|
|
|
Türkiye dost değil, rakip |
Genelkurmay’ın sık sık konuk ettiği Michael Rubin’in de bağlı olduğu Middle East Forum'un Direktörü Daniel Pipes, Türkiye ve Suudi Arabistan’ın ABD’ye dost değil, rakip olduğunu söyledi. Pipes tarafından kurumun e-mail listesine gönderilen bir mesajda, ABD’nin Türkiye’yi ‘düşman’ ya da ‘dost’ değil, ‘rakip’ görmesi gerektiği bildirildi.
GENELKURMAY'IN sık sık konuk ettiği Michael Rubin’in de bağlı olduğu kuruluştan çarpıcı sözler. Neoconlar Türkiye’yi hedef seçti. Ortadoğu’da Türkiye ve Suudi Arabistan’nın ABD’ye dost değil rakip olduğunu söyleyen neocon Daniel Pipes, “Bir rakip olarak Türkiye” başlığını kullandığı makalesinin arkasında durdu. Irak Savaşı’nın mimarlarından ve ABD’deki neoconların en ünlülerinden Michael Rubin’in AKP hükümeti karşıtı yazıları sonrasında bazı sivil ve resmî kesimlerin bağrına bastığı Middle East Forum (MEF), Türkiye’yi ‘dost’ görmediğini açıkladı. Rubin’in çalıştığı MEF’in Direktörü Dr. Daniel Pipes tarafından kurumun e-mail kontak listesine gönderilen bir mesajda, ABD’nin Türkiye’yi ‘düşman’ ya da ‘dost’ değil, ‘rakip’ görmesi gerektiği bildirildi.
SAVAŞ, RADİKAL İSLÂMLA
Pipes internetten yayınladığı mesajında MEF’in misyonunu ‘Ortadoğu’da Amerikan çıkarlarını tanımlamak ve teşvik etmek’ olarak açıkladıktan sonra bu çıkarları tanımlamada ‘bazen yıllarca önden gittiklerini’ belirtti. Kurumun öne çıkan argümanları arasında ‘terörizmle değil, radikal İslâmla savaşmak. Özgür ve müreffeh değil, istikrarlı ve düzgün bir Irak peşinde olmak. Suudi Arabistan ve Türkiye’yi düşman ya da dost değil, rakip görmek’ olduğunu belirten Pipes şahsi bloğunda 6 Aralık 2007’de yayınlanan ‘Bir rakip olarak Türkiye’ başlıklı yazısında ve Israil’in Jerusalem Post gazetesindeki 5 Aralık 2007 tarihli makalesinde de benzer görüşleri savunmuştu.
TÜRKİYE, MÜTTEFİK DEĞİL
Türkiye’deki yakın dönem siyasal değişimleri sertçe eleştiren Pipes, ‘Türkiye artık bir Batı müttefiği olarak kabul edilemez. Tabiî ki düşman da değildir. Onun yerine, Rusya, Çin ve Suudi Arabistan gibi, bir orta sınıf rakiptir. Bir gün işbirliği yapıyor, bir başka gün rekabet. Çok geçmeden, pekâlâ tehdit oluşturabilir’ demişti.
NEOCONLAR KiMLERDiR?
Bush’un Beyaz Saray’a gelmesiyle başlayan dünyayı ABD idealleri çerçevesinde yeniden inşa etme doktrininin siyasal uygulayıcılarına yeni muhafazakârlar, yani ‘neocon’ adı veriliyor. İkinci olarak, klâsik anlamdaki muhafazakârlıkla pek bir ilgisi olmayan, aksine dini, emellerine ulaşmak için bir araç, hatta kısayol olarak gören pragmatist kişiler için kullanılan ve Amerika’nın Irak işgaline zemin hazırlayan topluluğa verilen oluşumun adına ve bu oluşumda yer alanlar için ifade edilen bir kavramdır. Bu politik yapılanmanın en önde gelen isimleri Condellazza Rice, Donald Rumsfield, Dick Cheney ve Paul Wolfowitz vs. isimlerden oluşuyor.
|
22.06.2008
|
|
|
İran’dan, uranyum zenginleştirmeye devam |
Nükleer programı yüzünden Batılı ülkelerle gerginlik yaşayan İran, bütün taleplere rağmen uranyum zenginleştirme programını “aralıksız” sürdürüyor. İran’ın, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumundaki (UAEK) temsilcisi Ali Asger Sultaniye, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, “Uranyum zenginleştirme çalışmalarımız aralıksız devam ediyor” dedi.
İran’ın bütün nükleer faaliyetlerinin 24 saat kameralarla UAEK yetkilileri tarafından izlendiğini, gerekli denetimlerin yapıldığını söyleyen Sultaniye, UAEK ile mevcut işbirliğini sürdürmek istediklerini belirtti.
BM Güvenlik Konseyinin 5 daimî üyesi ve Almanya’nın, uranyum zenginleştirmenin askıya alınması talebini “geçmişte kalan bir konu” olarak değerlendiren ve bu talebin “teknik ve hukukî temelden yoksun” olduğunu ifade eden Sultaniye, uranyum zenginleştirme çalışmalarını durdurmayacaklarını vurguladı. Sultaniye, 5 artı 1 ülkelerinin, uranyum zenginleştirmenin askıya alınması şartıyla çeşitli alanlarda işbirliği sunan teklif paketini incelediklerini de kaydetti.
Dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisi olan İran, enerji ihtiyacını karşılamak için nükleer teknolojiden yararlanmak istediğini ifade ediyor, ancak başta ABD olmak üzere Batılı ülkeler İran’ın nükleer silâh üretmesinden endişe ediyor.
İran, Batılı ülkelerin müzakereler sırasında dahi olsa uranyum zenginleştirmenin askıya alınması talebini kabul etmiyor.
İran, BM Güvenlik Konseyinin aldığı 3 yaptırım kararı ve ABD ile AB ülkelerinin yaptırımları şiddetlendirme tehditlerine rağmen Natanz nükleer tesisindeki aktif 3,600 santrifüjde uranyum zenginleştirmeye devam ediyor.
AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana, geçen hafta, 5 artı 1 ülkeleri adına, uranyum zenginleştirmeyi durdurması karşılığında işbirliğini öneren paketi Tahran yönetimine iletmişti.
İran, uranyum zenginleştirmenin askıya alınması ön şartının yer aldığı hiçbir teklifi kabul etmeyeceğini açıklamıştı.
|
/ Tahran
22.06.2008
|
|
|
TÜRKİYE’NİN, AVRUPA ÜLKESİ OLDUĞUNU GÖRDÜK |
SRİ LANKA İhracat Geliştirme ve Uluslararası Ticaret Bakanı Gamini Lakshman Peiris, Türkiye ve çeşitli bölgelerde yaptıkları ziyaretlerin bakış açılarında önemli değişikliklere yol açtığını ifade ederek, ‘’Türkiye’yi tipik bir Ortadoğu ülkesi sanıyorduk, oysa, tam Avrupa ülkesi olduğunu gördük’’ dedi.
Peiris, Ticaret ve Pazarlama Geliştirme Bakanı Bundula Gunawordhana, Girişimcilik Geliştirme Bakanı Mano Wijeyeratne ve beraberindeki heyet, Anadolu Girişimci İşadamları Derneğinin (AGİD) davetlisi olarak geldikleri Adana’daki ziyaretleri sonrasında, yaptığı açıklamada, ‘’düşündüklerinden farklı bir ülke’’ ile karşılaştıklarını söyledi. Türkiye’nin, bulunduğu coğrafi konum, tarihî ve tabiî güzellikleri ile dikkati çektiğini belirten Peiris, önemli bir ekonomik canlılığa sahip olduğunu ve buna rağmen dünya ülkeleri arasında hak ettiği konumda bulunmadığını ifade etti.
Türk işadamlarının son yıllarda dünyaya açıldığını, tanıtım faaliyetlerini arttırdığını, Sri Lanka’da da Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu’nun (TUSKON) aracılığıyla bu yönde önemli mesafe alındığını anlatan Peiris, ‘’Türkiye’ye ilk kez geliyoruz. Ancak, buraya gelinceye kadar Türkiye’yi tipik bir Ortadoğu ülkesi sanıyorduk, oysa tam bir Avrupa ülkesi olduğunu gördük’’ dedi.
Türkiye’nin Sri Lanka ile ticaretinin çayla sınırlı kalmaması gerektiğini belirten Peiris, ‘’Sri Lanka, Kenya’dan sonra dünyanın en büyük ikinci çay üreticisi ülke. Türkiye’ye de çay ihraç ediyoruz ancak, karşılıklı ticareti geliştirecek birçok alan var. Biz, çay, kauçuk, baharat, tekstil ve konfeksiyonda öndeyiz. Türk iş adamlarına kapılarımız sonuna kadar açık. Ülkemizde, özellikle süt ürünleri ve gıda sektöründe yatırım yapılmasını sağlayacak büyük potansiyel var. Bizim temennimiz bu potansiyeli Türklerin değerlendirmesi’’ dedi.
Yaklaşık 20 milyon nüfuslu Sri Lanka’nın Türkiye ile ticaretinin gelişmesinin her iki ülkenin de avantajına olacağını anlatan Peiris, ‘’Ülkemizdeki yatırım imkânlarının görülmesi için bütün Türk işadamlarını Sri Lanka’ya dâvet ediyoruz’’ diye konuştu.
|
/ Adana
22.06.2008
|
|
|
Çin’de tabiî felâket silsilesi |
ÇİN'DE yağışlar sebebiyle evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısı 2 milyona yaklaştı. Hatta Haziran ve Temmuz ayları, Çin’de “sel mevsimi” olarak adlandırılır.
Çin, sellere bazı yıllar yüzlerce, bazı yıllar ise binlerce ölüm oldu. Bu yıl ise Çin iki felâketi bir arada yaşıyor. Ülkenin güneybatısındaki Siçuan eyaletinde 12 Mayıs’ta meydana gelen 8.0 büyüklüğündeki depremin yaraları halen sarılmaya çalışılıyor. Depremde ölenlerin sayısı Perşembe günü 69 bin 180’i buldu. Yaralı sayısının 374 bin 8, kayıp sayısının ise 17 bin 406 olduğu açıklandı. Bölgede 12 Mayıs’tan bu yana 13 bin 96 artçı sarsıntı meydana geldi. Haziran ayına girilmesiyle birlikte özellikle Çin’in güney ve orta kesimleri yoğun yağışların ve bunun yol açtığı sellerin etkisinde kaldı. Depremzedelerin yeni bir felâket yaşamalarını önlemek için depremin merkez üssüne yakın bölgelerde 111 bin 476 kişi, Çarşamba gününden itibaren güvenli yerlere nakledildi. Yağışlar sebebiyle ülke çapında evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısı 2 milyona yaklaştı. Ölü sayısı konusunda Çin’deki basın organları farklı rakamlar veriyorlar. Bazı kaynaklara göre 200’e yakın kişi sellerde öldü. Bazı kaynaklara göre ise, 176 kişi öldü, 52 kişi kayıp. 43 milyon kişinin hayatını olumsuz etkileyen, 2 milyon hektardan fazla ekili alana zarar veren ve 134 bin evi yıkan sellerin yol açtığı ekonomik kayıp 4 milyar doları bulmuş durumda. Resmî Şinhua haber ajansı Guangxi’de 3 bin okulun zarar gördüğünü bildirdi. Güneydeki Guangdong eyaleti ve Guangxi Zhuang Özerk Bölgesi’nde yüzlerce yol su bastığından veya yağışların yol açtığı toprak kaymalarından dolayı ulaşıma kapandı. Binlerce kamyonun yollarda kalması sonucu bazı bölgelere gıda tedariki yapılamadı ve buralarda fiyatlar fırladı. Guangdong eyaletinin bazı bölgelerinde sebze fiyatları bir günde yüzde 70 arttı. Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu selden etkilenen bölgelerdeki fiyat artışının önüne geçmek için talimat yayımlamak durumunda kaldı.
|
22.06.2008
|
|
|
Obama: “Nükleer güç, her derde deva değil’’ |
ABD'DE, Kasım ayındaki başkanlık seçimlerinde yarışacak Demokrat Parti’nin adayı Illionis Senatörü Barack Obama, nükleer gücün her derde deva olmadığını söyledi.
Barack Obama, Chicago’da Amerikalı valilerle yaptığı görüşmede, nükleer gücün daha da geliştirilmesinin bir anlamı olup olmadığının incelenmesi ve nükleer atıkların yeniden kullanım için güvenli bir biçimde saklanabilip saklanamayacağına ilişkin araştırmalara para yatırmak konusu üzerinde düşünülmesi gerektiğini bildirdi. Obama, ‘’Nükleer gücün her derde deva olduğunu düşünmüyorum’’ dedi.
|
/ Chicago
22.06.2008
|
|
|
Baradey: “İran'a askerî saldırı olursa istifa ederim” |
BM Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed El Baradey, ‘’İran’a askerî bir saldırı olursa istifa ederim’’ dedi.
Muhammed El Baradey, El Arabiya Televizyonu’na verdiği demecinde, böyle bir saldırının ‘’bölgeyi ateş topuna dönüştüreceğini’’ söyledi. Baradey, İran’a saldırının, bu ülke için nükleer silâh yapma yönünde büyük bir teşvik olacağını, İran’ın bu yönde büyük bir çalışma içine gireceğini kaydetti. Baradey, ‘’Benim gözlemime göre İran ile ilgili büyük ve önemli bir tehlike var. Böyle bir zamanda İran’a askerî bir saldırı düzenlenirse, benim şu andaki görevimi sürdürmem mümkün değil’’ dedi.
|
/ Dubai
22.06.2008
|
|
|
Chavez'den ABD'ye yeni suçlama |
VENEZUELA Devlet Başkanı Hugo Chavez, ABD’nin Hizbullah’a destek verdikleri suçlamasının aslında kendisini uluslar arası mahkemede yargılama girişimi için kullanılan bir bahane olduğunu söyledi.
Hugo Chavez, bir mitingde yaptığı konuşmada, “ABD hükümetimizi, Venezuela’yı, beni Orta Doğu’daki Lübnanlı hareketlere yardımcı olmakla suçluyor” dedi. Chavez, dünyanın kendilerine karşı oynanan bu oyuna razı olması halinde de ABD’nin kendisini uluslar arası mahkemeye götürmeye çalışacağı iddiasında bulundu. Chavez, ABD’nin böyle bir oyun oynaması halindeyse bunun kötü bir şekilde ters tepeceğini ifade etti. ABD, Lübnan’daki Hizbullah ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle 2 Venezuelalının mal varlığını dondurduğunu açıklamış, Venezuela hükümetini de bu iki kişiyi korumakla suçlamıştı.
|
/ Caracas
22.06.2008
|
|
|
Afganistan'da çatışma |
AFGANİSTAN'DA bir Polonyalı askerin ölmesiyle saldırılarda ölen yabancı asker sayısı 5’e yükselirken, Kandahar’daki operasyon kapsamında dün geceki çatışmalarda 56 militan ile 2 Afgan askeri vefat etti.
Polonya ordu sözcüsü, Varşova’da yaptığı açıklamada, önceki gece yarısından sonra Paktia vilayetine bağlı Dila bölgesinde devriye gezen Polonyalı askerlerin aracının yakınında bir bombanın infilak ettiğini söyledi. Sözcü, olayda 1 Polonyalı askerin öldüğünü, 4 askerin yaralandığını kaydetti. Afganistan’da ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinden yapılan açıklamada da Kandahar vilayetinde yürütülen operasyonlar sırasında 4 askerin öldüğü, 2 askerin ağır yaralandığı belirtilmiş, ancak askerlerin milliyetleri ve kimlikleri konusunda bilgi verilmemişti. Farah vilayetinde de bir koalisyon askeri ölmüştü. Bu arada, Afganistan Savunma Bakanlığı sözcüsü, Kandahar vilayetinde Taliban savaşçılarına yönelik operasyonların dün geceki kısmında 56 militanın öldürüldüğünü söyledi. Çatışmalarda 2 Afgan askerin de öldüğü kaydedildi. Kandahar’da bir cezaevini basarak 400 militanı serbest bırakan Taliban güçlerinin Argandab vadisinde 8 köyün denetimini ele geçirmesinin ardından, NATO liderliğindeki Uluslararası Destek ve Güvenlik Gücü (ISAF) ve Afgan askerleri bölgeye operasyon başlatmıştı.
|
/ Kabil-Varşova
22.06.2008
|
|
|
Gezi Eki Pdf
|
|
|
|
|
|