Türkiye yaşlandıkça kalp hastası artıyor
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Şenocak, Türkiye’de yaş ortalamasının sosyo-ekonomik yapıya bağlı olarak artmasıyla birlikte, kalp hastası sayısında da artış olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Şenocak, yaptığı açıklamada, kalp ve damar hastalıklarının, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir numaralı ölüm nedeni olduğunu belirtti.
Kalp hastalıklarının kadını, erkeği, zengini, fakiri, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren önemli bir sağlık sorunu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şenocak, “Tüm dünyada kalp ve damar hastalıklarına bağlı olarak yılda 17 milyon, Türkiye’de ise yılda 100 binin üzerinde ölümün gerçekleştiği görülmektedir” dedi.
“Geçmiş yıllarda verem, tüberküloz gibi hastalıklar çağın vebası olarak nitelendirilirken, günümüzde artık kalp hastalıklarının çağın vebası olarak gösterilmektedir” diyen Prof. Dr. Şenocak, şöyle devam etti:
“Kalp damar hastalıkları, insanların yaşamını yitirmesinin ilk nedenleri arasında yer alıyor. Kalp damar hastalıklarının en önemli grubunu, koroner kalp hastalıkları, şeker hastalığı, aşırı şişmanlık, sigara ve hiper tansiyon oluşturmaktadır.”
TÜRKİYE’DE KALP DAMAR HASTALIKLARI
Türkiye’deki ölüm nedenlerinin yarısını kalp damar hastalıklarının oluşturduğunu bildiren Prof. Dr. Hüseyin Şenocak, şunları söyledi: “Ülkemizde yaş ortalamasının sosyo-ekonomik yapıya bağlı olarak artması, kalp hastası sayısında artış meydana getirdi. Nüfusumuzun yaş ortalaması geçmiş yıllarda 60-65 civarındayken günümüzde 70-75’e kadar yükseldi. Bu nedenle kalp hastalıkları önemli hale geldi. Dolayısıyla da kardiyoloji büyük ilgi gören bilim dalı haline geldi.” Prof. Dr. Şenocak, dünyada ve Türkiye’de birçok kalp hastasının bu durumun farkında olmadan yaşamını sürdürdüğünü belirterek, şunları kaydetti: “Kişinin hastalığının farkında olması ve tedavisini yaptırması çok önemli. Bu hem bireysel sağlık hem de sağlık harcamaları açısından ülke ekonomisi için önemli. 30 yaşın altında kalple ilgili sorunları olan hastaya çok az rastlanıyor. Hipertansiyon tedavi edilmediğinde kalbi yoruyor, buna bağlı olarak da kalp ve böbrek yetmezliği meydana geliyor. Hipertansiyon, 40 yaşından sonra herkesi ilgilendiriyor. Beyne yaptığı baskı nedeniyle beyin kanaması, felç gibi olumsuzluklara neden oluyor. Bunlar dikkate alınarak, kalp hastalıklarına neden olabilecek diğer faktörler de gözetim altında tutulmalıdır.”
|
/ Trabzon
08.05.2008
|
|
Kanser hastalarının umudu ısırgan otu
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meftun Ünsal, kanser hastalarının büyük bölümünün bitkilerden umut aradığını belirterek, bunların içinde ise en çok ısırgan otunun kullanıldığını söyledi.
Doç. Dr. Ünsal, Türkiye’de alternatif tedavi yöntemlerinden en çok bitkilerden yararlanıldığını bildirdi. ‘’Hastalar genellikle kullanılan tedavilerden ümit kestiklerinde veya kaybedecek bir şeylerinin olmadığını düşünmeye başladıkları zaman alternatif tedavi yöntemlerini kullanmaya başlıyor’’ diyen Doç. Dr. Ünsal, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2 milyarın üstünde kişinin alternatif tıp ilaçlarını kullandığını, Türkiye’de ise bu oranın yüzde 40-60 arasında değiştiğini kaydetti. Hastaların daha çok yakın çevresinden ve arkadaşlarından etkilenerek bu tedavilere başladıklarını anlatan Doç. Dr. Ünsal, ‘’Türkiye’de daha sık olarak bitkisel karışımlar ve çaylar kullanılmaktadır. Isırgan otu en sık kullanılan bitkisel maddedir. Hastaların bunu daha ucuz ve kolay elde etmelerinin sık kullanımda neden olduğu düşünülebilir’’ dedi.
|
/ Samsun
08.05.2008
|