hakikat, hasenat ve güzeldedir. Sizi, imkânlar pazarında sadece müşteri olarak görenler, sakın sizi aldatmasınlar... Okulda, üniversitede, işyerleri ve boş zamanlarında, yaratılmış olduğunuzu sakın unutmayınız...

Bir çok kişi iddia ediyor ki; Allah’ın kalpte olması iyidir, yeterlidir; fakat kamusal alanda hiç verilmemeli veya sadece birtakım pragmatik hedefler için Allah’a yer verilmeli. Bu tarz sekülerleştirici düşünce bakışı, Yaratıcıya atıfta bulunmadan hayatı açıklamaya çalışıyor. Kendisini tarafsız, hizipsiz ve herkese açık olarak tanıtıyor. Halbuki sekülerizmin diğer ideolojilerde olduğu gibi kendi bakış tarzını dayatıyor. Eğer Allah kamusal hayat için, sosyal hayat için ehemmiyetsiz kabul edilirse o zaman topluma (haşa) Allah’sız bir şekil verilir. Allah esasın dışında düşünüldüğünde, fıtrî düzenimiz ve ‘iyiyi ve kötüyü’ tanıma kabiliyetimiz zamanla kaybolur. Beşerî ‘deha’ kibirce sunulsa da bakıyorsunuz ki; ahmaklık, hırs ve egoizm onu yağmalamış. Ve git gide anlaşılıyor ki Allah’ın bu anlaşılması çok zor dünyasında tevazuya ihtiyaç var.

Peki sosyal çevremizdeki durum nasıl? Allah’ın insanı donattığı ahlâkî yapıdan yüz çevrildiğinin farkında mısınız? İnsanın varlığı ve hakları, suret-i Rahman üzere yaratıldığının neticesi olduğunun farkında mıyız? Bu haklardan taviz verilmemesinin gerektiğinin farkında mıyız? Bu sorular bizi düşündürmeli. Fakirler, yaşlılar, mülteciler ve hakkını alamayanların toplumumuzdaki durumları ne olacak? Bu kadar anne ve çocuk nasıl şiddete maruz kalabilir? Ana rahmi nasıl olur da şiddete mekân olabilir? Allah’ın yaratması bedi’ ve güzeldir. Şiddete karşı koyma, kalıcı terakki, adalet ve sulh ve çevreyi koruma insaniyet için hayatî ehemmiyet taşımaktadır. Fakat bütün bunlar, insanın, Allah’ın yarattığı gerçeği kabul edilmeden anlaşılmaz.

Dünya artık hırs, yağma, ihtilâller, yarım cevap ve yanlış vaadlerden bezmiştir. Kalb ve fikrimiz muhabbetin devam ettiği, nimetlerin kardeşçe paylaşıldığı, ittihadın oluştuğu, hakikî hürriyetin ve karşılıklı saygının hakim olduğu bir hayata susamıştır...

Dünyanın bam teline dokunan Papa’nın konuşmasının karşı dünyanın basınında yer almaması o cephedeki bozgunu az çok gösterir kanaatindeyiz. Bu gençlik günlerinde Papa’nın mutlaka programına aldığı önemli bir husus da ‘dinler arası diyalog toplantılarıdır’. Genellikle ikinci veya üçüncü günde toplanan diğer din temsilcilerinin katılımıyla yapılan bu toplantılardaki mesajlar da önemli. 18 Haziran’daki diyalog toplantısından iktibaslar:

Dinlar arası diyalog dünya barışı için elzemdir. Ortak doğrumuz ise hayatın gayesini keşfetmek ve bu gayeyi insan üstü bir varlığa bağlamaktır. Dünya dinleri, fedakârlık, irade terbiyesi ve itidal ile ancak dünya kaynaklarına yaklaşılabilinir. Dinler, gençlere yüksek idealler gösterdiğinden önemlidir. Zira bu sayede ahlâklı olurlar. Dinler, dikkatleri sürekli yaratılış mû’cizesine çevirmekte, zaaf ve aczimizi hatırlatmakta ve son ümidin fani dünyaya bağlanmasının yanlış olduğunu göstermektedir. Dinlerin barışa vesile olacağı bir gerçektir. Dinler barışı hediye etmekte ve daha önemlisi, insanın fikrini hakikate doğru uyandırmakta ve ahlâka yöneltmektedir.

Yine 16. Benedict, 18 Haziran günü Sydney’de bir başka gençlik grubunu kabul ederken mesajlarda bulunuyor:

lAlkol, uyuşturucu ve suç işlemekten uzak durun.

lSize sunulan yanlış ilâhlar ancak çok kısa sizin olabilir. Hakikatte ise sizi hayata değil ölüme götürür.

lMal, aşk ve kuvveti ilâhlaştırmaktan çekinin.

l’Dolu yaşamak’ demek, hayatta kalmak, büyümek, yeşermek ve başka hayatların da oluşmasına sebep olmak demektir.

lAllah sadece kendisine ibadeti Musa’dan (as) istemedi. Zannetmeyiniz ki; zamanınızda Allah’dan başka ilâhlara tapılmıyor. İnsanlar farkına varmadan yanlış ilâhlara tapıyorlar. Mal, şehvet ve kuvvet...

lMalın kendisi iyidir. Fakat paylaşmaya hırs girdiğinde, ilâh edinildiğinde hayat değil ölüm getirir.

lKuvvet de iyidir. Kuvvet kendisi gaye haline geldiğinde hayat değil ölüm getirir.

lAşk kendisi güzeldir. Fakat o da ilâhlaştırıldı. Başkalarını tatmin haline getirildiğinde hayat değil ölüm getirir.

Biz muhabbet için programlanmışız. Allah bunun için bizi vazifelendirmiş. Elbette bu asrın aşkını kastetmiyorum, gerçek muhabbeti kastediyorum. O da Allah’ı, bütün fikriyat ve kuvvetiyle sevmektir. Ve kardeşini sair insanların kendisini sevdiği kadar sevmektir.

Avustralya, Hırıstiyanlığı dalgalandıran Papa’nın 20 Haziran günü kapanış gününde yaptığı konuşmadan da bir kaç cümle aktarmak istiyoruz:

lNemelâzımcılığı, fikri tembelliği ve göreneği yani körü körüne zamana uymayı kırmamız lâzım. Ancak o zaman hayalimiz ateşlenir ve arzularımız tahakkuk eder.

lGelecek nesillere neyi emanet bırakacaksınız? Hayatınızı sağlam temellere mi bina edeceksiniz? Yoksa Allah’ı unutmak isteyen, hatta O’nu yanlış anlaşılmış hürriyet adına reddeden bir dünyada mı hayat sürdüreceksiniz? İstidatlarınızı nasıl kullanacaksınız? Sizden sonrakilere ne bırakacaksınız? Sizin başkalarından farkınız ne olacak?

lGaye-i hayal istikbale yöneliktir. Onun için Hıristiyanlar hayatın esas alındığı, sevildiği ve reddedilmediği bir dünyanın bina edilmesine katkıda bulunmakla mükelleftirler. Dünyanın bu tecdide ihtiyacı var. İnsanlığın gayesi muhabbettir. Kilisenin de tecdide ihtiyacı var. Gençliğin idealizm ve imana ihtiyacı var...

Evet, dünya siyasetçilerinin ve bilhassa hâlâ sömürü ve kaos peşinde koşan Avrupalı siyasetçilerin bu mesajlara şiddetle muhtaç oldukları bir vakıa... Dünyanın barışa fevkalâde muhtaç olduğu, Allah’a imanın kamusal alanlardan silinmeye çalışıldığı şu zamanlarda, Papa’nın sözlerini tasdik etmemek elbette ki mümkün değildir.

YENİ ASYA / KÖLN - SYDNEY

09.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır