"Gerçekten" haber verir 29 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

Tasarruf çağrısı

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ülke kalkınması için tasarrufun önemini vurgulayarak, özel araç yerine toplu taşıma araçlarının kullanılmasını önerdi. Palandöken, sadece toplu taşıma araçları kullanılarak bile IMF’e olan borcumuzun 2 yılda silineceğini ifade etti.

TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ülke kalkınması için tasarrufun önemini vurgulayarak, özel araç yerine toplu taşıma araçlarının kullanılmasını önerdi. Türkiye’nin günlük 600 bin varil civarında petrole ihtiyacı olduğunu belirten Palandöken, şunları kaydetti: ‘’Bunun 90 bin varilini kendimiz üretiyoruz. Yıllık petrol ithalatımız 175-180 milyon varil. 2007 yılında ortalama 70 dolardan 12 milyar dolar petrol ithalatına gitti. 2008 yılında 140 dolardan hesap ettiğimizde bu rakam 24-25 milyar dolara çıkacak. Bu arada petrol fiyatlarının 200 dolara kadar tırmanacağının tahmin edilmesi, ülkemiz ekonomisini tehdit eder hale getirecektir.’’ Trafiğe kayıtlı toplam 13 milyon 311 bin taşıtın olduğunu bildiren Palandöken, şunları ifade etti: ‘’Ülke genelinde her yıl 30 milyon insanımızın 4’er kişilik özel otomobilleriyle bayram ve yaz tatillerinde seyahat ettiğini, her aracın ortalama 120 litre benzin yaktığını düşünürsek bu 900 milyon litre benzin eder ve 3 milyar 240 milyon YTL’dir. Oysa aynı kişiler bu tatillerini toplu taşıma araçlarıyla yapsalar bu sayı 600 bin litreye düşmekte, her otobüsün bir seferde ortalama 400 litre mazot yaktığı düşünülürse toplam 240 milyon litre mazot yakmakta ve bu ise 770 milyon 400 bin YTL etmektedir. Her iki ulaşım arasındaki fark 2 milyar 469 milyon 600 bin YTL’dir. Bu hesaplama sadece yıl içerisinde yapılan seyahatleri kapsamaktadır. Şehir içi ulaşımda aynı hesaplama yapılıp tasarrufa gidildiği düşünülürse ülke olarak IMF’ye olan borcumuzun 2 yılda fazlasıyla sıfırlanmaması için hiçbir neden yoktur.’’

/ Ankara

29.06.2008


 

KAPILARINA KİLİT VURUYORLAR

Bu yılın Ocak-Mayıs döneminde, açılan her 100 iş yerine karşılık 54 iş yeri kapandı, açılan her 100 ticari küçük iş yerine karşılık da 148 iş yeri kapandı. Ankara Ticaret Odası tarafından, Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden yararlanılarak yapılan çalışmaya göre, şirket ve kooperatiflerle firmalardan oluşan işletmeler ekonomideki gelişmelerden olumsuz etkilendi. Araştırmada, şirket ve firmalardan oluşan işletmelerin ekonomik krizlerin yaşandığı yıllarda bile bu derecede kötü etkilenmedikleri ifade edildi.

KRİZ YILLARINDAN DA BETER

Araştırmaya göre, ekonomik bozulmadan işletmelerin en fazla etkilendikleri 1989 yılında, iş yerlerinin kapanma oranı yüzde 51,2 olmuştu. Bu yıldan sonra kapanma oranları azalma eğilimine girdi. 1994 krizinde açılan her 100 işletmeye karşılık 20 iş yeri kapanırken, 2001 krizinde bu sayı 35’e yükseldi. 2007 yılında yüzde 32,3 olan kapanma oranı, bu yılın ilk beş ayında yüzde 54,4’e yükseldi. Bu dönemde, başta ticari işletmeler olmak üzere toplam 47 bin 393 iş yeri

açılırken, 25 bin 785 iş yeri kapandı. ,

İş yerleri tek tek kapanıyor

Ekonomik durumun en önemli göstergelerinden birisi olan iş yerlerinin kapanma oranı, son 25 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bu yılın Ocak-Mayıs döneminde, açılan her 100 iş yerine karşılık 54 iş yeri kapandı, açılan her 100 ticari küçük iş yerine karşılık da 148 iş yeri kapandı. Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanılarak yapılan çalışmaya göre, şirket ve kooperatiflerle firmalardan oluşan işletmeler ekonomideki gelişmelerden olumsuz etkilendi. Dünya ekonomisinde yaşanan yavaşlamanın yansımaları, memur maaşlarının satın alma gücündeki azalma, Çin faktörü, iş yerlerinin SSK prim yükü, kredi geri ödemelerindeki sıkıntıların da aralarında bulunduğu sebeplerle sıkıntı yaşayan işletmeler, geleceğe ilişkin de umut taşımayınca çareyi kapıya kilit vurmakta buldu.

KRİZ YILLARINDAN BETER

Araştırmada, şirket ve firmalardan oluşan işletmelerin ekonomik krizlerin yaşandığı yıllarda bile bu derecede kötü etkilenmedikleri ifade edildi.

Araştırmaya göre, ekonomik bozulmadan işletmelerin en fazla etkilendikleri 1989 yılında, iş yerlerinin kapanma oranı yüzde 51,2 olmuştu. Bu yıldan sonra kapanma oranları azalma eğilimine girdi. 1994 krizinde açılan her 100 işletmeye karşılık 20 iş yeri kapanırken, 2001 krizinde bu sayı 35’e yükseldi. 2007 yılında yüzde 32,3 olan kapanma oranı, bu yılın ilk beş ayında yüzde 54,4’e yükseldi. Bu dönemde, şirket ve kooperatifler ile, bunların dışında kalan ticarî işletmeler olmak üzere toplam 47 bin 393 iş yeri açılırken, 25 bin 785 iş yeri kapandı. Söz konusu dönemde yönetim şekli ‘’şirket’’ ve ‘’kooperatif’’ olan iş yerlerinde kapanma oranı yüzde 18 olurken, 24 bin 723 şirket ve kooperatif açıldı, 4 bin 450 şirket ve kooperatif kapandı.

Şirketler içerisinde kapanma oranı en yüksek olanlar limited şirketler oldu. 2008 yılı Ocak-Mayıs döneminde limited şirketlerinde kapanma oranı yüzde 89,7 olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, kapanma oranı Anonim şirketlerde yüzde 7,5, kolektif şirketlerde binde 8, kooperatiflerde de yüzde 2 oldu.

TİCARÎ İŞLETMELER ÇÖKTÜ

Şirket ve kooperatiflerin dışında kalan küçük işletmelerde, Ocak-Mayıs döneminde 22 bin 670 iş yeri açılırken, 21 bin 335 işyeri kapandı. Ticarî işletmelerde kapanma oranı yüzde 94 seviyesine çıktı. Küçük işletmelerin faaliyet gösterdikleri ekonomik alanlara bakıldığında ise en yoğun kapanmaların, toptan ve perakende ticaretle uğraşan iş yerlerinde olduğu görüldü. Tarım dışı istihdamın deposu olarak görülen toptan ve perakende ticaret yapan iş yerlerinde kapanma oranı yüzde 148,1’e çıktı. Bu alanda 2008 yılının Ocak-Mayıs döneminde 11 bin 271 ticarî firma açılırken, kapanan ticarî firma sayısı 16 bin 694 oldu. Ekonomik bozulmadan ikinci sırada etkilenen küçük işletmeler tarım sektöründe faaliyet gösterenler oldu. Daha çok hane şeklindeki işletmelerden oluşan Türkiye tarımı son yıllarda uygulanan destekleme politikaları sebebiyle sürekli kan kaybederken, 2008 yılının 5 aylık döneminde firma haline gelebilmiş olan tarım işletmeleri de kötü etkilendi ve kapanma oranı yüzde 137,7 oldu. Madencilik işinde uğraşan firmalarda da söz konusu dönemde kapanma oranı yüzde 105,1 olarak gerçekleşti. Tarım dışı istihdamın dörtte birinden fazlasını oluşturan imalat sanayi iş yerleri de olumsuz etkilenen sektörler arasında yer aldı. İmalat alanında faaliyet gösteren firmalarda kapanma oranı yüzde 55,3 oldu.

AYGÜN: KAPANAN İŞ YERLERİNDEKİ ARTIŞ

ENDİŞE VERİCİ

Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, TÜİK verilerine göre kapanan iş yerlerindeki artışın endişe verici olduğunu belirtti ve kapısına kilit vuran işletmelerin işsizlik oranına olumsuz yansıyacağını kaydetti. İş yerlerinin kapanmasının tüketim daralmasının en büyük göstergesi olduğunu kaydeden Aygün, açıklamasına şöyle devam etti: ‘’Piyasada inanılmaz bir durgunluk yaşanıyor. Tüccarımız, esnafımız deyim yerindeyse sinek avlayarak gününü geçiriyor. Hal böyle olunca da vergisini, kredisini, SSK primini ödeyemiyor, çareyi iş yerini kapatmakta buluyor. İş yerlerinin kapanması, yıllardır tüketimle büyüyen ekonomiyi dara sokacak. Piyasayı canlandıracak ekonomik tedbirler bir an önce alınmazsa ülke girdiği bu kısır döngünün içinden çıkamayacak.’’

/ Ankara

29.06.2008


 

Büyüme 2009’da

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Ekonomi Değerlendirme Toplantısının ardından yapılan yazılı açıklamada, küresel risklerin gerilemesi ile birlikte ise 2009-2011 döneminde, büyümenin kademeli olarak artacağının öngörüldüğü vurgulandı.

ORTA vadeli programla ilgili yapılan açıklamada 2009-2011 döneminde büyümenin kademeli olarak artacağı bildirildi. Başbakan Erdoğan başkanlığındaki ekonomi değerlendirme toplantısında orta vadeli programın kısa süre içinde yayınlanması karara bağlandı. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, “Malî disiplinden taviz verilmeden yayınlanacak orta vadeli programla 20092011 dönemini kapsayan çok yıllı bütçe sürecinin yeni bir dönemi de başlamış olacaktır” denildi. Programın hedefleri genel şartlardaki değişmeler dikkate alınarak her yıl revize edilecek. Toplantıda, GAP, Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Konya ovası gibi bölgelere harcanacak 2.3 milyar YTL’lik kaynağın durumu da gözden geçirildi. Temmuz ayının ilk haftasında Nazım Ekren başkanlığında bir heyet bu bölgelere giderek öncelikli projeleri belirleyecek. Açıklamada ayrıca “Kamu borç düzeni yapısında meydana gelen iyileşme ile güçlü rezerv pozisyonu sayesinde dışsal şoklara karşı ekonominin kırılganlığı büyük ölçüde azalmıştır” denildi. Küresel dalgalanma sebebiyle, dünya ekonomisinde yavaşlama olacağına dair beklentilere paralel olarak, uluslar arası piyasalardaki likidite şartlarının daralması ve dış talebin azalması sonucunda, 2008 yılında, Türkiye’de reel GSYH büyümesinin, 2007 yılı seviyesine yakın bir düzeyde gerçekleşmesinin beklendiği belirtilen açıklamada, küresel risklerin gerilemesi ile birlikte ise 2009-2011 döneminde, büyümenin kademeli olarak artacağının öngörüldüğü vurgulandı.

/ Ankara

29.06.2008


 

Bakana göre zam az bile

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, elektrik zammının petrol fiyatlarının artışına bağlı olduğunu belirterek zam oranını belli ölçülerde tuttuklarını söyledi. Güler, “Bu rakam daha farklı da olabilirdi” dedi.

ENERJİ ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, elektrik zammının petrol fiyatlarının artışına bağlı olduğunu belirterek, zam oranını belli ölçülerde tuttuklarını söyledi. Bakan Hilmi Güler, ‘’Bu rakam daha farklı da olabilirdi’’ dedi. Manisa’da gazetecilerin elektrik zammı ile ilgili sorularını cevaplayan Güler, elektrik fiyatlarının belirlenmesinde yeni bir modele geçildiğini, petrol fiyatlarındaki yükselişin fiyat artışında etkili olduğunu kaydetti. Dünyada petrol fiyatlarının 1 yılda yüzde 120 arttığını, tüm dünyada buna bağlı olarak enerji fiyatlarının da yükseldiğini ifade eden Güler, “Biz, 5.5 yıl boyunca zam yapmadık o zaman gerekmiyordu. Petrol fiyatlarında yüzde 120’nin üzerinde bir artış var. Yapılan ise yüzde 120’ye karşılık yüzde 20 civarında. Bu aslında yeni modele geçiş, maliyet esaslı bir fiyat ayarlamasıdır. Bu seferki zam şeklinde tecelli etti. Fiyat ayarlaması her zaman, zam anlamına gelmez. Maliyetler düşerse bu sefer de indirim şeklinde olabilir” dedi. Bakan Güler, bütün dünyada böyle bir artışın söz konusu olduğunu ifade ederek, “Biz gene bunu belli ölçülerde tuttuk, bu rakam daha farklı da olabilirdi. İlgili bakan arkadaşlarla uzun uzun tartışarak, değerlendirerek yaptık. Şimdi 3 ayda bir bu fiyatlar ayarlanacak eğer maliyetler düşerse düşüş şeklinde tecelli eder, artarsa artacak. Gönül isterdi ki hiç yapmasak. 5.5 yıl zam yapmamanın vatandaşa katkısı 20 milyar dolardan fazladır. Zam sevilen bir şey değildir. Keşke fiyatlar düşse” diye konuştu. Az elektrik tüketen ürünlere vergi teşviki konusunda Maliye Bakanlığı’yla görüşmelerin sürdüğünü de bildiren Güler, çok enerji tüketen ürünlere sınırlama getirileceğini belirtti.

/ Manisa

29.06.2008


 

Kuraklık süt verimini de düşürdü

Mevsim normalinin üstünde seyreden sıcaklar ve yaşanan kuraklıklar sebebiyle Bitlis ve ilçelerinde süt üretiminde yüzde 20’lere varan kayıplar yaşandı. Bu durumun fiyatlara da yansıyacağı dile getirildi.

MEVSİM normalinin üstünde seyreden sıcaklar ve yaşanan kuraklıklar sebebiyle Bitlis ve ilçelerinde süt üretiminde yüzde 20’lere varan kayıplar yaşandı. Bitlis’in Güroymak ilçesi Gölbaşı beldesi Hayvansal ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Şerif Avcı, Türkiye’de soğuktan korkulduğunu ancak sıcaklığın 22 derecenin üzerine çıktığı ortamlarda hayvanların zarar gördüğünün unutulduğuna dikkat çekti. Avcı, artan sıcaklıklar ve bölgede ciddî bir şekilde baş gösteren kuraklık sebebiyle hayvanların veriminde yüzde 15 ile 20 arasında düşüşlerin yaşandığını kaydetti. Avcı, “Sıcaklara ve bu seneki kuraklığa bağlı olarak sadece süt verimi düşmüyor. Çeşitli hastalıklar da yaşanıyor. Süt miktarının azalması, ilk görülen ve en belirgin sonuç olduğundan çoğu üretici bunu bilir “ dedi. Bir başka sorunun da kuraklık sebebiyle bir çok tarım ürününde rekolte düşüklükleri olduğunu ifade eden Avcı, bu durumun yem fiyatlarına yansıyacağını, fiyatlarda yüzde 60 ile yüzde 100 oranında artışlar beklendiğini ifade etti. Bitlis’te hayvancılık yaparak geçimini sağlayan Şehabettin Açıktepe de, bu seneki kuraklık sebebiyle hayvanlar için yem bulamadıklarını, bunun da süt verimini azalttığını kaydetti.

/ Bitlis

29.06.2008


 

Anadolu-Avrupa yakası denizin altında buluşacak

DAHA önce 6 kez ertelenen İstanbul’un iki yakasını denizin altından birleştirecek ve sadece lastik tekerlekli araçların geçebileceği yeni tüp tünelin yapım ihalesi 30 Haziran Pazartesi gerçekleştirilecek

. Yap-işlet-devret modeli ile yapılacak Karayolu Boğaz Tüp Tünel Geçişi Projesi ihalesi, fizibilite, yatırım ve işletme süresi yönünden en iyi teklifi sunan firmaya verilecek. Projenin, işe başlanılmasından itibaren 3 yıl içinde tamamlanması hedefleniyor. Projenin ihalesiyle ulusal ve uluslararası çok sayıda firma ilgileniyor. Proje, Avrupa yakasında, Florya-Sirkeci Sahil Yolu’nun (Kennedy Caddesi Kazlıçeşme mevkinden başlayarak, Anadolu tarafında Ankara Devlet Yolu’nun Göztepe Kavşağı mevkinde bitecek.

/ İstanbul

29.06.2008


 

Beylikdüzü Belediyesi Sosyal Tesisleri Festival'de

BEYLİKDÜZÜ Belediyesi Sosyal Tesisleri, “Yeşil Vadi Festivali”nde de vatandaşa hizmet vermeye devam ediyor.

Sosyal Tesisler İşletme Müdürü Hayrettin Peksoy, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Vatandaşımıza hizmeti her zaman her yerde vermek için çaba gösteriyoruz. Bu yıl BEYAŞ A.Ş. nin organize ettiği bu muhteşem festivalde bizimde olmamız gerektiğini düşünerek, Hem gençlere hem de ailelere hitap eden bir mekân oluşturduk. Tüm halkımızı sosyal tesisler cafeye bekliyoruz” dedi. Geleneksel hale getirilen festival çerçevesinde; 7’den 70’e her vatandaşın gönlüne ve zevkine hitap eden kültürel faaliyetler düzenleniyor. 64 bin metrekare arazi içerisinde küçük bir şehir görüntüsünü andıran festival alanında, içerisinde 24 metrekarelik LED ekranların bulunduğu 200 metrekarelik dev bir sahne kuruldu. Türkiye’nin önde gelen san'atçılarının yer aldığı konserler düzenleniyor. 540 standın kurulduğu festival alanında, şişme oyun parkı ve otağ çadırı da yer alıyor.

Yeni Asya / İstanbul

29.06.2008


 

YENİSİAD üyeleri Mekke'de buluştu

YENİSİAD, Mekke Buluşmalarının 2.’sini, kalabalık iş adamlarının katılımı ile gerçekleştirdi. 25 Haziran günü başlayan ‘Umre Seyahati,’ 12 günlük bir süreyi kapsayacak.

Ayrıca Mekke ve Medine’de gerçekleştirilen 2 ayrı konferansla “Mekke Buluşmaları”nın gelecekte daha kalabalık heyetlerle yapılacağı anlamına geliyor. YENİSİAD’dan yapılan açıklamaya göre, daha önce gerçekleştirilen “Aile Buluşmaları” artık yurt dışına da taşınmış oldu. Ağustos ayında Karadeniz seyahati ile devam edecek faaliyetler, Ekim ayında Şam gezisi ile sürdürülecek.

Yeni Asya / İstanbul

29.06.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır