Oyuncak silâhını getir, bir kitap al götür
Sakarya’da, Akyazı Belediyesi’nin düzenlediği ‘Oyuncak silâhını getir, bir kitabın olsun’ kampanyası sayesinde 4 bin 500 çocuk oyuncak silâhını bırakıp kitap aldı.
Toplanan oyuncak silâhlar silindirle ezilerek imha edildi, toplam 7 bin 200 kitap dağıtıldı.
“Silâhla oyun olmaz. Silâhın oyuncağı olmaz” sloganıyla geçen sene Temmuz ayında başlatılan ve çocukları şiddetten uzak tutmayı amaçlayan kampanya bir yılda olumlu sonuçlar verdi. Sadece Akyazılı çocuklar değil, Türkiye’nin bir çok ilinden çocukta posta ile oyuncak silâhını göndererek kitap istedi. Proje, Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği’nin düzenlediği, 2008 Yılı Örnek Belediyecilik Projeleri Yarışması’nda 2 başarı ödülü kazandı. Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Projeler kategorisine proje Marmara bölgesinde birinci seçildi.
Akyazı Belediye Başkanı Yaşar Yazıcı, kampanyanın başarılı olmasının büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Bir akrabasını maganda kurşununa kurban verdiklerini ifade eden Yazıcı, “Ülkemizde bilinçsiz silâhlanmanın sonucu olarak maganda kurşunuyla çok acılar yaşandı. Biz bu kampanya ile yeni nesli maganda olmaktan uzak tutmaya çalışıyoruz. Çocukları silâh özentisinden vazgeçirmek, silâha olan ilgiyi azaltmak istiyoruz. Aynı acıların sürmemesi için bireysel silâhlanmanın önüne geçilmesi gerekiyor. Bu da ancak eğitimle olur. Yeni neslimizi bu konuda eğitir, şiddetten ve şuursuz silâhlanmadan uzak tutmayı başarabilirsek, yeni acılar yaşamayız” dedi.
Kampanyanın başarılı olmasında ilçede oyuncak satan işyerlerinin de büyük katkısı olduğunu dile getiren Yazıcı, bir çok işyerinin oyuncak silâh satmaktan vazgeçtiğini dile getirdi. Bu işyerlerine oyuncak silâh istemeye gelen çocuklara verilmek üzere kitap bıraktıklarını vurgulayan Yazıcı şunları söyledi: “Kampanya ile ilgili yoğun bir duyuru yaptık. Oyuncakçılar ‘Bu işyerinde oyuncak silâh satılmamaktadır’ şeklinde hazırladığımız duyuruyu camlarına astı. Çocuklara yönelik hazırladığımız ‘En büyük bilgi silâhtır, oyuncak silâhını getir bir kitabın olsun’ şeklindeki afişleri bütün okullara astık. Sonuçta kampanya büyük ilgi gördü. 4 bin 500 çocuk oyuncak silâhını getirip kitap aldı. Hatta öyleki bu kampanyamızı duyan Türkiye’nin değişik illerinden çocuklar posta ile oyuncak silâhlarını gönderip kitap istediler. Toplam 7 bin 200 kitap dağıttık. Projemiz örnek oldu. Türkiye’de bir çok yerde benzer kampanya yapıldığını öğrendik. Kampanyamız süresiz devam edecek.”
Yazıcı, toplanan oyuncak silâhların silindirle ezilerek imha edildiğini sözlerine ekledi.
|
/ Adapazarı
11.07.2008
|
|
Terli vücuda deodorant, hastalık yapıyor
TERLİ vücuda sıkılan parfüm deodorant gibi her türlü madde vücutta mantar ve çok çeşitli deri hastalıklarına sebep oluyor.
Aşırı terlemenin mantar ve deri hastalıklarına sebep olduğunu belirten uzmanlar, terli vücuda deodorant sıkılmaması uyarısında bulunuyor. Uzmanlar ayrıca, elbise üzerine parfüm sıkılmasının da istenmeyen sonuçlara yol açacağına dikkat çekiyor.
Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte hasta sayısının iki kat arttığını kaydeden Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Dr. Semra Toker, sıcak havada insanların çok terlediğini ve duş almadan, deodorant sıkarak bunu engellemeye çalıştıklarını söyledi. Terli vücuda sıkılan her türlü maddenin vücutta mantar ve çok çeşitli deri hastalıklarına sebep olduğunu dile getiren Toker, parfüm kullanırken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar olduğunu dile getirdi.
Toker, bunları şöyle açıkladı: “Öncelikle parfüm kullanmadan önce teniniz mutlaka temiz olmalıdır. Terliyken parfüm kullanmayın ve hatta ter kokusunu gidermek için parfüm kullanma hatasına sakın düşmeyin. Parfümü cildinize 20 cm uzaklıktan sıkın. Böylelikle parfümü daha geniş bir alana yaymış olursunuz. Bu arada kulak arkası ve bileklere sıkılan parfüm daha etkilidir. Çünkü bu bölgeler daha çok ısındıkları için koku yayılımı daha çok olur. Parfümü giysilerinize sıkmak pek doğru değildir. Ufak da olsa leke problemi doğuracağı gibi başka bir koku denemek istediğinizde giysiye sinmiş olan koku sorun olacaktır. Spor yaparken parfüm kullanmaktan kaçının. Terleyip ağır bir kokuyla karşı karşıya kalabilirsiniz. Farklı kokuları bir arada kullanmayın. Parfümü banyodan hemen sonra kullanın. Bu şekilde parfüm cildinize daha hızlı nüfuz edecektir. Gündüzleri hafif, çiçek, meyve kokularını; akşamları daha iddialı ve çarpıcı kokuları kullanın. Parfümü vücudunuzun nabız noktalarına sürmelisiniz, meselâ; dirseklerin iç bölümü, boynunuzun arkası, bilekler, dizlerinizin arka kısımları. Parfüm sürdüğünüzde bileklerinizi birbirine sürtmeyin. Odanın içine biraz parfüm sıkıp yürüyebilirsiniz, koku daha homojen bir şekilde üzerinize siner. Parfümünüzü çok sıcak bir yerde tutmayın ve direkt güneş ışığına maruz bırakmayın. Işık geçirmeyen şişede olan parfümler daha uzun süre dayanırlar. Bir parfümün üzerinizde nasıl durduğunu sıktıktan en az bir saat sonrasına kadar anlayamazsınız. Bu yüzden parfüm alırken acele karar vermeyin. Astım hastaları ve kimyasal maddelere aşırı duyarlılığı olan insanlarda parfümler başağrısı, mide bulantısı, kaşıntı gibi zararlı etkiler yapabilirler. Duş almadan kullanılan parfüm hiç istemediğiniz sonuçlar doğurabilir. Unutmayın, nasıl kokuyorsanız akıllarda öyle kalırsınız.”
|
11.07.2008
|
|
AKTİF HAYAT KANSERİ ÖNLEYEBİLİR
FİZİKSEL olarak aktif bir hayat tarzı sürdüren kişilerin kansere yakalanma ihtimalinin hareketsizlere göre daha az olduğu bildirildi.
Japonya Sağlık Bakanlığının önderliğinde yapılan bir araştırma, çok aktif bir hayat süren erkeklerde kansere yakalanma ihtimalinin, hareketsiz erkeklere oranlara yüzde 13 azaldığını, kadınlarda da bu oranın yüzde 16 olarak belirlendiğini gösterdi.
Sonuçları American Journal of Epidemiology dergisinde yayımlanan araştırma kapsamında, Japonya’nın 9 bölgesinde yaşları 45 ila 74 olan yaklaşık 80 bin kadın ve erkeğin incelendiği belirtildi.
Bu kişilerin, oturarak, yürüyerek, ayakta durarak, uyuyarak ve egzersiz yaparak geçirdikleri zamanla belirlenen metabolizma hızlarına göre 4 gruba ayrıldığı, özellikle düzenli olarak egzersiz yapan ve aktif bir hayat tarzı sürdüren Japon kadınlar arasında kansere yakalanma ihtimalindeki azalmanın çarpıcı olduğu gözlendi.
Araştırmada, aktif hayatın bu ihtimali azaltma etkisinin, erkeklerde bağırsak, akciğer ve pankreas kanserlerinde, kadınlarda da boğaz kanserinde yaygın biçimde görüldüğü kaydedildi.
Ulusal Kanser Merkezi’nin başkanı doktor Manami Inoue, araştırmanın kapsamı ve büyüklüğü bakımından Japonya’da bir ilk olduğunu söyledi.
|
11.07.2008
|
|
HAŞERE İLÂCINDA BAKANLIK ONAYINA BAKIN
AÇIK havada ve evde sinek, sivrisinek ve keneden korunmak için kullanılan sprey türü ilâçların tehlikeli olabileceği bildirildi.
Bakanlık onayı olan ürünlerin kullanılmasında bir sorun olmadığı, ancak bakanlık onayı olmayan ürünlerin zehirlenmelere kadar varan rahatsızlıklara sebep olduğu bildirildi. Bu tür ilâçların çocuklardan da uzak tutulması gerektiğini açıklayan uzmanlar, sürekli kullanımının da vücutta bazı alerjik rahatsızlıklara sebep olabileceğini belirtiyorlar. Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Levent Avşaroğulları, üzerinde bakanlık onayı bulunmayan sinek, sivrisinek, kene kovucu spreylerin insan sağlığı açısından zararlı etkileri olduğunu açıkladı. Levent Avşaroğulları, özellikle kene vak'alarıyla birlikte bu tür spreylere talebin arttığına dikkat çekerek, “Bakanlık onayı olmayan spreylerin zehirlenmelere sebep olduğunu biliyoruz. Bu tür şikâyetlerle gelen hastalar oluyor. Bu sebeple, spreylerin kullanımı ile birlikte üzerinde Sağlık bakanlığının onayının olup olmadığına bakmak gerekiyor” dedi.
|
11.07.2008
|