Bir laf tutturmuş gidiyoruz:
- Vay, Türklüğe hakaret ha...
Koskoca 301’i getirdik, buraya kilitledik.
Halbuki kanun maddesi neyi engelleyebilir? Biz hergün sabahtan akşama kadar Türklüğe zaten hakaret etmekteyiz.
***
İşte... Barış Elçisi İtalyan’ı öldüren o herif, Türklüğe en büyük hakareti etmiştir.
Hakaret dediğiniz nedir ki?
30 bin Kürt, 1 milyon Ermeni öldürdüğümüzü söylemek, bizi bundan daha fazla rezil etmez ki...
Hrant Dink’i katlederek de rezil olmadık mı?
Rahip’e sıkılan kurşun da şöhretimize şöhret katmadı mı?
Şimdi geriye doğru saymaya başlarsak, taa Papa Suikastı’na kadar varır bu iş.
***
Yâni, Türk Milleti’ne hakaret ille sözlü ve yazılı mı olmalı?
Bıçak, tabanca, bazen top-tüfek, bazen darbe, bazen de tâciz ve tecavüz, aynı işi, hattâ daha alâsını görmüyor mu?
Bizdeki suç işleme özgürlüğü, ifade özgürlüğünü sollayıp geçmiştir.
Dünyadan olumlu puan alabilmek için verdiğimiz yılları, kaç kere 5 dakikada kaybettiğimizi unutmayın.
- Vay, hakaret ha...
Evet, hakaret.
Taşlarla sopalarla girişilen sokak kavgaları ve de dünyaya yansıyan görüntüleri, Türk Milleti’ne en büyük hakaret.
Posta, 16.4.2008
|