"Gerçekten" haber verir 01 Ağustos 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Savaş yerine diplomasi

ABD’nin eski Dışişleri Bakan Yardımcılarından Nick Burns, İran konusunda diplomasi yolunun tüketilmesi gerektiğini, bunun için diplomatik ve jeopolitik alanın bulunduğunu belirterek, şu an askerî bir çatışmanın kaçınılmaz olmadığını kaydetti.

ABD’nin eski Dışişleri Bakan Yardımcılarından Nick Burns, İran konusunda diplomasi yolunun tüketilmesi gerektiğini, bunun için diplomatik ve jeopolitik alanın bulunduğunu belirterek, şu an askerî bir çatışmanın kaçınılmaz olmadığını kaydetti. Burns, Woodrow Wilson Merkezi (WWC) adlı düşünce kuruluşunun düzenlediği panelde ABD’nin Orta Doğu politikasını değerlendiren bir konuşma yaptı.

Konuşmasında İran konusuna değinen Burns, “İran konusunda diplomasi zamanıdır. Bunun için de diplomatik ve jeopolitik alan mevcuttur. Bence şu an askerî bir çatışma ne kaçınılmazdır ne de arzulanan bir şeydir.

Kanımca ABD ve diğer ülkeler diplomasi yolunu tüketmeli” diye konuştu. Bu çerçevede İran ve ABD arasında hükümet dışı ilişkilerin geliştirilmesinin öneminin de altını çizen Burns, “iki ülkenin vatandaşları engellerin bazılarını ortadan kaldırabilirler” diye konuştu. Burns, konuşmasında iki ülke ilişkileri açısından geçmişten çok, geleceğe bakmanın da daha iyi olacağını anlattı.

İran’ın nükleer faaliyetleri konusunda diplomasi ile birlikte yaptırımların da güçlendirilmesinin önemine değinen Burns, “eğer dünya gerçekten bir askeri çatışmadan kaçınmak istiyorsa, yaptırımlar daha güçlü olmalı” dedi. Burns, ABD’nin de Avrupa ülkeleriyle birlikte yaptırımlar üzerine yoğunlaştığını anlattı. Burns, İran hükümetinin kendi halkının çıkarına davranmadığını düşündüğünü belirterek, Orta Doğu’da “böylesi sorun çıkaran ve şiddeti cesaretlendiren” bir hükümetin göz ardı edilemeyeceğini savundu. Eski Bakan Yardımcısı, bu çerçevede ABD başkanlık seçimleri sürecinde iki başkan adayının da dış politika gündemleri açısından İran konusuna önem verdiklerinin görüldüğünü dile getirdi. ABD’nin küresel politikasının daha önce hiç olmadığı kadar Orta Doğu odaklı olduğuna dikkat çeken Burns, geçmişte ABD dış politikasının odağında Avrupa’nın olduğunu ancak şimdi dış politika açısından Orta Doğu ve Güney Asya’nın öneminin arttığını anlattı. İsrailFilistin sorunu konusunda ABD’nin barış sürecindeki rolüne de değinen Burns, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın sorunla ilgili iki temel konuyu, İsrail’in güvenlik ihtiyaçlarını koruma konusunun temel bir yükümlülük olduğunu ve bir Filistin devleti kurulmasına yardım edilmesinin önemini dikkate alarak övülmeyi hak ettiğini belirtti. Burns, bu çerçevede bir sonraki ABD hükümetinin İsrail-Filistin sorunu konusunda sıfırdan başlamamış olacağını da sözlerine ekledi. Beyrut Amerikan Üniversitesi öğretim üyesi ve WWC kamu siyaseti araştırmacısı Rami Khouri de panelde yaptığı konuşmada, Bush yönetiminin Orta Doğu’da bıraktığı mirasın genel olarak olumsuz olduğunu belirterek, öncelikle bölge halkı için ve tüm dünya için bu dönemin daha sorunlu, daha şiddet dolu ve istikrarsız bir hale geldiğini söyledi. 11 Eylül’ün ABD yönetimi tarafından yanlış yorumlandığını savunan Khouri, “terörizm bir belirtiyken sorunların nedeniymiş gibi yorumlandı” diye konuştu.

/ Washington

01.08.2008


 

Olmert sonunda pes etti

İSRAİL Başbakanı Ehud Olmert’in, Kadima partisinin ön seçimlerinde liderlik için yeniden aday olmayacağını ve daha sonra istifa edeceğini açıklamasının ardından, Olmert’in kendi partisinden çalışma arkadaşı Ulaştırma Bakanı Şaul Mofaz, “Olmert doğru kararı verdi” dedi.

Kadima partisi liderlik adayları arasında ön sırada gösterilen Mofaz, Olmert’in açıklamasını “cesur bir karar” olarak nitelendirdi.

Mofaz, “Bu karar, kendi kişisel krizine rağmen, devlet için en iyi şeyin ne olduğunu görebildiğini kanıtlıyor. Kendisi bu zor dönemeçte doğru kararı vermiştir” şeklinde konuştu. Açıklamadan sonra erken seçimin kaçınılmaz olduğu ve bir an önce yapılması gerektiği yolunda çağrılar da arttı. Likud partisinden Parlamento (Knesset) üyesi Yuval Steinitz ise Olmert’in açıklamasının, kurulalı daha birkaç yıl olan Kadima partisinin sonu anlamına geldiğini savundu. Steinitz, “Şimdi ortaya çıkan durumun tek çözümü erken seçimdir. Kadima ön seçimlerini yapacak diye daha fazla beklemek, İsrail’e daha çok zarar verecektir” diye konuştu.

Aynı partiden milletvekili Reuven Rivlin de Olmert’in bu karara aylar önce varması gerektiği görüşünü dile getirdi. Rivlin, “Olmert’in iktidarda geçirdiği süre gürültülü patırtılı bir dönem ve bir yönetim komedisi olarak anımsanacaktır” dedi.

Yisrael Beiteinu (İsrail Evimiz) partisi milletvekili Yitzak Aharonovitç ise Olmert’in yaptığı açıklamanın “topu halkın eline verdiğine” işaret ederek, artık seçimlerden kaçınmanın mümkün olmadığını kaydetti. Aharonovitç, “Demokratik bir ülkede başbakan istifa ettiğinde, ulus liderini seçer” diye konuştu.

Knesset’in kadın üyesi Limor Livnat da ön seçimlerin hemen ardından Olmert’in yeni genel seçim çağrısı yapması gerektiğini belirtti.

Livnat, Kadima’da liderliğe seçilecek adaylardan hiçbirinin istikrarlı ve iş yapabilecek bir hükümeti bir araya getiremeyeceği görüşünü savundu. Sağdaki Ulusal Birlik partisi milletvekili Zvi Hendel ise başbakanın doğru bir karar verdiğini vurgulayarak, Olmert’in suçsuzluğunu kanıtlayabileceği umudunu dile getirdi. Olmert’in açıklamasına bir tepki de halihazırda Mısır’ın arabuluculuğuyla İsrail hükümetiyle ateşkes anlaşmasına varan Hamas’tan geldi.

Hamas sözcülerinden Sami Ebu Zühri, Olmert’ın kararını “kendileri için bir zafer” olarak nitelendirdi.

Filistin Yönetimi Devlet Başkanlığından yapılan açıklamaya göre de Filistin lideri Mahmud Abbas, Olmert’in kararını “İsrail’in iç meselesi” olarak değerlendirdi.

İsrail’in Kanal 10 televizyonunun yayımladığı bir anketin sonuçları, halkın yüzde 77’sinin, Olmert’in Başbakanlık görevi sırasındaki performansından hoşnut olmadığını ortaya koydu.

/ Kudüs

01.08.2008


 

Enver İbrahim’den siyasete ilk adım

MALEZYA muhalefet lideri Enver İbrahim siyasete geri dönüyor.

Enver İbrahim’in milletvekili eşi Van Azize Van İsmail, eşinin ara seçimle parlamentoya girebilmesi için milletvekilliğinden istifasını sundu. Enver’in kalesi olan kuzeydeki Permatang Pauh seçim bölgesinden parlamentoya giren Van Azize, marttaki genel seçimlerde büyük bir oy oranıyla milletvekili seçilmişti. Hakkındaki yolsuzluk hükmü yüzünden bu yılın nisan ayına kadar siyasi yasaklı olan Enver İbrahim ise seçime girememişti.

Van Azize’den boşalacak sandalyeyi doldurmak için ara seçimin 60 gün içinde yapılması gerekiyor. Seçim komisyonunun, seçim tarihini gelecek hafta belirlemesi bekleniyor. Enver İbrahim, milletvekili seçilirse ve muhalefetin iktidara gelmesi halinde başbakan olabilecek. Muhalefet liderinin önündeki en büyük engelin, hakkındaki fiili livata suçlaması olabileceği belirtiliyor.

Enver, eski yardımcısının kendisine yönelttiği suçlamanın, siyasi amaçlı olduğunda ısrar ediyor. Permatang Pauh’dan ilk olarak 1982’de milletvekili seçilen Enver İbrahim, yolsuzluk ve fiili livata suçlamaları yüzünden 1998’de kabinedeki görevini, yolsuzluktan suçlu bulununca da yasa gereği 1999’da meclisteki sandalyesini bırakmak zorunda kalmıştı.

/ Kuala Lumpur

01.08.2008


 

Sadr’dan hükümete anlaşma uyarısı

IRAKLI radikal Şii lider Mukteda Sadr, hükümette,n ABD ile Irak’taki Amerikan varlığının statüsüyle ilgili anlaşma imzalamamasını istedi.

Sadr, ABD ile Irak arasında müzakere edilen anlaşmayla ilgili yazılı çağrısında, “Irak hükümetini ABD ile anlaşma imzalamamaya çağırıyorum ve imzalamaması halinde de hükümeti hem siyasi hem de halk olarak desteklemeye hazırım” ifadesini kullandı. Radikal Şii lider, dini çevreleri, “dostane bir anlaşma ya da başka bir konuda olsa da işgalci ile hükümet arasında herhangi bir anlaşmanın imzalanmaması konusunda fikirlerini açıkça söylemeye” de çağırdı ve “Irak halkını siyasi ve barışçı yollarla bu anlaşmaya karşı çıkmaya çağırıyorum” açıklamasında bulundu. Sadr hareketine bağlı Mehdi Ordusu Nisan ve Mayıs aylarında Bağdat’taki Sadr mahallesinde Amerikan askerleriyle çatışmış, 10 Mayıs’ta ateşkes imzalanmıştı.

01.08.2008


 

6 eşli adam gözaltına alındı

SUUDİ Arabistan’da yasal olan 4 eşinden 2 fazlasını eş olarak alan 56 yaşındaki adam polis tarafından gözaltına alındı.

El Vatan gazetesinin haberinde, adı açıklanmayan Suudi vatandaşı adamın 3 Suudi, 3 de Yemenli eşi olduğu, 2 eşinden boşandığını söyleyen adamın, hakkındaki suçlamaları kabul etmediği belirtildi. Bu kişinin şeriat kanunlarına uyulmasından sorumlu dini polis teşkilatı olan Mutava’nın bir üyesi olduğu da kaydedildi.

01.08.2008


 

Bush, Irak’ta zaferini kutluyor!

IRAK'TA bu ayki Amerikan kayıplarının, işgalin başladığı Mart 2003’ten bu yana en düşük seviyeye indiği bildirildi.

Amerikan Savunma Bakanlığı, internet sitesinden yaptığı açıklamada, bu ay 11 Amerikan askerinin öldüğünü, dolayısıyla Temmuzun, Mart 2003’ten bu yana “en kansız” ay olduğunu belirtti. Bağımsız “icasualties.org” adlı internet sitesine göre ise Irak’ta bu ay 12 asker öldü. Ancak site, görevi sırasında ABD’de kaza sonucu ölen bir askeri de bu sayıya kattı. İşgalden bu yana toplam 4 bin 125 Amerikalı asker ve askeri personelin öldüğünü belirten site, Amerikan ordusunun en fazla kaybı 137 askerin öldüğü Kasım 2004’te verdiğini duyurdu. En az kaybınsa Mayıs 2008’den önce, 20 askerin öldüğü Şubat 2004 olduğu kaydedildi. Savunma Bakanlığının internet sitesinde ise 3’ü “düşmanca olmayan nedenlerden” olmak üzere 4 bin 128 Amerikan askeri ve askeri personelin öldüğü belirtildi. Yaklaşık 142 bin 500 Amerikan askerinin görev yaptığı Irak’ta bu yıl Mayıs ayında 19, Haziran ayında 29 Amerikan askeri ölmüştü.

01.08.2008


 

Bağlantısızlardan İran’a destek

BAĞLANTISIZ ülkeler, İran’ın nükleer enerjiyi barışçıl biçimde kullanmaya hakkı olduğunu bildirdi.

15. Bağlantısızlar Hareketi Dışişleri Bakanları Konferansı için İran’ın başşehri Tahran’da bulunan 100’den fazla ülkenin dışişleri bakanı, İran’ın nükleer enerjiyi barışçıl biçimde kullanma hakkını desteklediklerini kaydetti. İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, verilen desteğin, bazı ülkelerin “uluslar arası toplum İran’ın nükleer programına karşı” iddiasını yalanladığını söyledi. Bağlantısızların desteğinin, Tahran’ın, uranyum zenginleştirme çalışmalarını dondurması için baskı yapan BM Güvenlik Konseyi karşısında elini güçlendireceği belirtiliyor.

01.08.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır