|
Fenerbahçe-Chelsea karşılaşmasından sonra Şükrü Saracoğlu Stadını dolduran 50 bin kişi zaferi doyasıya kutlamak için dakikalarca trübünlerden ayrılmadı. Stat yönetimi seyircinin sevincine ortak olmak için sanatçı Kıraç'ın 100. Yıl marşını tekrar tekrar çalarak onları mutlu etti. Yabancı gazeteciler bir yandan maç yorumlarını ülkelerine geçerken, tribünlerde hayranlık veren coşkuyu da notlarına ekledi..
Bu güzelliklerin yanında bizi rahatsız edici de durumlar da oldu. Sevinçlerimizde ve üzüntülerimizde dozajı kaçırdığımız her zaman eleştirilen bir yanımızdır. Bu yönümüzle Avrupa'da hiç iyi intibaa bırakmıyoruz. Onlar abartılı sevinçleri "Türk işi" gibi görürler. Bu olumsuz yönümüz ne yazık ki basın tribününe de yansıdı. Türk Spor Yazarları Derneği'nin yazılı uyarılarına rağmen bazı meslektaşlarımız göze hiç hoş gelmeyecek hareketlerde bulundular..
Fenerbahçe'nin Chelsea'ya attığı ilk gol sonrası Türk gazetecilerin yaşadığı sevinci normal karşılamakla beraber bu gol sonrası özellikle İngiliz gazetecileri hedef alan sözlü tacizleri ayıpladık. Ülkemize gelen misafirlere böyle davranmak bize birşey kazandırmaz. Aksine bizi kötü göstermek için ellerine koz vermiş oluyoruz..
Buna benzer bir kötü durum ise maçtan sonra Fenerbahçe futbolcularını taşıyan otobüsün başına geldi. Gece yarısı 00.30 sıralarında statdan ayrılan Fenerbahçe kafilesi bir saatlik zorlu bir yolculuktan sonra geldiği Samandıra Tesisleri'ninin önünde toplanan binlerce taraftarın izdihamı yüzünden otobüsün içinde bir saate yakın beklemek zorunda kaldı. Teknik Direktör Zico bu duruma sinirlenerek, adeta isyan etti..
Zorlu bir maçtan çıkan futbolcular yorgundu, hatta bazıları koltuklarında uyuyordu. Karınları da açtı. Tesislerde hafif birşeyler yiyip, arabalarıyla evlerine döneceklerdi. Eşleri ve çocukları onları evlerinde bekliyordu. Her Avrupa zaferinden sonra bu tip taraftar izdihamı oluyordu. Emniyetin bu konuda uyarılıp, tesislerde önlem alması istendi mi bilmiyorum ama kalabalık zorla ikna edilerek otobüse yol verildi. Futbolcular ise sabah ezanı okunduğunda ancak evlerinde varabilmişlerdi..
Bu olumsuzluğun yanında Saraçoğlu Stadının güzelliğinden de bahsetmeliyim. Biliyorsunuz 2009 sezonunda bu statda UEFA Kupası finali oynanacak. Gazetecilerle protol aynı kapıdan içeri giriyo. Stat değil, sanki beş yıldızlı otel görünümü var. Özel güvenlik nazikce üstleri arıyor. Daha sonra 6. kattaki basın tribününe asansörle çıkılıyor. Fenerbahçe Kulübü eski spor yazarı rahmetli İslam Çupi hatırasına büyük bir salonu gazeticiler için dinlenme yeri yapmış. Terasından bütün Moda sahili görülüyor. Salon çok bakımlı ve deri koltuklar döşenmiş. Bu maç için TSYD'ye 70'e yakın yabancı gazeteci ile birlikte 300'ü aşkın medya mensubu akredite olmuş. Devre arasında sunulan ikram yabancı meslektaşlarımızı şaşırttı. Çünkü Avrupa'da bu tip ikramlar ücret karşılığı yapılıyormuş. Birçoğu Şükrü Saraçoğlu Stadının çok modern ve güzel bir ambiası olduğunu ifade ederek, beğendiklerini söylediler..
| 
