Mesut Yılmaz’ın ‘tehlike olduğu sürece asker kışlaya dönmez’ sözünun, askerin kışlada olmadığını, idari vesayet içinde olduğunu gösterdiğini söyleyen ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, “Bu, siyasetin sivilleşmesi önündeki en büyük engeldir. Sivil siyasetçiler de apoletlerini bırakmalıdır. Askerlik yapacaklardıysa askerliklerine uzman çavuş olarak devam etselerdi keşke” dedi.
ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Mesut Yılmaz’ın ‘tehlike olduğu sürece asker kışlaya dönmez’ sözünun, askerin kışlada olmadığını, idari vesayet içinde olduğunu gösterdiğini belirterek, “Bu, siyasetin sivilleşmesi önündeki en büyük engeldir. Sivil siyasetçiler de apoletlerini bırakmalıdır” dedi. Uras, Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülen’i Parlamentodaki çalışma ofisinde kabul etti. Avrupa Parlamentosundaki konuşmalarında, ‘’Türkiye’nin aydınlık bir yüzü olduğunu, krizden demokratikleşmeyle çıkılacağını’’ söylediğini anlatan Uras, şöyle devam etti: ‘’12 Eylül Anayasası, siyasetin genişlemesinin önünde en büyük engeldir. Mutabakatla, bunun aşılması sağlanabilir. Demokrasi ertelendikçe, halının altına sokuldukça Türkiye kaybediyor. Geçmiş dönemlerin başarısızlığı nedeniyle siyasi karışıklıkla karşı karşıyayız. Türkiye’de ara-kara rejim özlemi içinde siyasetçi profilinde olanlar var. Mesut Yılmaz’ın ‘tehlike olduğu sürece asker kışlaya dönmez’ sözü, askerin kışlada olmadığını, idari vesayet içinde olduğunu gösterir. Bu, siyasetin sivilleşmesi önündeki en büyük engeldir. Sivil siyasetçiler de apoletlerini bırakmalıdır. Askerlik yapacaklardıysa askerliklerine uzman çavuş olarak devam etselerdi keşke.’’ AKP iktidarının gücünün, karşısındaki muhalefetin yanlış hattan gitmesinden kaynaklandığını ifade eden Uras, ‘’AKP’nin önü çağdaş solla engellenebilir’’ dedi. Ufuk Uras, sivil Anayasaya ilişkin olarak da ‘’27 yıl sonra, çok gecikmiş bir konu. Son 10 yıldır bütün siyasi partiler sivil anayasa vaadiyle siyaset yapıyorlar’’ diye konuştu.
|