Küresel ısınmaya bağlı olarak hava sıcaklığının yükselmesi, atmosferdeki ozon miktarının artması ve bunlara bağlı olarak iklim değişikliklerinin görülmesinin insan sağlığını doğrudan olumsuz etkileyeceği belirtildi.
Ozon miktarındaki yüzde 1’lik azalmanın, deri kanserinde yüzde 2’lik, cilt kanserinden ölümlerde ise yüzde 0.3-2’lik artışlara, UV ışınlarının hücrelerin antikor üreme yeteneklerini azalttığı için kansere, UV-B ışınlarının, göz lenslerinin bozulmasına ve yaşa bağlı körlüğe ve göz merceğinin şeffaflığının kaybolmasına (katarakt), atmosferdeki ozon miktarının artması sonucu hava kirliliğine bağlı astım ve akciğer gibi solunum yolu hastalıklarına sebep olabileceği bildirildi.
Sağlık İdarecileri Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Bilal Ak, yaptığı açıklamada, kürsel ısınmanın devam etmesi halinde, dünyadaki hayat dengesinin bozulacağını, her geçen gün çevre ve sağlık başta olmak üzere çeşitli alanlarda ciddi sıkıntı yaşanacağını kaydetti.
Enerji üretimi için kömür ve petrol ürünlerinin yakılması ve bilinçsiz sanayileşme sonucunda 45 yıl içinde sıcaklıklığın 3-5 santigrat yükseleceğini belirten Ak, iklim özelliklerinin daha belirgin olarak değişeceğini ve bazı bölgelerin çoraklaşacağını, çölleşeceğini, bazı bölgelerde de buzulların eriyeceğini ve deniz seviyesinin yaklaşık 5 metre kadar yükseleceğini öne sürdü. Tropik ormanlarının da yılda yüzde 1.8’inin yok edildiğini söyleyen Ak, ‘’Böyle giderse 45 yıl içerisinde yağmur ormanları tamamen ortadan kalkacak’’ dedi.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN SAĞLIĞA ETKİLERİ
Ak, iklim değişikliğinin doğrudan sağlık üzerine olumsuz etkisi olacağına dikkati çekerek, tatlı su kaynaklarının kirlenmesinin çevre sağlığı sorunlarına sebep olacağını söyledi. Kömür ve petrolün yanması sonucu atmosfere Kükürt Dioksit (SO2) bırakıldığını anlatan Ak, ‘’Sülfirik asit miktarının artması tatlı su kaynaklarının asitleşmesini sağlar. Oluşan asit yağmurları ciddi çevre ve çevre sağlığı sorunlarına sebep olur’’ diye konuştu.
Çöl fırtınalarının getirdiği çöl tozlarının da insan sağlığını olumsuz etkileyeceğini belirten Ak, ‘’Ağaçlık olmayan yerlerde, söz gelimi Şanlıurfa’da havada tutunamamakta ve havada 2-3 gün asılı kalmaktadır. Bunun sonucunda başta göz ve üst solunum yolları olmak üzere insan sağlığı tehdit altında olacaktır’’ dedi.
Ak, besin ve su ile bulaşan hastalıkların artacağını, sıcak su kaynaklarının azalacağını, su kaynaklarındaki azalmanın kolera tipi hastalıkların yayılmasına sebep olacağını ifade ederek, ‘’Enfeksiyonların genişlemesi ve sürelerinin uzaması enfeksiyon etkeni bakteri ve virüslerin ilaçlara olan direnç mekanizmalarını değiştirecek,belkide kullanılan antibiyotikleri etkisiz kılabilecektir’’ diye konuştu.
Ak, hava kirliliğinin kalp yetmezliği, kalp krizi ve inme gibi ölümle sonuçlanabilen hastalıkların görülme riskini artırdığını belirterek, ‘’Havadaki 10 mikrogram/metreküplük parça yoğunluğunda bir artış, toplam ölüm yüzdesini yüzde 1.8 ve kalp-damar hastalıklarından ölüm oranını yüzde 1.4 artırmaktadır’’ diye konuştu.
|