|
|
|
Tasarruf et, Keban kazan |
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Türkiye’de yalnızca akkor ampullerin değiştirilmesiyle iki Keban Barajı’nın ürettiği elektrik enerjisi kadar tasarruf sağlanacağını söyledi.
Güler, Kahramanmaraş Lider İşadamları Derneği üyeleriyle düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’de enerjinin verimli kullanılmasını sağlamak için Enerji Verimliliği Projesi’ni (ENVER) başlattıklarını, büyük kazanımlar sağlayacak olan projeye büyük önem verdiklerini vurguladı.
Enerjiyi verimli kullanmanın sayısız fayda sağlayacağına dikkati çeken Güler, ‘’Birincisi paranız cebinizde kalır. Yani enerji için daha az harcama yaparsınız. İkincisi ülkemizin enerjiye ilişkin dışa bağımlılığı azalır. Ayrıca çevre daha az kirlenir, çevre korunmuş olur. Yalnızca akkor lambaları değiştirdiğimizde iki Keban Barajı kârımız olacak’’ dedi.
Bakan Güler, 100 vatlık akkor ampul ile yapılan aydınlatmanın 20 vatlık tasarruflu ampulle de yapılabileceğini ifade ederek, şunları anlattı: ‘’100 vatlık lamba ile 20 vatlık tasarruflu lamba aynı aydınlatmayı yapıyor. Tasarruflu lambayı tercih ettiğinizde 80 vat enerji cebinizde kalıyor. 80 vat enerjinin bedeli 77 YTL. Enerjiyi verimli kullanarak bu kazancı elde ediyorsunuz. Bu parayla çocuğunuza ayakkabı mı alırsınız başka bir şey mi alırsınız size kalmış bir şey. Ayrıca, akkor lamba kullandığınızda ışık yanında ısı da alıyorsunuz. Yani akkor lamba ısı yayıyor. Odanızda sıcaktan bunalıyor, bu kez serinlemek için klima çalıştırıyorsunuz. Yani iki defa zarar etmiş oluyorsunuz. Paranızı boşuna harcamış oluyorsunuz.’’
Güler, Türkiye’nin ürettiği elektriğin yüzde 50’sinin doğal gaz kullanılarak elde edildiğini, yani elektrik tüketimi karşılığında ödenen paranın yarısının doğal gaz bedeli olarak yurt dışına gittiğini, bunun Türkiye için önemli bir kayıp olduğunu ifade etti.
‘’Biz enerjimizi verimli kullanırsak, enerjimizi boşa harcamazsak paramız cebimizde kalır. Hem biz hem de ülkemiz kazanmış olur. Ayrıca enerjinin verimli kullanılması çevremiz için de önemli’’ diyen Güler, bir akkor lambanın tasarruflu ampulle değiştirilmesinin dünyaya 2 ağaç kazandırmak olduğunu bildirdi.
|
/ KAHRAMANMARAŞ
14.04.2008
|
|
|
IMF ile zorlu sınav kapıda |
Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu ile yapmayı planladığı yeni anlaşma seçeneklerinden birini oluşturan ‘’Program Sonra İzleme’’ seçeneği, ‘’zorlu’’ bir sınavı içeriyor.
Derlenen bilgiye göre, Program Sonrası İzleme, program bittikten sonra kotasının yüzde 300’ü üzerinde borçlanan ülkelere uygulanan bir izleme olarak kabul ediliyor. Bu modelde, IMF’den mali yardım alınmıyor, ancak IMF gözden geçirmeler için gelerek, ayrıntılı raporlar hazırlıyor. Program Sonrası İzleme’de IMF heyeti, 4. madde konsültasyon izlemelerine göre daha sık Türkiye’ye gelecek, daha derin inceleme yapacak ve detaylı raporlar yazacak. IMF, bu sistemde hazırladığı raporlarda daha katı eleştirilerde bulunabiliyor. Çünkü böyle bir modelde, IMF, daha önceden borç verdiği parayı garanti altına almayı da amaçlıyor. Program Sonrası İzleme’nin, IMF borcu bitene kadar zaten zorunlu olduğunu vurgulayan bazı uzmanlar da, siyasi belirsizliklerin sürdüğü, dışarıda dalgalanmanın dinmediği bir ortamda Program Sonrası İzleme’nin doğru seçenek olmayacağını kaydediyorlar. Bundan sonra da IMF heyeti Türkiye’ye gelerek, çalışmalar yapacak ve Türkiye ekonomisine ilişkin raporlar düzenleyecek. Bu raporlar, uluslararası yatırımcılar ve finans kuruluşları tarafından takip edilecek.
|
/ ANKARA
14.04.2008
|
|
|
Fındıklar depoda kaldı |
Toprak Mahsulleri Ofisi, 2005, 2006 ve 2007 ürünü olarak depolarında bulunan yaklaşık 320 bin ton fındığa pazar bulamıyor.
FİSKOBİRLİK’in yaşadığı kaynak sorunu sebebiyle, hükümet tarafından 2006 yılından itibaren üreticiden fındık almakla görevlendirilen TMO, FİSKOBİRLİK’ten aldığı 2005 sezonu ürünüyle birlikte deposunda bulunan 320 bin ton fındıkla, ‘’fındıkta en büyük oyuncu’’ durumuna geldi. Geçen hafta düzenlenen ihalede çok düşük fiyat teklifleri sebebiyle satış yapılmamazken, bu yıl 800 bin ton civarında beklenen rekoltenin nasıl değerlendirileceği ise şimdiden hükümetin gündemini işgal etmeye başladı. 2006 yılında da 660 bin ton fındık rekoltesi tahmin edilirken 750 bin ton gibi bir rekolte ile karşılaşan TMO, söz konusu sezonda, öngörülenin çok üzerinde bir rakam olarak 162 bin ton, FİSKOBİRLİK ise 42 bin ton fındık aldı. Tüccar da piyasada yeterince fındık olunca TMO’nun fındığına talep göstermedi. Fındıklarını 2006’da satamayan TMO, 2007 yılında da 95 bin ton fındık aldı, geçen yıl 200-210 bin ton gibi olması beklenen ihracat 90-100 bin tonda kalınca, TMO fındığına yine talep olmadı. En son geçen hafta elindeki fındığın 30 bin tonunu satmayı deneyen TMO açtığı ihalede, kilosunu 5 YTL’den aldığı fındığı 2,2 YTL düzeyinde fiyat verilince, satışı uygun bulunmadı.
|
/ ANKARA
14.04.2008
|
|
|
Dizel otomobilin avantajı kalmadı |
Motorine son bir yılda gelen toplam yüzde 30’luk zamla benzin ile mazot arasındaki fark, 60 YKr’den 31 YKr’ye düştü.
Konya Ticaret Odasının hazırladığı fiyat araştırmaları raporu ve bir akaryakıt firmasından alınan bilgiye göre, akaryakıt ürünlerine dünya piyasalarındaki hareketliliğe bağlı olarak yüzde 30’u geçen oranlarda zam geldi. Özellikle motorin, son bir yılda yüzde 30’un üzerinde zam gördü. Benzindeki (süper ekstra) artış ise yüzde 14,29 olarak gerçekleşti. Bu zamlardan sonra benzinin litre fiyatı 3,28 YTL, motorinin litre fiyatı ise 2,97 YTL’ye çıktı.
Motorine benzine oranla yüzde hesabı olarak yaklaşık 2 kat daha fazla zam gelmesi, dizel araçların cazibesini kaybetmesine sebep oldu. Öyle ki, benzin ile motorinin litre fiyatı arasındaki fark bir yılda 60 YKr’den 31 YKr’ye kadar düştü. Diğer bir hesapla 50 litrelik bir depo benzinin maliyeti, bir yılda 143,5 YTL’den 164 YTL’ye çıkarken, motorinli deponun (50 litrelik) maliyeti ise 113,5 YTL’den 148,5 YTL’ye ulaştı. 50 litrelik bir depoda benzin-motorin maliyeti farkı böylece, 30 YTL’den, 15,5 YTL’ye düştü. KTO’nun fiyat araştırmasına göre kalorifer yakıtı yüzde 25,33, motor yağı yüzde 30,77 oranında artarken, tüpgazdaki (12 kilogram) artış ise yüzde 27,27 olarak gerçekleşti.
|
/ KONYA
14.04.2008
|
|
|
Üretimi arttıran yabancı sermaye teşvik edilsin |
Bilgi Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Doğan Cansızlar, yabancı sermayenin teşvik edilmesi gereken alanların üretimi arttıran alanlar olması gerektiğini söyledi.
MHP tarafından Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen ‘’Küresel Ekonomik Kriz, Nedenleri, Etkileri ve Sonuçları’’ panelinde konuşan Cansızlar, ABD’de başlayan krizin bütün dünyaya yayılmaya başladığını belirterek, krizin ABD için maliyetinin 1 trilyon doları bulabileceğini ifade etti. Teoride yabancı sermayeye karşı olmamak gerektiğini vurgulayan Cansızlar, ancak Türkiye’ye gelen yabancı sermayenin daha çok ‘’paradan para kazanmayı’’ amaçlayarak Türkiye’deki finans kuruluşlarına yoğunlaştığını anlattı. Cansızlar, ‘’Yabancı sermayenin teşvik edilmesi gereken alanların üretimi arttıran alanlar olması gerekir’’ dedi. Ekonomist ve Gazeteci Yiğit Bulut ise gelişmekte olan ülkelerin bundan sonra finansal kriz nedeniyle çok daha güç şartlarda borçlanacağının altını çizerek faizden kaynaklanan borçların Türkiye’nin siyasî, etnik ve kurumsal bütün yapılarını bozduğunu söyledi. Bulut, ‘’Bugün Türkiye’de, işleyen makro ekonomik bir yapı yok, tamamıyla sanal, sıcak para endeksli bir yapı var’’ dedi.
‘’Türkiye’nin bugün geldiği noktada üreten sınıfın tasfiye edilişinin önüne geçmek gerekiyor’’ diyen Bulut, Türkiye’nin ne olursa olsun borcunu yeniden yapılandırması gerektiğini de savundu.
|
/ ANKARA
14.04.2008
|
|
|
MEMUR-SEN’e göre 4 kişilik ailenin açlık sınırı 788 YTL |
MEMUR-SEN'İN yaptığı araştırmada, Mart ayı için 4 kişilik ailenin açlık sınırı 788, yoksulluk sınırı 2 bin 24 YTL olarak hesaplandı.
Memur-Sen AR-GE’nin araştırmasına göre, Mart ayında 4 kişilik bir ailenin tüketmesi zorunlu gıdalar için harcaması gereken ve açlık sınırı olarak belirlenen tutar 788 YTL 98 YKr oldu. Gıda, giyim, sağlık, barınma ve eğitim başta olmak üzere, ‘’vazgeçilmesi mümkün olmayan’’ 14 zorunlu harcama kalıbı esas alınarak belirlenen 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 2 bin 24 YTL 45 YKr olarak hesaplandı.
|
/ ANKARA
14.04.2008
|
|
|
Çay sektörü geleceğe umutla bakmak istiyor |
Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, Türkiye’ye kaçak çay girişinin geçen yıl, önceki yıllara göre azalması dolayısıyla sektörde kısmî bir iyileşme yaşandığını söyledi.
Paliç, yaptığı açıklamada, yörede ağırlıklı olarak başta Rize olmak üzere Artvin, Trabzon, Giresun ve biraz da Ordu’da 1 milyonun üzerinde insanın geçim kaynağının çay olduğunu belirterek, ‘’Türkiye’de yılda ortalama 1 milyon 100 bin ton ile 1 milyon 200 bin ton arasında yaş çay üretilmekte, bundan da 200-220 bin ton civarında kuru çay elde edilmektedir. Yurt içi çay tüketimi ise 250 bin ton civarındadır’’ dedi. Türkiye’de tüketilen çayın, üretilen çaydan fazla olmasının Türk çayının yurt içine yetmediğinin göstergesi olduğunu ifade eden Paliç, bu nedenle Türkiye’ye yasal olarak bir miktar ithal çayın girmesinin bile sektöre hiç bir zararının olmayacağını savundu.
|
/ RİZE
14.04.2008
|
|
|
İş adamları ödeme sıkıntısı içinde |
Bursa Ticaret ve Sanayi Odasının Mart ayı ‘’İç Piyasa Anketi’’ne katılan iş adamlarının yüzde 62,94’ü, ödemelerde sıkıntı yaşandığını bildirdi.
BTSO tarafından iç piyasadaki hareketlilik ile beklentileri ölçmek amacıyla ticaret yapan üyelerle gerçekleştirilen ankete, 170 iş yeri temsilcisi katıldı. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sönmez, anket sonuçlarını değerlendirirken, ekonomideki göstergelerin bir süredir hem tüccar hem de üretici kesimler için pek iç açıcı olmadığını belirtti.
|
/ BURSA
14.04.2008
|
|
|
Müteahhitlik sektörü krizin eşiğine geldi |
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, devlet imkânlarını kullanarak konut üreten Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) haksız rekabeti sebebiyle ekonominin lokomotifi olan orta ölçekli yap-sat müteahhitlerinin ve müteahhitlik sektörünün krizin eşiğine geldiğini öne sürdü.
Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, TOKİ’nin haksız rekabeti yüzünden çok sayıda inşaat firmasının battığını, pek çoğunun da yurt dışına gittiğini bildirdi. Çok sayıda inşaat şirketinin borç batağına düştüğünü belirten Aygün, ‘’inşaat şirketleri, belediye harçları ve yapı denetim bedeli ödemeyen, ucuz arsa temin eden TOKİ ile rekabet edemiyor ve tefecilerin ve çetelerin tuzağına düştük. Bu bir imdat çığlığıdır. Sesimizi duyan yok mu’’ dedi.
|
/ ANKARA
14.04.2008
|
|
|
|