Avrupa Şampiyonası bitti. Dünyada konuşulan iki ülke var.Biri şampiyon İspanya, diğeri de turnuvaya her anlamıyla farklılık ve renk katan Türkiye. İkisinin başında da ülke medyaları tarafından kıyasıya eleştirilen, ancak müsabakalar sonunda gitme-kal diye methiyeler dizilen hocalar var. Kısacası sonuca endeksli tenkit ya da övgü.
Aragones' e ülkesinde başbakanından kralına kadar herkes devam et diye yalvarırken, Fenerbahçe' nin taraftar sitelerinde hala olumsuz anketler düzenleniyor. Medya ise "şampiyon hoca" etiketinden dolayı kılıçlar kınına sokuldu ve sesler şimdilik kesildi. Bu zaten Fenerbahçe' nin problemi ve verdikleri kararın sonuçlarına kendileri katlanacaklar.
Fatih Terim'in yaptıkları ve yapacakları ise hepimizi çok yakından ilgilendiriyor. 23 kişilik kadronun belirlenmesinden, oynadığımız maçlardaki oyuncu tercihlerine, milletvekillerine laf atmasından, İstanbul'a dönünce yapacağı hesaplaşmasına kadar uyguladığı gerginlik politikaları hocanın kariyerine yakışmadı. Hele, Almanya mağlubiyetinin ardından istifa dedikodularını yayıp, tekrar görevine devam etmesi ise onun kararının arkasında duramama etiketini yemesine sebep oldu.
Fatih hoca, spor camiasında ülkenin yetiştirdiği en büyük değerlerden biri. Galatasaray'da ve Milli Takımda ülke insanına yaşattığı mutluluklar asla unutulamaz bir gerçek. Merhum Federasyon Başkanı Hasan Doğan'ın "2012'ye kadar birlikteyiz" açıklaması, İmparator ile iki şampiyona geçireceğimizi gösteriyor. Terim, bu yeni süreçte eski defterleri kapatıp, hesaplaşma yerine herkese barış çubuğu uzatmak zorunda. Milleti ile kaynaşmış bir takımın hocası olarak 70 milyonun sevgilisi olmalı. Yoksa yaşanan gerginliklerden hepimiz zarar görüyoruz.
|